0.5 uç
olup da vermeyen, sevip de kavusamasin dedigim basliktir. insanı bagirtma. varsa ver. zaten gördüm ki teneffuste. ver yani. demek ses yok... dusman haritasi tekrar ciziliyor...
devamını gör...
verdingkinder
isviçre'nin köle çocuklarına verilen isim. insanlık tarihinin ayıplarından biri.
1789 da isviçre'de 14 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasının yasaklanmasıyla, zenginler çocuk işçiliğinin ve sömürüsünün korkunç bir yöntemini bulmuşlardı. bu yasaklamadan sonra ailesi boşanmış, ölmüş ya da devlete borçlu olan çocuklar, bir müzayedeyle şatışa çıkarılıp, zengin ailelere satılmaya başlanmıştı. ve artık zengin bir ailenin vesayeti ve sorumluluğu altına giren çocukla ve orada başına ne geldiğiyle ise ne acıdır ki kimse ilgilenmezdi. çünkü onlar, kilise, toplum ve devlet nezdinde iyi bir aileye verilmiş olmanın mutluluğunu yaşaması ve şikayet yerine minnet etmesi gereken sorunlu çocuklardı.
oysa gerçek hiç de öyle değildi. bu köle çocuklar, satıldıkları zengin aileler tarafından en ağır işlerde çalıştırılıyor, ahırlarda yatırılıyor, aç bırakılıyor hatta yeni ulaşılabilen bazı kayıtlara göre tecavüze uğrayıp öldürülüyorlardı.
ve bu çocukların en önemli özelliklerinden biri de çıplak ayaklı olmalarıydı. çünkü bu onları, diğer çocuklardan ayırmak için getirilen bir zorunluluktu.
bu çocukların gördüğü insanlık dışı muameleye, o dönem bazı duyarlı insanlar tarafından tepkiler gösterilmeye çalışıldıysa da sistematik bir biçimde ve devlet eliyle hepsinin üzeri örtülüyordu.
bu uygulama 1970’li yıllara kadar sürdü. isviçreli tarihçi marco leunberg'in araştırmalarına göre verdingkinder' lerden 10 bin kadarı hâlâ hayatta. leunberg, 1920 ile 1970 yılları arasında 300 bin isviçreli çocuğun bu şekilde satılarak çalıştırıldığına, 1930'lu yıllarda yalnızca bern kantonunda tarım işçilerinin yüzde 10'unu verdingkinder' lerin oluşturduğuna dikkat çekiyor.
isviçre hükümeti ise ancak 2013 yılında bu vahşi uygulamanın sorumluluğunu kabul etti ve tüm mağdurlardan özür diledi. 2016 yılında da halen hayatta olan verdingkinder’lere federal hükümet tarafından tazminat ödenmesi kararlaştırıldı. bu uygulamada büyük etkisi ve sorumluluğu olan kilise ise halen özür dilemedi.
bu konu ile ilgili çekilen tek film ise 2011 yapımı der verdingbub. ve bu gerçeği yaşamış on bine yakın insanla yapılan röportajlardan doğan bu senaryo, markus ımboden tarafından filme çekildi.
ve bazı insanlar tarafından hepimizin bildiği, okuduğu ya da izlediği çıplak ayaklı heidi' nin de aslında bir verdingkinder olduğu ve yazarı tarafından bu soruna parmak basmak için kaleme alındığı rivayet edildi.
haberuskudar.com/bir-medeni...
daimakadin.com/heidi-cizgi-...
de.m.wikipedia.org/wiki/Ver....
1789 da isviçre'de 14 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasının yasaklanmasıyla, zenginler çocuk işçiliğinin ve sömürüsünün korkunç bir yöntemini bulmuşlardı. bu yasaklamadan sonra ailesi boşanmış, ölmüş ya da devlete borçlu olan çocuklar, bir müzayedeyle şatışa çıkarılıp, zengin ailelere satılmaya başlanmıştı. ve artık zengin bir ailenin vesayeti ve sorumluluğu altına giren çocukla ve orada başına ne geldiğiyle ise ne acıdır ki kimse ilgilenmezdi. çünkü onlar, kilise, toplum ve devlet nezdinde iyi bir aileye verilmiş olmanın mutluluğunu yaşaması ve şikayet yerine minnet etmesi gereken sorunlu çocuklardı.
oysa gerçek hiç de öyle değildi. bu köle çocuklar, satıldıkları zengin aileler tarafından en ağır işlerde çalıştırılıyor, ahırlarda yatırılıyor, aç bırakılıyor hatta yeni ulaşılabilen bazı kayıtlara göre tecavüze uğrayıp öldürülüyorlardı.
ve bu çocukların en önemli özelliklerinden biri de çıplak ayaklı olmalarıydı. çünkü bu onları, diğer çocuklardan ayırmak için getirilen bir zorunluluktu.
bu çocukların gördüğü insanlık dışı muameleye, o dönem bazı duyarlı insanlar tarafından tepkiler gösterilmeye çalışıldıysa da sistematik bir biçimde ve devlet eliyle hepsinin üzeri örtülüyordu.
bu uygulama 1970’li yıllara kadar sürdü. isviçreli tarihçi marco leunberg'in araştırmalarına göre verdingkinder' lerden 10 bin kadarı hâlâ hayatta. leunberg, 1920 ile 1970 yılları arasında 300 bin isviçreli çocuğun bu şekilde satılarak çalıştırıldığına, 1930'lu yıllarda yalnızca bern kantonunda tarım işçilerinin yüzde 10'unu verdingkinder' lerin oluşturduğuna dikkat çekiyor.
isviçre hükümeti ise ancak 2013 yılında bu vahşi uygulamanın sorumluluğunu kabul etti ve tüm mağdurlardan özür diledi. 2016 yılında da halen hayatta olan verdingkinder’lere federal hükümet tarafından tazminat ödenmesi kararlaştırıldı. bu uygulamada büyük etkisi ve sorumluluğu olan kilise ise halen özür dilemedi.
bu konu ile ilgili çekilen tek film ise 2011 yapımı der verdingbub. ve bu gerçeği yaşamış on bine yakın insanla yapılan röportajlardan doğan bu senaryo, markus ımboden tarafından filme çekildi.
ve bazı insanlar tarafından hepimizin bildiği, okuduğu ya da izlediği çıplak ayaklı heidi' nin de aslında bir verdingkinder olduğu ve yazarı tarafından bu soruna parmak basmak için kaleme alındığı rivayet edildi.
haberuskudar.com/bir-medeni...
daimakadin.com/heidi-cizgi-...
de.m.wikipedia.org/wiki/Ver....
devamını gör...
sahip olmak istenen dertler
paramı altına mı dövize mi yatırsam derdi.
devamını gör...
evine gelen aşı ekibini reddedip corona olup ölen kadın
benim yengem aşı olduktan 1,5 ay sonra öldü. herhalde türkiye'de ilk aşı olanlardan. kadın aşı olduktan sonra bir süre halsiz, kırgın ve hasta gibiydi. sonra tam toparladı dedik fenalaştı hastaneye kaldırıldı ve 1 hafta sonra öldü. söyleyeceklerim bu kadar.
insanların kendi tercihi aşı olurlar ya da olmazlar. sanki aşı olanlar hastalanmıyor, ölmüyor gibi davranılması ilginç. her şeyi geçtim ölmüş abi insan ölmüş, bir ocak sömüş, bir nefes durmuş, bir çok yüreğe kor düşmüş... yazık gerçekten çok yazık... neyse...
insanların kendi tercihi aşı olurlar ya da olmazlar. sanki aşı olanlar hastalanmıyor, ölmüyor gibi davranılması ilginç. her şeyi geçtim ölmüş abi insan ölmüş, bir ocak sömüş, bir nefes durmuş, bir çok yüreğe kor düşmüş... yazık gerçekten çok yazık... neyse...
devamını gör...
sabahattin ali
bugün doğum günü olan yazar.
bedeni her ne kadar acımasızca katledilse de; ruhu, fikirleri ve yazdıklarıyla yaşamaya devam ediyor.
bedeni her ne kadar acımasızca katledilse de; ruhu, fikirleri ve yazdıklarıyla yaşamaya devam ediyor.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
şiirlerimi kolay kolay paylaşmam ama acemi dönemlerinden bir tanesini kafa sözlüğe armağan ediyorum.
bir damla gözyaşı ektim geceye
yalnız kaldırımlar filizlendi
sarhoş sokak lambaları aydınlattı sensizliği
ay hırsız oldu güneş polis
gökyüzü sevdi maviyi
geceden daha karanlık
siyahtan daha koyu bir mavi
aydınlatamadı yine yeryüzünü
bir damla gözyaşı ektim geceye
yalnız kaldırımlar filizlendi
sarhoş sokak lambaları aydınlattı sensizliği
ay hırsız oldu güneş polis
gökyüzü sevdi maviyi
geceden daha karanlık
siyahtan daha koyu bir mavi
aydınlatamadı yine yeryüzünü
devamını gör...
bir konuyu öğrenmek için başlık açmak
sık sık gerçekleştirdiğim durumdur. araştırma yaptığım bir konuyu iyice araştırıp öğrenmek için başlık atıyorum veya tanım giriyorum aklımda kalması için çok hoş oluyor. bir nevi öğrenmek için yazmak gibi.
devamını gör...
charles bukowski
“eğer berbat bir şeyler olmuşsa, unutmak için içersin; iyi bir şeyler olursa kutlamak için içersin ve hiçbir şey olmamışsa bir şeyler olması için içersin.”
delirmeyenlerin korkunç bir hayat sürdüğünü düşünen amekilalı yazar ve şair.
neyse ki bizim ülke olarak korkunç bir hayatımız yok. çok şükür hepimiz tertemiz delirdik.(swh)
delirmeyenlerin korkunç bir hayat sürdüğünü düşünen amekilalı yazar ve şair.
neyse ki bizim ülke olarak korkunç bir hayatımız yok. çok şükür hepimiz tertemiz delirdik.(swh)
devamını gör...
ayrılık sonrası ilk sabah
uyanmak istenilmeyen sabahtır.
değişik bir acı hissetmiştim. onun günaydın mesajı ile uyanmamıştım ve hayatıma artık onsuz devam edecektim. ilişkiyi bitiren taraf olmama rağmen yine de mesaj beklemiştim. içimde büyük bir boşluk vardı. bir yanım evdekilere bir şey çaktırmamak için çaba sarf ederken bir yanım ben bunu mu hak ettim diye isyan ediyordu. soğuk suyu yüzüme vurup öyle ayılarak güne başlamıştım. zaten geceden kalma bir burukluk vardı üzerimde. eskisi gibi süslenmek bile istememiştim. kim için, ne için? bir daha eski neşemle yaşayamam diye düşünüyordum, kimseyi sevemem, kimseye öyle bakamam.
kalbe iyi gelen mutluluk denilen o duygu üzerine hiçbir şey hissetmiyordum. bir adım sonrası için merakım yoktu. her şey bitmişti benim için. bundan sonra kimseye ondan bahsedemezdim eskisi gibi..
öyle bi sabahtı.
değişik bir acı hissetmiştim. onun günaydın mesajı ile uyanmamıştım ve hayatıma artık onsuz devam edecektim. ilişkiyi bitiren taraf olmama rağmen yine de mesaj beklemiştim. içimde büyük bir boşluk vardı. bir yanım evdekilere bir şey çaktırmamak için çaba sarf ederken bir yanım ben bunu mu hak ettim diye isyan ediyordu. soğuk suyu yüzüme vurup öyle ayılarak güne başlamıştım. zaten geceden kalma bir burukluk vardı üzerimde. eskisi gibi süslenmek bile istememiştim. kim için, ne için? bir daha eski neşemle yaşayamam diye düşünüyordum, kimseyi sevemem, kimseye öyle bakamam.
kalbe iyi gelen mutluluk denilen o duygu üzerine hiçbir şey hissetmiyordum. bir adım sonrası için merakım yoktu. her şey bitmişti benim için. bundan sonra kimseye ondan bahsedemezdim eskisi gibi..
öyle bi sabahtı.
devamını gör...
insanın kendi kendine yetmesi
bir insanın kendine yetmesi kendini sevmesiyle alakalı bir durumdur. eğer bir insan kendini sevmiyorsa kendine de yetemez. mutluluğu başka yerlerde arar. oysa ki mutluluk içimizde.
devamını gör...
kız çocuk istemeyen erkek
eşinin doğum/muayene gibi işlemleri için kadın hastalıkları uzmanı'yla görüşmesi gerektiğinde dumur olacak kişi.
eğer kız çocuğu istemiyorsa; "eşime kadın doktor baksın," demeyecek. madem kadınlara karşı, öyleyse bazı şeylere tahammül etmesi gerekiyor. yazık kafasına.
eğer kız çocuğu istemiyorsa; "eşime kadın doktor baksın," demeyecek. madem kadınlara karşı, öyleyse bazı şeylere tahammül etmesi gerekiyor. yazık kafasına.
devamını gör...
çekiliş kazanmış insan
bir adet sakızla bisiklet,haftalık basketbol gazetesinden de nba şapkası kazanmışlığım var.
devamını gör...
çikolataya en çok yakışan şey
çikolatalı süt
devamını gör...
tıyneti bozuk
mayası bozuk, sütü bozuk, kanı bozuk deyimlerini karşılayan söylem.
edit: sevgili meja’ ın tanımıyla “tiyneti bozuk” olarak girdiğim başlığı doğru yazılımı olan “ tıyneti bozuk” olarak düzeltilmesini istedim. doğru bilinen bir yanlışımızı da düzeltmiş oldu sevgili meja. teşekkürler.
edit: sevgili meja’ ın tanımıyla “tiyneti bozuk” olarak girdiğim başlığı doğru yazılımı olan “ tıyneti bozuk” olarak düzeltilmesini istedim. doğru bilinen bir yanlışımızı da düzeltmiş oldu sevgili meja. teşekkürler.
devamını gör...
yazarların küçükken yapmak istediği meslekler
çöpçü.
biz normal vakitte sokağa inemezken, adamlar gece kamyonla dolaşıyorlardı. inanılmaz havalı geliyordu bana. hala da saygım sonsuz.
biz normal vakitte sokağa inemezken, adamlar gece kamyonla dolaşıyorlardı. inanılmaz havalı geliyordu bana. hala da saygım sonsuz.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
bir şey yazmış mı diye bakmaktan profilini eskittim.
devamını gör...