the legend of korra
          sevmeyeni çok olan, avatar evreninden bir başka hikaye. diziye başladığım ilk andan itibaren korra'ya karşı kendimi oldukça yakın hissettim. atla'da olduğu gibi karakter gelişimleri çok iyi. daha iyi işlenebilecek noktalar vardı, daha detaya inilebilirdi. ancak ne olursa olsun, avatar korra'nın kişiliği çok doğaldı. 
aynı aang gibi hatalar yaptı, yenildi ve gelişti. yine de aang'den oldukça farklı bir karakterin bu gelişimini görmek beni mutlu etti. atla bize avatarın nasıl olması gerektiğini öğretmişti ve şahsen ben kafamda bir avatar prototipi oluşturmuştum ki korra bu prototipin tam zıttı çıktı. aang mükemmel bir keşişti. fakat korra ruhani açıdan çok zayıftı ve zamanla onun ruhani uyanışını görmek güzeldi.
dizide en mutlu olduğum nokta, atla karakterlerinin soylarının nasıl ilerlediğini görmem oldu. ayrıca ilk avatar hikayesi mükemmeldi.
ikinci sezondan itibaren korra ve asami'nin birlikte olacaklarından emindim. son sahne mutlu etti. bir çocuk dizisi olduğu hesaba katılırsa ebeveynlerin tepkilerini çekmemek için son sahnede büyülü bir öpücük göremediğimizi düşünüyorum.
      
  aynı aang gibi hatalar yaptı, yenildi ve gelişti. yine de aang'den oldukça farklı bir karakterin bu gelişimini görmek beni mutlu etti. atla bize avatarın nasıl olması gerektiğini öğretmişti ve şahsen ben kafamda bir avatar prototipi oluşturmuştum ki korra bu prototipin tam zıttı çıktı. aang mükemmel bir keşişti. fakat korra ruhani açıdan çok zayıftı ve zamanla onun ruhani uyanışını görmek güzeldi.
dizide en mutlu olduğum nokta, atla karakterlerinin soylarının nasıl ilerlediğini görmem oldu. ayrıca ilk avatar hikayesi mükemmeldi.
ikinci sezondan itibaren korra ve asami'nin birlikte olacaklarından emindim. son sahne mutlu etti. bir çocuk dizisi olduğu hesaba katılırsa ebeveynlerin tepkilerini çekmemek için son sahnede büyülü bir öpücük göremediğimizi düşünüyorum.
devamını gör...
denizcilik terimleri
          - abaşo
gemiyi baş taraftan veya kıç taraftan halat ile karaya, limana bağlamak.
- aborda
bir teknenin, başka bir tekneye ya da iskeleye, yandan yanaşması.
- abosa
genelde zincirin durdurulması için kullanılan terimdir.
- abramak
kontrol altına almak, komutası altında tutmak
- aganta
zincir veya halatın kısa bir zaman için elde tutulup bırakılmaması.
- alabora
altüst olma, teknenin ters çevrilmesi, yan yatması ama su üstünde yüzer pozisyonunun devam etmesi durumu.
- alarga
açıkta demektir. açıkta demirde bekleyen tekne ve gemiler için kullanılan terimdir.
- alesta
hazır olmak, hazır olarak apikoda* beklemek.
- apiko
demirin vira edildiğinde, deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet veya dikkatli olarak beklemek.
- avara
gemi, yelkenli, bot veya teknenin yanaşmış olduğu yerden ayrılması.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- baba
halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış parça.
- babafingo
yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.
- badarna etmek
bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması.
- baştankara etmek
tekneyi bir sahile, rıhtıma veya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak.
- bosa tutmak
bir halat veya zincirin bedeni üzerine bosa* tutarak abramak* .
- boş almak
gevşek bir halatı germek için fazlasını kesmek.
- burgata
halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- camadan
camadan vurmak. yelken alanının küçültülmesi. sert havalarda yelkenli teknelerde uygulanır.
- camadan bağı
bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi.
- ceviz
halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm seklindeki işleme.
- cunda
uç demektir. (direk cundası, seren cundası, bumba cundası. )
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- çalım
geminin başı ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.
- çamçak
teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe.
