bir dönem öyle revaçtadır ki kadınlar birbirlerine cadı olduğuyla ilgili iftira atarak sevmediği kişileri öldürtmüştür.
devamını gör...

alice harikalar diyarında yaşayan bazı yazarlarımız yurtdışı hayranlığı ile ilgili başlık açmıştı. kendilerine buradan selam olsun.
devamını gör...

ellerimi ve yüzümü yıkayıp lenslerimi takmak.
devamını gör...

yaşar'ın '96 çıkışlı divane albümünün hit şarkısı.
devamını gör...

“o son kurşunu kafamıza sıkacaktık” diyenlere*

“haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
polis kaatilleri arıyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
üzerime yüklediler bu işi
sarhoştum kasımpaşa'daydım
vapuru onlar vurdu ben vurmadım
cinayeti kör bir kayıkçı gördü

ben vursam kendimi vuracaktım”

attila ilhan- cinayet saati
devamını gör...

rachel ruysch, 3 haziran 1664 – 12 ekim 1750 tarihleri arasında yaşamış hollandalı bir natürmort (still life) sanatçısıydı. hollanda altın çağı'nın en iyi belgelenmiş kadın sanatçısı olmasında 60 yıllık uzun ve bir o kadar başarılı kariyerinin payı vardı.

1664 yılında bilim adamı frederik ruysch ve mimar pieter post'un kızı maria post'un çocuğu olarak lahey'de dünyaya geldi. daha sonra ailecek amsterdam'a gittiler. babası anatomi ve botanik alanında profesör olan rachel, çizim yeteneklerini geliştirmek için babasının hayvan iskeletleri, mineral ve botanik örnekleri içeren koleksiyonundan yararlandı. frederik aynı zamanda amsterdam botanik bahçesinin denetçisiydi. küçük yaşlarda babasının koleksiyonundaki çiçekleri ve böcekleri, yine bir hollanda altın çağı ressamı, genelde orman resimleri ile tanınan otto marseus van schrieck'ın stilinde boyamaya başlamıştı. 1680'li yıllarda, karanlık orman florasını böcekler ve kertenkelelerle betimleyen otto marseus van schrieck'tan ilham alarak yaptığı bu çalışmalardan sonra daha başarılı oldukça, babasına ve kardeşine resim yapmayı öğretti. (kardeşi (gbkz: anna ruysch) da aynı zamanda bir hollanda altın çağ ressamıdır.)

1679 yılında, rachel 15 yaşındayken; bir hollanda altın çağı ressamı olan ve natürmort eserleri ile bilinen willem van aelst'ın çırağı oldu. stüdyo bir başka altın çağ natürmort ressamı maria van oosterwijck'ınkine bakıyordu. rachel, van aelst'in ölümüne kadar (1683) onun yanında çalıştı. onun yanındayken resimlerinin nasıl daha gerçekçi, daha az resmi, görüneceğini öğrendi. resimlerinde üç boyutlu bir etki yarattı. rachel ruysch artık 18 yaşına geldiğinde bağımsız, imzalı eserler üretip satıyordu.

1693 yılında, amsterdamlı portre ressamı juriaen pool ile evlendi. çiftin on çocuğu olacaktı. evlendikten sonra da kariyerine devam etti ve resimler yapmayı sürdürdü. 12 ekim 1750'de amsterdam'da hayatını kaybetti. rachel ruysch günümüzde de sanat tarihçileri tarafından en başarılı natürmort ressamlarından biri olarak görünmektedir. imzalarının yanına yaşını da eklemesi ile elde ettiğimiz bilgilere göre 15 yaşından 83 yaşına kadar eser üretmişti. 250'den fazlası belgelenen yüzlerce eser kendisine atfedilmiştir. ''the amsterdam pallas”, “hollanda'nın sanat dahisi” ve “ince sanat kahramanımız” isimleri ile bilinen ressam zamanının en çok satan ressamlarından biriydi. yaşadığı zamanlarda da büyük ticari başarı da göstermiş ünlü bir sanatçıydı. confrerie pictura'nın ilk kadın üyesiydi ve 1708'den 1716'ya kadar, düsseldorf'taki seçmen palatine johan willem'in saray ressamıydı.

kaynakça ve daha fazlası: artherstory.net, nationalgallery.org.uk, wikipedia - anna ruysch, wikipedia - rachel ruysch, commons.wikimedia.org - eserleri
devamını gör...

(bkz: huzur)
devamını gör...

(bkz: uçan halı)
piknik sepetini hazırladık güzelce. bindik halımıza, havalandık şöyle, istikamet mesela italya olsun. vardık ve attık kendimizi şöyle roma'da yeşil bir parkın içinde. orada keyfimize keyif katarak döndük geri. sonra halımızı bir güzel silkeleyip rulo yaptıktan sonra koyduk yerine. ne güzel direksiyon, vites, gaz, pedal ile uğraşmak yok, lpg ya da benzin masrafı yok. alkol, ehliyet, ruhsat kontrolü de yok. tabi alkol muayenesi olmayınca çakırkeyfler orada istediği içkiyi de içer ve döner.
uçan halıdan daha güzel vasıta düşünülebilir mi? teknolojinin yetişemediği ve masallarda kalan bir ütopya. gerçekleşse belki halı kadar fiyatları da uçacaktı.
devamını gör...

sen de yaz, seni de görelim datlum*.
devamını gör...

yine iç sesim rahat durmuyor tabi. her an her şey olabilir gençler, herkes yerini alsın ve kılıcını kalkanını kuşansın derim. *
an itibariyle kaos yükleniyor…

t: bir bildiri.
devamını gör...

"iktisat" kavramı ve biliminin ana konusunu oluşturan "şey"lerdir.
devamını gör...

(bkz: eşofmanlı şevket hoca) karakterine can veren oyuncudur.
devamını gör...

özlenen işler.

metal bir barfiks vardı, belki 15-20 demirli. kızlar bebeklerle falan oynarken ben maymun gibi o barfikste bir o yana bir bu yana gider gelirdim hiç yorulmadan. o kadar abartmıştım ki en sonunda küçücük 2 elim de şimdiki 1 liralardan büyük ölçekte su toplamıştı. işte onu yapmak istiyorum yeniden.

közde patates yapıp yerdik. ıslak kumdan küçük bir tepecik oluşturur, içini oyardık. oyulan kısımda ateş yakardık. patatesi de tepenin üst kısmında açtığımız ufak deliğin üzerine koyar, pişmesini beklerdik. hiçbir şeyde yoktu o tat. onu da yapmak istiyorum yeniden.

maç yapardık yaz günlerinde. tabii ki ben yine erkek çocuk gibi baş köşedeydim. terden tozdan perişan olur, maç bitiminde soğuk gazoz ya da dondurma alır, bir kenara dizilir yer içerdik. şimdi hiçbir gazoz aynı tadı vermiyor. yine o maçlardan yapmak, yine toz toprak içinde gazoz içmek istiyorum.

en güzel şeyler hep kıymetini bilemediğimiz yaşlarda verilir bize.
devamını gör...

maskesini kaybedince de donundan yapar umarım.
devamını gör...

özellikle yeni tanışılan birisine direkt/hemen 10 verilmesi ve sonra -tanımaya başladıkça- puan kırılması ile başa gelmesi muhtemel durum, eylem.

halbuki her şey "sıfır"dan başlar, başlamalıdır.
devamını gör...

a rh +
bursadayım.
kan vermeye. uygunum.
lazım olursa bir turuncu.
devamını gör...

yazdığı biz romanı ile pek çok distopik eserin ilham kaynağı olmuş yevgeni zamyatin'in günlük yaşamları konu edinen öykülerinden oluşan koleksiyon. zamyatin'in üslubu çok sıradışı olmasa bile öykülerinde yarattığı atmosfer gerçek anlamda çarpıcı derecede iyi tasarlanmış durumda. çok bariz olmasa bile egon schiele tablolarından fırlamış grotesk bir atmosfer hakim öykülerde. schiele'nın fırçasından dökülmüş çarpık, hastalıklı vücutlar sanki etten ve kemikten bir şekil almış gibi. özellikle devrim öncesi ve sonrasında yaratılan hava schiele'nın krumau'sunu anımsatır cinsten ve hatta belki biraz da four trees ama eser bir bütün olarak bir schiele tablosu olsaydı muhtemelen dead mother öyküleri en net yansıtan tablo olurdu. her ne kadar çeviride pek çok şey yitirmiş olsa bile sıradışı benzetmeler ve detaysız görünse bile aslında oldukça ince bir özenle yazılmış betimlemeleri ile gerçekten her öykü bir diğerinden daha fazla içine çekiyor.


"dozens of ears floated around them in the dust waves; the whisper was heard, and it ran on like a spark along a gunpowder wick. alyoshka's secret message, the mysterious special clothing, the deacon's catastrophe-all this was too much. the atmosphere was charged with thousands of volts, and something was needed to discharge the electricity, to clear the air."
devamını gör...

emeğine sağlık,pal porsuğu.
bu kadar güzel bir resmi, senden başka bu kadar güzel kimse anlatamaz'dı, teşekkür ederim.
eski hep insanın içini burkan bir tad bırakır, bazen özlem, bazen acı,bazen tatlı bir anı olarak.
devamını gör...

geceleri uyutmayan, gündüzleri uyandırmayan sorundur. mükemmelliyetçiliğin de bir bakıma sonucu olarak düşünülebilir. fakat hayatta her şey istenildiği gibi olmuyor.
devamını gör...

özünde nefes almasını yeterli bulan yazar beyanı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim