(tematik)
          
  evrensel niceleyiciler
          ''her'' niceleyicisine evrensel niceleyici denir.
''''tüm'' anlamına gelir.
  ''''tüm'' anlamına gelir.
devamını gör...
dissosiyatif amnezi
          kişilerin bazı stresli yaşantılar sonrasında aniden önemli kişisel bilgilerini unutması durumudur. bilgi tamamen kaybolmamıştır; ancak amnezi dönemi boyunca hatırlanamaz. bellekteki boşlukların derecesi, günlük unutkanlıklarla açıklanamayacak kadar büyüktür. 
sıklıkla travmatik yaşantılardan sonra gözlemlenir. amnezik dönem birkaç saat ile şiddetine bağlı olarak kişinin tüm yaşamı boyunca sürebilir. yaygınlığı, güvenilir veriler olmadığı söylenmekle birlikte, %7'dir.
  sıklıkla travmatik yaşantılardan sonra gözlemlenir. amnezik dönem birkaç saat ile şiddetine bağlı olarak kişinin tüm yaşamı boyunca sürebilir. yaygınlığı, güvenilir veriler olmadığı söylenmekle birlikte, %7'dir.
devamını gör...
yazarların otobüste yaşadığı en garip olaylar
          küçükken otobüsle ankara'dan malatya'ya seyahat ederdik. tahmini 5,6 yaşlarında falanım. annem de beni, rahat uyuyayım diye otobüste boş koltuk olursa oraya yatırırdı. 
otobüs x yerinde mola verince annem de tuvalete gitmiş. ben de o sırada arka koltukta uyuyorum tabi. o an ne olduysa uyandım ve annemi göremeyince korkup bende otobüsten indim. etrafa bakınıyorum, annemi bulmaya çalışıyorum ama yok. en sonunda ağlamaya başladım. başka otobüsün şoförü beni farketti. "gel annen burada" deyince ağlamayı bıraktım ve adamın elini tutup otobüse bindim. şoför de otobüse bindi ve otobüs hareket etti. adama diyorum ki "hani nerde annem" ? .
" arkada ya çocuğum" diyor . bakıyorum ama otobüsün içi de karanlık zar zor görüyorum milleti "ama annem yok ki burda" diyorum.
hareket eden otobus birden aniden duruyor. meğersem beni bulup otobüse bindiren şoför başka bir yolcunun çocuğuyla beni karıştırmış. hemen otobüsten indiriyor beni anons geçiyorlar. "kız çocuğu bulduk kayıp kiminse gelsin alsın " diye. *
annem de o sira tuvaletten çıkıp bindiğimiz otobüste beni bulamayınca paniklemiş. anons sayesinde buluyoruz annemle birbirimizi. tabi o sevinçten ağlıyor ben de kızacak korkusundan. yol boyunca dibinden ayırmıyor beni.
kızılay' da en az 7 kere kaybolan ve her seferinde "bir daha bu çocuğu kaybederseniz sosyal hizmetlerden alırsınız" diyen polisleri ikna etmeye çalışan babam geliyor aklıma *
çok kaybolan bir çocuktum, bu zamana kadar yaşamış olmam bile büyük bir şans.
  otobüs x yerinde mola verince annem de tuvalete gitmiş. ben de o sırada arka koltukta uyuyorum tabi. o an ne olduysa uyandım ve annemi göremeyince korkup bende otobüsten indim. etrafa bakınıyorum, annemi bulmaya çalışıyorum ama yok. en sonunda ağlamaya başladım. başka otobüsün şoförü beni farketti. "gel annen burada" deyince ağlamayı bıraktım ve adamın elini tutup otobüse bindim. şoför de otobüse bindi ve otobüs hareket etti. adama diyorum ki "hani nerde annem" ? .
" arkada ya çocuğum" diyor . bakıyorum ama otobüsün içi de karanlık zar zor görüyorum milleti "ama annem yok ki burda" diyorum.
hareket eden otobus birden aniden duruyor. meğersem beni bulup otobüse bindiren şoför başka bir yolcunun çocuğuyla beni karıştırmış. hemen otobüsten indiriyor beni anons geçiyorlar. "kız çocuğu bulduk kayıp kiminse gelsin alsın " diye. *
annem de o sira tuvaletten çıkıp bindiğimiz otobüste beni bulamayınca paniklemiş. anons sayesinde buluyoruz annemle birbirimizi. tabi o sevinçten ağlıyor ben de kızacak korkusundan. yol boyunca dibinden ayırmıyor beni.
kızılay' da en az 7 kere kaybolan ve her seferinde "bir daha bu çocuğu kaybederseniz sosyal hizmetlerden alırsınız" diyen polisleri ikna etmeye çalışan babam geliyor aklıma *
çok kaybolan bir çocuktum, bu zamana kadar yaşamış olmam bile büyük bir şans.
devamını gör...
ünlülerin evlilikleri
          çok medeni bir şekilde boşanıyorlar en çok o dikkatimi çekiyor. adliyeden çıkınca kahvaltıya giden dahi var. işte böyle örnek olun diyorum içimden.
      
  devamını gör...
ince telli saç
          ya başka bir derdin yokmuş gibi bir de ince telli saçların var. saçların sağlıklıyken bile yeterince sağlıklı görünmez. genel olarak şekilleri yoktur. nereye çekersen oraya gider bu saç, kafasına göre davranır asla senin istediğin gibi olmaz. düzgün bir görünüme sahip olmasını istiyorsan uğraşman gereken saçtır. zordur gerçekten. asla istediğin gibi olmamaya yemin etmiş gibidir. ne derdin var senin benimle, dedirtir. 
t: ince, narin, hassas, kırılgan, prenses saç telidir.
  t: ince, narin, hassas, kırılgan, prenses saç telidir.
devamını gör...
kürtçe
          sözlük yazarlarının ciddi anlamda ekşideki aktrolleri aratmadığını görmüş olduğum başlık. bu ne hazımsızlıktır arkadaşlar. diller içinde kültür barındırır. farsça ile sayılarının aynı olduğunu yazan arkadaş, kürtçenin orijinal olmadığını vurgulamış. bravooo arkadaşım aydınlattın herkesi. farça bu dilin atasıdır zaten. yalnız bu arkadaşa türkçe olarak bildiği bir çok kelimeninde aslında farsça olduğunu söylemek isterim. üniversitede farsçanın bütün kurlarının almıştım. bütün arkadaşların ve hatta hocanın da kürtçe bildiğini fark ettiğimde şaşırmıştım. o güne kadar kürtçe dilini duymuşluğum vardı fakat bilgim yoktu. türkiyede konuşulduğu illerde farklılık gösterirmiş ve hatta birbirlerini anlayamazlarmış. bir de suriye'de, ırak'ta, ıran'da ve türkiye'de konuşulan kürtçe yine farklılık göstermekteymiş. dil değilmiş, orijinal değilmiş blaa blaa blaa. kardeşim sen bana söyle bakayım tanıl bora okudun mu hiç? okuduğun her cümleyi anlıyor musun? kendi dilinin orijinal halini bilmediğine o kadar eminim ki!
      
  devamını gör...
rasim öztekin
          onu hep, kabadayı filmindeki sürmeli ve geniş aile dizisindeki kuddusi baba olarak hatırlayacağız. çok önemli bir değerimizi kaybettik, ışıklar içinde uyu rasim baba.*
      
  devamını gör...
eski tanımlara oy gelmesi
          hem sözlüğün büyüdüğünün hem de sözlükte geçirilen vaktin arttığının bir göstergesidir. oy sayesinde eski yazdığım şeyi tekrar okuduğumda 'ne kadar da doğru yazmışım' dedirten olay. sağ olun var olun.
      
  devamını gör...
11 üniversiteye rektör atanması
          böyle giderse evimize bile kayyum atanabilir.
      
