yazarların en eften püften başarıları
lise 1'de bir münazara yarışmasına katılmış benden 2 yaş 3 yaş büyük abileri, ablaları elemiştim. ikinci turda küçük bir puanla kaybetmiştim. tartışmayı yöneten moderatör yarışma bittikten sonra tüm hocalarımın yanına gelip "bu kız çok iyi. geleceği parlak, ileride çok iyi işler başaracak" falan demişti.
buradan o hocaya soruyorum. "abi kaç yıl oldu, hala bir şey olamadım. nerede yanlış yaptık ya da neden hayallerimle oynadın?"
buradan o hocaya soruyorum. "abi kaç yıl oldu, hala bir şey olamadım. nerede yanlış yaptık ya da neden hayallerimle oynadın?"
devamını gör...
sözlükte canlılık yok diye trolleri ölümüne savunmak
sözlüğün uzun soluklu yazarlarından birisi olarak, geldiğim günden beri şu sözlükte tek rahatsız olduğum konu; kişilerin kendi gibi olmayanlara tahammülü olmaması. benim bir sözlükteki ilk mottom: ben yazabiliyorsam herkes yazabilir. evet herkes! yazarların yazdığına kural ihlali varsa müdahale edecek tek merci yonetimdir. yazdığı şey bana göre yanlış olabilir, asla yazdığı şeyi desteklemiyor olabilirim, o zaman da aynı başlığa karşıt görüşümü yazar, tepkimi ortaya koyarım. ama "buu burda yazmasın yaa" demem, diyemem. çünkü benim bir yazdığım da başkasına ters gelebilir. o zaman da o, "bu nickini söyleyemediğim tip gitsin bu sözlükten" diyebilir. saçma olur.
ikinci konu da, "yönetim benim tanımımı sildi, işte başkasını savundu" denmesi sorunu. 800 küsür tanım girdim. 2 tane tanımım silindi. biri flood gerekçesiyle, ikincisi - zaten silineceğinden emin olarak yazdığım - tanım olmayan, başlık konusuyla alakasız, başlık açana kişisel yazdığım bir yorumdu. dayanamamış yazmıştım. silinmese de bir süre sonra imha edeceğim bir entrydi. şimdi ben anlamıyorum, "benim tanımım silindi ühüü" tavrını. kurallara uygun değilse silinir, bunun lamı cimi yok. açıp bir daha kuralları okumanızı öneririm. kurallar çiğnenmek için yoktur. bu sadece burada geçerli değildir. bulunduğunuz her topluluk için geçerlidir.
yönetimin adam kayırdığına şahit olmasam da, bu konuda yorum yapmıycam. bunca yazdığım şeyin, "onları savunuyor işte" teziyle çöp edilmesini istemiyorum zira.
giderim, bak gidiyorum, gittim gidicem demek için başlık açanlara da çok masum bir gözle bakamıyorum malesef. kimse bulunmaz hint kumaşı drgil. kendi adıma, burada ben olmasam da, başkaları olacaktı. yani ne ben burdayım diye bu sözlük bu güne geldi ne de ben gidince bitecek.
bir gün biter mi bunu yaşamadan bilemeyiz. umarım bitmez. buraya bir kelime dahi yazıp, çizen ve arka planda emeği olan onlarca insan var. bitmesini istemem. ama biterse de, bu birkaç kişi yüzünden olmaz. bu algı bana hastalıklı geliyor.
yanisi şu; yazmak isteyen yazsın, istemeyene elveda. bu asla kişisel bir şey değil. kimseyle arkadaşlığım yok burada. ama gitmek isteyen kim varsa/olursa lütfen elveda..
ikinci konu da, "yönetim benim tanımımı sildi, işte başkasını savundu" denmesi sorunu. 800 küsür tanım girdim. 2 tane tanımım silindi. biri flood gerekçesiyle, ikincisi - zaten silineceğinden emin olarak yazdığım - tanım olmayan, başlık konusuyla alakasız, başlık açana kişisel yazdığım bir yorumdu. dayanamamış yazmıştım. silinmese de bir süre sonra imha edeceğim bir entrydi. şimdi ben anlamıyorum, "benim tanımım silindi ühüü" tavrını. kurallara uygun değilse silinir, bunun lamı cimi yok. açıp bir daha kuralları okumanızı öneririm. kurallar çiğnenmek için yoktur. bu sadece burada geçerli değildir. bulunduğunuz her topluluk için geçerlidir.
yönetimin adam kayırdığına şahit olmasam da, bu konuda yorum yapmıycam. bunca yazdığım şeyin, "onları savunuyor işte" teziyle çöp edilmesini istemiyorum zira.
giderim, bak gidiyorum, gittim gidicem demek için başlık açanlara da çok masum bir gözle bakamıyorum malesef. kimse bulunmaz hint kumaşı drgil. kendi adıma, burada ben olmasam da, başkaları olacaktı. yani ne ben burdayım diye bu sözlük bu güne geldi ne de ben gidince bitecek.
bir gün biter mi bunu yaşamadan bilemeyiz. umarım bitmez. buraya bir kelime dahi yazıp, çizen ve arka planda emeği olan onlarca insan var. bitmesini istemem. ama biterse de, bu birkaç kişi yüzünden olmaz. bu algı bana hastalıklı geliyor.
yanisi şu; yazmak isteyen yazsın, istemeyene elveda. bu asla kişisel bir şey değil. kimseyle arkadaşlığım yok burada. ama gitmek isteyen kim varsa/olursa lütfen elveda..
devamını gör...
gül suyu
en sevdiğim koku.
allerjik bir bünyeye sahip olduğum için parfüm kullanamıyorum haliyle
evimde her yerde mevcuttur.
çok fonksiyonlu olarak kullanırım gül suyunu.
tatlılara ve içeceklere de katılıyor ama ben o boyuta geçemedim.
gıda olarak da sadece reçelini kullanabiliyorum.
allerjik bir bünyeye sahip olduğum için parfüm kullanamıyorum haliyle
evimde her yerde mevcuttur.
çok fonksiyonlu olarak kullanırım gül suyunu.
tatlılara ve içeceklere de katılıyor ama ben o boyuta geçemedim.
gıda olarak da sadece reçelini kullanabiliyorum.
devamını gör...
bugün neden gelmedin
jülide özçelik tarafından seslendirilen 8 yıl falan dinlesem sıkılmam bir şarkı. çok acayip. söz ve müzik erhan gündem'e ait.
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
burası bomboş sensiz.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla.
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin.
bir gün elbet
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra
rastlarım sana mehtaplı bir yaz akşamında
ama bugün neden gelmedin?
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
yalnızca hayalin kaldı bende.
bugün neden gelmedin?
devamını gör...
at
amerikan filmlerinin etkisiyle kızılderili savaşçıların ayrılmaz parçası gibi düşünülen hayvandır. aslında kızılderililerin bindiği atlar, zamanında ispanyol sömürgecilerin ellerinden kaçmışlar. kısraklar, bu pis dünyaya bir tay getirmek istemiyoruz desede aygırların baskısına dayanamamış ve çoğaldıkça çoğalmışlar.
sioux, lakota kabilesi, büyük göller bölgesinden, büyük ovalara ilk geldiklerinde, yük taşımak için köpek'leri kullanıyormuş. tabi tepee'leri daha küçükmüş ve yaya olarak avlandıkları için çok zorlanıyorlarmış. ama atların gelişinden sonra, uzun sırıklı büyük tepee'lerde yaşamaya başlamışlar ve bizon avlamak çok kolaylaşmış.
sioux'lar bu yeni hayvanın ismini bulurken eski yük taşıyıcıları köpeklerden esinlenmişler. köpek anlamına gelen shunka kelimesini kullanarak, at için tashunka demişler.
atların gelişinden sonra kızılderili adetlerine yeni gelenekler eklenmiş. mesela at hırsızlığı. düşman bir kabilenin köyüne sızarak atlarını kaçıranlara delikanlının önde gideni, yiğido muamelesi yapılmış. ve artık evlenirken kızın babasına at hediye edilmeye başlanmış.
sioux, lakota kabilesi, büyük göller bölgesinden, büyük ovalara ilk geldiklerinde, yük taşımak için köpek'leri kullanıyormuş. tabi tepee'leri daha küçükmüş ve yaya olarak avlandıkları için çok zorlanıyorlarmış. ama atların gelişinden sonra, uzun sırıklı büyük tepee'lerde yaşamaya başlamışlar ve bizon avlamak çok kolaylaşmış.
sioux'lar bu yeni hayvanın ismini bulurken eski yük taşıyıcıları köpeklerden esinlenmişler. köpek anlamına gelen shunka kelimesini kullanarak, at için tashunka demişler.
atların gelişinden sonra kızılderili adetlerine yeni gelenekler eklenmiş. mesela at hırsızlığı. düşman bir kabilenin köyüne sızarak atlarını kaçıranlara delikanlının önde gideni, yiğido muamelesi yapılmış. ve artık evlenirken kızın babasına at hediye edilmeye başlanmış.
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
devamını gör...
lucifer (yazar)
tüm tanımları şikayet sekmesinde ki dört seçeneği de barındırmasına rağmen başlığı silinmek yerine düzenlenen, uçurulması gerekirken sessiz kalınan yazardır. evet huzur bozucudur, umuyorum ki uçurulur. yazdığı tanımlar ve başlıklar ifade özgürlüğü ile zerre alakası olmayan sadece provokasyon amaçlıdır.
devamını gör...
sevmek
sevmenin en güzel tanımını ece temelkuran yapmıştır şöyle diyor,
sevmek,
kanadını bir başkasına vermektir!
sevmek,
kanadını bir başkasına vermektir!
devamını gör...
özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun olan kölelerdir
güzel ülkemin şuan ki hali.
devamını gör...
yazarların dinlediği podcastler
kalt'ın podcast'i. manyak eğlenceli saçma sapan muhabbet arıyorsanız doğru yer. h o ş ç a k a l ı n.
devamını gör...
yazarları çileden çıkartan davranışlar
hayır dediğim şeyi ısrarla oldurmaya çalışmaları.
devamını gör...
sürekli küçümseyen insanlar
küçük görüp horlamak, insan gururunu zedeleyen kötü bir davranıştır. insan susarak bu saygısız davranışlara da asla izin vermemelidir. zamanla duygusal çöküntülere de yol açabilir. bu, kabullenişte olmamalıdır. hayır diyebilmek güçlü bir beceridir ve kişi de büyük bir özgüven barındırmalıdır.
hani denir ya, insanların size nasıl davranacaklarını, siz öğretirsiniz diye.
ne olursa olsun, insanları küçümser tavır ile kendilerini aciz hissettirmemeli, onlara sorun değil, çözüm olunmalıdır.
unutulmamalı ki, hepimiz aynı yoldan ilerliyoruz.
hani denir ya, insanların size nasıl davranacaklarını, siz öğretirsiniz diye.
ne olursa olsun, insanları küçümser tavır ile kendilerini aciz hissettirmemeli, onlara sorun değil, çözüm olunmalıdır.
unutulmamalı ki, hepimiz aynı yoldan ilerliyoruz.
devamını gör...
mutlu bir evlilik için ilk şart
aşk, meşk değildir. mutlu bir evlilik için ilk şart eşlerin her şeyden önce birbirinin mutluluğunu düşünmesidir. geri kalan her şey kendiliğinden düzelecektir.
devamını gör...
affetmiş gibi yapıp o insandan uzaklaşmak
yorulan insanın sık sık yoran insanlara yaptığıdır.
devamını gör...
dersim isyanı
genç türkiye cumhuriyeti’ne karşı feodal aşiret reisi eşkiya seyit rıza ve taraftarlarının başlattığı isyandır.
dersim bölgesi coğrafi özellikleri ve feodal yapısı dolayısıyla hem osmanlı döneminde hem de cumhuriyet’in ilk dönemlerinde sıkça isyanların görüldüğü bir bölgedir.
1877-1878 osmanlı rus savaşı sırasında da dersim aşiretleri ileri gelenleri işgal altındaki erzincan’da ruslar ile görüşerek yardım teklifinde bulunmuşlar, savaşın devamında hozat ve mazgirt’teki kışlaları yağmalamışlardır.
sevr antlaşması’nın imzalanmasından sonra yörede 1921 yılında koçgiri isyanı baş göstermiş ve bastırılmıştır.
cumhuriyet’in ilanından sonra ortaya çıkan yurttaşlık söylemleri, kast sisteminin sona erdireleceği, köylüye eşit hak ve toprak düşünceleri başta seyit rıza olmak üzere feodal ağaları rahatsız etmiştir.
dersim yöresinin imarı için açılan okullar, sağlık ocakları, yapılan yollar ve köprüler bağımsız kürdistan düşüne sekte vuracağı için 1937 nisanı ayında diğer 5 aşiret reisi ve seyit rıza bir araya gelerek hükümet’e;
‘’ hükümet bizi askerle ıslah etseydi çoktan başlamıştı. asker gönderemez diğer işlerle meşguldür. karakol yapmayacaksınız, köprü kurmayacaksınız, kaza ve nahiye kurmayacaksınız, silahlarımıza dokunmayacaksınız, vergilerimizi pazarlık usulü vereceğiz.’’
içerikli bir ültimatom göndermişlerdir.
elbette bu kadar kapsamlı bir kalkışmayı seyit rıza adında ilkel bir aşiret reisinin organize etmesi imkansızdır.
işin arka planında fransızlar ve onların kaşıdığı hatay meselesi vardır.
o dönemde ingilizler tarafından kurulmuş hoybun cemiyeti adında bir kürt derneği bulunmaktadır.
bu dernek 1935’te halep’te, sonra da kamışlı’da ermenilerin de katıldığı iki gizli toplantı yapmıştır.
bu toplantılarda, hatay meselesi dolayısıyla italyanlar, özellikle de fransızlar bu işin içinde yer almıştır.
burada hatay’ın türkiye’ye katılmasını önlemek açısından önemli kararlar almışlardır.
dersim isyanı da bu kararlar neticesinde doğmuştur.
o tarihten itibaren fransızlar mersin’e peksimet çuvalları içinde silah göndermeye başlamışlardır.
21 mart 1937'de harçik deresi üzerindeki köprü yıkılmış, telefon hattı kesilmiş ve bölgeyi koruyan karakol basılarak 33 asker şehit edilmiştir. bir hafta sonra bu kez seyit rıza kontrolündeki başka bir grup, sin köyünde bulunan telefon hatlarını kesmiş, yeni yapılan ilkokulu yakmış ve karakolu basarak 6 askeri şehit etmiştir.
isyanı avrupa ülkeleri destekler nitelikte yayınlar yapmışlar, londra radyosu kürtlük timsali bir isyan olarak duyurmuştur.
3 mayıs 1937 tarihinde isyan daha çok büyümeden türkiye cumhuriyeti hükümeti ilk tepkisini göstermiş ve türk hava kuvvetleri uçakları aşiret reislerinin toplantıda olduğu keçikesen köyünü bombalamışlardır.
bu bombalamaya ilk kadın savaş uçağı pilotu sabiha gökçen’de katılmıştır.
20 haziran 1937 tarihinde elazığ’a gelen ismet inönü bölge halkına bir duyuru yayınlamıştır.
bu duyuru;
‘’ağalık, derebeylik, şeyhlik, seyitlik kaldırılacak zorbaların mallarına el konulacak, dersim’e yol, köprü, okul yapılacak, askerlik ve vergi düzene konulacak, dersim’i eşkiya yatağı haline getirenler batı vilayetlerine gönderilecek, dersim tamamen boşaltılacak ve burada bakanlar kurulu izni olmadan kimse oturamayacak, memleketin çeşitli yerlerine yerleştirilen dersimliler ev ev dağıtılacaktır.’’ şeklindedir.
24 haziran 1937’den başlayarak isyan edenlerin köyleri yakılmış, isyancılara büyük zayiat verdirilmiştir.
isyanın başlarında 30.000 civarında olan isyancıların sayısı hükümetin kararlı tutumuyla bir anda çözülmüş ve sayıca azalmıştır.
çatışmalar 26-27-28-29 haziran günlerinde şiddetle devam etmiştir.
güçlerini giderek kaybeden isyancılar seyit rıza’nın idaresinde kutu deresi, kızıldağ ve sultanbaba dağları’na sığınmaya çalışmış, bu arada diğer aşiret reisleri yakalanmıştır.
gittikçe sıkışan seyit rıza da küçük oğlu hüseyin’den sonra diğer oğlu hasan’ın da 17 ağustos’ta teslim olması ve ardından sağ kolu ali şir’in 26 ağustos’ta öldürülmesiyle yanında iki kişiyle birlikte 10 eylül 1937 tarihinde silahsız olarak teslim olmuştur. ilk sorgusu erzincan’da yapılan seyit rıza asıl sorgusu için elazığ’a gönderilmiştir.
böylece 1937 yılının mart ayında başlayan dersim isyanı eylül ayında sona ermiştir.
tunceli ağır ceza mahkemesi’nde başlayan mahkeme 15 kasım’da sonuçlanmış, 11 kişi idama, 33 kişi de ağır hapse mahkûm olmuştur. idam mahkûmlarından 4’ünün çok yaşlı olmaları sebebiyle ölüm cezaları 30’ar yıl hapse çevrilmiştir.
15 kasım 1937 tarihinde seyit rıza’nın elazığ buğday meydanı'nda infazı gerçekleşmiştir.

bu harekâtın sona ermesinden sonra kasım ayında cumhurbaşkanı mustafa kemal atatürk bir doğu gezisine çıkmıştır.
dersim isyanı’nda şehit edilen 33 askerin anısına ismini kendisinin koyduğu singeç köprüsü’nün açılışını yapmıştır.
o meşhur fotoğrafı bu köprünün açılışında çekilmiştir.

kaynak
dersim bölgesi coğrafi özellikleri ve feodal yapısı dolayısıyla hem osmanlı döneminde hem de cumhuriyet’in ilk dönemlerinde sıkça isyanların görüldüğü bir bölgedir.
1877-1878 osmanlı rus savaşı sırasında da dersim aşiretleri ileri gelenleri işgal altındaki erzincan’da ruslar ile görüşerek yardım teklifinde bulunmuşlar, savaşın devamında hozat ve mazgirt’teki kışlaları yağmalamışlardır.
sevr antlaşması’nın imzalanmasından sonra yörede 1921 yılında koçgiri isyanı baş göstermiş ve bastırılmıştır.
cumhuriyet’in ilanından sonra ortaya çıkan yurttaşlık söylemleri, kast sisteminin sona erdireleceği, köylüye eşit hak ve toprak düşünceleri başta seyit rıza olmak üzere feodal ağaları rahatsız etmiştir.
dersim yöresinin imarı için açılan okullar, sağlık ocakları, yapılan yollar ve köprüler bağımsız kürdistan düşüne sekte vuracağı için 1937 nisanı ayında diğer 5 aşiret reisi ve seyit rıza bir araya gelerek hükümet’e;
‘’ hükümet bizi askerle ıslah etseydi çoktan başlamıştı. asker gönderemez diğer işlerle meşguldür. karakol yapmayacaksınız, köprü kurmayacaksınız, kaza ve nahiye kurmayacaksınız, silahlarımıza dokunmayacaksınız, vergilerimizi pazarlık usulü vereceğiz.’’
içerikli bir ültimatom göndermişlerdir.
elbette bu kadar kapsamlı bir kalkışmayı seyit rıza adında ilkel bir aşiret reisinin organize etmesi imkansızdır.
işin arka planında fransızlar ve onların kaşıdığı hatay meselesi vardır.
o dönemde ingilizler tarafından kurulmuş hoybun cemiyeti adında bir kürt derneği bulunmaktadır.
bu dernek 1935’te halep’te, sonra da kamışlı’da ermenilerin de katıldığı iki gizli toplantı yapmıştır.
bu toplantılarda, hatay meselesi dolayısıyla italyanlar, özellikle de fransızlar bu işin içinde yer almıştır.
burada hatay’ın türkiye’ye katılmasını önlemek açısından önemli kararlar almışlardır.
dersim isyanı da bu kararlar neticesinde doğmuştur.
o tarihten itibaren fransızlar mersin’e peksimet çuvalları içinde silah göndermeye başlamışlardır.
21 mart 1937'de harçik deresi üzerindeki köprü yıkılmış, telefon hattı kesilmiş ve bölgeyi koruyan karakol basılarak 33 asker şehit edilmiştir. bir hafta sonra bu kez seyit rıza kontrolündeki başka bir grup, sin köyünde bulunan telefon hatlarını kesmiş, yeni yapılan ilkokulu yakmış ve karakolu basarak 6 askeri şehit etmiştir.
isyanı avrupa ülkeleri destekler nitelikte yayınlar yapmışlar, londra radyosu kürtlük timsali bir isyan olarak duyurmuştur.
3 mayıs 1937 tarihinde isyan daha çok büyümeden türkiye cumhuriyeti hükümeti ilk tepkisini göstermiş ve türk hava kuvvetleri uçakları aşiret reislerinin toplantıda olduğu keçikesen köyünü bombalamışlardır.
bu bombalamaya ilk kadın savaş uçağı pilotu sabiha gökçen’de katılmıştır.
20 haziran 1937 tarihinde elazığ’a gelen ismet inönü bölge halkına bir duyuru yayınlamıştır.
bu duyuru;
‘’ağalık, derebeylik, şeyhlik, seyitlik kaldırılacak zorbaların mallarına el konulacak, dersim’e yol, köprü, okul yapılacak, askerlik ve vergi düzene konulacak, dersim’i eşkiya yatağı haline getirenler batı vilayetlerine gönderilecek, dersim tamamen boşaltılacak ve burada bakanlar kurulu izni olmadan kimse oturamayacak, memleketin çeşitli yerlerine yerleştirilen dersimliler ev ev dağıtılacaktır.’’ şeklindedir.
24 haziran 1937’den başlayarak isyan edenlerin köyleri yakılmış, isyancılara büyük zayiat verdirilmiştir.
isyanın başlarında 30.000 civarında olan isyancıların sayısı hükümetin kararlı tutumuyla bir anda çözülmüş ve sayıca azalmıştır.
çatışmalar 26-27-28-29 haziran günlerinde şiddetle devam etmiştir.
güçlerini giderek kaybeden isyancılar seyit rıza’nın idaresinde kutu deresi, kızıldağ ve sultanbaba dağları’na sığınmaya çalışmış, bu arada diğer aşiret reisleri yakalanmıştır.
gittikçe sıkışan seyit rıza da küçük oğlu hüseyin’den sonra diğer oğlu hasan’ın da 17 ağustos’ta teslim olması ve ardından sağ kolu ali şir’in 26 ağustos’ta öldürülmesiyle yanında iki kişiyle birlikte 10 eylül 1937 tarihinde silahsız olarak teslim olmuştur. ilk sorgusu erzincan’da yapılan seyit rıza asıl sorgusu için elazığ’a gönderilmiştir.
böylece 1937 yılının mart ayında başlayan dersim isyanı eylül ayında sona ermiştir.
tunceli ağır ceza mahkemesi’nde başlayan mahkeme 15 kasım’da sonuçlanmış, 11 kişi idama, 33 kişi de ağır hapse mahkûm olmuştur. idam mahkûmlarından 4’ünün çok yaşlı olmaları sebebiyle ölüm cezaları 30’ar yıl hapse çevrilmiştir.
15 kasım 1937 tarihinde seyit rıza’nın elazığ buğday meydanı'nda infazı gerçekleşmiştir.

bu harekâtın sona ermesinden sonra kasım ayında cumhurbaşkanı mustafa kemal atatürk bir doğu gezisine çıkmıştır.
dersim isyanı’nda şehit edilen 33 askerin anısına ismini kendisinin koyduğu singeç köprüsü’nün açılışını yapmıştır.
o meşhur fotoğrafı bu köprünün açılışında çekilmiştir.

kaynak
devamını gör...
telefonu sürekli sessizde olan kişi
benim.
ulaşılabilecek kadar müsaitsem görüyorum telefonun çaldığını.
müsait değilsem de amacına uygun hareket ediyor.
*
ulaşılabilecek kadar müsaitsem görüyorum telefonun çaldığını.
müsait değilsem de amacına uygun hareket ediyor.
*
devamını gör...
bağlaç olan de
ciddiye alınacak insan seçtirendir.
devamını gör...