beynin sol tarafının aldığı hasar sonucu konuşma merkezinin de zarar görmesiyle oluşan durumdur.

27 yaşındaki kadın, barda karaoke yaptığı sırada beynindeki bir damarın patlaması sonucu hastaneye kaldırılıyor ve günler sonra sadece 40 kelimelik bir kelime hazinesine sahip olarak uyanıyor.

afazikler, konuşmaları kavrayamadıkları için konuşmadaki nüanslara, tonlara daha hassas oluyorlar ve karşılarındaki yalan söylediğinde bunu komik bulup gülmeye başlıyorlar.*
devamını gör...

t:beni artık şaşırtmayan, değişik bir iddia.

sözlükte her an her şey olabilir. kadin sanırsın erkek çıkar, erkek sanırsın kadın çıkar. yazar sanırsın yönetimin hesabı çıkar, yönetimin hesabi sanırsın çaylak çıkar.

her şey olabilir ilhami abi gözünü dört aç.
(bkz: sözlükte kartlar yeniden dağıtılıyor)
devamını gör...

kişisel iletisindeki mesajı çözdüğüm *, şapşal ancak tatlış, gezegenimin medar-ı iftiharı olan yazar.

biraz kıvrak zekâsından bana da geçmiş olacak ki çamaşır makinesinin yediği çorabı mıçmaması gibi başlıklar açmaya heveslendim. sonra lucifer'ın hatrına entel olmaya devam etmem gerektiği geldi aklıma. şimdi elimde hiçbir işime yaramayacak delik adamı, italya'daki dev peluş tavşan gibi başlıklarla kalakaldım. sağlık olsun, kendisinin canı sağ olsun. seviliyor.

eksik olmasın. *
devamını gör...

yanılmıyorsam einstein'ın sözüydü. "dehanın yüzde biri hünerse, yüzde doksan dokuzu terdir."

bir şeyi istiyorsanız ve çaba harcıyorsanız, o konuda muhakkak iyi bir noktaya gelirsiniz.
devamını gör...

vazgeçmeyi öğrenmen lazım.
devamını gör...

1866 -1944 yılları arasında yaşamış fransız yazardır. 1915 yılında nobel edebiyat ödülünü almıştır. bütün yapıtları arasında, "sanat ve hayat görüşünü, yaşadığı çağın ve toplumun insanları ve olayları üzerindeki düşünce ve eleştirilerini kucaklayan engin bir fresk" olduğu için en bilinen romanı jean christophe'tur.

panait ıstrati'yi keşfetmiş ve "balkanların gorki'si" olarak tanıtmıştır.
devamını gör...

düzenli bir hayat sürmek, çok kolay görünür ama ciddi anlamda hırs, kan ve gözyaşı ister...
devamını gör...

verdiği sözleri tutmayan birinin tekrar söz verdiğini duyduğum anda.
devamını gör...

avrupa veri koruma kurulu’nun (edpb) aldığı yeni kararlar doğrultusunda, hukuki uyumluluk nedeniyle kullanıcılarından “açık rıza” alması gerektiği için oluşan durumdur.
zaten bu aşamaya kadar gelmiş bir whatsapp kullanıcısıysanız meraklanmayın değişen pek bir şey yok. kullanıcıya avantaj sağlayan bazı hakları da var. evet, işsizim ve okudum maalesef. mesajlarınıza, belgelerinize veya nudelarınıza falan ulaşamıyorlar hâlâ merak etmeyin. sahte bilgilerin ve dolandırıcılıkların önüne geçmek için oluşturulmuş bir sistem de var reklamlar için oluşturulmuş bir kelime havuzu da. artık sizin nasibinize ne düşerse.
devamını gör...

modern köleliğe ilk resmi geçiş ilanıdır, günün belli bir zaman diliminde dış dunyadan soyutlayıp geri kalan zamanda bir tek şahısın iki dudağı arasında olan (kural, kanun, emir, tanım, istek, arzu)r.
fakirler winrar32 gibi toplu taşıma araçlarına doluşturulup, orta sınıf insanların kıç kadar ofiste burun buruna çalışıp, üst sınıfın uzaktan çalışıp, işletmeler sadece %10 zarar etsin, kendisinin bile anlamlandıramadığı amaçsız gerekçesiz sebepsiz kuraldır.
devamını gör...

