avustralya
          aristotales, batlamyus, ve cicero gibi antik çağ filozofları, kuzeyi dengelemek için güney yarım kürede devasa bir kara kütlesi olması 
gerektiğine inanıyordu. batlamyus, bu varsayımsal kıtaya "terra australis ıncognita" veya 'bilinmeyen güney ülkesi' adını verdi . keşifler çağında hollandalılar yeni kıtanın ismini new holland olarak adlandırdılar. daha sonraları ingilizlerin kıtanın güneyini ele geçirmesiyle birlikte, ingiliz denizci matthew flinders, 1800'lerin başında new holland yerine, avustralya ismini kullanmaya başladı ve bu isim kulağa daha iyi geldiği için daha çok kullanılır oldu. ingilizler 1824'te isim değişikliğini resmen kabul ederek adanın ismini avustralya olarak değiştirdi.
  gerektiğine inanıyordu. batlamyus, bu varsayımsal kıtaya "terra australis ıncognita" veya 'bilinmeyen güney ülkesi' adını verdi . keşifler çağında hollandalılar yeni kıtanın ismini new holland olarak adlandırdılar. daha sonraları ingilizlerin kıtanın güneyini ele geçirmesiyle birlikte, ingiliz denizci matthew flinders, 1800'lerin başında new holland yerine, avustralya ismini kullanmaya başladı ve bu isim kulağa daha iyi geldiği için daha çok kullanılır oldu. ingilizler 1824'te isim değişikliğini resmen kabul ederek adanın ismini avustralya olarak değiştirdi.
devamını gör...
annelerin söylediği yalanlar
          sen bi hastalan, yemin ediyorum bakmayacağım bu sefer...
t: datlı yalanlar dizisi
  t: datlı yalanlar dizisi
devamını gör...
timsah derisi
          filipinli bir iş adamı, 1980'li yıllarda hafta sonu meşgalesi amaçlı bir tavuk çiftliği kurar, daha sonra tavuk sayısı artınca yumurtadan kesilen tavuklar için bir çare aramaya başlar. en sonunda bu tavukları yedirmek için devlete ait timsah çiftliğinden 1200 kadar timsah temin ederek timsah çiftliği kurar ve timsahları beslemeye başlar. daha sonra da timsah sayısı artmaya başlayınca bu sefer de timsahları öldürerek louis vuitton gibi dünya devi markalara ayakkabı, çanta, kemer yapma maksadıyla derisini, etlerini de macar salamı yapmak için gıda şirketlerine satar.
önce hayat veren sonra hayat sonlandıran adam, resmen timsah imparatorluğu kurarak paraya para dememiş. ticari amaçlı timsah çiftlikleri sadece bu değil. afrika'da nil timsahı, avustralya'da da tuzlu su timsahı çiftliklerindeki timsah sayısı, yabandakilerden fazla. para içinde yüzen sosyetik kadınların rağbet ettiği çantalar için de pahalı bir hammadde kaynağı oluşturuyorlar. bu deri çantalar için, ülkelerin farklı mevzuatları da olabiliyor. mesela, avustralya'ya timsah derisi ürünler sokulabiliyor yalnız 70 avustralya doları ( 379 tl) izin belgesi gerekiyor.
  önce hayat veren sonra hayat sonlandıran adam, resmen timsah imparatorluğu kurarak paraya para dememiş. ticari amaçlı timsah çiftlikleri sadece bu değil. afrika'da nil timsahı, avustralya'da da tuzlu su timsahı çiftliklerindeki timsah sayısı, yabandakilerden fazla. para içinde yüzen sosyetik kadınların rağbet ettiği çantalar için de pahalı bir hammadde kaynağı oluşturuyorlar. bu deri çantalar için, ülkelerin farklı mevzuatları da olabiliyor. mesela, avustralya'ya timsah derisi ürünler sokulabiliyor yalnız 70 avustralya doları ( 379 tl) izin belgesi gerekiyor.
devamını gör...
yazarların duyduğu en efsane isim kısaltmaları
          evimi taşıyan nakliyeci şehadettin abinin kendisine kısaca şahin denmesini istemesi bunlardan birisidir.
      
  devamını gör...
köle isaura
          annelerin genç kızlarına verdiği nasihatların başında gelir “köle isaura olma.  ben senelerce kaynanamdan, görümcemden, eltimden çok çektim. sen benim gibi kendini ezdirme” diye.
köle isaura - escrava isaura, bernardo guimaraes'in aynı adlı eserinden uyarlanan 1976-77 arasında yayınlanan brezilya tv dizisidir. dizi ayrıntıları
güzelliği, zekası, dürüstlüğü, iffeti ile dikkat çeken dizinin baş karakteri köle isaura çok büyük zorluklar ile karşılaşır.
birçok iyilikler yapmasına rağmen yaptığı iyiliklerin karşılığı kötülük olarak döner.
gene de pes etmez, iyilik yapmaya devam eder.
bugün genç kızları olan annelerin ilk göz ağrılarından birisidir bu pembe dizi.
eskiden dizinin ertesi günü kadınlar bir araya gelir “köle isaura’yı üzenlere lanet yağdırılır, bir yandan da ben de neler çektim” diye karşılıklı dertleşilirdi.
işyerlerinde çalışan bazı kadınlar da serzenişte bulunur: “ben köle isaura mıyım, niye zor işleri hep ben yapıyorum?”
büyükanneler ise diziyi seyrederken köle isaura’ya zulmeden resimdeki baron’u görünce hiç duyulmamış küfürler ederdi. *
müziğini de bırakayım.
      
  köle isaura - escrava isaura, bernardo guimaraes'in aynı adlı eserinden uyarlanan 1976-77 arasında yayınlanan brezilya tv dizisidir. dizi ayrıntıları
güzelliği, zekası, dürüstlüğü, iffeti ile dikkat çeken dizinin baş karakteri köle isaura çok büyük zorluklar ile karşılaşır.
birçok iyilikler yapmasına rağmen yaptığı iyiliklerin karşılığı kötülük olarak döner.
gene de pes etmez, iyilik yapmaya devam eder.
bugün genç kızları olan annelerin ilk göz ağrılarından birisidir bu pembe dizi.
eskiden dizinin ertesi günü kadınlar bir araya gelir “köle isaura’yı üzenlere lanet yağdırılır, bir yandan da ben de neler çektim” diye karşılıklı dertleşilirdi.
işyerlerinde çalışan bazı kadınlar da serzenişte bulunur: “ben köle isaura mıyım, niye zor işleri hep ben yapıyorum?”
büyükanneler ise diziyi seyrederken köle isaura’ya zulmeden resimdeki baron’u görünce hiç duyulmamış küfürler ederdi. *
müziğini de bırakayım.
devamını gör...
madalyasız yazarlar almanya'ya sürgün edilsin kampanyası
          tehdit mi bu?
      
  devamını gör...
rüyada görülen en ünlü kişi
          pandeminin en patlak dönemlerinde fahrettin koca'yı görmüştüm. birlikte vaka sayılarını nasıl azaltabiliriz diye tartışıyorduk. taktik veriyordum. sanırım pek işe yaramamış benim tavsiyeler üzgünüm.
      
  devamını gör...
van gogh'un kulağını kesmesi
          van gogh, resim konusunda ile ilgili bir tartışma sonrasında gauguin ile arkadaşlıklarının bozulmasına çok üzülmüş ve kötüleşen ruh sağlığının da etkisiyle kulağını bir usturayla kendisi kesmiştir. diğer bir rivayet ise, kulağı istediği şekilde resmedemeyen gogh, incelemek amacıyla kulak memesi hariç kulağının hepsini keser. yaşadığı bu hadiseden sonra "kulağı sargılı otoporte" adlı resmini çizer. böylece kendisine resim dünyası tarafından "deli ressam" lakabı verilir.
buradan
  buradan
devamını gör...
kısa şiirler
devamını gör...
termodinamiğin ikinci yasası
          düzensizliğin sürekli artmasıdır. ds/dt>=0 formülüyle gösterilir. burada gösterilen s entropidir. formül birim zamanda üretilen entropinin sıfırdan küçük olamayacağını söylemektedir. verimin hiçbir zaman 1 olamamasının temel sebebidir. termodinamik yasaları sadece termodinamik başlığı altında incelenmek için fazla kapsamlıdır. ikinci yasa en basit tabirle, her şey zaman içinde bozulmaya mahkumdur der, düzensizlik hep artar. yani insanlar yaşlanır, eşyalar eskir, kullanılabilir enerji kullanılamaz hale gelir. bir sistem bir t anında ne durumda olursa olsun +dt'de başka bir durumda olacaktır. o yüzden ds/dt>=0 olmak zorundadır. bana göre bilinen en acı verici yasadır.
kullanılabilir enerjinin kullanılamaz enerjiye dönüşen kısmına entropi denir. kullanılabilir enerjiye de ekserji denir. peki enerjinin kullanılabilir ya da kullanılamaz olduğunu belirleyen nedir? işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerji seviyesinden yüksek enerji kullanılabilirdir, bu sadece ısı için değil tüm enerji tipleri için geçerlidir. işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerjiye ölü nokta denir. 50 derecede içmek istenen bir bardak çay olduğunu düşünelim. bu çay 30 derece olan bir odada bulunursa sıcaklığı ortamdan 20 derece yüksek olacak ve durum eşitlenene kadar entropi üreterek ekserjisini tüketecek ve sonunda ölü noktaya ulaşarak maksimum düzensizliğe kavuşacak. peki oda 55 derece olsaydı? o zaman da oda çaya göre ekserji sahibi olacak ve çay enerji kazanarak ölü noktaya ulaşacaktı.
entropinin sürekli artmasının en sonunda evrenin sonunu getireceğini öngören bir teori bile mevcuttur: (bkz: büyük donma).
  kullanılabilir enerjinin kullanılamaz enerjiye dönüşen kısmına entropi denir. kullanılabilir enerjiye de ekserji denir. peki enerjinin kullanılabilir ya da kullanılamaz olduğunu belirleyen nedir? işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerji seviyesinden yüksek enerji kullanılabilirdir, bu sadece ısı için değil tüm enerji tipleri için geçerlidir. işin gerçekleşeceği ortamdaki ortalama enerjiye ölü nokta denir. 50 derecede içmek istenen bir bardak çay olduğunu düşünelim. bu çay 30 derece olan bir odada bulunursa sıcaklığı ortamdan 20 derece yüksek olacak ve durum eşitlenene kadar entropi üreterek ekserjisini tüketecek ve sonunda ölü noktaya ulaşarak maksimum düzensizliğe kavuşacak. peki oda 55 derece olsaydı? o zaman da oda çaya göre ekserji sahibi olacak ve çay enerji kazanarak ölü noktaya ulaşacaktı.
entropinin sürekli artmasının en sonunda evrenin sonunu getireceğini öngören bir teori bile mevcuttur: (bkz: büyük donma).
devamını gör...
me11isho (yazar)
          cindir.
bu gece itibari ile kendisine olan guvenim sifirlanmistir, ikna etmek icin bir kamyon dorsesi havuca ihtiyaci vardir.
cv’ni de sakin yollama, 23 nisan’da sana koltugumu vermeyecegim kucuk rakun. mukavvalardan merdiven yapsan da olll maaazzz.
ps: hayal ettigim nickalti bu degildi.*
bidigit: bu tanim tamamen troll icermektedir, ayrica ikna olundu eyluled %100
iii la le lo, hoccakal kardesim deniz!*
  bu gece itibari ile kendisine olan guvenim sifirlanmistir, ikna etmek icin bir kamyon dorsesi havuca ihtiyaci vardir.
cv’ni de sakin yollama, 23 nisan’da sana koltugumu vermeyecegim kucuk rakun. mukavvalardan merdiven yapsan da olll maaazzz.
ps: hayal ettigim nickalti bu degildi.*
bidigit: bu tanim tamamen troll icermektedir, ayrica ikna olundu eyluled %100
iii la le lo, hoccakal kardesim deniz!*
devamını gör...
saklı göl
          istanbul'un şile ilçesinde bulunan küçücük şirin bir göldür. her ne kadar yapay bir göl olsa da gerek doğası, gerek yürüyüş parkuru ile çok huzurlu bir ortam vaad ediyor.
karamandere köyüne bağlı olan saklıgöl şile yolu üzerinde tabelalar vasıtasıyla yol alacağınız, ana yola 15 dk mesafededir. yol üzerinde köy sakinlerinin sattığı ürünleri görebilirsiniz.
otopark yönünden sıkıntısı olmayan büyük bir tesisi de barındırır içinde. piknik yapmak için de ahşap oturma yerleri vardır.
gölün etrafını yürüyerek yaklaşık 1 saatte tamamlayabilirsiniz.
sabahları kahvaltı için gelenleri çok gördüm mesela. hafta sonları kalabalık oluyor. tabi pandemi nedeniyle şimdilerde sakindir.


yol tarifi:
araba: şile otobanına girerek şile tabelasını takip etmelisiniz. şile’nin şehir merkezine gelmeden önce ışık üniversitesi’ni geçip ilk ışıklardan sağa, ahmetli köyü tarafına doğru sapabilirsiniz. köy yolunda yaklaşık 3 km devam ettikten sonra saklıgöl tabelasını göreceksiniz. tabelayı takip ederek saklıgöl’e ulaşabilirsiniz.
otobüs: şile saklıgöl’e otobüsle nasıl gidilir diyecek olursanız, üsküdar’dan her gün düzenli sefer yapan otobüs firmaları bulunuyor
  karamandere köyüne bağlı olan saklıgöl şile yolu üzerinde tabelalar vasıtasıyla yol alacağınız, ana yola 15 dk mesafededir. yol üzerinde köy sakinlerinin sattığı ürünleri görebilirsiniz.
otopark yönünden sıkıntısı olmayan büyük bir tesisi de barındırır içinde. piknik yapmak için de ahşap oturma yerleri vardır.
gölün etrafını yürüyerek yaklaşık 1 saatte tamamlayabilirsiniz.
sabahları kahvaltı için gelenleri çok gördüm mesela. hafta sonları kalabalık oluyor. tabi pandemi nedeniyle şimdilerde sakindir.


yol tarifi:
araba: şile otobanına girerek şile tabelasını takip etmelisiniz. şile’nin şehir merkezine gelmeden önce ışık üniversitesi’ni geçip ilk ışıklardan sağa, ahmetli köyü tarafına doğru sapabilirsiniz. köy yolunda yaklaşık 3 km devam ettikten sonra saklıgöl tabelasını göreceksiniz. tabelayı takip ederek saklıgöl’e ulaşabilirsiniz.
otobüs: şile saklıgöl’e otobüsle nasıl gidilir diyecek olursanız, üsküdar’dan her gün düzenli sefer yapan otobüs firmaları bulunuyor
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
          -yeni mi 
+hayır perwolle yıkandı.
  +hayır perwolle yıkandı.
devamını gör...
kitap okurken ağlayan insan
          hayatın onu çok üzeceğinin farkında olmayan insandır. çayıyla kahvesiyle , metroda , minübüste , parkta bir bankta veyahutta delidanaların sırtlarında okuduğu kitabın ruhaniyetine kapılıp duygularını kontrol etmeyi hak-ı te/ala ya bırakan duygulu kimsedir.
sevilmeleri gerekir, yalnız bırakılmamaları, hor görülmemeleri...
  sevilmeleri gerekir, yalnız bırakılmamaları, hor görülmemeleri...
devamını gör...
kitap hediye notu
          hayatimda tek bir kişiye kitap hediye ederdim.
oda artık hayatımda olmadığı için kuru bi öksürük sonrası satırları yazıyorum.
bu kitabı sana değer verdiğim için hediye ediyorum sevgili dostum.
peki şimdi sen ne yapacaksın? ya bu satırları yazmamı bitirmeden okumayı bırakıp kitabi eski sevgiline,eşine dostuna dağıtacaksin ya da sonuna kadar kitabi okuyup ondan sonra eski sevgiline, eşine dostuna dagitacaksin. en son yazdığım çok uzak bi ihtimal değil mi? senin ciğerini bilirim ben ciğerini.
bari bu aldığım son kitabi oku. kimseye verme. ne bileyim hiçbir şey yapamıyorsan al yak kitabı ama yine de kimseye verme. koy diğer kitaplarının yanına. 4 yillik (eski) dostluğumuz en azından bunu hakediyordur. hoş sen sana verdiğim hangi şeyin kıymetini bildin ki... bunu ben değil kitaplar öğretecek sana.
o yüzden lanet olası artık hayatımda değilsin, sana almış olduğum kitaplara hasret kal.
artik sana sevgi dolu olmayan dostun -whistoy.
  oda artık hayatımda olmadığı için kuru bi öksürük sonrası satırları yazıyorum.
bu kitabı sana değer verdiğim için hediye ediyorum sevgili dostum.
peki şimdi sen ne yapacaksın? ya bu satırları yazmamı bitirmeden okumayı bırakıp kitabi eski sevgiline,eşine dostuna dağıtacaksin ya da sonuna kadar kitabi okuyup ondan sonra eski sevgiline, eşine dostuna dagitacaksin. en son yazdığım çok uzak bi ihtimal değil mi? senin ciğerini bilirim ben ciğerini.
bari bu aldığım son kitabi oku. kimseye verme. ne bileyim hiçbir şey yapamıyorsan al yak kitabı ama yine de kimseye verme. koy diğer kitaplarının yanına. 4 yillik (eski) dostluğumuz en azından bunu hakediyordur. hoş sen sana verdiğim hangi şeyin kıymetini bildin ki... bunu ben değil kitaplar öğretecek sana.
o yüzden lanet olası artık hayatımda değilsin, sana almış olduğum kitaplara hasret kal.
artik sana sevgi dolu olmayan dostun -whistoy.
devamını gör...
sonbahar
          bu dünyanın en güzel nimetlerinden.
3 ay boyunca önce hafif hafif sonra cayır cayır yakan yaz mevsimi artık insana daha fazla nefes aldırmazken bir anda serin bir rüzgar çıkagelir hiçlikten ve sonbahar ben buradayım der.
hafif hafif yağan yağmurlar, rengarenk kurumuş yapraklar, gece yatarken üşüyüp yumuşacık battaniyeye sarılmak, hem rahat hem şık kıyafetler, havadaki o hüzün ve huzur hissi, eminönü kadıköy vapuruna binip sıcak bir çayla istanbul'u seyretmek... iyi ki varsın sonbahar, şimdiden hoş geldin.
  3 ay boyunca önce hafif hafif sonra cayır cayır yakan yaz mevsimi artık insana daha fazla nefes aldırmazken bir anda serin bir rüzgar çıkagelir hiçlikten ve sonbahar ben buradayım der.
hafif hafif yağan yağmurlar, rengarenk kurumuş yapraklar, gece yatarken üşüyüp yumuşacık battaniyeye sarılmak, hem rahat hem şık kıyafetler, havadaki o hüzün ve huzur hissi, eminönü kadıköy vapuruna binip sıcak bir çayla istanbul'u seyretmek... iyi ki varsın sonbahar, şimdiden hoş geldin.
devamını gör...
normal sözlük'te pozitif şeylerden rahatsız olan yazarlar
          ne demiş gabriel garcia marguez
"akıttığın göz yaşlarını silmek yerine, akmasına neden olanları sil hayatından."
t: bir yazarın haykırışı.*
  "akıttığın göz yaşlarını silmek yerine, akmasına neden olanları sil hayatından."
t: bir yazarın haykırışı.*
devamını gör...