  devamını gör...
birhan keskin
devamını gör...
kabullenildiğinde olgunlaştıran acı gerçekler
          karşımdaki insanın beni neden anlamadığını tespit ettiğim zaman, 
beni anlamasını sağlayacak bilgiyi hemen verirsem, önce onu alıp kendisini güncelleyip, sonra benimle konuşmaya devam etmesi gerektiğinden,
artık hiç ayarlarıyla oynamıyorum kimsenin, daha doğrusu üşeniyorum artık, çünkü o güncelleme apayrı bir iş, ve herkeste farklı sürelerde oluyor..
hemen o bilgiyi alıp, anlayıp, kulanmaya başlayamıyor, doğal olarak..
özellikle annemin kafası çok karışıyor, bir kaç gün üzerine düşünüyor farkediyorum, karakterinden dolayı hırs da yapıyor, yiğitliğe nane de sürdürmüyor, internetten filan araştırıyor, sonra bana bir gelişi var, sanki önceden biliyormuş da, zaten bildiği bir konuymuş gibi, telefonundan gelip bana gösteriyor, bak sen bu konuyla ilgileniyordun bunu okusana watsup tan atıyım sana filan diyor :) kapasitesine göre bu hırsı, iddiası, gerçekten korkutuyor beni... (konular 10 yaşındaki yeğenime yanlış şeyler öğretmesi genelde) sonra o gösterdiği yazıyı da ona açıklamam filan gerekiyor, o yüzden çok yorucu, kimsenin farkındalık ayarlarıyla oynamıyorum artık...
bu işin sistemli bir şekilde çaktırmadan yapılması lazım, o da başlı başına bir iş zaten... niye uğraşmışsam o kadar,
maalesef insanların iyiliği için de olsa onları değiştirmek (kurtarmak) bile sinsice yapılması gereken bir iş...
kimse kimsenin önce iyi niyetli olduğunu düşünmüyor, birisi bir bilgi verirse, herkes şahsına tahakküm olarak algılayıp, savunmaya geçiyor, bırak işte dimi, kendisi bulsun neye ihtiyacı olduğunu...
bırak geride kalsın, o orda mutlu, orası ona yetiyor...
  beni anlamasını sağlayacak bilgiyi hemen verirsem, önce onu alıp kendisini güncelleyip, sonra benimle konuşmaya devam etmesi gerektiğinden,
artık hiç ayarlarıyla oynamıyorum kimsenin, daha doğrusu üşeniyorum artık, çünkü o güncelleme apayrı bir iş, ve herkeste farklı sürelerde oluyor..
hemen o bilgiyi alıp, anlayıp, kulanmaya başlayamıyor, doğal olarak..
özellikle annemin kafası çok karışıyor, bir kaç gün üzerine düşünüyor farkediyorum, karakterinden dolayı hırs da yapıyor, yiğitliğe nane de sürdürmüyor, internetten filan araştırıyor, sonra bana bir gelişi var, sanki önceden biliyormuş da, zaten bildiği bir konuymuş gibi, telefonundan gelip bana gösteriyor, bak sen bu konuyla ilgileniyordun bunu okusana watsup tan atıyım sana filan diyor :) kapasitesine göre bu hırsı, iddiası, gerçekten korkutuyor beni... (konular 10 yaşındaki yeğenime yanlış şeyler öğretmesi genelde) sonra o gösterdiği yazıyı da ona açıklamam filan gerekiyor, o yüzden çok yorucu, kimsenin farkındalık ayarlarıyla oynamıyorum artık...
bu işin sistemli bir şekilde çaktırmadan yapılması lazım, o da başlı başına bir iş zaten... niye uğraşmışsam o kadar,
maalesef insanların iyiliği için de olsa onları değiştirmek (kurtarmak) bile sinsice yapılması gereken bir iş...
kimse kimsenin önce iyi niyetli olduğunu düşünmüyor, birisi bir bilgi verirse, herkes şahsına tahakküm olarak algılayıp, savunmaya geçiyor, bırak işte dimi, kendisi bulsun neye ihtiyacı olduğunu...
bırak geride kalsın, o orda mutlu, orası ona yetiyor...
devamını gör...
tenet
          sinema tarihinde sayısız kere gördüğümüz zamanda yolculuk, kişinin geçmiş ya da gelecekteki kendisiyle karşılaşması gibi konuları bu sefer farklı bir yorumla işleyen cristopher nolan filmi. 
--! spoiler !--
bütün eski filmlerde geçmişe gidildiğinde ya da gidilmekte olunduğunda dahi zaman doğrusal yani a-b düzleminde akardı. nolan demiş ki ulan ben b'den a'ya gidiyorsam zamanı mantıken ters algılamam gerekmez mi? işte filmin ana olayı da buradan geliyor. her şey o kadar tersine işliyor ki oksijeni bile soluyamıyorsunuz. nolan bunu bile düşünerek mantık hatası arayacak olanları baştan nakavt etmiş.
geçmişe ışınlanma diye bir şey yok. zaman doğrusal ve sabit bir hızla akmaya devam ediyor. mesela 3 gün geriye gitmek isteseler yine 3 gün geçiriyorlar ama tersine. mesela gemi sahnesi. fakat kahramanlarımız zamanda geri giderken mantık gereği her hareketi ters algılıyor. filmdeki zaman kırılmalarını anlatan şu grafiği incelerseniz taşlar biraz daha yerine oturabilir.
--! spoiler !--
bu zekice fikrinden dolayı nolan'ı kutluyorum. (çok ihtiyacı varmış gibi ehe) nolan'ın her filminde olduğu gibi bu film üzerinde çok konuşulabilir ama uzatmamak gerekirse güzel film. bir memento değil elbette. insanlar çokça kötülemiş ama genelde filmi anlamadıklarından. spoylırda verdiğim grafik ve bilgiler eşliğinde bir kere daha izlenirse keyif alınır diye düşünüyorum.
  --! spoiler !--
bütün eski filmlerde geçmişe gidildiğinde ya da gidilmekte olunduğunda dahi zaman doğrusal yani a-b düzleminde akardı. nolan demiş ki ulan ben b'den a'ya gidiyorsam zamanı mantıken ters algılamam gerekmez mi? işte filmin ana olayı da buradan geliyor. her şey o kadar tersine işliyor ki oksijeni bile soluyamıyorsunuz. nolan bunu bile düşünerek mantık hatası arayacak olanları baştan nakavt etmiş.
geçmişe ışınlanma diye bir şey yok. zaman doğrusal ve sabit bir hızla akmaya devam ediyor. mesela 3 gün geriye gitmek isteseler yine 3 gün geçiriyorlar ama tersine. mesela gemi sahnesi. fakat kahramanlarımız zamanda geri giderken mantık gereği her hareketi ters algılıyor. filmdeki zaman kırılmalarını anlatan şu grafiği incelerseniz taşlar biraz daha yerine oturabilir.
--! spoiler !--
bu zekice fikrinden dolayı nolan'ı kutluyorum. (çok ihtiyacı varmış gibi ehe) nolan'ın her filminde olduğu gibi bu film üzerinde çok konuşulabilir ama uzatmamak gerekirse güzel film. bir memento değil elbette. insanlar çokça kötülemiş ama genelde filmi anlamadıklarından. spoylırda verdiğim grafik ve bilgiler eşliğinde bir kere daha izlenirse keyif alınır diye düşünüyorum.
devamını gör...
italyanların türkiye'yi tehdit olarak görmesi
          sonuçta ya lahmacunun pizzaya benzediği anlaşılırsa italyan pizzasının hali ne olur? ama düşününce güzel de bir haber sonuçta yine ilklere girmişiz.
      
  devamını gör...
türk dili ve edebiyatı bölümünde okumak
          iyi bir üniversitede okuyorsanız türkolog olarak yetiştirilirsiniz.
(bkz: türkolog)
  (bkz: türkolog)
devamını gör...
11 kere üst üste fake hesap açan yazar
          kendisinin bolca vakti olduğunu düşünüyorum, bu nedenle bir yerlerden başlayabilir:
(bkz: bir ömür nasıl yaşanır (kitap))
  (bkz: bir ömür nasıl yaşanır (kitap))
devamını gör...
tenturdiyot (yazar)
          ılgiyle takip ettiğim, sözlükte öne çıkanlar arasında yer verdiğim yazar.
      
  devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
          marikaki yine yapacağını yaptı, 2 taraftan birden vurdu beni? hiç şaşırmadım!*
      
  devamını gör...
oturma odasının olmazsa olmazları
          televizyon olmadan oturma odası olmaz.
      
  devamını gör...
halı
          bulunduğu yer her neresi olursa olsun bir ruh bir karakter katan eşya/aksesuar.
      
  devamını gör...
file çorap
          derler ki; çook eski savaş dönemlerinde fransa'da üretilen çoraplar için iplik yetersizliğinden dolayı bir nevi malzemeden çalınarak, mecburiyetten üretilmiş olan, zamanla da moda haline gelen bir çoraptır bu file çorap. yokluktan doğan ve yanlışlıkla ünlü olandır kendileri. 
yırtık pırtık pantolonları moda diye giyiyoruz ya, heh ondan işte.
  yırtık pırtık pantolonları moda diye giyiyoruz ya, heh ondan işte.
devamını gör...