mercimek çorbasını bir üst noktaya taşıyan detaylar
limon ve pul biber.
devamını gör...
hediye gelen borcamı hediye etmek
sünnettendir. akışı bozmadan devam.
devamını gör...
sözlük dergisi duyuruları
bugün dergimizi şereflendiren yazarlarımız:
çok yazık, tek derdimiz kimsemiz ile lilithinkızı ve mecdelli meryem’in italyan rönesansında tasvirleri yazısı ile pinkshinyultratambourine. bir solukta okunacak güzel yazılarına buradaki öne çıkan yazılardan ulaşabilirsiniz.
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.
çok yazık, tek derdimiz kimsemiz ile lilithinkızı ve mecdelli meryem’in italyan rönesansında tasvirleri yazısı ile pinkshinyultratambourine. bir solukta okunacak güzel yazılarına buradaki öne çıkan yazılardan ulaşabilirsiniz.
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.
devamını gör...
insanı çileden çıkaran şeyler
yanlis anlaşılmak ya da hiç anlasilmamak. deliriyorum gerçekten. tabi kişisine göre değişir.
devamını gör...
fuji
japonya'nın en yüksek dağı olan fuji dağı, tate ve haku dağları ile birlikte ülkenin üç kutsal dağından biridir. en son 300 yıl önce patlayan bu aktif yanardağ tanımlanırken, isminin nereden geldiği hakkında bir hayli teori vardır. sonsuzluktan, eşsizlikten, ölümsüzlükten, zenginlikten ve askerlerden geldiği varsayılır. ateşten veya bir bitkiden ismini aldığını söyleyenler de olmuştur.
fuji gerek coğrafyası gerek de görüntüsü ile birlikte ne kadar önemli olsa da, bir diğer yönü mitolojide ve sanatta yatmaktadır. yüzyıllardır birçoğu ressama ve şaire ilham kaynağı olan bu dağın aynı zamanda inançlara dayalı bir yönü de bulunmaktadır.
bir onuncu yüzyıl hikayesine göre kaguya adlı genç bir kızın efsanesi anlatılır. gökyüzünden dolunay'ın olduğu bir gece vakti bir ışığa dikkat kesilen genç kız, anlatılara göre ay'ın sahipleri tarafından çağırılır, çünkü geçmişte orada yaşamaktadır. kız gitmeden önce babasına bir ölümsüzlük iksiri verir. baba da bu iksiri imparatora iletir. ve kıza aşık olan dönemin imparatoru fuji dağı'nın tepesine bir mektup yollar. (veya bu mektubu ve iksiri dağa kendisi çıkarıyor.) fuji'nin ölümsüzlük kelimesinden geldiğini söylemiştik. askerler, dumanın aya kadar çıkacağını ve kıza ulaşacağını düşünerek mektubu yakarlar. (veya imparator, mektubu ve iksiri kendisi yakıyor.) böylece ölümsüzlük iksiri de yakılmış olur ve kelime olarak asker anlamına da geldiğini söylediğimiz fuji'nin, mektubu aya ulaştırmaya çalışan bu askerlerden geldiği söylenir.
ne zaman ki dağ hareketlenir, mesaj taşınmış olur. dağın hala iksir ve mektubu taşıyan bu dumanı çıkarttığı söylenir. kimi inançlara göre bu dağ tanrılardan biridir ve ölümsüzlük iksirini hep içinde taşıyacaktır. şintoizm'e göre de doğa kutsal sayılmakla beraber fuji dağı özel bir yere sahiptir. tanrıların yaşadığı yer kabul edilir. hac için de tırmanılır.
sadece dağ değil, yöresindeki mağaralar, göller ve ormanlar da turistik ilgi odağıdır fuji dağı'nın. ama filmlere dahi konu olmuş aokigahara ormanı bir başkadır. intihar ormanı denen bu yer insanların intihar ettikleri veya karışıklığı sebebiyle kayboldukları bir mekandır. zemini, yıllar önce fuji dağı'nda gerçekleşen bir patlama sonucu oluşan magmatik kayaçlardan meydana gelir ve inanılmaz serttir. gelelim iblislerle ve ölü ruhlar ile ilişkilendirilen ormana.
bu orman için halk hikayelerinde iblislerden, ruhlara musallat olan hayalet benzeri yurei ve yokai varlıklarından bahsedilir. seicho matsumoto isimli yazar, 1960 yılında yazmış olduğu kuroi jukai (ağaçlar denizi, ki orman bu isimle de anılır) kitabının sonunda sevgililerin intiharı için bu ormanı seçmiştir. bu da ormanın böyle bir merkez olmasında tabii ki etkili olmuştur. çeşitli levhalarla, müzikle insanların hayata tutunması için uğraşılıyor fakat sayılar hala yüksek. ormanda ölen insanların kalıntılarına, ormanın girişine bırakıp bir daha binmedikleri arabaların rastlanabiliyor.
gelelim sanata! fuji dağı'nın sanattaki eserinin en bariz örneklerinden biri şüphesiz katsushika hokusai'dir. ukiyo-e denen sanat tekniği ile tahtaya baskı olarak yaptığı 36 fuji dağı manzarası koleksiyonu, en bilinen eserlerindendir. sadece resimde değil, tiyatro ve şiirde de bu yüce dağın etkisi görülebilir.
fuji gerek coğrafyası gerek de görüntüsü ile birlikte ne kadar önemli olsa da, bir diğer yönü mitolojide ve sanatta yatmaktadır. yüzyıllardır birçoğu ressama ve şaire ilham kaynağı olan bu dağın aynı zamanda inançlara dayalı bir yönü de bulunmaktadır.
bir onuncu yüzyıl hikayesine göre kaguya adlı genç bir kızın efsanesi anlatılır. gökyüzünden dolunay'ın olduğu bir gece vakti bir ışığa dikkat kesilen genç kız, anlatılara göre ay'ın sahipleri tarafından çağırılır, çünkü geçmişte orada yaşamaktadır. kız gitmeden önce babasına bir ölümsüzlük iksiri verir. baba da bu iksiri imparatora iletir. ve kıza aşık olan dönemin imparatoru fuji dağı'nın tepesine bir mektup yollar. (veya bu mektubu ve iksiri dağa kendisi çıkarıyor.) fuji'nin ölümsüzlük kelimesinden geldiğini söylemiştik. askerler, dumanın aya kadar çıkacağını ve kıza ulaşacağını düşünerek mektubu yakarlar. (veya imparator, mektubu ve iksiri kendisi yakıyor.) böylece ölümsüzlük iksiri de yakılmış olur ve kelime olarak asker anlamına da geldiğini söylediğimiz fuji'nin, mektubu aya ulaştırmaya çalışan bu askerlerden geldiği söylenir.
ne zaman ki dağ hareketlenir, mesaj taşınmış olur. dağın hala iksir ve mektubu taşıyan bu dumanı çıkarttığı söylenir. kimi inançlara göre bu dağ tanrılardan biridir ve ölümsüzlük iksirini hep içinde taşıyacaktır. şintoizm'e göre de doğa kutsal sayılmakla beraber fuji dağı özel bir yere sahiptir. tanrıların yaşadığı yer kabul edilir. hac için de tırmanılır.
sadece dağ değil, yöresindeki mağaralar, göller ve ormanlar da turistik ilgi odağıdır fuji dağı'nın. ama filmlere dahi konu olmuş aokigahara ormanı bir başkadır. intihar ormanı denen bu yer insanların intihar ettikleri veya karışıklığı sebebiyle kayboldukları bir mekandır. zemini, yıllar önce fuji dağı'nda gerçekleşen bir patlama sonucu oluşan magmatik kayaçlardan meydana gelir ve inanılmaz serttir. gelelim iblislerle ve ölü ruhlar ile ilişkilendirilen ormana.
bu orman için halk hikayelerinde iblislerden, ruhlara musallat olan hayalet benzeri yurei ve yokai varlıklarından bahsedilir. seicho matsumoto isimli yazar, 1960 yılında yazmış olduğu kuroi jukai (ağaçlar denizi, ki orman bu isimle de anılır) kitabının sonunda sevgililerin intiharı için bu ormanı seçmiştir. bu da ormanın böyle bir merkez olmasında tabii ki etkili olmuştur. çeşitli levhalarla, müzikle insanların hayata tutunması için uğraşılıyor fakat sayılar hala yüksek. ormanda ölen insanların kalıntılarına, ormanın girişine bırakıp bir daha binmedikleri arabaların rastlanabiliyor.
gelelim sanata! fuji dağı'nın sanattaki eserinin en bariz örneklerinden biri şüphesiz katsushika hokusai'dir. ukiyo-e denen sanat tekniği ile tahtaya baskı olarak yaptığı 36 fuji dağı manzarası koleksiyonu, en bilinen eserlerindendir. sadece resimde değil, tiyatro ve şiirde de bu yüce dağın etkisi görülebilir.
devamını gör...
karşı cins için dağ delinir mi sorunsalı
asıl soru şu: dağ delinir mi?..*
devamını gör...
sanat eserinin analizi

primavera
sandro botticelli, 1470’lerin sonu, 1480’lerin başı
sanat eleştirmenlerinin “hakkında en fazla konuşulan, en tartışmalı tablolardan” dediği primavera tablosu, venüs’ün doğuşu tablosu gibi botticelli’ye ait. botticelli, 14-17. yy arasında floransa’da yaşayan meşhur ve güçlü olan medici ailesi için çalışan bir ressamdı. dolayısıyla primavera tablosunun medici ailesinden birilerinin evliliği için yapıldığına dair düşünceler var. tabloyu tartışmalı kılan şey, hikayesi konusunda fikir birliğine varılamaması. tabloda klasik mitolojiden aşina olduğumuz bir grup figür resmediliyor ancak bu figürleri bir araya getiren şeyin ne olduğu, neden orada oldukları bilinmiyor.
tabloya baktığımızda, ortada roma tanrıçası venüs’ü görüyoruz. venüs’ün tabloda olması, o zamanlar floransa’da klasiklere duyulan ilgiyle alakalı. venüs’ün arkasında gözleri bağlı şekilde (venüs’ün oğlu) aşk tanrısı cupid’i görüyoruz. cupid’in altındaki ağacın venüs’ü korurcasına kemer biçimli olduğunu fark edeceksiniz. bu, tanrıçanın tablodaki ayrıcalıklı konumunu ifade ediyor.
en sol tarafta mayıs ayı tanrısı merkür, kış bulutlarını uzaklaştırmak için bir sopa taşıyor. merkür’ü kanatlı sandaletlerinden tanımak da mümkün. onun sağında, üç güzeller (three graces) yer alıyor. bu üç kadın mitolojide bekaret, güzellik ve sevgi olmak üzere üç dişi erdemi temsil ediyor. cupid’in okunu üç güzeller’e yöneltmiş olması, evlilik fikrini güçlendiriyor.
sağ tarafta aralarında batı rüzgarı tanrısı zephyrus ile tuttuğu chloris adlı nemf (su perisi) bulunan bir başka grup var. zephyrus chloris ile evlendikten sonra bahar tanrıçası flora’ya dönüşüyor. burada flora’yı elbisesinin eteklerine topladığı çiçekleri serpiştirirken görüyoruz. bu, hem doğurganlığı hem de baharı temsil ediyor. bütün şekilde ele aldığımızda, primavera barındırdığı tanrılar/tanrıçalar ve anlattıklarıyla gerçekten de evlilik üzerine yapılmış bir tablo gibi görünüyor.
devamını gör...
kafa sözlük
bir türlü anlaşamadığım yöneticilere sahip olan sözlük. geçen gün mesaj attım yönetime, adamın biri tanımında bana hakaret etti yetmedi mesaj atıp devam etti hakaretlerine. mesaj görüntüsünü yönetime ilettim gereğininin yapılmasını istiyorum diye.
tanım silme cezası verdiler.
geçen hafta ben bir gün erişim cezası aldım tanımım format dışı diye. bu sebepten bana erişim cezası veren yönetim, hakarete tanım silme cezası verdi. benimle alakalı bir sorunları mı var çözemedim.
mesajlardan sonuca ulaşamadığımız için buraya yazıyorum, burayı da okuyorlardır diye tahmin ediyorum.
tanım silme cezası verdiler.
geçen hafta ben bir gün erişim cezası aldım tanımım format dışı diye. bu sebepten bana erişim cezası veren yönetim, hakarete tanım silme cezası verdi. benimle alakalı bir sorunları mı var çözemedim.
mesajlardan sonuca ulaşamadığımız için buraya yazıyorum, burayı da okuyorlardır diye tahmin ediyorum.
devamını gör...
cips sosu tarifleri
yoğurtlu sosa sarımsak eklenirse lezzeti arşa çıkar.
devamını gör...
yazarların en sevdiği 90’lar pop şarkısı
devamını gör...
emine erdoğan'ın küçük porsiyon önerisi
ama kafam nasıl güzel.
devamını gör...
2.0 ortalamayla mezun olmuş psikoloğa gitmek
bir arkadaşımız hukuk fakültesini 2.06 ile altıncı senesinde bitirdi, şimdi iyi bir üniversitede yl yapmaya başladı, doktrini elimize veriyor, her sorumuzu hiçbir kaynağa bakmadan cevaplıyor nerdeyse. üniversitenin ne şartlarda okunduğu, hangi kafa yapısıyla okunduğu bunlar çok etkili ortalama mevzusunda ve ortalamanın pek bir anlam ifade etmediği de birçok bölüm için ortada bence. ayrıca ortalamanın o işi yapmaya kabiliyetini tek başına ortaya koyan bir gösterge olduğunu düşünmüyorum. hele ki üniversite müfredatlarının bu denli yetersiz, alakasız, insan yetiştirmeye odaklanmadığı bir ülkede.
devamını gör...
sevgiliyle ortak açılan instagram hesabı
ergenlik çağından çıkmamış sevgililerin ortak hareketleri.
devamını gör...
ata
baba, büyük baba veya "cet" anlamları taşıyan, ulu önder gazi mustafa kemal atatürk'ü anarken de kullanılan, benim de babamın bana layık gördüğü ismimdir.
devamını gör...
dune
-ön not: bu yazının neredeyse tamamı frank patrick herbert, #1401223 nolu yazımın içinden alındı. çünkü yazının büyük bölümü frank herbert'in dune romanına ayrılmıştı. böyle yaparsam daha çok kişiye ulaşacağını düşündüm.-
frank patrick herbert çok erken yaşlarda yazmaya başladı ve neredeyse hayatı boyunca gazetecilik yaptı. araya, öğretmenlik, fotoğrafçılık, kitap eleştirmenliği ve en önemlisi ekolojik danışmanlık (ki ekolojik danışmanlığı '(gbkz: dune)'da sıkça yararlanacağı bir alandır.) girdi. f. herbert'i dünya çapında üne kavuşturan roman serisi dune, çok uzun bir ön çalışmanın, araştırmanın ürünüdür.
yine ingilizce wiki'de: "ın a 1973 interview, herbert stated that he had been reading science fiction "about ten years" before he began writing in the genre, and he listed his favorite authors as h. g. wells, robert a. heinlein, poul anderson and jack vance." kısaca, bu türde yazmaya başlamadan önce, on yıl boyunca yukarıda işaretlediğim yazarları okuduğunu söylüyor.
yazar, dune romanına önce bir magazin gazetesine yaşadıkları yerin yakınlarında bulunan bir yer hakkında (the oregon dunes) makale olarak başladığını ama makaleyi asla bitirmediğini, dune'u yazma fikrinin de o zaman geliştiğini ve uzun yıllar birinci kitabı yazmak için uğraştığını (altı yıl kadar) söyler.
" 'dune world' from december 1963 and 'prophet of dune' in 1965."
herbert, bu iki kitabı büyük zorluklarla bastırır. fakat kitaplar büyük ilgi çeker. önce 1965'te nebula ödülünü (ki bilimkurgu yazarları için en büyük iki ödülden biridir ve ilk kazananı da dune'la f. herbert'tir.) ve hemen arkasından 1966'da bilimkurgu dünyasının ilk ve en büyük ödülünü -'hugo award'- başka bir yazarla (....and call me conrad by roger zelazny) 'roger zelazny' ile paylaşır.
ondan sonra f. herbert'i kimse tutamaz zaten. romanların arkası gelir. sadece şunu söylemek gerekir ki, frank herbert'in yazdığı bu roman serisi, sadece bir bilimkurgu roman olmanın çok ötesindedir. dune'u bir felsefe kitabı olarak da okuyabiliriz. bir ekoloji destanı olarak da, bir güç ve politika evreni olarak da.
mina urgan bir yazısında şöyle der: "......bazı büyük eserler en az iki katmanlıdır. üst kat, yüzeydeki kat, herkesin anlayacağı düzeydedir. eserin asıl büyüklüğünü, alt katmanın anlamını ise, herkes kolay kolay kavrayamaz......" ben, biraz daha ileri giderek, bunun bir eserin büyüklüğünü anlatan en önemli göstergesi olduğunu savunanlardanım. sadece üst kesim okura, konunun ya da anlatılanın uzmanına seslenen eserler, insanlığa sunmaları gereken yararı sunamıyor gibi gelir bana. tabii bu çok tartışmalı bir konu ve çok fazla tepki de alabilir. bugün çok fazla entelektüel, -bana göre büyük bir kibirle- herkes tarafından anlaşılmak için yazmadıklarını rahatça söyleyebiliyor.
f.herbert 'dune'u;
-çöl gezegeni dune (dune, desert planet)
-dune mesihi (dune messiah)
-dune'un çocukları (children of dune)
-dune'un imparator tanrısı (god emperor of dune)
-dune sapkınları (heretics of dune)
-dune rahibeler meclisi (chapterhouse: dune)
adlarıyla altı kitaplık bir seri olarak yazdı ve son kitabın üzerinde çalışırken 1986'da öldü.
ölümünden sonra oğlu brian herbert ve yazar kevin j. anderson bu evreni (tıpkı star wars evreni gibi) asıl dune evrenini hazırlayan yeni serileri yaratmak için büyük bir üretkenlikle kullandılar. f. herbert'in yazdığı dune evreninde ve f. herbert'in yazdığı asıl dune serisine hazırlık olarak üçer kitaplık üç seri yarattılar. hatta okuyanların dikkatini çekmiştir, bu evrenin asıl merkezi olan dune gezegeni, ilk olarak gezegenbilimci pardot kynes'ın dune'a gelmesiyle başlar ve hepimizin aklına geldiği gibi bu karakterde, brian herbert, babası f. herbert'i simgeleyen bir karakter yaratmıştır.
yenilerde dune serisinin, (oğlunun söylemiyle, bir bankanın kiralık kasasından bulup çıkardıkları, babasının serinin son kitabına ilişkin notlarından yararlanarak yazdıkları) son kitap (7. kitap) iki cilde bölündü ve bildiğim kadarıyla ilk cildi türkçeye çevrildi ve basıldı ama diğer cildin türkçeye çevrilip çevrilmediğini şu an itibariyle öğrenemedim, öğrendiğimde buraya eklerim.
aşağıya daha önce dune'la ilgili olarak yaptığım başka bir çalışmanın ürünü olan 'f. herbert; dune evreni' ile ilgili türkçeye çevrilmiş ve basılmış, türkçeye çevrilmemiş ve basılmamış bütün kitapları içeren bir liste bırakıyorum.
ve kapanışı, arthur c. clarke'ın, 'dune'la ilgili olarak söylediği; "dune, yüzüklerin efendisi ile kıyaslanabilecek tek şaheser kurgu romandır." sözleriyle yapmak istiyorum.
dune kitaplar listesi:
(+işaretli kitaplar yazar tarafından, diğerleri, yazarın ölümünden sonra oğlu brian herbert ve yazar kevin j. anderson tarafından yazılmıştır.)
kronolojik sıra:
-hunting harkonnens – harkonnen avı (kısa hikaye) (kabalcı yayınevi-2005)
-the butlerian jihad – butleryan cihadı (kabalcı yayınevi-2005)
-whipping mek – dövüş meki (kısa hikaye) (kabalcı yayınevi-2005)
-the machine crusade – makinelerin seferi (kabalcı yayınevi-2005)
-the faces of a martyr – bir şehidin hatırlanışı (kısa hikaye) (kabalcı yayınevi-2006)
-the battle of corrin – corrin savaşı (kabalcı yayınevi-2006)
-sisterhood of dune (türkçeye çevrilmedi)
-mentats of dune (türkçeye çevrilmedi)
-red plague (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-navigators of dune (türkçeye çevrilmedi)
-house atreides (1999) – atreides hanedanı (kabalcı yayınevi-2003)
-house harkonnen (2000) – harkonnen hanedanı (kabalcı yayınevi-2003)
-house of corrino (2001) – corrino hanedanı (kabalcı yayınevi-2004)
-wedding silk (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
+dune çöl gezegeni (sarmal, 1997/kabalcı, 2008/ithaki, 2015)
-a whisper of caladan seas (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-paul of dune (türkçeye çevrilmedi)
-the road to dune (türkçeye çevrilmedi)
+dune messiah – dune mesihi (sarmal,1997/kabalcı, 2008/ithaki, 2016)
-the winds of dune (türkçeye çevrilmedi)
+children of dune – dune’un çocukları (sarmal, 1998/kabalcı, 2008/ithaki, 2016)
+god emperor of dune – dune’un imparator tanrısı (sarmal yayınevi-1999) dune tanrı imparatoru (kabalcı yayınevi-2009) dune tanrı imparatoru (ithaki, 2017)
+heretics of dune – dune’un kafirleri (sarmal yayınevi-1999) dune sapkınları (kabalcı yayınevi- 2011)
+chapterhouse dune – dune rahibeler meclisi (mavi ada-2000) dune rahibeler meclisi (kabalcı yayınevi-2012)
-sea child (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-hunters of dune (türkçeye çevrilmedi)
-treasure in the sand (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-the sandworms of dune (türkçeye çevrilmedi)
frank patrick herbert çok erken yaşlarda yazmaya başladı ve neredeyse hayatı boyunca gazetecilik yaptı. araya, öğretmenlik, fotoğrafçılık, kitap eleştirmenliği ve en önemlisi ekolojik danışmanlık (ki ekolojik danışmanlığı '(gbkz: dune)'da sıkça yararlanacağı bir alandır.) girdi. f. herbert'i dünya çapında üne kavuşturan roman serisi dune, çok uzun bir ön çalışmanın, araştırmanın ürünüdür.
yine ingilizce wiki'de: "ın a 1973 interview, herbert stated that he had been reading science fiction "about ten years" before he began writing in the genre, and he listed his favorite authors as h. g. wells, robert a. heinlein, poul anderson and jack vance." kısaca, bu türde yazmaya başlamadan önce, on yıl boyunca yukarıda işaretlediğim yazarları okuduğunu söylüyor.
yazar, dune romanına önce bir magazin gazetesine yaşadıkları yerin yakınlarında bulunan bir yer hakkında (the oregon dunes) makale olarak başladığını ama makaleyi asla bitirmediğini, dune'u yazma fikrinin de o zaman geliştiğini ve uzun yıllar birinci kitabı yazmak için uğraştığını (altı yıl kadar) söyler.
" 'dune world' from december 1963 and 'prophet of dune' in 1965."
herbert, bu iki kitabı büyük zorluklarla bastırır. fakat kitaplar büyük ilgi çeker. önce 1965'te nebula ödülünü (ki bilimkurgu yazarları için en büyük iki ödülden biridir ve ilk kazananı da dune'la f. herbert'tir.) ve hemen arkasından 1966'da bilimkurgu dünyasının ilk ve en büyük ödülünü -'hugo award'- başka bir yazarla (....and call me conrad by roger zelazny) 'roger zelazny' ile paylaşır.
ondan sonra f. herbert'i kimse tutamaz zaten. romanların arkası gelir. sadece şunu söylemek gerekir ki, frank herbert'in yazdığı bu roman serisi, sadece bir bilimkurgu roman olmanın çok ötesindedir. dune'u bir felsefe kitabı olarak da okuyabiliriz. bir ekoloji destanı olarak da, bir güç ve politika evreni olarak da.
mina urgan bir yazısında şöyle der: "......bazı büyük eserler en az iki katmanlıdır. üst kat, yüzeydeki kat, herkesin anlayacağı düzeydedir. eserin asıl büyüklüğünü, alt katmanın anlamını ise, herkes kolay kolay kavrayamaz......" ben, biraz daha ileri giderek, bunun bir eserin büyüklüğünü anlatan en önemli göstergesi olduğunu savunanlardanım. sadece üst kesim okura, konunun ya da anlatılanın uzmanına seslenen eserler, insanlığa sunmaları gereken yararı sunamıyor gibi gelir bana. tabii bu çok tartışmalı bir konu ve çok fazla tepki de alabilir. bugün çok fazla entelektüel, -bana göre büyük bir kibirle- herkes tarafından anlaşılmak için yazmadıklarını rahatça söyleyebiliyor.
f.herbert 'dune'u;
-çöl gezegeni dune (dune, desert planet)
-dune mesihi (dune messiah)
-dune'un çocukları (children of dune)
-dune'un imparator tanrısı (god emperor of dune)
-dune sapkınları (heretics of dune)
-dune rahibeler meclisi (chapterhouse: dune)
adlarıyla altı kitaplık bir seri olarak yazdı ve son kitabın üzerinde çalışırken 1986'da öldü.
ölümünden sonra oğlu brian herbert ve yazar kevin j. anderson bu evreni (tıpkı star wars evreni gibi) asıl dune evrenini hazırlayan yeni serileri yaratmak için büyük bir üretkenlikle kullandılar. f. herbert'in yazdığı dune evreninde ve f. herbert'in yazdığı asıl dune serisine hazırlık olarak üçer kitaplık üç seri yarattılar. hatta okuyanların dikkatini çekmiştir, bu evrenin asıl merkezi olan dune gezegeni, ilk olarak gezegenbilimci pardot kynes'ın dune'a gelmesiyle başlar ve hepimizin aklına geldiği gibi bu karakterde, brian herbert, babası f. herbert'i simgeleyen bir karakter yaratmıştır.
yenilerde dune serisinin, (oğlunun söylemiyle, bir bankanın kiralık kasasından bulup çıkardıkları, babasının serinin son kitabına ilişkin notlarından yararlanarak yazdıkları) son kitap (7. kitap) iki cilde bölündü ve bildiğim kadarıyla ilk cildi türkçeye çevrildi ve basıldı ama diğer cildin türkçeye çevrilip çevrilmediğini şu an itibariyle öğrenemedim, öğrendiğimde buraya eklerim.
aşağıya daha önce dune'la ilgili olarak yaptığım başka bir çalışmanın ürünü olan 'f. herbert; dune evreni' ile ilgili türkçeye çevrilmiş ve basılmış, türkçeye çevrilmemiş ve basılmamış bütün kitapları içeren bir liste bırakıyorum.
ve kapanışı, arthur c. clarke'ın, 'dune'la ilgili olarak söylediği; "dune, yüzüklerin efendisi ile kıyaslanabilecek tek şaheser kurgu romandır." sözleriyle yapmak istiyorum.
dune kitaplar listesi:
(+işaretli kitaplar yazar tarafından, diğerleri, yazarın ölümünden sonra oğlu brian herbert ve yazar kevin j. anderson tarafından yazılmıştır.)
kronolojik sıra:
-hunting harkonnens – harkonnen avı (kısa hikaye) (kabalcı yayınevi-2005)
-the butlerian jihad – butleryan cihadı (kabalcı yayınevi-2005)
-whipping mek – dövüş meki (kısa hikaye) (kabalcı yayınevi-2005)
-the machine crusade – makinelerin seferi (kabalcı yayınevi-2005)
-the faces of a martyr – bir şehidin hatırlanışı (kısa hikaye) (kabalcı yayınevi-2006)
-the battle of corrin – corrin savaşı (kabalcı yayınevi-2006)
-sisterhood of dune (türkçeye çevrilmedi)
-mentats of dune (türkçeye çevrilmedi)
-red plague (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-navigators of dune (türkçeye çevrilmedi)
-house atreides (1999) – atreides hanedanı (kabalcı yayınevi-2003)
-house harkonnen (2000) – harkonnen hanedanı (kabalcı yayınevi-2003)
-house of corrino (2001) – corrino hanedanı (kabalcı yayınevi-2004)
-wedding silk (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
+dune çöl gezegeni (sarmal, 1997/kabalcı, 2008/ithaki, 2015)
-a whisper of caladan seas (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-paul of dune (türkçeye çevrilmedi)
-the road to dune (türkçeye çevrilmedi)
+dune messiah – dune mesihi (sarmal,1997/kabalcı, 2008/ithaki, 2016)
-the winds of dune (türkçeye çevrilmedi)
+children of dune – dune’un çocukları (sarmal, 1998/kabalcı, 2008/ithaki, 2016)
+god emperor of dune – dune’un imparator tanrısı (sarmal yayınevi-1999) dune tanrı imparatoru (kabalcı yayınevi-2009) dune tanrı imparatoru (ithaki, 2017)
+heretics of dune – dune’un kafirleri (sarmal yayınevi-1999) dune sapkınları (kabalcı yayınevi- 2011)
+chapterhouse dune – dune rahibeler meclisi (mavi ada-2000) dune rahibeler meclisi (kabalcı yayınevi-2012)
-sea child (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-hunters of dune (türkçeye çevrilmedi)
-treasure in the sand (kısa hikaye) (türkçeye çevrilmedi)
-the sandworms of dune (türkçeye çevrilmedi)
devamını gör...
konyalıların eğitilmezliği
genel olarak insanların eğitilmezliği büyük sorundur. bu konya bölgesinde biraz fazladır. yazık demekten başka bir şey gelmiyor elimden. yasakta araba yarışı nedir abi nasıl bir zihniyet bu anlamıyorum.
devamını gör...
2250 yılında normal sözlük başlıkları
(bkz: robot hatipler kapatılsın)
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
(bkz: celebrant)
devamını gör...