vedalaşırken sona bırakmak.
devamını gör...

büyük konuştuğunu yaşamada bir marka olma yolunda, basamakları üçer beşer çıkan benim, bu son icraatla içinde bulunduğu veri tabanı.
ben bunu sss' de görünce başlık açtım (bkz: mahlas değiştirmek), bir güzel de entty girdim #447325
olmaz dedim, olmamalı dedim, ben yapmam dedim. ne oldu? bugün fikrimde bir miktar değişiklik oldu. hala mahlasın elzem durumlar dışında değiştirilmesine karşıyım. işte onu yapmam.**
ama gel gör ki bu özelliği kullanarak, sözlüğün genel cerrahı&plastik cerrahı helios önderliğinde küçük bir operasyon geçirdim. mahlası amacından saptırmadan, sadece daha mantıklı, okunur hale getirildi.
baştan niye böyle almadım diye ben sorguladım, sorgulayan olursa da #506762 böyle de yazdım yakın zamanda.
bu arada narkozun etkisi hala geçmedi. yanlış şeyler sayıklamadan, kısaca teşekkür ediyorum. eline sağlık helios.
devamını gör...

peki şefik abim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çünkü garibandı.
çünkü söylenecek çok şey var ama söylenecek bir şey yok.
allah rahmet eylesin. mekânı cennet olsun.
devamını gör...

tıpkı fiziksel şiddet gibi insanın canını yakar. üstelik kaçıp kurtulması da kolay değildir. kimi zaman psikolojik şiddete uğradığınızı fark etmezsiniz bile.
devamını gör...

44. dakikada kapıya sigara içmeye çıkıp, sonra tekrar girmek suretiyle ihlal edeceğim yasaktır.
devamını gör...

herhangi bir yaptirimin uygunlanmayacagi, "kiniyoruz ifinim" den ilerisine gitmeyecek sozde soykirim tanimasidir. gercek olan bir durum var ki, cin oyle kolay kolay restin cekilecegi bir devlet degildir. dunya ekonomisinde artik amerika'dan daha fazla soz sahibi oldugu asikar. dolayisiyla yaptirim uygulanmasi demek, gerek siyasi, gerek ticari bir krizin alevlenmesi demek. su an itibariyle de kimse bu riski goze alamadigi icin uygulanan motto uc maymunu oynamadan oteye gidemiyor. sozde amerika, ingiltere, japonya gibi ulkelerin ithalat kisitlamalari ve sincan bolgesindeki bazi firmalarin gorevlerini sonlandirmasi gibi bir takim tepkisel nitelikte hareketler oldu ama cin icin hicbir sey ifade bile etmedi. su an itibariyle yapilacak en tepkisel hareket dunya ulkelerinin bir olup bu konuda elle tutulur , mali acidan cin'i daha zorda birakacak yaptirimlari dayatmasi olmalidir... aksi durumda sozde iki sirketi kapatip iki kiniyoruzla bu mesele cozulemeyecek, bu soykirim bitmeyecek...
devamını gör...

öncelikle sakin olalım sevgili yazarlar. devlet memuru falan değilim, bilakis özel sektörün her türlü alavere dalaveresini görmüş, bilfiil yaşamış bir yazarım yalnızca.
-medeni ülkelerde bugün işçi sınıfı mutluysa bu işverenin ehlileştirilmesinden kaynaklı. türkiye'de özel sektör rabbena hep bana kafasından vazgeçmez, çünkü devlet özel sektöre muhtaçtır, yeri gelir vergisini affeder, yeri gelir ithal ürüne kota koyar, yeri gelir işçiyi nasıl hangi şartlarda çalıştırdığını görmezden gelir, sendikaları baltalar, tepelerine truva atları yerleştirir. bu şımarıklığa elverişli ortam insan doğasından kaynaklı özel sektörü bugünkü gibi bencil, açgözlü birer piyasa oyuncusu haline getirir. maaşlar kuş kadardır, beklentiler dağ. beyaz yakalı diye tabir ettiğimiz tabakaya geçebilen kesimde de aslında durum farklı değildir. görece iyi şartlarda yaşar, ama emeğinin karşılığını alamadığını bilir. oyun taktiği bir gün yükselip çok para kazanabileceği ümidini diri tutmak üzerine kuruludur, nitekim aralarından yükselenler olur ve maaşları artar. diğerleri bilirler ki oraya çıkmak için ya yukarıdakini aşağı çekeceksin ya da çok çalışacaksın.

- devlet memurlarının bir kısmı bugün diyelim ki 4.500 tl-5.000 tl bandında işe başlarlar. ama 1/4 tabir ettiğimiz zurnanın son deliğine ilerlediğinde dahi, o maaş bugünkü şartlarla 10.000 tl olmaz. belli başlı bir kaç meslek hariç. (2021'de tuğgeneral maaşı 11.000 tl civarında olacak örneğin) burada koçun motivasyon taktiği her zaman az maaş ama garanti maaştır. yani hayaller umutlar falan yükseltilmez. memur işini yapar, o günkü iktidarla ve sicilini elinde tutan amirleriyle iyi geçinirse şef olur, müdür olur, üst banta biraz daha hızlı yaklaşır. hayalleri düşük olan insanı motive etmek zordur, dolayısıyla yan haklarla desteklenir, ufak tefek mesaiden kaytarmalara göz yumulur. esnek çalışma saatlerinin türevi. bu da sonuç olarak verimliliği düşürür, verimin düşük olduğu yerde 3 kişinin yapacağı işi 5 kişi yapar.

bu kadar cümleyi niye yazdık? ben bunu yorumlamak yerine hercule poirot'a bağlayıp tanımı soruyla bitireyim. sizce asıl suçlu kim? bu paradokstan nasıl çıkarız?
devamını gör...

uyuşturucu ticaretini bir tarafa bırakırsak, hikaye olarak imzalanmış sözleşmelerden birisidir.
bir ülke, bir başka ülkeyle imtiyazlı bir ticaret sözleşmesi imzladığında, bu tek taraflı değildir.
yani venezuela size ticari olarak, ürünlerinize imtiyaz tanıyorsa, sizin de ona imtiyaz sağlamanız gerekir.
venezuela binlerce kalem üründe türkiye'ye imtiyaz sağlamıştır. karşılığında, peynir konusunda bir imtiyaz verilmiş.
devletler peynir ithal etmezler, şirketler peynir ithal ederler. üstelik türk pazarı peynir konusunda rekabetçi bir piyasa değildir, fiyatlar oldukça yüksektir. buna rağmen kimse venezueladan peynir ithal etmemiştir.

aynı hikaye tunus ile olan dış ticaretimizde de meydana gelmiştir. tunus hep türkiyeden ithalat yapmaktadır ve tunus ticaret bakanlığı, yahu size birşeyler ihraç edelim dediğinde, sizin ana kaleminiz nedir diye sorulmuş, zeytin yağı cevabıyla, tunus zeutin yağına imtiyaz verilmiştir.
tunus'dan da 1 lt zeytin yağı ithal edilmemiştir.

devletler tek taraflı ticaretten kaçınmak için, daha doğrusu salt ithalatçı olmamak için bu tip atraksiyonlar yaparlar.
önemli olan o pazardan ne kadar ithalat yapıldığıdır.
bu ülkeye ne venezueladan peynir ne de tunus'dan zeytin yağı ithalatı olmamıştır.

türkiye'den net ithalatçı olan ülkelerle yapılan ticari anlaşmalarda böyle absürt ürünler görmeniz normaldir.

biz de net ithalatçı olduğumuz rusya, abd, çin, fransa gibi ülkelere yauuu bizden birşeyler ithal edin diye bastırıyoruz. ama ya karşımıza gıda kodeksi ya kalite kriterleri ya da fiyat gibi darboğazlar çıkıyor.
çin bizden ithalatı daraltmayın size 2 milyon turist yollayacağız diye bize yıllardır yalan söylüyor.
bu tip yalanlara gülün geçin.
ülkelerin kendisini dış ticarette korumasının yolu ithal ikamesidir.
ama petrol, doğalgaz ve teknolojik ürünlerin ikamesi yoktur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim