bim'e iki kapıdan girmek
kapısı olmayan defacto, lc waikiki gibi mağazaların bunu ürünlerinin herkes için olduğu ve müşterileri kucaklıyormuş izlenimi vermek için yaptığını öğrendikten sonra aklımı kurcalamaya başlamış durum.
devamını gör...
kendin yapınca hoşuna giden başkaları yapınca aptalca bulduğun şeyler
arabada müzik sesini sona verip arizona kertenkelesi gibi sağda solda turlamak.
devamını gör...
sözlüğe 90'lardan bir şarkı bırak
doktor mehmet mutaf'ın unutulmaz klasiği.
devamını gör...
milli kütüphane
ankara bahçelievler'de bulunan bir tane liseliler için, üç tane üniversiteliler için, bir tane de akademisyenler için çalışma salonu barındıran kocaman kütüphanedir. ayrıca sol frame'de adını görür görmez beni fazlasıyla duygulandıran yerdir. kendisi benim hüzünlü tıplı kekimdir.
özel günler harici 7/24 açıktır. çok büyük olmasına rağmen belli bir saatten sonra hep sıra olur ve insanlar birisi çıkınca onun yerine girer. ciddi ciddi saatlerce sıra bekleyenler vardır.
güzel bir sistemi vardır. içinde birden fazla wc, yemek yiyebileceğiniz görece daha pahalı kantini, abur cuburlardan tutun hayatınızda içtiğiniz ennn kötü kahveye kadar bulunan otomatları, küçük sigara içilmeyen bir terası, evden yemek getirenler için iki küçük odacığı, bilgisayar bölümü vardır.
geldiğinizde kartınızı okutup salon seçersiniz ve rastgele bir numara verir. kartla içeri giriş yaparsınız, dilerseniz 2 kere yer değiştirme hakkına sahipsiniz. sonrası için belli bir süre beklemen gerekiyordu ama şu an hatırlamıyorum. dışarıya çıkmak istiyorsanız mola yarım saatlik ve bir saatlik alabileceğiniz molalar mevcuttur. eğer moladan vaktinde dönmezseniz otomatik olarak sizi atar ve sırada bekleyen başka biri sizin yerinize girer. tabii bu molaları da alma sınırı var, öyle zırt pırt alamıyorsunuz. önceden aralarda koltuklar da vardı, sonradan kaldırdılar. yine de aralarda sohbet eden birçok insan vardır. geceleri uyumaya gelen bile olur. girişinde güvenlik de vardır. belli bir saat sonra içerideki hava artık dayanılmaz olur, o yüzden en ideali sabah saatleridir. halide salonu daha küçük, ışıklandırması daha güzel, masaları daha kaliteli ve daha havadar olması sebebiyle kapış kapış gider.
anlayacağınız disiplin ve düzen konusunda epey gelişmiş bir kütüphanedir. pandemi öncesi arkadaşlarımla sabahtan girip akşam çıktığım yerdi. o ders aralarında merdivene oturup ettiğim sohbet ya da terasa çıkıp aldığın temiz havanın ne kadar güzel olduğunu anlatamam. terasta da birçok güvercin vardır, insana alıştıkları için yanında yürürler.
bir insan kütüphaneyle arasında duygusal bağ kurar mı, kuruyormuş işte...
özel günler harici 7/24 açıktır. çok büyük olmasına rağmen belli bir saatten sonra hep sıra olur ve insanlar birisi çıkınca onun yerine girer. ciddi ciddi saatlerce sıra bekleyenler vardır.
güzel bir sistemi vardır. içinde birden fazla wc, yemek yiyebileceğiniz görece daha pahalı kantini, abur cuburlardan tutun hayatınızda içtiğiniz ennn kötü kahveye kadar bulunan otomatları, küçük sigara içilmeyen bir terası, evden yemek getirenler için iki küçük odacığı, bilgisayar bölümü vardır.
geldiğinizde kartınızı okutup salon seçersiniz ve rastgele bir numara verir. kartla içeri giriş yaparsınız, dilerseniz 2 kere yer değiştirme hakkına sahipsiniz. sonrası için belli bir süre beklemen gerekiyordu ama şu an hatırlamıyorum. dışarıya çıkmak istiyorsanız mola yarım saatlik ve bir saatlik alabileceğiniz molalar mevcuttur. eğer moladan vaktinde dönmezseniz otomatik olarak sizi atar ve sırada bekleyen başka biri sizin yerinize girer. tabii bu molaları da alma sınırı var, öyle zırt pırt alamıyorsunuz. önceden aralarda koltuklar da vardı, sonradan kaldırdılar. yine de aralarda sohbet eden birçok insan vardır. geceleri uyumaya gelen bile olur. girişinde güvenlik de vardır. belli bir saat sonra içerideki hava artık dayanılmaz olur, o yüzden en ideali sabah saatleridir. halide salonu daha küçük, ışıklandırması daha güzel, masaları daha kaliteli ve daha havadar olması sebebiyle kapış kapış gider.
anlayacağınız disiplin ve düzen konusunda epey gelişmiş bir kütüphanedir. pandemi öncesi arkadaşlarımla sabahtan girip akşam çıktığım yerdi. o ders aralarında merdivene oturup ettiğim sohbet ya da terasa çıkıp aldığın temiz havanın ne kadar güzel olduğunu anlatamam. terasta da birçok güvercin vardır, insana alıştıkları için yanında yürürler.
bir insan kütüphaneyle arasında duygusal bağ kurar mı, kuruyormuş işte...
devamını gör...
kapalı alanda maskesini indirenler
gözlükleri buğulanıyor olabilir.
devamını gör...
bir yazarda olması gereken özellikler
cep telefonu ya da pc.
devamını gör...
bağlanma teorisi
bağlanma, başka bir kişiyle duygusal bir bağ oluşmasıdır. ingiliz psikolog john bowlby, bağlanmayı "insanlar arasında kalıcı bir psikolojik bağlılık" olarak tanımlamıştır. bowlby, çocukların bakıcılarıyla (caregiver) kurduğu ilk bağların yaşam boyunca devam ettiğini ve etkisini sürdürdüğünü öne atmıştır. hatta öyle ki, yetişkinlikte başka insanlarla kurulan ilişkinin niteliği bile bu kişinin küçükken anneyle (veya herhangi bir ebeveynle) kurduğu bağlanma ilişkisi sayesinde belirlendiği düşüncesi savunulmuştur.
bu kuramın araştırılmasında çocuklar ve hayvanlar üzerine deneyler yapılmıştır. hatta john bowlby'nin çalışmalarından haberdar olmayan harry harlow, rhesus maymunları üzerinde sahte anne deneyi gerçekleştirmiştir. anneden yoksun büyüyen yavruların daha agresif ve korku dolu olduklarını fark edip maymunların yumuşaklık ve sıcaklıktan dolayı bebek bezlerine düşkün olduğunu gözlemlemiştir. yavru maymunların karnı doyurulsa da anne şefkatine, ilgisine ve sıcaklığına ihtiyaç duydukları ve anneyi sadece besin için aramadıkları sonucu çıkarılmıştır.
bağlanma tarzları çok önemlidir. annesine ''güvenli'' bağlanan 1 yaşındaki çocuk etrafta bağımsızca dolaşabilirken, anneye ''kaygılı'' bağlanan bir çocuğun anne etrafındayken bile huzursuz olduğu ve hep bir kaygı taşıdığı gözlemlenmiştir. hatta annesine tekme atma ve vurma davranışları da sergilemiştir. annesine ''kaçıngan'' bağlanan çocuk ise anne yokken ağlamaz, anne gelince kaçınır ve anneye öfkeli görünmektedir.
bu kuramın araştırılmasında çocuklar ve hayvanlar üzerine deneyler yapılmıştır. hatta john bowlby'nin çalışmalarından haberdar olmayan harry harlow, rhesus maymunları üzerinde sahte anne deneyi gerçekleştirmiştir. anneden yoksun büyüyen yavruların daha agresif ve korku dolu olduklarını fark edip maymunların yumuşaklık ve sıcaklıktan dolayı bebek bezlerine düşkün olduğunu gözlemlemiştir. yavru maymunların karnı doyurulsa da anne şefkatine, ilgisine ve sıcaklığına ihtiyaç duydukları ve anneyi sadece besin için aramadıkları sonucu çıkarılmıştır.
bağlanma tarzları çok önemlidir. annesine ''güvenli'' bağlanan 1 yaşındaki çocuk etrafta bağımsızca dolaşabilirken, anneye ''kaygılı'' bağlanan bir çocuğun anne etrafındayken bile huzursuz olduğu ve hep bir kaygı taşıdığı gözlemlenmiştir. hatta annesine tekme atma ve vurma davranışları da sergilemiştir. annesine ''kaçıngan'' bağlanan çocuk ise anne yokken ağlamaz, anne gelince kaçınır ve anneye öfkeli görünmektedir.
devamını gör...
15 ocak 2021 hollanda hükümeti istifa etmesi
biz siyasette böyle onurlu davranışlara alışkın değiliz. adam çalıyor ama çalışıyor deriz.
devamını gör...
anadolu ajansı'nın japonya'da esnaf zor durumda haberi
te alahım ya, bunu akıl etmek için nasıl bir kurnazlık gerekir, empati yapamıyorum,
bu haberi anlamam için yeterli bilgim yok bilinçaltımda...
işleri güçleri tiyatro ya...
bu haberi anlamam için yeterli bilgim yok bilinçaltımda...
işleri güçleri tiyatro ya...
devamını gör...
her işi son güne bırakmak
sırf steve jobsın aradığı adam olmak için yaptığım eylemdir. eğer zamanında yaparsam herkesin mantık çerçevesinde düşündüğü gibi yaparım ama son güne bırakınca mutlaka farklı bir yol buluyorum. berbat oluyor mu ? evet. laf yiyiyor muyum? çoğu zaman. pişman mıyım? asla. zamanım bana kalıyor en azında.
devamını gör...
türklere özgü davranışlar
müşteri: ekmek var mı?
satıcı: maalesef kalmadı.
müşteri: "hiç mi yok?"
satıcı: maalesef kalmadı.
müşteri: "hiç mi yok?"
devamını gör...
eski sevgilinin geri dönmesi
aldatan eski sevgilim, sevgilim olduğunu bile bile geri dönmeye çalışmıştı. herkesi kendileri gibi karaktersiz sanmaları da aldatmaktan bile daha iğrenç bi olay
devamını gör...
normal sözlük 2020 istatistikleri
4940 yazar arasında sadece 300 küsür kadarının çevrimiçi olması büyük eksiklik. bu kadar sayıdaki yazar niye kayıp?
edit : yoldaş benjamin franklin bey'in verdiği bilgiye göre sözlüğe günlük giriş yapan yazar sayısı 1.200 - 1.500 civarında. yani çevrim içi listede hepsi görünmüyor, bu kadar giriş ve çıkış sirkülasyonu olunca liste hepsini birden almıyormuş. aydınlattığı için teşekkürler.
edit : yoldaş benjamin franklin bey'in verdiği bilgiye göre sözlüğe günlük giriş yapan yazar sayısı 1.200 - 1.500 civarında. yani çevrim içi listede hepsi görünmüyor, bu kadar giriş ve çıkış sirkülasyonu olunca liste hepsini birden almıyormuş. aydınlattığı için teşekkürler.
devamını gör...
olağanüstü bir gece
“hayır, kanımda böylesine hararetle mayalanan şey utanç değildi, öfke değildi, kendimden tiksinme değildi; içimde tutuşan, taşkınlığın parlak, harlı alevleriyle kıvılcımlanan şey sevinçti, esrik bir sevinç; çünkü yıllar, yıllar sonra ilk kez o dakikalarda yeniden gerçek anlamda yaşadığımı, duygularımın felçleşmiş, ama henüz ölmemiş olduklarını, tutkunun o sıcak kaynağının her şeye rağmen kayıtsızlığımın pas tutmuş yüzeyinin altında bir yerlerde gizlice akmayı sürdürmüş olduğunu hissettim ve şimdi rastlantının sihirli değneği dokununca yüreğime kadar ulaşmıştı.”
herkesin; duygusal bir boşluğa düştüğü, hayatının gün geçtikçe anlamsızlaştığını fark ettiği ve artık ne olursa olsun bu durumdan çıkamayacakmış gibi hissettiği zamanları olmuştur. umut tükenir, kalp ve ruh sonsuz bir karanlığa gömülür. yalnızlık ve çaresizlik, adeta bir sarmaşığın duvarı kapladığı gibi yüreğinizi sarar; çabaladıkça bir bataklıktaymışçasına daha da dibe battığınızı hissedersiniz. kısaca yaşıyormuş gibi hissetmezsiniz. işte kitabımızın ana karakteri baron friedrich michael von r. da kendini böyle bir boşlukta buluyor ama dışarıdan bakıldığında mutsuz olmaması için hiçbir nedeni yok gibi: viyana’nın üst sınıflarından, ömrünü zenginlik ve bolluk içinde geçiriyor ve istediği hemen hemen her şeye sahip olabiliyor. karakterimizin hayatının bu akışı sıradan bir günde birbirinden farklı olaylarla değişiyor.
kitabı okurken aklıma maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi geldi. maslow’un oluşturduğu bu hiyerarşiye göre alt düzeydeki ihtiyaçlar karşılanmadan üst düzeydeki ihtiyacın karşılanması anlamsızdır ve her yeni ihtiyacın giderilmesi yeni bir ihtiyacı da beraberinde getirir ama yeni bir ihtiyacın ortaya çıkması için öncekinin tamamen giderilmiş olmasına gerek yoktur. bu ihtiyaçlar hiyerarşisinde en üst düzeydeki ihtiyaçlar, kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarıdır ve kitaptaki karakterimiz de kendini bir şekilde tatmin etme, gerçekleştirme çabası içindeydi ve buna adım adım ulaşıyordu. üstelik bu kitap maslow’un kuramından -1943- çok önce, 1922’de yazıldı ve bence bu bile stefan zweig’a, onun kitaplarındaki derin psikolojik analizlere hayran olmak için yeterli bir sebep.
her bir satırını, her bir sayfasını yüreğimde hissettiğim bir kitabı okumayalı uzun bir süre olmuştu ve sizlere de tavsiye ederim.
devamını gör...
erkeklerin zeki kadın sevmemesi
zeki erkek değilse sevmemesi yerinde olur.
devamını gör...
skyler white
eyşan karakterinin yanında bir hiç olan kadın dizi karakteri. ayrıca walter da pek öyle masum ve gariban bir tip değildi, hatırlatırım.
devamını gör...
yolda yürürken yaşanan garip durumlar
sağa geçiyorum sağa geçiyor.sola geçiyorum o da sola geçiyor.tekrar sağ yapıyorum yine aynısını yapıyor.çarpışalım mı derdin ne ya.sonra ikimiz de gülerek yolumuza devam ediyoruz.
devamını gör...
hiç swh kullanmayan yazar
benimdir. ironi yaptığımı belli etmeyi sevmem anlayan anlar zaten.
devamını gör...
duyulan en iyi hazırcevaplar
bir toplantıda, bir genç mehmet akif’i küçük düşürmek ister ve; “affedersiniz, siz veteriner misiniz?’”diye bir soru yöneltir. mehmet akif hiç istifini bozmadan “evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?” şeklinde gence cevap verir.
.
devamını gör...
selahattin demirtaş
terörist bir vatan hainidir. abdullah öcalan isimli tescilli bebek katili vatan haininin heykelini dikmeyi arzulayacak kadar şuursuz, türk milleti ile dalga geçen sözüm ona demokrasi havarisi kesilmiş özünde ise pkk kontenjanından vekil olmuş türk düşmanıdır.
devamını gör...