kış bahçesi
müstakil, bahçeli, amerikan tarzı bir eviniz varsa ya da sitedeki bahçe katında oturuyorsanız bahçenin bir bölümünü gerek camla -hatta direkt camla, başka bir şeyle olanını hiç görmedim, kapatıyorsunuz. buna kış bahçesi diyorlar. böylece kışın da bu kapalı alanda oturabiliyorsunuz ya da daha önemlisi bahçe mobilyalarınızı kışın zarar görmemeleri için bu bölüme yerleştiriyorsunuz. bir de güray süngü'nün bir kitabının adıymış.
devamını gör...
yansıma bulutsusu
karanlık bulutsu da denilen moleküler bulutlardan daha az yoğun olan, büyük parçacıklı bulutsu. yansıma bulutsuları, dünyadan baktığımızda arkalarında kalan yıldızların ışığını yansıtır ve saçarlar. bu nedenle de mavi görünürler.
aşağıda merope bulutsusu:
aşağıda merope bulutsusu:

devamını gör...
kuşak kelimesini kullananlar sözlükten uçurulsun kampanyası
uçurma abartı. ama mümkün mertebe kullanılmamalıdır.
devamını gör...
unutulmaz yeşilçam replikleri
ziya'nın cibicibis marka traş bıçağı ile ilgili repliği;
"dünyanın bütün meşhurları bununla traş oluyorlar; ingiltere kralı, rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, bakenbayuer, biricit bardo, nadya gomaniçi, kaleci mayer, fenerbahçeli cemil, hepsi bu bıçağı kullanıyorlar.” *
kıymetli edit:
vecihi: bunlar da pilot mu be! ben koskoca boeingi ankara asfaltına indirdim!!
"dünyanın bütün meşhurları bununla traş oluyorlar; ingiltere kralı, rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, bakenbayuer, biricit bardo, nadya gomaniçi, kaleci mayer, fenerbahçeli cemil, hepsi bu bıçağı kullanıyorlar.” *
kıymetli edit:
vecihi: bunlar da pilot mu be! ben koskoca boeingi ankara asfaltına indirdim!!
devamını gör...
uzak yakınlık
“yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
ikimizdik, iki kişi değildik
bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
sanki bir bakıma ayrılık böyle.”
edip cansever şiiri.
ikimizdik, iki kişi değildik
bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
sanki bir bakıma ayrılık böyle.”
edip cansever şiiri.
devamını gör...
there will be blood
alkışlar onun için: daniel plainview! i drink your milkshake! i drink it up! everyday! daniel day-lewis, daniel plainview rolünde! *
kusursuzdu oyunculuklar, kusursuz.
there will be blood, günümüze ışık tutan fakat bu ışığın aslında ne kadar da karanlık olduğunu gösteren bir film. bir dram veyahut bir trajedi. din-ideoloji çatışması, kilise-devlet çatışması, yoksulluk-varsıllık, sevgi-nefret, iyilik ve kötülük! baba ve oğul! hakikat bilgisi! her şeyi anlatıyor. o halde teması nedir diye sorulabilir mi? bilemiyorum. fakat insan ruhunu duyumsuyor bu film ile birlikte. çünkü çok gerçek. hayatın kendisi. dokunaklı, nefret edilesice, sevilesice bir şey bu! kan dökülecek, kan!
düşünmek için zaman istiyorum bu tanımı yazmaya... hakkında bir şey söylemeye cesaret de etmek istemiyorum aslında. ama ilk tanımın şerefine, yazacağım yine de.
daniel plainview'da kendimi gördüğümü söyleyeceğim. herkes de bunu söyleyecektir kendi için belki. aslında onun iyi ve kötü bir insan olup olmadığını kim bilebilirdi? içten içe yalnızlığını biliyor ve çabalıyor delirmemek için. ama kötücüllüğü açığa çıkıyor. kim isterdi cinayet işlemek, tek varlığı olan sevdiğini terk etmek? kimse istemezdi. ama kendi çıkarı için yapmak zorundaydı. paul thomas anderson mükemmel bir iş çıkarmış. romanından esinlenilen upton sinclair için de söyleyebiliriz bunu. (bkz: oil!)
filmin müziklerini jonny greenwood yapmıştır. aşağıda alıntılardan sonra birkaçını paylaşacağım. müzik o kadar uygundu, o kadar güzel yedirilmişti ki filmin nasıl geçtiğini anlayamadım. buradan da magnolia (film)'ya selam olsun. alıntıları doğrudan imdb'den paylaşacağım.
henry ve daniel arasında geçen konuşma:
--- alıntı ---
plainview: are you an angry man, henry?
henry brands: about what?
plainview: are you envious? d'you get envious?
henry brands: i don't think so. no.
plainview: i have a competition in me. i want no one else to succeed. i hate most people.
henry brands: that part of me is gone. working and not succeeding- all my, uh... failures has left me, uh... i just don't... care.
plainview: well, if it's in me, it's in you. there are times when i... i look at people and i see nothing worth liking. i want to earn enough money i can get away from everyone.
henry brands: what will you do about your boy?
plainview: i don't know. uhhhh, maybe it'll change. does your sound come back to you? i don't know. maybe no one knows that. a doctor might not know that.
henry brands: where's his mother?
plainview: i don't want to talk about those things. i see the worst in people, henry. i don't need to look past seeing them to get all i need. i've built up my hatreds over the years, little by little. having you here gives me a second breath of life. i can't keep doing this on my own... with these, umm... people.
--- alıntı ---
daniel ve eli. final:
--- alıntı ---
eli sunday: why are you talking about paul?
plainview: i did what your brother couldn't.
eli sunday: don't say this to me.
plainview: i broke you and i beat you. it was paul who told me about you. he's the prophet. he's the smart one. he knew what was there and he found me to take it out of the ground, and you know what the funny thing is? listen... listen... listen... i paid him ten thousand dollars, cash in hand, just like that. he has his own company now. a prosperous little business. three wells producing. five thousand dollars a week.
[eli cries]
plainview: stop crying, you sniveling ass! stop your nonsense. you're just the afterbirth, eli.
eli sunday: no...
plainview: you slithered out of your mother's filth.
eli sunday: no.
plainview: they should have put you in a glass jar on a mantlepiece. where were you when paul was suckling at his mother's teat? where were you? who was nursing you, poor eli? one of bandy's sows? that land has been had. nothing you can do about it. it's gone. it's had.
eli sunday: if you would just take...
plainview: you lose.
eli sunday: ...this lease, daniel...
plainview: drainage! drainage, eli, you boy. drained dry. ı'm so sorry. here, if you have a milkshake, and i have a milkshake, and i have a straw. there it is, that's a straw, you see? watch it. now, my straw reaches acroooooooss the room and starts to drink your milkshake. i... drink... your... milkshake!
[sucking sound]
plainview: i drink it up!
eli sunday: don't bully me, daniel!
[daniel roars and throws eli across the room]
plainview: did you think your song and dance and your superstition would help you, eli? i am the third revelation! i am who the lord has chosen!
--- alıntı ---
prospector's arrive (soundtrack), bazı sahnelerle birlikte:
oil (soundtrack):
kusursuzdu oyunculuklar, kusursuz.
there will be blood, günümüze ışık tutan fakat bu ışığın aslında ne kadar da karanlık olduğunu gösteren bir film. bir dram veyahut bir trajedi. din-ideoloji çatışması, kilise-devlet çatışması, yoksulluk-varsıllık, sevgi-nefret, iyilik ve kötülük! baba ve oğul! hakikat bilgisi! her şeyi anlatıyor. o halde teması nedir diye sorulabilir mi? bilemiyorum. fakat insan ruhunu duyumsuyor bu film ile birlikte. çünkü çok gerçek. hayatın kendisi. dokunaklı, nefret edilesice, sevilesice bir şey bu! kan dökülecek, kan!
düşünmek için zaman istiyorum bu tanımı yazmaya... hakkında bir şey söylemeye cesaret de etmek istemiyorum aslında. ama ilk tanımın şerefine, yazacağım yine de.
daniel plainview'da kendimi gördüğümü söyleyeceğim. herkes de bunu söyleyecektir kendi için belki. aslında onun iyi ve kötü bir insan olup olmadığını kim bilebilirdi? içten içe yalnızlığını biliyor ve çabalıyor delirmemek için. ama kötücüllüğü açığa çıkıyor. kim isterdi cinayet işlemek, tek varlığı olan sevdiğini terk etmek? kimse istemezdi. ama kendi çıkarı için yapmak zorundaydı. paul thomas anderson mükemmel bir iş çıkarmış. romanından esinlenilen upton sinclair için de söyleyebiliriz bunu. (bkz: oil!)
filmin müziklerini jonny greenwood yapmıştır. aşağıda alıntılardan sonra birkaçını paylaşacağım. müzik o kadar uygundu, o kadar güzel yedirilmişti ki filmin nasıl geçtiğini anlayamadım. buradan da magnolia (film)'ya selam olsun. alıntıları doğrudan imdb'den paylaşacağım.
henry ve daniel arasında geçen konuşma:
--- alıntı ---
plainview: are you an angry man, henry?
henry brands: about what?
plainview: are you envious? d'you get envious?
henry brands: i don't think so. no.
plainview: i have a competition in me. i want no one else to succeed. i hate most people.
henry brands: that part of me is gone. working and not succeeding- all my, uh... failures has left me, uh... i just don't... care.
plainview: well, if it's in me, it's in you. there are times when i... i look at people and i see nothing worth liking. i want to earn enough money i can get away from everyone.
henry brands: what will you do about your boy?
plainview: i don't know. uhhhh, maybe it'll change. does your sound come back to you? i don't know. maybe no one knows that. a doctor might not know that.
henry brands: where's his mother?
plainview: i don't want to talk about those things. i see the worst in people, henry. i don't need to look past seeing them to get all i need. i've built up my hatreds over the years, little by little. having you here gives me a second breath of life. i can't keep doing this on my own... with these, umm... people.
--- alıntı ---
daniel ve eli. final:
--- alıntı ---
eli sunday: why are you talking about paul?
plainview: i did what your brother couldn't.
eli sunday: don't say this to me.
plainview: i broke you and i beat you. it was paul who told me about you. he's the prophet. he's the smart one. he knew what was there and he found me to take it out of the ground, and you know what the funny thing is? listen... listen... listen... i paid him ten thousand dollars, cash in hand, just like that. he has his own company now. a prosperous little business. three wells producing. five thousand dollars a week.
[eli cries]
plainview: stop crying, you sniveling ass! stop your nonsense. you're just the afterbirth, eli.
eli sunday: no...
plainview: you slithered out of your mother's filth.
eli sunday: no.
plainview: they should have put you in a glass jar on a mantlepiece. where were you when paul was suckling at his mother's teat? where were you? who was nursing you, poor eli? one of bandy's sows? that land has been had. nothing you can do about it. it's gone. it's had.
eli sunday: if you would just take...
plainview: you lose.
eli sunday: ...this lease, daniel...
plainview: drainage! drainage, eli, you boy. drained dry. ı'm so sorry. here, if you have a milkshake, and i have a milkshake, and i have a straw. there it is, that's a straw, you see? watch it. now, my straw reaches acroooooooss the room and starts to drink your milkshake. i... drink... your... milkshake!
[sucking sound]
plainview: i drink it up!
eli sunday: don't bully me, daniel!
[daniel roars and throws eli across the room]
plainview: did you think your song and dance and your superstition would help you, eli? i am the third revelation! i am who the lord has chosen!
--- alıntı ---
prospector's arrive (soundtrack), bazı sahnelerle birlikte:
oil (soundtrack):
devamını gör...
çocukluğu hatırlatan yiyecekler
devamını gör...
doğrusunu unutturan sözler
ptt = pijama terlik televizyon
bkz. posta telefon telgraf.
bkz. posta telefon telgraf.
devamını gör...
iki gün ara verince bildirimlerin kesilmesi
devamını gör...
resim yükleme özelliğinin gelmesi
bunun şerefine yoldaştan kendi resmini yüklemesini beklerdim şahsen.
devamını gör...
levent yüksel
naif bir adamdır. bu sabaha onun aşağıdaki şarkısıyla başladım.
nedir derdin söyle diye
bir gün bana sormadın
yüzüme bakmadın
anla beni sevgilim
bıraktım seni kal, hoşça kal
bugünlerin, yarınları var
gidiyorum ben, sen hoşça kal
nedir derdin söyle diye
bir gün bana sormadın
yüzüme bakmadın
anla beni sevgilim
bıraktım seni kal, hoşça kal
bugünlerin, yarınları var
gidiyorum ben, sen hoşça kal
devamını gör...
çok fena cehaletin döndüğü düşünülen yerler
en yakın akp il başkanlığı.
ayrıca çok fena yolsuzluğun döndüğü düşünülen yerler katagorisinde değerlendirmek mümkün.
ayrıca çok fena yolsuzluğun döndüğü düşünülen yerler katagorisinde değerlendirmek mümkün.
devamını gör...
sağcı şairlerin pek kalıcı olmaması
ismet özel hepsini uçurdu gitti bence.
devamını gör...
anagapesis
anagapesis, yunanca kökenli bir sözcüktür. kişinin aşık olduğu kişiyi karşı beslediği hissizliği ifade eder.
bir anda aşık olup, sonra bir anda sevgiyi kaybetmek demek. sevdiğiniz kişiye çok kırıldığınızda olur bu ruh hali. akşam sizi çok kırmıştır, sabah uyandığınızda artık eskisi kadar aşık değilsinizdir. kırgınlık duygusu sevginin üzerine çıktığında oluyor.
bir anda aşık olup, sonra bir anda sevgiyi kaybetmek demek. sevdiğiniz kişiye çok kırıldığınızda olur bu ruh hali. akşam sizi çok kırmıştır, sabah uyandığınızda artık eskisi kadar aşık değilsinizdir. kırgınlık duygusu sevginin üzerine çıktığında oluyor.
devamını gör...
artırılmış gerçeklik
etrafımızda gördüğümüz gerçek dünyaya, bilgisayarla oluşturulmuş sanal cisimlerin yerleştirilmesiyle ortaya çıkan teknoloji.
bu teknoloji oyunlardan mimariye kadar birçok alanda kullanılıyor. genel olarak 2 çeşidi var diyebiliriz:
1- konum tabanlı
sensörler ve gps aracılığıyla konum bilginiz alınır ve konumunuza göre bazı bilgiler sanal olarak gözlük ekranına yerleştirilir.
2- işaretçi tabanlı
yakınınızdaki bazı cisimler işaretçi olarak kabul edilir. bu işaretçilere sanal cisimler yerleştirilir. bu cisimlere baktığınız zamanlarda çeşitli animasyonlar başlatılır ve cisimlerle etkileşime girebilirsiniz.
bu teknolojinin hepimiz tarafından en iyi bilinen uygulaması pokemon go oyunu oldu. hatırlarsanız olur olmaz yerlerde beliren pokemon imgelerinin peşinde, elinde telefonla koşan insanlar sarmıştı ortalığı.
bu teknoloji oyunlardan mimariye kadar birçok alanda kullanılıyor. genel olarak 2 çeşidi var diyebiliriz:
1- konum tabanlı
sensörler ve gps aracılığıyla konum bilginiz alınır ve konumunuza göre bazı bilgiler sanal olarak gözlük ekranına yerleştirilir.
2- işaretçi tabanlı
yakınınızdaki bazı cisimler işaretçi olarak kabul edilir. bu işaretçilere sanal cisimler yerleştirilir. bu cisimlere baktığınız zamanlarda çeşitli animasyonlar başlatılır ve cisimlerle etkileşime girebilirsiniz.
bu teknolojinin hepimiz tarafından en iyi bilinen uygulaması pokemon go oyunu oldu. hatırlarsanız olur olmaz yerlerde beliren pokemon imgelerinin peşinde, elinde telefonla koşan insanlar sarmıştı ortalığı.
devamını gör...
yazarların en sevdiği otomobil markası
'67 model mustang gt500 üzerine araba tanımıyorum.
asalete bakar mısınız:

(görsel, pixels. com'dan alıntı)
asalete bakar mısınız:

(görsel, pixels. com'dan alıntı)
devamını gör...
sevildiğini bilmek
bilmekle emin olmak arasında dağlar kadar fark olduğundan ve bilsek de emin olamayacağımız için faydasız olduğunu düşündüğüm olay.
şüphe benim göbek adım.
bize bilmek yetmiyor, inanmak, hissetmek, emin olmak ve birçok şeyi de beraberinde istiyoruz.*
bu arada; hemen üstteki yazar arkadaşım, yalnız değilsin.
şüphe benim göbek adım.
bize bilmek yetmiyor, inanmak, hissetmek, emin olmak ve birçok şeyi de beraberinde istiyoruz.*
bu arada; hemen üstteki yazar arkadaşım, yalnız değilsin.
devamını gör...
seksten daha fazla zevk veren aktivite
gönülden sevdiğin birine sarılmak, onun bütün benliğini her hücrende hissetmek.
devamını gör...
troll başlıklarına yazmıyoruz kampanyası
ben yazarım. diğer türlü daralırım burada. her yerde ciddi suratlar görmek istemiyorum. az gülsek fena mı olur?
devamını gör...
tek şarkısı dahi kötü olmayan şarkıcı
mabel matiz. melodilerinin bile çok özgün olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...