yazarların psikolojisini bozan filmler
jagten (film)'dir. izlerken yumruklarınızı sıkıyorsunuz. korktuğunuzdan değil, orada olsaydınız işleri yoluna koyabileceğinize inandığınızdan dolayı... mads mikkelsen ağbimiz ince çizgimizdir. alem aktör görsün.
devamını gör...
kırmızı pazartesi
gabriel garcia marquez kitabı. seveni olduğu kadar sevmeyeni de var; bir kısım harika bulurken, bir kısım vasat buluyor.
ben severek okudum. bazı yazarları okurken olayın geçtiği yeri kafamda canlandırmakta zorlanırken, kimi yazarda da betimlemeye boğuluyorum. bunun ince dengesini sağlayabilen fazla sayıda yazar yok maalesef.
kırmızı pazartesi, malumunuz, işleneceği kesin olan ve herkesin bildiği (maktul hariç) bir cinayeti kimsenin önleyememesi/önlememesini anlatır. asıl önleyecek kişinin ise haberi çok geç olmuş, kurtarmak için çok geç kalmıştır artık. yani kitabın sonu baştan bellidir ama spoiler içermesine rağmen yine de okurken heyecan vermeyi başarmıştır ki bu gerçekten büyük bir başarıdır.
betimleme konusuna gelirsem, sanırım ilk defa bir kitapta olayı bu kadar iyi canlandırdım kafamda. öyle ki çizimin iyi olsa ve bana kitapta geçen yeri çiz deseler mükemmel bir şekilde çizerim. bunu da 108 sayfada başarmıştır yazar, altını çizerim .
1987’defilme de çevrilmiş kitabı. filmini izlemedim ama ,önyargımı bağışlayın, çok severek okuduğum kitaplarda hayal kırıklığına uğramamak adına filmlerini izlemiyorum. bu hüsranı ‘baba’ ve ‘körlük’ te yaşadım daha önce, düşmanımın başına gelmesin, öyle bir hüsran işte.
ben severek okudum. bazı yazarları okurken olayın geçtiği yeri kafamda canlandırmakta zorlanırken, kimi yazarda da betimlemeye boğuluyorum. bunun ince dengesini sağlayabilen fazla sayıda yazar yok maalesef.
kırmızı pazartesi, malumunuz, işleneceği kesin olan ve herkesin bildiği (maktul hariç) bir cinayeti kimsenin önleyememesi/önlememesini anlatır. asıl önleyecek kişinin ise haberi çok geç olmuş, kurtarmak için çok geç kalmıştır artık. yani kitabın sonu baştan bellidir ama spoiler içermesine rağmen yine de okurken heyecan vermeyi başarmıştır ki bu gerçekten büyük bir başarıdır.
betimleme konusuna gelirsem, sanırım ilk defa bir kitapta olayı bu kadar iyi canlandırdım kafamda. öyle ki çizimin iyi olsa ve bana kitapta geçen yeri çiz deseler mükemmel bir şekilde çizerim. bunu da 108 sayfada başarmıştır yazar, altını çizerim .
1987’defilme de çevrilmiş kitabı. filmini izlemedim ama ,önyargımı bağışlayın, çok severek okuduğum kitaplarda hayal kırıklığına uğramamak adına filmlerini izlemiyorum. bu hüsranı ‘baba’ ve ‘körlük’ te yaşadım daha önce, düşmanımın başına gelmesin, öyle bir hüsran işte.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
merhabalar canım portakallar!
umarım hepiniz iyi, mutlu, huzurlu ve sağlıklısınızdır.
her zamanki gibi bu akşamın yayın duyurusunu yapmak ve gecenin yıldızlarını takdim etmek için karşınızdayım efendim. yayınımızın konusu anısı olan şarkılar dedik ve yine birbirinden güzel anılı/yaşanmışlık dolu anonslar/parçalar geldi yıldızlarımızdan. sizler de bu güzel şarkıları bizimle birlikte dinlemek isterseniz bu akşam saat 21.00'da sözlük radyosunda buluşalım.
o zaman gelsin yıldızlar!

radyo dinleme linki: bu taraftan
sosyal medya hesapları; instagram twitter
umarım hepiniz iyi, mutlu, huzurlu ve sağlıklısınızdır.
her zamanki gibi bu akşamın yayın duyurusunu yapmak ve gecenin yıldızlarını takdim etmek için karşınızdayım efendim. yayınımızın konusu anısı olan şarkılar dedik ve yine birbirinden güzel anılı/yaşanmışlık dolu anonslar/parçalar geldi yıldızlarımızdan. sizler de bu güzel şarkıları bizimle birlikte dinlemek isterseniz bu akşam saat 21.00'da sözlük radyosunda buluşalım.
o zaman gelsin yıldızlar!

radyo dinleme linki: bu taraftan
sosyal medya hesapları; instagram twitter
devamını gör...
başarı
bana göre başarı, insanın yapmak ve başarmak istediği güzel bir şeyi yapabilmesi , ulaşmak istediği güzel bir hedefe varabilmesidir. istedigi hedefe ulaşabilen insan, elde ettiği netice sonunda huzur ve mutluluk duyabiliyorsa bu durum başarıya ulaşmak sayılır. kimi insanlar başarıyı, büyük bir makama yükselmek, çok para kazanmak, unvan ve şöhret elde etmek zannederler. para, mal, şöhret ve makamlar gelip geçicidir. bunlara ulaşmayı en büyük hedef kabul edenler, hedeflerine ulaştıkları zaman mutlu olmadıklarını görecekler ve hayal kırıklığına uğrayacaklardır. önemli işler başarmak için elbette bunlara ihtiyacımız var. ama bunlar amaç değil, araçtır." parayı sevenin hiç bir zaman yeteri kadar parası olmaz. " başarı , sık sık gülmek ve çok sevmektir.dürüst eleştirmenlerin onayını almak, sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktadır. tek bir kişi bile olsa, birini sizin varlığınızdan ötürü daha rahat nefes aldığını bilmektir. işte bu başarılı olmaktır bence.
devamını gör...
dolap uygulaması
bugün size ‘dolap’ uygulamasından bahsedeceğim. dolap uygulaması ilk olarak nisan 2016’da üç ortak tarafından kuruluyor. cenk çivici, yiğit darçın ve hande izmirlioğlu tarafından. (bkz: evet tarafından)insanların 2.el ürünlerini sattığı, satıp yeni ürünler almanızı sağlayan bir uygulama. dolap ile tanışmam bir arkadaşımın tavsiyesi ile oldu, kendi işimin yanında lostra işleriyle uğraşıyorum. 2. el ayakkabılar alıp, tamir edip ufak kar ekleyerek satıyorum. dolabı ilk kullanmaya başladığımda direk silmiştim. komisyon oranı %20 idi. bilmeyenler için, bu tarz uygulamaları kullanıyorsanız belli bir komisyon oranı oluyor ve benim için %20 fazlaydı. o dönem zebramo,gardrops, modacruz gibi uygulamaları tercih ediyordum. sonrasında dolap komisyonu %10 a indirdi, sürekli kuponlar veriyor %10-15-20 yani bir ürün aldınız bunun %20 sini dolap hediye veriyordu.
bir ürün alacaksınız diyelim 200 lira, kupon ile 160 liraya geliyordu. dolaptaki mantık şu, sizdeki ürünün fotoğrafını çekip uygulamaya yüklüyorsunuz, ayakkabı,kıyafet,mont bla bla bla sonrasında ürününüz satılıyor, dolapın anlaşmalı olduğu kargo firmalarına ürünü götürüp, dolabın size verdiği kargo kodu ile,kargoyu teslim ediyorsunuz, yolladığınız ürün alıcıya ulaşıyor ve herşey sorunsuz geçerse(sorunsuz kısmını anlatacağım sabredin) ürün onaylanıyor,alıcı size bir puan veriyor ve para hesabınıza geçiyor. burası çokomelli dolap size diyor ki eğer paranı çekmezsen ve dolapta harcarsan sana %10 kupon veririm, bir zorunluluk yok sadece bir teklif bu.
eğer yok çekicem diyorsanız da uygulamaya kayıt olurken, girdiğiniz ibana, yine uygulama üzerinden ‘paramı çek’ dediğiniz an da para hesabınıza en geç 1-3 iş günü geçiyor. dolap gerçekten faydalı bir uygulama, insan ihtiyacı olmasa da birşeyleri almak istiyor ki 1.000 den fazla alışverişim oldu, bilgisayar dan tutun da araba parçalarına kadar ürün aldım. burdaki mantık şu ‘ikinci el ürün alınır mı, giyilir mi’ öncelikle 2. el kültürü bizde gelişmemiş, bizde genelde çöpe atılacak ürün olarak bakılıyor ama amerika da bu durum çok daha yaygın. çok ürün aldım çok ürün sattım, illallah ettiğim de oldu çok mutlu olduğum da. gelelim zurnanın zırt dediği yere, dolap öncelikle diktatör gibi. kendi içinde bir bütünlüğü yok. uygulamaya yüklemenin yasak olduğu ürünler var mesela cinsel sağlık ürünleri,sigara bla bla bla gibi ama nike ilanına sigara koyup satan var. şikayet ediyorsun dönüş yok.
kullanılmış iç çamaşırları, kullanılmış çorap alanlar,satanlar, fetişler, sapıklar, dolandırıcılar her türlü insan var. mesela uygulamada gezerken bir ayakkabı ilanın da ‘kullanılmış çorap var mı almak istiyorum’ tarzında yorum görebilirsiniz. yada bir telefon sattınız, sattığınız kişi telefonun içindeki parçaları alıp, bu hasarlı diyip iade edebilir. iade prosedürü tamamen kafalarına göre yani allah’a emanet ürün satıyorsunuz. normalde replika ürün satmak yasak ama zibilyon tane butik, mağaza var. ‘ben komisyonuma bakarım’ diyip sesini çıkarmıyor. eskaza bir uyarı aldınız ve hesabınız kapandı diyelim ip ban atıyorlar. yani uygulamayı kullandığınız telefondan uygulamaya giremiyorsunuz, aynı isim, tc, numara ile kayıt olamıyorsunuz. herşeyi amiyane tabirle mimliyorlar. uygulamayı kullanıp havale ile yada elden satış yapan da var, uygulamanın sağladığı avantajı kullanıp, ama uygulama üzerinden değil de havale ile satış yapıyor.
dolapta mesajlaşma özelliği yok, herşey yorumlar üzerinden bunu da sözde ‘şeffaf’ olmak için yapmışlar ama baya baya yorumlar üzerinden her türlü pislik dönüyor. şikayet de etseniz kafalarına göre davranıyorlar. dolap şuan aşırı kötü, çünkü trendyol dolabı satın aldı, haliyle komisyon %13 oldu, en ucuz kargo 8 liradan 12 liraya çıktı. büyük ürünlerde 16 lira oldu, ilk başta anlattığım dolap hesap ile alışveriş yaparsan kupon %10 dan %2 ye düştü . kimileri trendyol bilerek yapıyor, dese de dolap gerçekten kötü oldu. bir zamanlar insanların pandemi döneminde 3-5 kuruş birşey kazanmak için uğraştıkları,bir uygulama iken şimdilerde ne kazanırsanız hepsi benim diyen bir uygulama haline geldi. 50 liraya kadar satışlara komisyon 6,5 lira, 50 lira üstü satışlarda %13, 1.000 lira üstü ise 130 lira sabit olarak yapıldı. bunları sözde reklamlar ve giderler için kullanıyorlarmış. bazı kurnaz satıcılar halen dolabı kullanıp satış yapıyor halen hatrı sayılır bir kullanıcı oranına sahip olsa da eski albenisi yok. tabiki kullanıcıların da etkisi büyük, dolabın kargo avantajını kullanıp bisiklet, ağır ağır koliler, koşu bandı yollayanlar vardı onlar da bu şekilde bir önlem almış. bu arada söylemeyi unuttum eskiden sadece kadın ve çocuk ürünleri varken artık erkek ürünleri de var. iç güveysinden hallice bir uygulama.
bir ürün alacaksınız diyelim 200 lira, kupon ile 160 liraya geliyordu. dolaptaki mantık şu, sizdeki ürünün fotoğrafını çekip uygulamaya yüklüyorsunuz, ayakkabı,kıyafet,mont bla bla bla sonrasında ürününüz satılıyor, dolapın anlaşmalı olduğu kargo firmalarına ürünü götürüp, dolabın size verdiği kargo kodu ile,kargoyu teslim ediyorsunuz, yolladığınız ürün alıcıya ulaşıyor ve herşey sorunsuz geçerse(sorunsuz kısmını anlatacağım sabredin) ürün onaylanıyor,alıcı size bir puan veriyor ve para hesabınıza geçiyor. burası çokomelli dolap size diyor ki eğer paranı çekmezsen ve dolapta harcarsan sana %10 kupon veririm, bir zorunluluk yok sadece bir teklif bu.
eğer yok çekicem diyorsanız da uygulamaya kayıt olurken, girdiğiniz ibana, yine uygulama üzerinden ‘paramı çek’ dediğiniz an da para hesabınıza en geç 1-3 iş günü geçiyor. dolap gerçekten faydalı bir uygulama, insan ihtiyacı olmasa da birşeyleri almak istiyor ki 1.000 den fazla alışverişim oldu, bilgisayar dan tutun da araba parçalarına kadar ürün aldım. burdaki mantık şu ‘ikinci el ürün alınır mı, giyilir mi’ öncelikle 2. el kültürü bizde gelişmemiş, bizde genelde çöpe atılacak ürün olarak bakılıyor ama amerika da bu durum çok daha yaygın. çok ürün aldım çok ürün sattım, illallah ettiğim de oldu çok mutlu olduğum da. gelelim zurnanın zırt dediği yere, dolap öncelikle diktatör gibi. kendi içinde bir bütünlüğü yok. uygulamaya yüklemenin yasak olduğu ürünler var mesela cinsel sağlık ürünleri,sigara bla bla bla gibi ama nike ilanına sigara koyup satan var. şikayet ediyorsun dönüş yok.
kullanılmış iç çamaşırları, kullanılmış çorap alanlar,satanlar, fetişler, sapıklar, dolandırıcılar her türlü insan var. mesela uygulamada gezerken bir ayakkabı ilanın da ‘kullanılmış çorap var mı almak istiyorum’ tarzında yorum görebilirsiniz. yada bir telefon sattınız, sattığınız kişi telefonun içindeki parçaları alıp, bu hasarlı diyip iade edebilir. iade prosedürü tamamen kafalarına göre yani allah’a emanet ürün satıyorsunuz. normalde replika ürün satmak yasak ama zibilyon tane butik, mağaza var. ‘ben komisyonuma bakarım’ diyip sesini çıkarmıyor. eskaza bir uyarı aldınız ve hesabınız kapandı diyelim ip ban atıyorlar. yani uygulamayı kullandığınız telefondan uygulamaya giremiyorsunuz, aynı isim, tc, numara ile kayıt olamıyorsunuz. herşeyi amiyane tabirle mimliyorlar. uygulamayı kullanıp havale ile yada elden satış yapan da var, uygulamanın sağladığı avantajı kullanıp, ama uygulama üzerinden değil de havale ile satış yapıyor.
dolapta mesajlaşma özelliği yok, herşey yorumlar üzerinden bunu da sözde ‘şeffaf’ olmak için yapmışlar ama baya baya yorumlar üzerinden her türlü pislik dönüyor. şikayet de etseniz kafalarına göre davranıyorlar. dolap şuan aşırı kötü, çünkü trendyol dolabı satın aldı, haliyle komisyon %13 oldu, en ucuz kargo 8 liradan 12 liraya çıktı. büyük ürünlerde 16 lira oldu, ilk başta anlattığım dolap hesap ile alışveriş yaparsan kupon %10 dan %2 ye düştü . kimileri trendyol bilerek yapıyor, dese de dolap gerçekten kötü oldu. bir zamanlar insanların pandemi döneminde 3-5 kuruş birşey kazanmak için uğraştıkları,bir uygulama iken şimdilerde ne kazanırsanız hepsi benim diyen bir uygulama haline geldi. 50 liraya kadar satışlara komisyon 6,5 lira, 50 lira üstü satışlarda %13, 1.000 lira üstü ise 130 lira sabit olarak yapıldı. bunları sözde reklamlar ve giderler için kullanıyorlarmış. bazı kurnaz satıcılar halen dolabı kullanıp satış yapıyor halen hatrı sayılır bir kullanıcı oranına sahip olsa da eski albenisi yok. tabiki kullanıcıların da etkisi büyük, dolabın kargo avantajını kullanıp bisiklet, ağır ağır koliler, koşu bandı yollayanlar vardı onlar da bu şekilde bir önlem almış. bu arada söylemeyi unuttum eskiden sadece kadın ve çocuk ürünleri varken artık erkek ürünleri de var. iç güveysinden hallice bir uygulama.
devamını gör...
thomas chippendale
18. yüzyılda ingiltere’de yaşamış bir mobilyacıdır ancak sıradan bir mobilyacı değildir. yaptığı dolaplarda kullandığı tasarımlarla neredeyse iki buçuk yüzyıldır etkisini sürdürmektedir.

thomas chippendale 36 yaşındayken yazdığı bir kitaba borçludur aslında kazandığı ünü. döneminin en büyük mobilya ustası olmasa da yazdığı gentleman and cabinet-maker’s director isimli kitapla ve bu kitabın birkaç baskı yapmasıyla ün kazanmıştır.
yazdığı bu kitapta 18. yüzyıl ingiliz mobilya sanatının bütün örneklerini hem anlatım hem de çizim olarak paylaşan ve ölümsüzleştiren thomas chippendale hem mobilyacı olarak hem de başkan bir şekilde ölümsüzlüğü yakalamıştır.

rokoko ve gotik tarzları kendi tarzında yorumlayarak mobilyalar yapan chippendale ingiliz tarzı rokoko’nun da babası sayılmakta hala.
bunun dışında ölümsüzlük kazanmasına neden olan bir başka konu ise bir başka sanat dalındaki bir esere de isim babası olmasıdır. walt disney tarafından yaratılan iki sevimli ve yaramaz sincap olan ve nutty tales serilerinde gördüğümüz chip and dale ismini bu mobilyacıdan almıştır.

dolaplar ve sincaplar ölümsüzlük kaynağı olabilir.

thomas chippendale 36 yaşındayken yazdığı bir kitaba borçludur aslında kazandığı ünü. döneminin en büyük mobilya ustası olmasa da yazdığı gentleman and cabinet-maker’s director isimli kitapla ve bu kitabın birkaç baskı yapmasıyla ün kazanmıştır.
yazdığı bu kitapta 18. yüzyıl ingiliz mobilya sanatının bütün örneklerini hem anlatım hem de çizim olarak paylaşan ve ölümsüzleştiren thomas chippendale hem mobilyacı olarak hem de başkan bir şekilde ölümsüzlüğü yakalamıştır.

rokoko ve gotik tarzları kendi tarzında yorumlayarak mobilyalar yapan chippendale ingiliz tarzı rokoko’nun da babası sayılmakta hala.
bunun dışında ölümsüzlük kazanmasına neden olan bir başka konu ise bir başka sanat dalındaki bir esere de isim babası olmasıdır. walt disney tarafından yaratılan iki sevimli ve yaramaz sincap olan ve nutty tales serilerinde gördüğümüz chip and dale ismini bu mobilyacıdan almıştır.

dolaplar ve sincaplar ölümsüzlük kaynağı olabilir.
devamını gör...
etraftaki herkesin anında sevgili bulduğu dönem
geçen gün instagramda gezinirken söylendiğim durum. herkes sevgilisiyle fotoğraf atmış bi aşka gelmiş millet. her şeyi geçtim şu asosyal karantina günlerinde nerden buluyorlar acaba meraktayım.
devamını gör...
artık kazak çorap örebilen kadınların olmaması
jura devrinden kalma valide sultanımın bana bir adet depresyon hırkası örmek suretiyle tek başına çürüttüğü önerme.*
devamını gör...
henceforth dance radyo yayını
biraz erken başlayarak türkçe deep ile yavaş yavaş ısındıran yayın. masterpiece'ı bu gece polonya ve ukrayna ile paylaşmayacak olmamız da ayrıca güzel.

devamını gör...
acaba sadece bana mı oluyor diye düşünülen şeyler
utanç duyulması olası şeyleri görmemiş gibi yapıp utanç duyulmasını engellemeye çalışırken utanmak
devamını gör...
küçükken doğru bildiğimiz yanlışlar
bebek midede saniyordum. annem hamileydi. cay kahve icince bebege birsey olacak saniyordum.
devamını gör...
lacivert renginin tadı nasıl olurdu sorunsalı
kesinlikle yoğun bir tadı olurdu.
devamını gör...
nickaltına övgüler dizilen yazarın fos çıkması
nickaltımda dostoyevski gibi yazıyor diyen oldu. şoka girdim... her gece yatmadan önce dosto'dan özür dilerim. kitaplarını öper, baş ucuma koyarım.. halen tedirginim ya biri daha bir yazar gibi yazıyor derse tövbe yarabbi... yok yok kaldıramam tasımı tarağımı toplar giderim buradan. hak etmediğim bir şey'in yüzüne bakmam. utanırım ben. neyse muhteşem-kaotik kişiliğimi bir kenara bırakayım. *yapmayın böyle şeyler... yalnız her yazarıda basite almayın. beğendiğim bir yazara iki kelam yazarım. bende düşünce belirtmek hastalık oldu. tez canlıyım çok... aklıma geldiğini yazacağım o an. kimse yıldıramaz beni. yönlendiremez düşüncelerimi..
sadece dosto'yu karıştırmayın. o kırmızı çizgi.*
bugün güzel yazan bir yazara sağlam bir nickaltı girmem lazım. bu başlıklar bizi gaza getirir. birileri'nin motivasyonunu yükseltmeliyim. huysuz ve memnuniyetsizlerden sı kıl dım... metaforlar yağ üzerime... bugün yine yolculuk gözüktü bize..
sadece dosto'yu karıştırmayın. o kırmızı çizgi.*
bugün güzel yazan bir yazara sağlam bir nickaltı girmem lazım. bu başlıklar bizi gaza getirir. birileri'nin motivasyonunu yükseltmeliyim. huysuz ve memnuniyetsizlerden sı kıl dım... metaforlar yağ üzerime... bugün yine yolculuk gözüktü bize..
devamını gör...
nedir bu kadar zor olan sorusu
hayatın her evresi belki de ufacık bir anı bile olabilir .. istediğin yerde istemediğin hayatı yaşıyorsan .. o kalıplara katlanmak bile artık ölüm gelir insana.
devamını gör...
2020 yılında yazarların başına gelmiş olumlu ve güzel şeyler
6 tane uluslararası saygın be yüksek impact factor lü bilimsel dergilerde makalelerim yayımlandı.
diğeri de 19 ocak’ta sigarayı bıraktım ve şuan sigarayı bırakmamdan önceki kilomdayım
diğeri de 19 ocak’ta sigarayı bıraktım ve şuan sigarayı bırakmamdan önceki kilomdayım
devamını gör...
see
dizinin başrolünü aquaman, game of thrones yapımlarından tanıdığımız jason momoa üstleniyor. dizi gelecekte insanların görme yetilerini yitirdiği bir dönemde; görme yetisiyle doğan ikiz kardeşleri ve görmenin lanetli sayıldığı bu çağda onları hayatta tutmaya çalışan baba voss ve magrha'nın mücadelesini işliyor. dizinin senaryosunu peaky blinders'ın yaratıcısı steven knight ile açlık oyunları serisinin son üç filminin yönetmen koltuğunda oturan francis lawrence birlikte kaleme alıyor. bu ikilinin imza attığı bir yapımın kötü olmasını beklemek zaten mümkün değil.
dizi de çoğu zaman mantık hatalarına ya da ''böyle bi şey olamaz abi ya'' sahnelerine denk geliyorsunuz. fakat durup biraz düşününce eğer uzun zaman görmeden yaşasaydık bizde bu şekilde evrilebilir miydik diye sormadan da edemiyorsunuz.* jason momoa'nın oynadığı bütün karakterlerin savaşçı, hırçın ve kontrol edilemez olması baba voss rolüyle bir kere daha perçinleniyor. bu adamı romantik komedi de aptal aşık rolünde görmeyiz umarım...
bugün itibariyle sezon finali yapan dizi sürekli üstüne ekleyerek ilerlemeye devam ediyor. ayrıca aksiyon anlamında durgun geçen bir sezonun son bölümünde aksiyona o kadar güzel doyurdu ki izlemeyenler için tarif edilemez... 2. sezon daha çok entrika, taht oyunları, aşk ilişkileri sarmalında ilerledi bakalım 3. sezon olay örgüsü neleri işleyecek.
diziye benim puanım 8.5/10 izlemeyen çok şey kaybeder, iyi seyirler.
dizi de çoğu zaman mantık hatalarına ya da ''böyle bi şey olamaz abi ya'' sahnelerine denk geliyorsunuz. fakat durup biraz düşününce eğer uzun zaman görmeden yaşasaydık bizde bu şekilde evrilebilir miydik diye sormadan da edemiyorsunuz.* jason momoa'nın oynadığı bütün karakterlerin savaşçı, hırçın ve kontrol edilemez olması baba voss rolüyle bir kere daha perçinleniyor. bu adamı romantik komedi de aptal aşık rolünde görmeyiz umarım...
bugün itibariyle sezon finali yapan dizi sürekli üstüne ekleyerek ilerlemeye devam ediyor. ayrıca aksiyon anlamında durgun geçen bir sezonun son bölümünde aksiyona o kadar güzel doyurdu ki izlemeyenler için tarif edilemez... 2. sezon daha çok entrika, taht oyunları, aşk ilişkileri sarmalında ilerledi bakalım 3. sezon olay örgüsü neleri işleyecek.
diziye benim puanım 8.5/10 izlemeyen çok şey kaybeder, iyi seyirler.
devamını gör...
şampiyonlar ligi son 16 turu eşleşmeleri
kurayı ahmet çakar mı çekiyor dediğim son 16 eşleşmeleri.
sanırım manchester united çeyrek finale bu kafa ile kalamaz diyerek, son 16 turunda, son kez bir messi - ronaldo yaptıralım diye ayarlanmış.
başka izahı yok.
sanırım manchester united çeyrek finale bu kafa ile kalamaz diyerek, son 16 turunda, son kez bir messi - ronaldo yaptıralım diye ayarlanmış.
başka izahı yok.
devamını gör...