- çarmık
direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
- çımarıva
personelin tekne boyunca yan yana selamlama için dizilmesi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- dese etmek
halatın veya zincirin iyice gerilmesi.
- double-bottom
teknenin iç ve dış kaplamaları arasında kalan, genellikle gemi boşken deniz suyu ile doldurulan boşluk.
- dümen zaviyesi
dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- el incesi
bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat.
- el iskandili
elektrikli iskandil olmayan teknelerde, derinlik ölçmek için çımasına 5 kg'lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- faça etmek
seren yelkenlerin bir taraftan prasya* olduğu halde kapatılması.
- façuna etmek
badarnanın tel veya mürnel ile sıkı sıkıya bağlanmasıdır.
- fora etmek
bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- gabya
ana direk ile babafingo çubuğu arasındaki çubuk veya yelken.
- gomina
bir deniz milinin onda birine eşit ölçü birimi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- hırça mapası
zincirin zincirlikten çimasının omurgaya bağlandığı kilit.
- hisa etmek
bir şeyi yukarı kaldırmak.*
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- ırgat
demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektrikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- iskanca
değiştirmek. *
- iskarça
bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne grubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu.
- istinga etmek
yelkenleri toplamak.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- kaloma
demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi.
- kana rakamları ( draft )
gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. [romen ve italik]
- kasa
halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.
- kerte
bir dairenin 32’de biridir. *
- küpeşte *
gemilerde borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarıda kalan bölümler.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- laçka
boşta, gevşemiş anlamlarında kullanılır.
- lava etmek
halatın boşunu alıp germek.
- lumbarağzı
gemilere giriş-çıkış için kullanılan bordada dört köşeli kapı, kapak.
- lumbuz
gemilerdeki pencerelere verilen isim.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- manika
havalandırma için kullanılan geniş boru, baca.
- mapa
sabit halka.
- matafora
tekne ve botların asılabilmesi için ucunda palanga bulunan taşıyıcı.
- mayna etmek
aşağı indirmek*
- mezestre
bayrağı ya da flamayı yarıya indirmek.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- orsa
rüzgara karşı seyirdir. en küçük açıda rüzgarı alarak yapılan seyir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- palamar
gemilerin rıhtım ya da limana bağlanmasında kullanılan halattan daha kalın yoma*lara verilen isimdir.*
- palanga
bir halat ve iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- roda
kullanılmış halat sargısı
- rota
geminin takip ettiği yol, çizgi, hat.
- rüzgaraltı
rüzgarın estiği yönün tam aksi.
- rüzgarüstü
rüzgarın estiği yön.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- safra
bir gemide dengenin sağlanması amacıyla sintinesine koyulan ağırlık.
- salpa
demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığın demire binmesi durumu.
- sancak alabanda
dümenin sancak tarafa tam basılması yönünde verilen komut.
- saravele
yelkenin sarılması için verilen komut.
- savlo
sancak çekmek için kullanılan 1.5 burgatalık ince halat.
- sintine
bir teknenin su hattı altında kalan iç kısmına verilen isimdir. geminin makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zemininin ve ambar güvertesinin altında kalır. gemi içinde sızan sularla, makine ve kazan dairelerinden akan yağların depolandığı en altta kalan kısma sintine bölgesi denir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- şeytan çarmıhı
iki halat arasına yerleştirilen ahşap basamaklardan oluşan bordadan sarkıtılan merdiven.*
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- talvek hattı
boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat.
- toka etmek
karşılıklı iki parçayı bir araya getirmek.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-usturmaça
bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının zarar görmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ahşap , plastik veya halatlardan yapılmış balon, silindir biçimindeki yastık.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- varagele
iki nokta arasına gerilen ve bir şeyin çekilerek taşınmasına, götürülüp getirilmesine yarayan halat.
- vardavela
teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz. *
- vira
almak, çekmek anlamında kullanılan bu sözcüğün bir çok ülkenin lisanında karşılığı yoktur, hemen hemen bütün denizciler tarafından kullanılan evrensel bir terimdir.*
- viya
gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.*
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- yalpa
geminin dalgalardan sancak ve iskeleye aralıklarla yatıp, doğrulması, sallanması.
- yeke
dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
- yelpaze
dümenin su içinde kalan büyük kısmı.
- yürya
bir halatın elle çekerken üzerine yatarak mola vermeksizin çekmek.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- zabit
ticari gemilerde ikinci ve varsa üçüncü kaptana verilen isim.
- zahiri rüzgar
geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın birleşimi ile ortaya çıkan ve gemide hissedilen rüzgara verilen isimdir.
- zincirlik
başaltında demir zincirlerinin muhafaza edildiği yer.
- zoka
uç tarafında küçük bir balık biçiminde kurşun bulunan bir çeşit balık iğnesi.
  gemiyi baş taraftan veya kıç taraftan halat ile karaya, limana bağlamak.
- aborda
bir teknenin, başka bir tekneye ya da iskeleye, yandan yanaşması.
- abosa
genelde zincirin durdurulması için kullanılan terimdir.
- abramak
kontrol altına almak, komutası altında tutmak
- aganta
zincir veya halatın kısa bir zaman için elde tutulup bırakılmaması.
- alabora
altüst olma, teknenin ters çevrilmesi, yan yatması ama su üstünde yüzer pozisyonunun devam etmesi durumu.
- alarga
açıkta demektir. açıkta demirde bekleyen tekne ve gemiler için kullanılan terimdir.
- alesta
hazır olmak, hazır olarak apikoda* beklemek.
- apiko
demirin vira edildiğinde, deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet veya dikkatli olarak beklemek.
- avara
gemi, yelkenli, bot veya teknenin yanaşmış olduğu yerden ayrılması.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- baba
halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış parça.
- babafingo
yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.
- badarna etmek
bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması.
- baştankara etmek
tekneyi bir sahile, rıhtıma veya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak.
- bosa tutmak
bir halat veya zincirin bedeni üzerine bosa* tutarak abramak* .
- boş almak
gevşek bir halatı germek için fazlasını kesmek.
- burgata
halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- camadan
camadan vurmak. yelken alanının küçültülmesi. sert havalarda yelkenli teknelerde uygulanır.
- camadan bağı
bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi.
- ceviz
halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm seklindeki işleme.
- cunda
uç demektir. (direk cundası, seren cundası, bumba cundası. )
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- çalım
geminin başı ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.
- çamçak
teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe.
- çarmık
direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
- çımarıva
personelin tekne boyunca yan yana selamlama için dizilmesi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- dese etmek
halatın veya zincirin iyice gerilmesi.
- double-bottom
teknenin iç ve dış kaplamaları arasında kalan, genellikle gemi boşken deniz suyu ile doldurulan boşluk.
- dümen zaviyesi
dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- el incesi
bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat.
- el iskandili
elektrikli iskandil olmayan teknelerde, derinlik ölçmek için çımasına 5 kg'lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- faça etmek
seren yelkenlerin bir taraftan prasya* olduğu halde kapatılması.
- façuna etmek
badarnanın tel veya mürnel ile sıkı sıkıya bağlanmasıdır.
- fora etmek
bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- gabya
ana direk ile babafingo çubuğu arasındaki çubuk veya yelken.
- gomina
bir deniz milinin onda birine eşit ölçü birimi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- hırça mapası
zincirin zincirlikten çimasının omurgaya bağlandığı kilit.
- hisa etmek
bir şeyi yukarı kaldırmak.*
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- ırgat
demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektrikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- iskanca
değiştirmek. *
- iskarça
bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne grubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu.
- istinga etmek
yelkenleri toplamak.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- kaloma
demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi.
- kana rakamları ( draft )
gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. [romen ve italik]
- kasa
halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.
- kerte
bir dairenin 32’de biridir. *
- küpeşte *
gemilerde borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarıda kalan bölümler.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- laçka
boşta, gevşemiş anlamlarında kullanılır.
- lava etmek
halatın boşunu alıp germek.
- lumbarağzı
gemilere giriş-çıkış için kullanılan bordada dört köşeli kapı, kapak.
- lumbuz
gemilerdeki pencerelere verilen isim.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- manika
havalandırma için kullanılan geniş boru, baca.
- mapa
sabit halka.
- matafora
tekne ve botların asılabilmesi için ucunda palanga bulunan taşıyıcı.
- mayna etmek
aşağı indirmek*
- mezestre
bayrağı ya da flamayı yarıya indirmek.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- orsa
rüzgara karşı seyirdir. en küçük açıda rüzgarı alarak yapılan seyir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- palamar
gemilerin rıhtım ya da limana bağlanmasında kullanılan halattan daha kalın yoma*lara verilen isimdir.*
- palanga
bir halat ve iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- roda
kullanılmış halat sargısı
- rota
geminin takip ettiği yol, çizgi, hat.
- rüzgaraltı
rüzgarın estiği yönün tam aksi.
- rüzgarüstü
rüzgarın estiği yön.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- safra
bir gemide dengenin sağlanması amacıyla sintinesine koyulan ağırlık.
- salpa
demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığın demire binmesi durumu.
- sancak alabanda
dümenin sancak tarafa tam basılması yönünde verilen komut.
- saravele
yelkenin sarılması için verilen komut.
- savlo
sancak çekmek için kullanılan 1.5 burgatalık ince halat.
- sintine
bir teknenin su hattı altında kalan iç kısmına verilen isimdir. geminin makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zemininin ve ambar güvertesinin altında kalır. gemi içinde sızan sularla, makine ve kazan dairelerinden akan yağların depolandığı en altta kalan kısma sintine bölgesi denir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- şeytan çarmıhı
iki halat arasına yerleştirilen ahşap basamaklardan oluşan bordadan sarkıtılan merdiven.*
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- talvek hattı
boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat.
- toka etmek
karşılıklı iki parçayı bir araya getirmek.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-usturmaça
bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının zarar görmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ahşap , plastik veya halatlardan yapılmış balon, silindir biçimindeki yastık.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- varagele
iki nokta arasına gerilen ve bir şeyin çekilerek taşınmasına, götürülüp getirilmesine yarayan halat.
- vardavela
teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz. *
- vira
almak, çekmek anlamında kullanılan bu sözcüğün bir çok ülkenin lisanında karşılığı yoktur, hemen hemen bütün denizciler tarafından kullanılan evrensel bir terimdir.*
- viya
gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.*
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- yalpa
geminin dalgalardan sancak ve iskeleye aralıklarla yatıp, doğrulması, sallanması.
- yeke
dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
- yelpaze
dümenin su içinde kalan büyük kısmı.
- yürya
bir halatın elle çekerken üzerine yatarak mola vermeksizin çekmek.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- zabit
ticari gemilerde ikinci ve varsa üçüncü kaptana verilen isim.
- zahiri rüzgar
geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın birleşimi ile ortaya çıkan ve gemide hissedilen rüzgara verilen isimdir.
- zincirlik
başaltında demir zincirlerinin muhafaza edildiği yer.
- zoka
uç tarafında küçük bir balık biçiminde kurşun bulunan bir çeşit balık iğnesi.
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayını
          annemden özür diliyorum, daha iyi yerlere gelip daha fazla refah sağlamalıydım sana.
      
  devamını gör...
ilk buluşmada su içen kadın
          olmayandır, en hası bile cimrilik testi yapar adettendir.(bkz: swh)
      
  devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
          eveeet tam da benim konum bu. hangi birini anlatsam diye düşündüm ve hepsi birbirinden güzel pardon sakarca geldi*.
efenim bugün sizlere mutfak maceralarımdan bahsetmek istiyorum, hem de en tazesinden. yemek yapmayı hele ki tatlı yapmayı çok severim. mutfak eşyalarına da bayılırım ama en favorim keskin ve büyük bıçaklardır. ağzı körelmiş bıçakla çalışmayı hiç sevmem.
///dikkat +18: buradan sonrası bazı kişiler için hassas olabilir-miş. ben öyle dan diye konuya girip dun diye yazdım ama bazı arkadaşlar kötü olmuşlar. ben uyarımı yapayım da yani...///
neyse işte bi gün yine yemek yapıp ardına tatlı yapacağım. patates soyarken sebze soyacağını nasıl tuttuysam pattteessin kabuğunu değil benim sol elin orta parmağının üstünü aldı gitti. canım yanıyor ama hiç umurumda değil. yemeği yapayım sonra yaşarım acısını modundayım.
neyse sardım parmağımı devam ediyorum derken doğrayıcının bıçağını yıkayım dedim. yıkarken de nasıl bi şevke geldiysem sağ elimle resmen bıçakların keskin kısmını avuçladım... ve tam 4 parmağın da orta kısımları bir güzel kesildi. orda kendime, bıçaklara, dünyaya hatta evrene bi şeyleeer* söylemiş olabilirim.
neyse yine sardım parmakları ve tatlıya geçtim. malzemeleri hazırladım derken tezgahın üstündeki bıçağa çarptım ve bıçak düşmeye başladı. ve ben, merdumkaptan, bu sefer de reflekslerime birtakım şeyler söylememi gerektirecek o meşhur hareketi yaptım: ayağımla bıçağın düşüşünü yavaşlattım... hayır saf merdum bi dursana! tamam anlıyorum, normalde insanlar düşen bi cisim gördüklerinde onu yakalamak isterler. ama bu cisim bıçaksa bi dururlar. dursana sen de... ne o öyle 7 kişi danaya girer gibi bıçağa giriyorsun?
neyse işte bunda da bıçağın ucu ayağımda bi yerleri çizdi işte derkeeeen 1 saat içerisinde 3 kere nasıl kendimi kendim kullanılamaz hale getirdiğimi anlatmış oldum.
buraya kadar okuyan/dinleyen sayın yazarlarımız ve yayıncılarımız, dilerim tüm güzellikler sizinle olsun.
saygılar, sevgiler*.
  efenim bugün sizlere mutfak maceralarımdan bahsetmek istiyorum, hem de en tazesinden. yemek yapmayı hele ki tatlı yapmayı çok severim. mutfak eşyalarına da bayılırım ama en favorim keskin ve büyük bıçaklardır. ağzı körelmiş bıçakla çalışmayı hiç sevmem.
///dikkat +18: buradan sonrası bazı kişiler için hassas olabilir-miş. ben öyle dan diye konuya girip dun diye yazdım ama bazı arkadaşlar kötü olmuşlar. ben uyarımı yapayım da yani...///
neyse işte bi gün yine yemek yapıp ardına tatlı yapacağım. patates soyarken sebze soyacağını nasıl tuttuysam pattteessin kabuğunu değil benim sol elin orta parmağının üstünü aldı gitti. canım yanıyor ama hiç umurumda değil. yemeği yapayım sonra yaşarım acısını modundayım.
neyse sardım parmağımı devam ediyorum derken doğrayıcının bıçağını yıkayım dedim. yıkarken de nasıl bi şevke geldiysem sağ elimle resmen bıçakların keskin kısmını avuçladım... ve tam 4 parmağın da orta kısımları bir güzel kesildi. orda kendime, bıçaklara, dünyaya hatta evrene bi şeyleeer* söylemiş olabilirim.
neyse yine sardım parmakları ve tatlıya geçtim. malzemeleri hazırladım derken tezgahın üstündeki bıçağa çarptım ve bıçak düşmeye başladı. ve ben, merdumkaptan, bu sefer de reflekslerime birtakım şeyler söylememi gerektirecek o meşhur hareketi yaptım: ayağımla bıçağın düşüşünü yavaşlattım... hayır saf merdum bi dursana! tamam anlıyorum, normalde insanlar düşen bi cisim gördüklerinde onu yakalamak isterler. ama bu cisim bıçaksa bi dururlar. dursana sen de... ne o öyle 7 kişi danaya girer gibi bıçağa giriyorsun?
neyse işte bunda da bıçağın ucu ayağımda bi yerleri çizdi işte derkeeeen 1 saat içerisinde 3 kere nasıl kendimi kendim kullanılamaz hale getirdiğimi anlatmış oldum.
buraya kadar okuyan/dinleyen sayın yazarlarımız ve yayıncılarımız, dilerim tüm güzellikler sizinle olsun.
saygılar, sevgiler*.
devamını gör...
psikanalitik gelişim kuramı
          sigmund freud'un psikoanalitik gelişim kuramına göre, kişinin geçmiş yani çocukluk zamanındaki ailesiyle yaşadıkları çok önemlidir. freud, ilk 6 yılın, kişiliğin gelişiminde önemli bir yeri olduğunu vurgulamıştır.
freud'un kuramına göre psikoseksüel gelişim 5 aşamadır:
-oral stage (oral dönem) : bebeklik (0-1.5 yaş) dönemini kapsar. bu dönemde haz kaynağı ağızdadır ve emme ile gerçekleşir. bebeğin sütten çok erken ya da geç ayrılması, oral dönemde saplantıya neden olabilir. bu saplantı da yetişkinlikte sigara içme, aşırı yemek yeme, aşırı sakız çiğneme gibi davranışlara neden olabilir.
-anal stage (anal dönem) : 1/2 ila 3 yaşlarını kapsar. bu dönem, anüse odaklanmaktadır. çocuğun tuvalet eğitimi çok önemlidir. çok baskıcı ya da çok ilgili ebeveynler, çocuklarının yetişkinlik dönemlerinde cimri, inatçı, çekingen, vurdumduymaz gibi davranışlar sergilemesine neden olabilir.
-phallic stage (fallik dönem) : 3 ila 6 yaş arasını kapsar. bu dönemde çocuklar cinsel organlarına odaklanıp cinsel farklılıkları fark eder. çocuğun keşfi önemlidir. ebeveynlerine bu konuda sorular sorarlar. azarlayıp baskıcı olmak çocukta suçluluk duygusu uyandırır ve cinselliğe karşı olumsuz tutumun en büyük nedenlerindendir.
-latency stage (latent- gizli dönem) : önceki dönemlerde cinsel dürtünün ağızda, anüste ve cinsel organlarda olduğunu söylemiştik. bu dönemde cinsel dürtü gizlidir. 6 yaş ile ergenlik çağını kapsar. çocuklar bu dönemde oyun oynamaya, sosyal becerilerini geliştirmeye ve derslerinde başarılı olmaya odaklanmıştır. bu yaş grubunun öğretmeninin gözüne girmeye çalışma gibi davranışları vardır. ayrıca, bu dönemde çocuklar aynı cinsiyetten arkadaşlarla oynama eğilimindedir.
-genital stage (genital dönem) : ergenlik ile yetişkinliği kapsar ve son dönemdir. bu dönemde aile dışındaki kişiye karşı cinsel haz duyulur fakat üreme amaçlı değildir. ilk dört dönemi sağlıklı geçiren bireyler, genital dönemi de sağlıklı bir şekilde geçirir.
  freud'un kuramına göre psikoseksüel gelişim 5 aşamadır:
-oral stage (oral dönem) : bebeklik (0-1.5 yaş) dönemini kapsar. bu dönemde haz kaynağı ağızdadır ve emme ile gerçekleşir. bebeğin sütten çok erken ya da geç ayrılması, oral dönemde saplantıya neden olabilir. bu saplantı da yetişkinlikte sigara içme, aşırı yemek yeme, aşırı sakız çiğneme gibi davranışlara neden olabilir.
-anal stage (anal dönem) : 1/2 ila 3 yaşlarını kapsar. bu dönem, anüse odaklanmaktadır. çocuğun tuvalet eğitimi çok önemlidir. çok baskıcı ya da çok ilgili ebeveynler, çocuklarının yetişkinlik dönemlerinde cimri, inatçı, çekingen, vurdumduymaz gibi davranışlar sergilemesine neden olabilir.
-phallic stage (fallik dönem) : 3 ila 6 yaş arasını kapsar. bu dönemde çocuklar cinsel organlarına odaklanıp cinsel farklılıkları fark eder. çocuğun keşfi önemlidir. ebeveynlerine bu konuda sorular sorarlar. azarlayıp baskıcı olmak çocukta suçluluk duygusu uyandırır ve cinselliğe karşı olumsuz tutumun en büyük nedenlerindendir.
-latency stage (latent- gizli dönem) : önceki dönemlerde cinsel dürtünün ağızda, anüste ve cinsel organlarda olduğunu söylemiştik. bu dönemde cinsel dürtü gizlidir. 6 yaş ile ergenlik çağını kapsar. çocuklar bu dönemde oyun oynamaya, sosyal becerilerini geliştirmeye ve derslerinde başarılı olmaya odaklanmıştır. bu yaş grubunun öğretmeninin gözüne girmeye çalışma gibi davranışları vardır. ayrıca, bu dönemde çocuklar aynı cinsiyetten arkadaşlarla oynama eğilimindedir.
-genital stage (genital dönem) : ergenlik ile yetişkinliği kapsar ve son dönemdir. bu dönemde aile dışındaki kişiye karşı cinsel haz duyulur fakat üreme amaçlı değildir. ilk dört dönemi sağlıklı geçiren bireyler, genital dönemi de sağlıklı bir şekilde geçirir.
devamını gör...
doğal sakinleştiriciler
          sahilde oturup denizi seyretmek.
      
  devamını gör...
başarıyı engelleyen faktörler
          gerekli isteği bünyesinde barındırmaması haricinde hiçbir şey başarıyı engelleyemez. insan gerçekten isterse mutlaka başarıya ulaşacak bir yol bulacaktır.
      
  devamını gör...
gay algısı yaratan erkek isimleri
          isminden cinsel yönelimini düşünmek biraz saçma değil mi denilecek başlıktır.
      
  devamını gör...
sözlüğe değil bana bak diyen kedi
          dediğinden haberi olmayan kedidir. maşallah.
      
  devamını gör...
beta hücreleri
          pankreasda bulunurlar. insülin adlı hormonu salgılar.
      
  devamını gör...
ales
          akademik kariyer basamaklarının ilki olan sınavdır.
nasipse ben de girmek istiyorum üniversite bitince.
  nasipse ben de girmek istiyorum üniversite bitince.
devamını gör...
spectacular
          en sevdiğim ingilizce kelime . anlamı muhteşemdir. özellikle ingiliz aksanıyla söylendiğinde ayrı bir tatlılık kazanır. (bkz: sipekteqüla) gibi.
      
  devamını gör...
yanlış anlaşılmak
          sözlüklerde sık yaşanan şey.
şurada yazıp çizdiğimiz 3-5 fikrimizle yargılanıyoruz çoğu zaman, bizi hiç tanımayanlar tarafından. bazen normal şartlarda karşılaşsak belki de çok seveceğimiz, çok iyi anlaşacağımız insanlarla burada gereksiz gerginlikler yaşıyoruz.
ben hiç tahammül edemiyorum yanlış anlaşılmaya ve mutlaka kendimi açıklama yoluna gidiyorum. cidden canımı en çok sıkan durumlardan biri bu. bir insan beni sevmese de olur ama yeter ki benim düşünmediğim, yapmadığım şeyleri düşündüğümü ya da yaptığımı iddia edip buna inanmasın. benim gözümde bunun iftiradan bir farkı yok çünkü. ben de bu konuda böyle saçma bir insanım işte, yapacak bir şey yok...
  şurada yazıp çizdiğimiz 3-5 fikrimizle yargılanıyoruz çoğu zaman, bizi hiç tanımayanlar tarafından. bazen normal şartlarda karşılaşsak belki de çok seveceğimiz, çok iyi anlaşacağımız insanlarla burada gereksiz gerginlikler yaşıyoruz.
ben hiç tahammül edemiyorum yanlış anlaşılmaya ve mutlaka kendimi açıklama yoluna gidiyorum. cidden canımı en çok sıkan durumlardan biri bu. bir insan beni sevmese de olur ama yeter ki benim düşünmediğim, yapmadığım şeyleri düşündüğümü ya da yaptığımı iddia edip buna inanmasın. benim gözümde bunun iftiradan bir farkı yok çünkü. ben de bu konuda böyle saçma bir insanım işte, yapacak bir şey yok...
devamını gör...
geceye acı ama gerçek bir cümle bırak
          "sen önce dişlerini fırçala"
      
  devamını gör...
oyuncak
          çocukların zaman geçirmesi ve belki de eğitilmesi için tasarlanmış sevimli nesnelerdir.
benim çok sayıda oyuncağım oldu çocukken. zengin bir ailenin çocuğu olduğum için değil sovyetler birliği yıkıldığı için. bu kadar büyük siyasi ve toplumsal bir olayın benim oyuncak zengini olmama neden olması size tuhaf gelebilir. ama aslında çok basit bir denklem.
sovyetler birliği yıkılınca kuzey doğuda bir yerlerde bir sınır kapısı açılınca fakir düşmüş insanlar doluştular şehre. şehri çok etkiledi bu durum. özellikle şehrin erkekleri bayram etti. bazıları benim gibi henüz erkekliğinin farkında olmayanlar için oyuncaklar, diğerleri içinse cinselliğin keşfiydi.
cinsellik konusuna çok girmeyeceğim ama oradan gelen kadınların hastalık taşıyacağını düşünen adamlar kadınların en kuytu yerlerine limon sıkarak hastalığı önlemeye çalışırken ben yeni oyuncaklarımla hayal gücümü coşturmakla meşguldüm.
ilk ve tek uzaktan kumandalı arabam da bu zaman benim oldu. ama ben şanssız bir adamdım her zaman. çocukken bile. lada samara marka müthiş uzaktan kumandalı arabalardan iki tane almıştı babam rus pazarından.
benimki mor kardeşiminki beyazdı. önce babam dilediğince oynadıktan sonra sıra bize geldi. kardeşim arabası ile şov yapmaya başladı hemen ben de niyetliydim. bir ayrton senna olabilirdim ama kumandanın arabayı ileri götürmesi gereken tuşuna basınca hiçbir şey olmadı.
kardeşim dere tepe düz gitmişken benim arabam olduğu yerde yaprağı bitmiş dana gibi kaldı. defalarca bastım düğmeye ama sonuç değişmedi.
benim arabam hayatına manuel olarak sürülen bir araba olarak devam etti. siz ölümlü dünya izlerken zafer’in uzaktan kumandalı arabası bozulduğunda gülüyorsunuz belki ama ben gülmem.
bozulan bütün oyuncaklar benim kardeşimdir.
  benim çok sayıda oyuncağım oldu çocukken. zengin bir ailenin çocuğu olduğum için değil sovyetler birliği yıkıldığı için. bu kadar büyük siyasi ve toplumsal bir olayın benim oyuncak zengini olmama neden olması size tuhaf gelebilir. ama aslında çok basit bir denklem.
sovyetler birliği yıkılınca kuzey doğuda bir yerlerde bir sınır kapısı açılınca fakir düşmüş insanlar doluştular şehre. şehri çok etkiledi bu durum. özellikle şehrin erkekleri bayram etti. bazıları benim gibi henüz erkekliğinin farkında olmayanlar için oyuncaklar, diğerleri içinse cinselliğin keşfiydi.
cinsellik konusuna çok girmeyeceğim ama oradan gelen kadınların hastalık taşıyacağını düşünen adamlar kadınların en kuytu yerlerine limon sıkarak hastalığı önlemeye çalışırken ben yeni oyuncaklarımla hayal gücümü coşturmakla meşguldüm.
ilk ve tek uzaktan kumandalı arabam da bu zaman benim oldu. ama ben şanssız bir adamdım her zaman. çocukken bile. lada samara marka müthiş uzaktan kumandalı arabalardan iki tane almıştı babam rus pazarından.
benimki mor kardeşiminki beyazdı. önce babam dilediğince oynadıktan sonra sıra bize geldi. kardeşim arabası ile şov yapmaya başladı hemen ben de niyetliydim. bir ayrton senna olabilirdim ama kumandanın arabayı ileri götürmesi gereken tuşuna basınca hiçbir şey olmadı.
kardeşim dere tepe düz gitmişken benim arabam olduğu yerde yaprağı bitmiş dana gibi kaldı. defalarca bastım düğmeye ama sonuç değişmedi.
benim arabam hayatına manuel olarak sürülen bir araba olarak devam etti. siz ölümlü dünya izlerken zafer’in uzaktan kumandalı arabası bozulduğunda gülüyorsunuz belki ama ben gülmem.
bozulan bütün oyuncaklar benim kardeşimdir.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
          sözlükte nasıl işlediğini anlamadığım tek program. bulmaca gibi bir şey.
ama katılanları keyifle dinliyorum.
  ama katılanları keyifle dinliyorum.
devamını gör...


