felsefeyle ilgili herhangi bir öngörüsü, hazırbulunuşluğu olmayan okurlara felsefeyi genel hatlarıyla öğreten, bunu sıkmadan, güçlü bir kurgu ile yapabilmeyi başaran eserdir.
devamını gör...

bize gerçek dünyayı bir süre için de olsa unutturan, sanat yoluyla yaratılmış görüntü. (felsefi açıdan)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

son günlerde yapay zekâ kodlamaya merak sardığımdan kollarına geri döndüğüm eski dost.
devamını gör...

yazdım, çizdim, yazdım, çizdim.
sonra dedim susayım!
hasat mevsimi sona erdi işte...
devamını gör...

iki buçuk yıllık platonik bir evreden sonra kafamda tasarladığım naçizane bir plan ile kendisine açılma kararı aldım. plana göre kendisini eski usul numaralar ile gizleyen iki arkadaşımın yardımı ile hesap ödeme ve olay esnasında çalacak şarkı buradan işlerini halledecektim. mevcut şahsiyetime göre beklentinin üzerinde bir hediye alarak kendisine vermek istedim çünkü olaydan iki gün sonra kendilerinin doğum günüydü. içimde tam olarak tarif edemediğim çok garip bir his vardı. ben içimdeki bu his ile cebelleşirken kendilerinin kafeden içeri girdiğini gördüm. bulunduğum masaya doğru yönelerek karşıma oturdu. ilk yarım saat boyunca olan bitenden bihaber, karşısındaki insanı yakın arkadaş olarak gören bu kızın ve iki buçuk yıllık emeğin, arkadaşlığın yanıp kül olacağına inan kendimin sohbeti başladı. uygun bir anı bulduktan ve kendimi hazır hissettikten sonra kelimeler ağzımdan dökülmeye başladı. ilk olarak kendisine "seninle geçirdiğim 2.5 yılda sen bana her ne kadar arkadaş gözüyle baktıysan ben sana o kadar arkadaşlıktan öte bir göz ile baktım. ben her gece başımı yastığa koymadan önce bir soru sordum kendime, dedim ki: sen bu kızdan gerçekten hoşlanıyor musun? ve evet her gece kendime sorduğum bu sorunun cevabı hiç değişmeden aynıydı ben senden hoşlanmıyorum! ben seviyorum seni. çünkü hoşlanmak ile sevmek nezdimde çok farklı şeyler. hoşlanmak gelip geçici bir duyguyken sevmek bende bambaşka, baki. ben senin hayatından sen beni çıkarmadığın sürece çıkmak istemiyorum ancak şunu bilmeni isterim ki beni hayatında tuttuğun sürece senin beni sevmen için bir şeyleri sürekli deneyip duracağım... " kendisinin ne tepki vereceğini, kelimelerine nasıl başlayacağını kestirmek güçtü. çünkü ben bu kelimeleri sarf ederken gözlerini doldurabilmeyi başarmıştım. belki o da bana karşı boş değildi, bir şeyler hissediyordu. karşımda onunla, içimde ise kendim ile cebelleşirken benim için o mahur beste çoktan çalmaya başlamıştı. kendisine has, o güzel diliyle bu işin olmayacağını, benimle aynı duyguları hissetmediğini belirterek zatı şahanemi reddetti. her ne kadar bu ihtimale kendimi hazırlamış olsam da tabir-i caizse dünyam başıma yıkıldı.

edit1:

malum olaydan üç veya dört ay geçti ama gelin görün ki sevgili kafacılar aynı durumda devam ediyorum. dünyamı tekrar kuramadım bir türlü. kafanızı da bir güzel şişirdim kusuruma bakmayın. en azından yazarak içimdekileri atmak istiyorum. böyle bir başlık görünce yazmak istedim. umarım herkes sevdiği insan tarafından sevilir kendinize iyi bakın:)


edit2:
şuan durumumun nasıl olduğu hakkında mesajlarınız için çok çok teşekkür ederim. dilim döndüğünce buradan anlatayım. aradan neredeyse 1.5 yıl geçti. bu süre içerisinde kız arkadaşlarım oldu. onlarla güzel vakitler geçirdim. aslında onu unutabilmek için mi denedim böyle bir yolu ondan da emin değilim ancak hiçbiri kendilerinin yerini tutamadı. yaşanmamışlığın özlemini duymak mı bu? yoksa başka bir şey mi bilemiyorum ama olmadı işte. hala seviyorum onu hala özlüyorum. bitmeyen bir şeyler var içimde tek taraflı. gülüşü, bakışı bir olaya vereceği tepki dahi beynimin içine kazılı unutamıyorum. zaten unutmak da istemiyorum aslında. hasretiyle yaşayıp gidiyorum öyle. devam etmeye çalışıyorum..
devamını gör...

kağıt mendil markasıdır. türkiye'nin ilk kağıt mendili olabilir kanımca ki bu yüzden diğer kağıt mendillere de selpak denir.
devamını gör...

“ bu dava benim hayat davamdır. ben eğer başarısız olursam yaşayamam”
başardın ! yaşa varol büyük atatürk !
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

okumadığım ama okumak istediğim romanlardan biridir.
devamını gör...

her derde deva.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

anne sütünde bulunan;inek sütünde bulunmayan e.coli ve deriden gelen bakterilerin epitel dokuya bağlanmasını ve dokuya girmesini önleyen oligosakkarit yapıda maddedir.
devamını gör...

anı dolu çentiklerin, uzağa uçan kuşlara dönüşmesidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2 mafya bozuntusu, ülkenin içişleri bakanı hakkında konuşuyor. biri suçluyor, diğeri savunuyor. koca ülkenin içişleri bakanı 2 mafya bozuntusuyla gündeme geliyor inanılmaz. yeni türkiye dedikleri bu olmasa gerek, çünkü susurluk'ta biz bu mafya-devlet ilişkilerini gördük.

neresinden bakarsanız bakın rezaletler silsilesinde yeni bir perde. ülkenin gündemini mafya mı belirliyor?
devamını gör...

fularlı beyler eklesin. teşekkürler.
devamını gör...

izlerken bile sinirlerime hakim olamadığım olay. şu an anladım ki ben şiddete filan karşı değilim. birisi çıkıp şu adam müsvettesinin ağzını burnunu kırsa, eşek sudan gelene kadar üç beş posta dövse; oturur, zevkle izlerim.
bir adet şeref yoksunu, vicdansın mahlukat içeren haber. insanın aklı almıyor. doğru yolunda giderken duran çocuğa sen ne hakla yumruk atıyorsun ya ne hakla ne haklaa!
devamını gör...

12 burç var tamam, fakat bunun yükseleni, ay'ı, venüsü diye seçenekleri var. bir de 12 adet ev varmış gökyüzünde. neptün 9. evinde diyor, fakat doğum haritana ve ay burcuna bak diyor. bu arada bu alandan bile ekmek kazananlar var ilginç. buna ciddi ciddi kafa yoranlar filan var, kardeşim ben kan grubumu bile ezberleyememiş insanım. ne amaçsız boş insanlarsınız yahu. bir hanım kız var astrolog elvan diye, twitter da sürekli geliyor, gelmekte olan diyor. ne geliyor anlamıyorum. sürekli bir felaket tellallığı. ben atayım daa belki bi deprem olur, belki biri sevgilisinden ayrılır, belki birinin evinde yangın çıkar diye olabilitesi yüksek durumlardan prim kasıyor. twitlerini incelemiştim bi gece, hayattan soğudum, özgüvenine hayran kaldım. sanırsın atomu parçalıyor. kurtlar vadisinde it oğlu erdal'ın takık olduğu avukat hanımda burç yorumu yapıyor, yüzünde sabit bir ifade, heyecansız bir ses tonu, anlamadığım dilde bişeyler anlatıyor gibi yayınlar yapıyor. neyse bu ülkede kesin olmayan her alandan ekmek kapısı çıkar. fal, burç bunların her zaman alıcısı var ne yazık ki.
devamını gör...

kitaplarıı okumadım ama tek kelimeyle muhteşem bir film. beğenmeyen sinema cahillerini kale almayınız. senelerdir çocuklara hitap eden marvel filmlerini izlemeye alıştıklarından kaliteli bir film nasıl olur unutmuşlar.

efendim sinemada bir şey anlatılmaz, gösterilir. marvel filmlerinde olduğu gibi her şeyin diyaloglarla anlatıldığı filmler kalitesizdir. tabi bunu da izleyici kitlesinin yaşını düşürmek için yaparlar.

kaliteli bir filmde ise vücut dili, sahne ve sembolizm ön plandadır. yani hikaye kulağınıza değil gözünüze anlatılır. dolayısıyla kaliteli bir filmi yalnızca yeterli hayat tecrübesine ulaşmış yetişkinler anlar ve bundan zevk alır. işte dune da böyle bir film.

normalde dune olayların çoğunun karakterlerin zihninde gerçekleştiği için sinemaya düzgün bir şekilde aktarılması imkansız olarak görülen bir kitap imiş. ama denis villeneuve gibi hikayeyi göstermeyi ve oyuncuları doğru seçmeyi bilen bir yönetmenin eline düşünce böyle güzel bir film ortaya çıkmış. kendisinin bir sinema dehası olduğuna bir kez daha iman ettim. bir film bu kadar mı güzel olur; sanki bir rüya görmüşüm gibi.

ne diyeyim özlemişim kaliteli film izlemeyi.
devamını gör...

bence hepimizi kekliyor.
t: şakacı bir yazar.
devamını gör...

vida gabor
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kafa dergisinin eylül sayısına "eylül'e isyan gibi" diye bir şiir yazmış celil nalçakan, ben ahmet kaya'nın parçasını bilirdim sadece eylül'e isyan gibi diye.

adının güzelliği midir eylül ayındayız diye midir bilemiyorum ben çok sevdim şiiri. her ikisininde paylaşmak istedim..


eylül'e isyan gibi

"gitmem" diyip gitmeyen bir kişi göster bana.
dün biten sevdalar, bu aşkın ön sözüdür.
gözlerinden de gerçek bir sır vereyim sana;
mezarsız şairlerin kefeni gökyüzüdür.

c.nalçakan


devamını gör...

doç. dr. sinan canan'ın, yüzük ve işaret parmağı uzunluğuna bakarak beynin cinsiyetinin farkına varılabileceği araştırmasının sonucudur.

bilişsel işlevler anlamında erkek ve kadına atfedilen bazı özellikler olduğunu anlatan canan, sözlerini şöyle sürdürdü: "anne karnında maruz kaldığınız (bkz: testosteron) miktarına göre beyninizin cinsiyeti belirleniyor. fazla testosterona maruz kalırsanız ki erkeklerin çoğunda böyledir, erkek hamilelikte bu miktar yüksektir. ama stres durumlarında da testosteron artabiliyor. bu durumda dişi bebeklerde erkek beyni, erkek bebeklerde dişi beyni görebiliyoruz.

yüzük parmağınız işaret parmağınızdan uzunsa, erkek beynine sahipsiniz.
yüzük parmağınız işaret parmağınızla eşit ya da yüzük parmağı daha kısaysa dişi beyinlisiniz.
parmakların uzunluğunu kodlayan genlerle beyin cinsiyetini belirleyen genler aynı grupta.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim