yeni çekilen kahve kokusu
devamını gör...

özellikle kafayı kadın erkek ilişkilerine takmış abazanlar beni çok güldürüyor. "bilmemne yapan sevgili", "bilmemne yaparken sevgilinin bilmemne yapması", "fuck buddy'yle bilmemne yaparken sevgilinin basması" falan filan. delinin biri* bir kuyuya taş atıyor, diğerleri de varıyla yoğuyla troll besliyor.

ah yavrularım benim. yokluğun içerisinde amansızca kıvrılan kimsesiz seks yoksunlarım benim. kıyamam.
devamını gör...

"kızım bir tır gördüm "

ne zaman bunu duysam babama kredi çekip para verdim. o da parayı hiç etti. borcu bana kaldı.
benim için bundan tehlikelisi yok .
devamını gör...

trabzon'un en lüks caddesinde kocaman bir mağazası vardı. yanında da tifany&tomato vardı. benetton'a bakar bakar, tifany&tomato'dan kombin yapar çıkardık. çok pahalı idi. sene 90ların ortası. şimdi hiç ilgimi çekmiyor. o kadar çok marka var ki.
devamını gör...

tüm gökyüzünün onun yüzü olduğunu ve bulutların arasından bizi izlediğini düşünürdüm. sanırım yarattığı şeyden sıkıldı ve sonraları izlemeyi bıraktı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kısa, öz bir o kadar da güzel özdemir asaf şiiridir.

ama ben en çok şeyi
en kısa zamanda sana söyledim,
yalnız sana.
devamını gör...

yağan karı görmemle kendimi dışarı atmam bir oldu, o kadar güzel bir hava.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bize gelince etnik, dini, mezhebi konularda herkese her istediğini verin, insan hakları, demokrasi muhabbetleri yapan ama ispanya'da katalan halkı referandum yapıp, neredeyse % 100 bağımsızlık isteyince hooop tamam etnik grupsunuz ama ispanya'dan ayrılamazsınız diyen birlik.
devamını gör...

sözlükte nasıl bir tip yarattığınıza ve/veya gerçeğinize göre değişkenlik gösteren sorunsal.

örnek olarak örselenmiş bir entel olduğunuzu var sayalım, birini gözünüze kestirdiniz, tanımlarını bi hızlıca okuyun bakalım neye ilgisi var, sonra okuduklarınızın arasında en saçma, en anlaşılmaz olanın altındaki mesaj yolla'ya tıklayın ve şuna benzer bişi yazın :

"o kadar ayrık yollardan beraber yürümüşüz ki, karl marx'tan herodot'a kadar tüm yollarda gördüğüm bir yalnızlık gibi yazdığın, şimdi bir eylül sabahı ve hâlâ bir yaz akşamı gibi için..."

önemli not : mesaja sim, naber, merhaba diye sakın başlamayın ve mesajın sonunu da bi yere bağlamayın, bırakın boşlukta kalsın. böylelikle karşıdaki kadıncağız ya " ne diyo la bu manyak? " diye düşünüp " kimin evini sordun sen kardeşim? " diyecektir ya da "sokrates'e o konuda ben de çok kırgınım, tolstoy da bir eserinde bunu 366 sayfa betimlemişti, okumuş muydun?" diyecektir, evet artık karşı tarafın dikkatini çektiniz, yardırın gitsin artık bundan sonra..jdjskksks
devamını gör...

tadı çok güzel değil mi? red bull'un tadı da bebek aspirinine benziyor gibi.
devamını gör...

sebze yemeklerine çok yakıştırdığım sostur. özellikle zeytinyağlı pırasa ve bamyayı bambaşka bir noktaya taşır. mevsimindeyseniz ekşisi yerine direkt turunç da kullanabilirsiniz.
devamını gör...

vladimir nabokov kitabıdır.

bir roman bittiğinde size ne bıraksın istersiniz. bir tamamlanmışlık duygusu olabilir mesela. çözülen esrarın verdiği rahatlama, romanda kendinizi görmenin verdiği mutluluk ya da iç sıkıntısı. romanı anlamış olmanın getirdiği böbürlenme ya da tam tersinin neden olduğu üzüntü.

bir yazıda okuduğum ve içten içe kabul etmek durumunda kaldığım bir yoruma göre ” nabokov neredeyse kimsenin en sevdiği yazar değildir.” bu romanını okuduğum zamanda çok beğenmeme karşın benim en sevdiğim yazarlar arasında yer almaz yine de. işte bu yazarın göz romanı bittiğinde yukarıda saydığım duygulardan hiçbirini hissetmeyeceksin muhtemelen. romanı bitirince beyninizde birkaç soru işareti kalacağını garanti edebilirim.

roman kahramanları başlıca üç kişi aslında: anlatıcı, vanya ve smurov…hikayenin anlatıcısı -ki bu yüzden ona anlatıcı deniyor- kendi hayat hikayesini anlatmaya, ilk cinsel deneyimlerinden bahsetmeye başlar ancak bir süre sonra bu deneyim onu intihara sürükler ve ilk gizem burada başlar. çünkü anlatıcı kalbine sıktığı kurşunla öldüğünü iddia ederken bunu başka kimse kabul etmez.

insanlar kalbine sıktığı kurşunun onu sadece yaraladığını iddia eder ancak anlatıcı öldüğünü ve zihninin daha doğru bir deyişle hayal gücünün geleceği kurgulamaya devam ettiğini söylemekte ısrarcıdır. bu noktadan sonra ya anlatıcıya inanıp, ölü bir adamı dinlemeye devam edeceksiniz ya da ona inanmayıp hastalıklı bir zihne sahip olduğunu düşünüp deli bir adamı dinleyeceksiniz.

ben ilk seçeneği tercih ettim ve anlatıcıyı dürüst bir adam olarak belleyerek ölü bir adamı dinledim. daha sonra çifte ajan olduğundan şüphelenilen ve vanya isimli genç kıza vurgun olan smurov giriyor işin içine. burada ise ikinci gizem çıkar ortaya, başta kuzu kuzu anlatıcının -ölü olan- bir evde birçok farklı insanın arasında olanları anlatmasını dinleriz. ancak olaylar südükçe bu kadar çok şeyi bilmesi garip gelir.

burada ise ruh çağırma seanslarıyla ilgilenen weinstock devreye girer ve anlatıcının ölmüş ve ruhunun geri gelmiş olabileceği fikri dadanır insanın zihnine. roman ilerler ve smurov’un kim olduğu gizemi bu sefer iyice sarpasaran bir duruma sokar hikayeyi çünkü smurov ve anlatıcı aynı adam olabilir. ya da olamaz. anlatıcı ölmüş olabilir. ya da olamaz. ben bu romanı anlamış olabilirim. ya da olamam.
devamını gör...

marlo morgan tarafından yazılan bu kitapta amerikalı 50 yaşlarındaki doktor bir kadının avustralya kıtasındaki aborjinlerle olan macerasını anlatıyor. doktor yerli halk ile aborjinler arasındaki ayrımı farkediyor ve aborjinleri şehir hayatına entegre etmek isterken bir şekilde onların hayatına dahil oluyor. onlarla 3 ay zaman geçiriyor ve kitapta bu serüven anlatılıyor. çok akıcı ve güzel bir kitap.
devamını gör...

sözlükte beğendiği yazarların tanımlarını okurken şu şekle girdiğini düşündüren yazar*:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gün çoktan aydı, tabii ki günaydın sözlük.
ankara'nın sabah soğuğu bana ilk günaydını dedi.
radyo ankara'da hava ısınacak dedi.
bir çok soğuk bir çok sıcak.
ayarsız şehir ankara'dan günaydın sözlük.
sabaha bir kır çiçeği bırakıyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

o da olmasa entrylerimi kim beğenecek bilmiyorum...
devamını gör...

uyku ile ilişkili olan, istirahat anında ayak ve bacaklarda rahatsız edici bir his ortaya çıkar. bu his, hastada bir hareket bozukluğuna sebep olur.

hastalığın emareleri, akşam olduktan sonra oturur veya yatar pozisyonda ortaya çıkıyor ve daha çok da uykunun yoğun olduğu saatlerde artıyor . hastalık, ileri aşamaya geldiğinde günün öteki saatlerine de yayılıyor. daha çok bacaklarda, sık bir biçimde diz aşağısı ve baldırlarda, bazen de diz üstünde ve arkasında, hatta ayaklara doğru farklı bir his oluşuyor.

nörolojik kaynaklı bir hastalık olmasına karşın, hastaların şikayetleri dinlenerek tanı konulmaktadır. hastalar, bu hissi tarif ederken zorlanıyorlar. ağrı değil ama bacakların içinde solucan dolaşıp huzursuz ettiği, bacakların çekildiği, bacaklarda titreme olduğu gibi şikayetlerde bulunuyorlar. bu da hastanın bacaklarını hareket ettirme gereksinimine yol açıyor. çare olarak, yataktan kalkıp evin içinde yürüyüş yapıyorlar, bazen de sıcak veya soğuk suyu bacaklarına tutarak rahatlamaya çalışıyorlar. hareket ve masaj yoluyla rahatsızlık veren bu his tamamen veya bir nebze de olsa uzaklaşıyor.
devamını gör...

(bkz: jason padgett)

ayrıca (bkz: savant sendromu)

olay 2002 yılında meydana geldi. padgett, babasının dükkânında çalışan, biraz serserice bir hayat süren bir adamdı. okulu yarım bırakmıştı. tek derdi nerede parti orada sabah olan, bilimle, hele de matematikle hiç ilgisi olmayan bir karakter düşünün. işte öyle biri...

bir gece silahlı bir saldırıya uğradı padgett ve başına bir darbe aldı. hastaneye götürülüp ertesi gün taburcu olduktan sonra hayatı bambaşka bir hayata dönüştü. eskiden kesinlikle ilgi alanı olmayan matematik, geometri, resim gibi konularda zihninin inanılmaz derecede açıldığını fark etmişti. çok zor soruları hemen çözebiliyor, daha önce bu konuda hiç yeteneği olmadığı halde detaylı birtakım geometrik desenler çizebiliyordu.

söylediğine göre beyni, matematik formüllerini geometrik figürler olarak algılayıp, etrafındaki her şeyi, her eşyayı geometrik şekiller ve çizgiler şeklinde, yani matematiksel formda görüyordu. padgett şimdi 51 yaşında ve daha önce yaşadığı o "boş" hayatı bırakmış, yaşamına matematik ve geometri ile iç içe bir şekilde devam ediyor.

çizdiği geometrik resimleri de kendi resmi web sitesinden görebilirsiniz.

link
devamını gör...

bir daha kavuşulmayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullanılan bir söz anlamına gelen arapça kökenli kelime.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim