bir erkekte o kadar büyük meme güzel durmaz ama yine de siz bilirsiniz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

günümüz sosyal medyalarında olduğu gibi takip edene takip beğeni yapana beğeni olduğu içindir.
#842029 bu entrye katılıyorum, emek veren arkadaşlara destek olunması gerektiği kanaatindeyim.
insanları mutlu etmek çok kolay, bilene..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

20 eylül 1932 yılında "rockefeller center" binasının yapımı sırasında çekilen ve yüzyılın en ikonik fotoğraflarından biri olan bu fotoğraf yerden 260 metre yüksekte öğle yemeğini yiyen 11 işçiyi gösteriyor.
internette bazı isimler yazsa da aslında kimin çektiği tam olarak belli değilmiş.
devamını gör...

sinema dalında çağ atlasa da ülke olarak istenilen refah düzeyi ve siyasi ortama sahip değil. ortamı değerlendiren insanlar çıkmış ki kültürel anlamda çıtası yüksek bir halk olmanın gururu içerisindeler. bu da sinemada yeni anlayış, yeni perspektif, yeni sinema adamlarını ve yönetmenlerini ortaya çıkarmış. yazar neslihan acu, iran sineması hakkında şu tarifi yapmış :

bütçesi küçük ama insanlığı büyük samimi, dürüst filmler.
devamını gör...

-juliet
binlerce kez iyi geceler sana!
-romeo
binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa
.
.
.

romeo ve juliet.
devamını gör...

çocuk değil sumo güreşçisi heykeli diye düzelmesi gereken başlıktır.ama çocukta ısrarcılarsa en azından ismi ökkeş olsun.
devamını gör...

buzulların zamanla erimesine yol açan fakat hiç dikkate alınmayan küresel ısınma sonucu gerçekleşen olay. evet. daha doğayı kirletmeye devam edelim insan olarak, tabiatı ve dengeleri iplemeyelim ağaç yerine bina dikelim. o betonlar korur bizi nasılsa.
devamını gör...

70 li yıllarda fırtına gibi esen boney m'in 1977 tarihli love for sale albümünden bir şarkıdır. şarkının adı gerçek bir kişi olan kate barker'dan gelir.

ma, ingilizcede mother veya mom'ın kısaltmasıdır. bahsi geöen kate barker, 1873-1935 tarihleri arasında yaşamış, oğulları ile birlikte olduğu barker-karpis çetesinin lideri olarak tasvir edilsede, gerçekte oğullarının suçlarına daha çok yardımcı olmuş biridir. şarkıya esin kaynağı olan ma barker, oğlu fred ile birlikte, ocak 1935'te fbi tarafından düzenlenen bir operasyonda öldürülmüştür.

devamını gör...

biorezonans yöntemi ile yirmi iki yıllık bağımlılıımdan sonra bu grup dahil oldum. yaklaşık 3 aydır sigara içmiyorum. mutluyum.

sigara eski sevgili gibidir, onca zararına rağmen hala onu sevmeni bekleyen.
arada aforizma kasan kişidir.
devamını gör...

lothar günther buchheim'ın 1973 yılında yazmış olduğu aynı isimli kitaptan uyarlanan muhteşem bir alman filmi. zamanında u-571, greyhound gibi tamamen propaganda amacı güden vasat filmler ile bir tutulmuş olsa da -harvey keitel beni bağışlasın- bu filmin yeri johnny got his gun, the thin red line, a bridge too far gibi savaş filmlerinin yanıdır. petersen öyle bir atmosfer yaratır ki gerek kamera açıları gerek kullanılan müzikler tamamen o 283 dakikayı mürettebat ile beraber bizzat u-96'nın içinde geçiriyormuş gibi hissettirir izleyiciye. film ile alakalı tek kafama takılan şey bir kaç ingiliz destroyerini patlattıkları sahnenin tam tarihi bilememek çünkü hafızam beni yanıltmıyor ise laconia faciası aşağı yukarı 1942 yılının eylül ayında gerçekleşmekte ve bundan çok kısa bir süre sonra da zaten karl doenitz laconia order ile keskin bir çıkış yapmıştı. kaptan ve mürettebat yanarak denize atlayan ingiliz askerlerini gördüğünde onları kurtarmaya vakti olduğu halde kendi birliklerinin onları kurtarmadan gitmesi karşısında dehşete düşmüştü ve üzüldüler de ama yardım etmeden gitmelerinin sebebi onlarla paylaşabilecek yeterli yiyecek stokları ve yaşam alanları olmadığı için miydi yoksa olaylar gerçekleşirken çoktan laconia emri verilmiş miydi? kitapta da özellikle tam bir tarih belirtilmiyor genel itibari ile. cevap kesin olmasa bile o sahne filmin en güzel sahnelerinden biridir bu arada. eugène ıonesco şöyle buyurur:

"ideologies separate us. dreams and anguish bring us together."

bu sahnede de aslında bu cümlenin ete kemiğe bürünmüş halidir. işin özü; savaş filmlerinde, özellikle 2. dünya savaşı temalı savaş filmlerinde çoğu zaman bütün alman askerleri korkunç canavarlar olarak lanse edilirken savaşın diğer tarafı her zaman bir kahramanmış gibi pazarlanır. oysa das boot bir savaşın kahramanı olmadığını, anlatılan pek çok kahramanlık öyküsünün yalnızca fazladan cilalanmış, en kötü kısımları kesilmiş ve abartılmış saçmalıklardan ibaret olduğunu beyaz perdeye en güzel aktarmış filmdir. biz bu filmde kahramanlıklar izlemeyiz, savaşın çılgınlığı karşısında etten kemikten yapıldığının bilincinde korkmuş insanları izleriz. bir çoğu çocuktur daha, hatta bazıları o cilalanmış kahramanlık öyküleri ile büyülenmiştir de ama fotoğraflarda yaşları belli olmasın diye sakallarının uzamasını bekleyen bir grup çocuklardır sadece. bu nazi karşıtı bir film değil direkt savaş karşıtı bir filmdir ve bunun en güzel kanıtı da hiç istemediği bir savaşın ortasında, tamamen harcanabilir piyonlar olduğunun bilincinde herkesi hayatta tutmak için elinden geleni yapmaya çalışan kaptan karakteridir. eine reise ans ende des verstandes!
devamını gör...

kişinin karşı tarafın kendisini sevmediğini anlaması ve canının yanma durumudur.
belki en zor kabullenişlerden biridir. belki en başında inanmak istemiyor ve kendimizi kandırıyoruz sevdiğine dair, yüzsüzlük gibi bir şey aslında istenmediğimiz kalpte kalmak gibi. kabullenildiği zaman aslında insanın kalbi acısa bile sonrasında tüy gibi hafifleyecektir zaman her şeyin ilacıdır.
devamını gör...

yabancı ile yarattığı ahlaki sorgulama mükemmeldir. kürsü de bir süre sonra cinayetten değil annesinin ölümüne üzülmediği için hem toplum hem de mahkemece yargılanmaya başlar.
devamını gör...

susturmayın gençliği, bizim zamanımızda yok bu devrimci vardi bilmem ne diye kendi yapmadığınız şeyler üzerinden kasılmayın. z kuşağını eleştirmek yerine bir şeyler katmak için çabalasanız sanki daha hayırlı olur.
devamını gör...

kimi zaman huzur veren, kimi zaman hüzünlendiren kimi zaman ise insanı geçmişe götüren bir eylem.
devamını gör...

keşke bir de o büyük beklentileri karşılamanızı isterken bir de destek olsalar.
devamını gör...

lakapsız adı ahmet tanrıverdi olan, doğma büyüme büyükadalı, "prinkipo" adlı bir meyhaneyi aynı dede ve babalarımızın anlattığı tarzda işleten muhteşem insan.

ayrıca bu kültürü ve meze tariflerini anlattığı kitapları da mevcuttur.
devamını gör...

reşat nuri güntekin - çalıkuşu
ferit edgü - hakkari'de bir mevsim
orhan pamuk - masumiyet müzesi
zülfü livaneli - son ada
nazım hikmet - 835 satır
harper lee - bülbülü öldürmek
ahmet ümit - istanbul hatırası
hasan ali toptaş - kuşlar yasına gider
paulo coelho - simyacı
halide edip adıvar -mor salkımlı ev
devamını gör...

şizofreni ve bipolar bozukluk hastalıkları dışında lsd, meskalin, kokain ve halüsinojen mantarlarda bulunan psilosibin ve psilosin gibi maddelerin alınması halinde yaşanan durumdur. hastalık değildir; sadece genel bir psikiyatrik durum terimidir.
devamını gör...

university of connecticut'ın ncaa şampiyonu olmasında richard hamilton ile birlikte büyük rol oynamış sonrasında chicago bulls tarafından draft edilmiş tombiş oyun kurucu.

2003- 2004 ve 2004-2005 yılları arasında beşiktaş'ta oynamıştır. özellikle 2004-2005 sezonunda, beşiktaş müessese kulüplerinin karizmasını çizerken ciddi bir performans sergilemiştir. o kadro da beşiktaş'ın kafası kırıklar kontenjanından ratko varda'nın da yer aldığını söylemekte fayda var. khalid o sezonu 21 sayı ortalaması ile bitirmişken, varda ise 18 sayı ortalaması tutturmuştu.

sezon başında beşiktaş için play-off'lara kalmanın başarı olacağı düşünülürken, hobbit khalid ve kafası güzel varda enteresan işlere imza atmış ve beşiktaş'ın final oynamasını sağlamışlardır. önce 3 şişe tuborg açıp, tuborg pilsener'i süpürmüşler ardından sezon içerisinde iki kere kıtırdattıkları ülkerspor'u parkeden silerek muazzam bir başarıya imza atmışlardır.

o yıllarda finallerin müessese takımları arasında oynanması alışkanlık haline gelmişti. ülker-efes çekişmesi bunun odak noktasını oluşturuyordu. sonra tofaş'ta bu işlere karıştı. şirketini koparanın parkeye reklam için çıktığı bu dönemlerde müessese kulüplerine hooop birader burada kulüp takımları da var diyen beşiktaş'ın oyun kurucusu olan khalid el amin'i beşiktaş taraftarları işte bu yüzden kolay kolay unutmaz.

tabi bu sevimli hobbit'in birde ritüeli vardı. abimiz ne zaman serbest atış kullansa ve serbest atışını başarıyla sonuçlandırsa, beşiktaş taraftarı ''amin'' diye bağırırdı. tabiri caizse tribünleri imana getirmiştir. bizde az bağırmadık. adam sağ olsun bizi de beşiktaş maçlarında imana getirdi.

o sezon cidden güzel bir sezondu. her ne kadar takım şampiyon olamasa da parkeyi müessese takımlarına dar ettiği için asla unutulmadı. halen beşiktaş'ın şampiyon olan kadroları kadar değerli ve özel olarak addedilmeye devam etmesinin sebebi de budur. ülker serisinden yıpranarak ve dar rotasyonla gelen o takım serinin ilk maçını son anlarda kaybetmeseydi belki de bambaşka şeyler konuşacaktık. ama o heyecanı bizlere yaşattıkları için hepsine teşekkür ederiz ve amin *

ha bu arada khalid'in lakabı tombul kelebekti. beşiktaş'tan sonra türk telekom'un yolunu tuttu ve hımbıl kelebek olarak türkiye ligi macerasını 2 sezon sonra tamamladı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim