günümüz büyüklerinin günümüz çocuklarını korkutma amaçlı kullanabileceklerini düşündüğüm söz öbeğidir. bizim gibi öcüden, dungangadan, iğneden ya da çingenelere verilmekten korkamayacak kadar fazla vitaminli, zehir gibi çocukları anca elon musk paklar.
devamını gör...

islam ve hıristiyanlığın yükselişinden önce yaklaşık üç bin yıl boyunca değişikler göstererek devamlılığını sürdüren, mısır topraklarında yaşayan insanların inanç bütünü. mısırlılar, bu mitolojiyi dini ritüelde kullandıkları gibi mitolojideki sahneleri ve sembolleri sanatta, mezarlarda, tapınaklarda ve muskalarda ortaya çıktı. edebiyatta, mizahtan alegoriye uzanan hikâyelerde mitler veya unsurları kullanıldı, bu da mısırlıların mitolojiyi çok çeşitli amaçlara uyarladıklarını gösterdi. (a)

mısır mitolojisinin inancı genel olarak politeistik -henoteistik bir yapıya sahiptir. zamanla değişimler göstererek monoteistik bir yapıya dönüşmüştür.

monoteistik dönem
her ne kadar tarihçilerin çoğu bu dönemi monoteistikolarak tanımlasa da bazı araştırmacılar atenizm'i monoteistik olarak tanımlamaz. bu araştırmacılar gerekçe olarak, atenizmdöneminde insanların direkt olarak aten'e değil, kraliyet ailesine ilahi gücünü aten'den almış bir tanrılar panteonu gibi tapıldığını belirtirler. yine de bu nokta tarihçiler tarafından çoğunlukla kabul görmemiştir. (b)

amarna hanedanlığının çöküşünden sonra, kıptik hristiyanlık ve daha sonra islam'ın yükselişine kadar, orijinal mısır panteonu ana inanç olarak devam etmiştir.

--

tanrılar:
heliopolis'in dokuz tanrısı, ennead. bunların baş tanrısı atum'du.
hermopolis'in sekiz tanrısı, ogdoad. bunların baş tanrısı ra idi.
elefantin'in üç tanrısı/üçlemesi, chnum-satet-anuket. bunların baş tanrısı chnum'du.
tebes'in üç tanrısı/üçlemesi, amun-mut-chons. bunların baş tanrısı amun'du.
memfis'in üç tanrısı/üçlemesi, ptah-sekhmet-nefertem. diğerlerinden farklı olarak, üç tanrıdan hiçbirinin üçleme oluşana kadar bir bağlantısı olduğuna inanılmıyordu. bunların baş tanrısı ptah'dı. (c)

nun
nun, ilahi ve dünyevi varoluşun tüm yönlerini kapsayan, farklılaşmış bir dünyada ortaya çıkan her şeyin kaynağıdır. ennead kozmogonisinde nun, yaratıcı tanrı atum ile birlikte yaratılış noktasında aşkın olarak algılanır. çoğu antik mısır yapımı efsaneler ilk tanrının karmaşık bir sulu cehennemden geldiğini, ve hikayeye göre de nun ya sulu cehennemde yaşıyor ya da yaşamış. olduğunu belirtir aynı zamanda hermopolis’ten gelen daha tuhaf bir efsane var. nun ve eşi yılan tanrılardan ilk ortaya çıkıp içinde ra olan yumurtayı yapan iki tanesiymiş. ayrıca antik mısırlılar, nun'u, yaşam alanının meydana geldiği bir kabarcığı çevrelediğini ve kozmogonilerinin en derin gizemini temsil ettiğini düşünüyorlardı. (c.1)

apep
apep (bkz: apophis), mısır mitolojisinde, nun'ın suyu dedikleri ve kutsal ettikleri nil nehri'nde yaşayan çok büyük bir yaratıktır. devasa bir yılan olduğu söylenir. şeytani bir cin/iblis olan apep karanlığın ve kaosun tanrısı ve sembollerindendi. varlığına dair inanç orta krallık döneminde ortaya çıkmış ve daha sonraki hanedanlıklar boyunca da devam etmiştir özellikle de apep. evrenin oluşması için onun yenilmesi gerekiyormuş ve hala dünyanın ucunda pusuda bekleyip, bazı şeyleri bozuyormuş. apep kötü olan her şey için öyle ya da böyle suçlanırmış (fırtınalar, kıtlıklar, istilalar, depremler vb.) günlerinin çoğunu ra’nın gemisindeki tanrılara tanrılara saldırarak geçirir, ve geceleri yeraltı dünyasında parçalara ayrılırmış. bazı söylentilere göre de raher gün doğumunu başlatmak için 12. kapıya geldiğinde onu durdurmaya çalışırmış. ayrıca set'in firavunluğunu kaybetmesinden sonra apep'le ra'ya karşı birleştikleri de söylenir. (c.2)

aten

aten,(bkz: aton) veya zentuk ıv. amenhotep veya sonradan aldığı adla akhenaton(aton'un hizmetkarı) tarafından ortaya çıkarılan bir mısır tanrısıdır. tıpkı günümüzde büyük kitlelere ulaşmış olan ibrahimi dinlerde olduğu gibi tek tanrı olarak kabul edilmiştir (bkz: monoestik dönem). ama tesis ettiği dinî inanç sistemi uzun soluklu bir inanış olmamıştır. bu tanrının somut bir betimlemesi yoktu. duvarlarla çevrili, üstü açık bir tapınakta tapınılırdı. aton her işinin ucunda bir el olan bir güneş olarak çizilirdi. ra’nın bir versiyonu olarak görülmüştür. ama bu firavun’un değersiz tanrı-kral ünvanını almak için oldukça hırslı olan amenhotep 4’ü adlandırılmasından önceymiş. amenhotep kendini akhenaten olarak adlandırmış, aten’i tek gerçek tanrı olarak ilan etmiş, kendini tanrı-kral-papa olarak ilan etmiş, ve saltanatının kalanını ona karşı gelen insanların tapınaklarını yok ederek geçirmiştir. (c.3)

ra
ra hem ilk tanrı, hem de tanrıların ilk firavunudu. kutsal merkezi heliopolis'ti. genellikle başında bir disk bulunan şahin kafalı insan biçiminde canlandırılmıştır. eski tanrı atum'la bir tutularak; ıv. sülale döneminde devlet tanrısı olmuştur. botunu (güneşi) gün boyunca gökyüzünde, geceleri de yeraltı dünyasında sürüp, kaos güçleri tarafından gelen saldırıları durmadan savuşturmuş. mısır’ın doğusundan getirtilen pek çok tanrıça tanrı ağacında ra’nın kızları olarak birleştirilmiştir.

kefren'den başlayarak firavunlar, onun soyundan geldiklerini ilan etmişlerdir. ra daha sonra osiris firavun ilan edilmiştir. osiris'ten sonra ise set osirisi öldürerek başa geçmiştir.set'ten sonra babasının öcünü alarak horus firavun olmuştur horus'u da kapsamış ve ra-horakhty ismini almıştır. (c.4)

atum
atum genellikle taht üzerinde, bazen de bir koç kafasıyla, bazen asasına dayanan yaşlı bir adam olarak tasvir edilir. bir çeşit asıl yaratıcı tanrıdır, ama birkaç bin yıl sonra ra ile, ra da amun ile değiştirilmiştir heliopolis yaratılış mitinde, atum, ilkel su nun üzerinden kendini yaratan ilk tanrı olarak kabul edildi.[2] ilk efsaneler, atum'un tanrı şu ve tanrıça tefnut'u ağzından tükürerek yarattığını söyler. atum bunu mastürbasyonla gerçekleştirdi, bu eylemde kullandığı el onun içinde bulunan kadın prensibini temsil ediyordu. (c.5)

amun
amon, teb'in baş tanrısıdır ve ilk tanrıdır ve bütün tanrıların tanrısıdır. eşi amunet'le birlikte tanrıdır. kutsal hayvanları kaz ve koçtur. orta krallık dönemi'nde sadece yerel bir tanrıydı ama tebliler mısır'a hakim olunca amen önemli bir tanrı oldu. 18. hanedan'dan itibaren tanrıların kralı oldu. ünlü amen tapınağı karnak, dünyanın en büyük dinî yapısıdır. 19. ve 20. hanedanlar amen’in “görünmeyen yaratıcı güç” olduğunu cennetteki, dünyadaki, engin derinlerde ve yer altı dünyasındaki hayatın temeli olduğunu düşünürlerdi. (c.6)

mut
thebes’deki halka göre amun’un karısı ve tüm diğer tanrıların anası. aslen, amun’un “amaunet” adında başka bir karısı vardı ama bu basitçe “bayan-amun” demekti. mut'a başlangıçta yalnızca teb kentinde tapılırdı. 18. sülale döneminde tanrı amon'un eşi olarak kabul edildi. böylece amon ve evlatlıkları hons ile birlikte teb üçlüsü'nün bir parçasını oluşturdu ve bütün ülkede tapınılan bir tanrı oldu. (c.7)

hathor
doğum, bereket, aşk ve evlilik ile ilişkilendirilen tanrıçadır.ra'nın kızlarından biridir. hathor, samanyolu galaksisinin kişileştirilmesini temsil eder. hathor bazı figürlerinde memelerinden süt akan ilahi bir inek olarak çizilir. en eski tanrıçalardandır. (c.8)

sekhmet
savaş ve yıkımın tanrıçasıdır. aslan başlı veya bir aslan olarak tasvir edilir. bir zamanlar bastet'le özdeşleştirilirdi.
bir efsaneye göre, sekhmet ra'nın emri üzerine ra'ya eskiden inanıp şimdi inanmayanları tek tek yok edeceğine, tüm insan neslini yok etmeye çalışmıştır. ama sekhmet insan kanının tadını öyle sevmiştir ki önüne geleni öldürmüştür. ra'nın rahipleri ve müritlerini bile. ra çok geç kalmadan nil nehri'ni kırmızı bir tozla nil'e kırmızı rengini verir, ancak bu bir büyüdür. sekhmet onu kan zannedip içtiğinde büyü onu eski haline çevirir ve insan neslinin tükenmesine ra engel olur. (c.9)

bastet
mısır mitolojisine göre bastet, tanrılar tanrısı ra'nın kızı ve aynı zamanda da bütün bir ülkenin koruyucu tanrıçasıdır. günün birinde, bu yüce tanrıça babasına öfkelenerek, mısır'ın güneyindeki nubai çölünde inzivaya çekilir ve kendini bir aslana dönüştürür. (c.10)

ma'at
ma'at, mısır'ın doğruluk ve adalet tanrıçası. thoth'un karısı olduğuna inanılır ve ondan sekiz çocuğu olmuştur. bu çocuklardan en önemlisi amon'dur. bu sekiz evlat, hermopolis'in baş tanrılarıdır ve oradaki rahiplere göre, onlar yerküreyi yaratmışlardır. bazen ölünün kalbini tüy ile tartıp yargılayan biri olarak tasvir edilir. (c.11)

shu
shu dünya, atmosfer ve gökyüzü arasında olup, aşağı yukarı “boşluk” olarak tasvir edilen tanrıydı. tanrı atum tarafından kendi gücüyle, herhangi bir kadının yardımı olmadan yaratıldığına inanılır. ikiz kız kardeşi ve karısı nem tanrıçası tefnut'la birlikte heliopolis'teki dokuz tanrının ilk çiftini oluşturur. (c.12)

tefnut
tek bildiğimiz shu’nun dişi aslan başlı eşi olması. ki bu oldukça şaşırtıcı çünkü görünüşe göre bir zamanlar oldukça büyük bir olaymış. (c.13)

khonsu
khonsu aslen diğer tanrıların güçlerini onların organlarını yiyerek absorbe eden cani ve yamyam bir tanrıydı. ama birkaç yıl sonunda daha çok o zamanın yumuşak tanrısına dönüşüp, ölçü ve refah getirmiştir. (c.14)

--

mumyalama/ölüm :

antik mısır'da çok kompleks ve gelişmiş bir ahiret inancı ile birlikte ölü bedeni ve ruhu huzurlu bir ahiret hayatına hazırlamak için yapılan birçok ayin ve uygulama vardı. ruh ve ahirete dair inanç özellikle vücudun korunmasında yoğunlaşmıştı. buna göre tahnit ve mumyalama, kişinin kişiliğini ve kimliğini ahirette koruyabilmesi için uygulanmaktaydı.

mumyalama işlemi ölüyü öbür dünyadaki yaşamına hazırlamak için yapılan törenlerden sadece başlangıç olanıdır. bu işlem insanların dışında boğa, timsah, kedi gibi hayvanlar içinde yapılmaktaydı. (d)

--görseller--
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bkz: (a) (c))
--
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bkz: (b))
--
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bkz: (c 1-14))
--
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bkz: (d))
--
--kaynakça--
kaynak.1
kaynak 1.2
kaynak 1.3
kaynak 1.4
kaynak 1.5
kaynak 1.6
kaynak 1.7
kaynak 1.8
kaynak 1.9
kaynak 2.0
kaynak 2.1
kaynak 2.2
--kaynakça--

not : (bkz: uykusuzkahve) mahlasına sahip moderatöre çok teşekkür ederim, beni kırmadı isteğim üzerine başlığı açtı :)
devamını gör...

severek takip ettiğim "gerçekten" iyi yazarlarımızdan.
yazarlığı daim, karması bol olsun.
devamını gör...

murat gülsoy kitabıdır.

içinde yaşadığımız bu çağ için sürekli bir ad bulduğumun farkındayım hem incelemelerimde hem iletilerimde ve bundan hiç rahatsızlık duymuyorum. hatta görüyor ve artırıyorum: deneyimlediğimiz bu çağa “ yalnızlar çağı” diyebiliriz.

icat edilen her yeni alet, teknolojinin bütün “ nimetleri” bizi yalnızlaştırmaktan başka işe yaramıyor. insan olmayı seven ama mevcut haliyle insanlıktan nefret eden biri olarak bu durum benim için fazlasıyla mutluluk verici fakat uzun vadede bu yalnızlıklar bizi depresif rüzgarların önünde savrulan zavallı papatyalara çevirecek. yani seviyor- sevmiyor fallarını zavallı maktulleri olacağız rüzgarın hışmından kurtulunca.

yalnız kaldıkça kendimizi kalabalıklaştırmak için yöntemler arıyoruz. internet aleminin hayalet kullanıcıları olarak kendimize sanal şehirler kurup yeni hayatlar idame ettirme derdine düştük. ya da kıyamete doğru birey birey yürüme hevesinin tam olarak ne zaman kursağımızda kalacağını bekliyoruz.

murat gürsoy, yalnızlar için çok özel bir hizmet sunuyor bu çağı sağaltmak için belki de. zihninize bir ölüyü yükleyip sizi yalnızlığınızdan kurtarmayı vaat ediyor. ama bu tenhalık içinde zihnimiz bu kadar kalabalıkken içeride bir de ölü ile hasbıhal etmek kolay bir şey olabilir mi?

bence denemelisiniz. hizmet bedeli kıyamet günü ödeme planınız dahilinde faturanıza yansıtılacaktır.
devamını gör...

5 kelimeyle anlatabileceği şeyi hmm ee üü diyerek 1 buçuk dakika boyunca dinletmeye mahkum eden arkadaş. ısrarla mesajla cevap verilse de ses kaydından asla vazgeçmez.
devamını gör...

sözlükte gezmek.
devamını gör...

yere düşen parayı almak ayıp mı karşılanıyor? anlayamadigim sorunsal.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tuzlu fıstık - buz gibi bira.
rakı sofrası - bağlama çalıp, türkü söyleyen bir dost.
devamını gör...

edebiyatın melankolik prensesi, nam-ı diğer zelda.
13 şubat 1958'de istanbul'da doğdu kendisi.
boğaziçi üniversitesi'nde ingiliz dili ve edebiyatı okudu.
1982'de ise endüstri mühendisi olan, kağan önal ile hayatını birleştirdi.
kağan beyin işleri dolayısıyla bir süre libya'da yaşadılar.
şiir yazdığından kimsenin haberi yoktu henüz.
ama o yazmaya devam ediyordu.
zaten kötü olan ruh haline libya'da gördüğü baskı da eklenince, hepten boğulmaya başladı.
türkiye'ye dönünce psikiyatrların kendisine koyduğu teşhis:
"manik depresyon"du.
psikiyatrlar ona, okumaktan ve yazmaktan vazgeçmesi gerektiğini söylediler aynı şekilde ilaç kullanmasını da.
ama dinlemedi, ne okumayı ve yazmayı bıraktı ne de ilaçlarını kullandı...
bu dönemde alkole sığındı.
yalnızlığını sadece alkolle paylaşıyordu.
o paylaştıkça, daha da yalnızlaştırıyordu.
derken, 13 ekim 1987'de ruhuna çökmüş bu kederden ve yalnızlıktan kurtulmak için intiharı seçti.
ilaçlar içti ve kendini yalnızlığıyla beraber aşağı bıraktı.
onu ilk eşi bulmuştu o halde.
kendisinin ölümünden sonra eşi şöyle demiştir:
" şiir yazdığını bile bilmezdim. bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler karalardı"
sanırım bu cümle anlatıyor ne kadar yalnız olduğunu.
bir şiirinde kocası için şöyle diyor nilgün marmara:
"yabancıların en yakınıydın sen" ...
devamını gör...

baltık denizi etrafında yaşayanlar, yaz gelsede akdenize gitsek diyor. akdeniz kıyısında yaşayanlar ise, baltık denizi kıyısındaki bir ülkenin vatandaşı olsak diyor. tabi rusya hariç.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel sydney laurence (1865-1940) - northern lights
devamını gör...

ne yesinler tasmi yesinler, yorgan mi kemirsinler diye düşündüren başlık. bu dünya modlara hörgüç oldi! (bkz: hacivat karagöz neden öldürüldü (film))
devamını gör...

limonata tadında bir flim çok samimi izlettiriyor.
devamını gör...

v e
e n sonunda
d önmmeyeceğini
a nlarsın
devamını gör...

geleceğim nargile emcükleyip ağzından yuvarlak duman çıkartacak, pembe dar kıyafetiyle mağazalarda "kara cuma bize saldırıdır" diyecek bir tipin küçüklüğü. kendisinin bir suçu yok ama seni dünyaya getirmek için anne babanın nikahını kıyan memura saygılarımı sunuyorum.
aile içinde olan konuşmalardan etkilendiği kaçınılmaz bir gerçek ama üzülmesin ergenlik zamanları böyle atar gider olur, yarın ateist bir kız görür her şeyi inkar eder sonuçta henüz karakter şekillenmemiş.
devamını gör...

muhtemelen günde 2 saatten çok çok fazla uyuyan yazarın beyanı. * bir dönem, günde 5 saat uyuyarak bir sene kadar yaşadım. çok yoğundum, gerek zihnen gerek bedenen çok çalışıyordum. bir senenin sonunda artık nevroza girmiştim resmen, gün içinde kafam hep bulutlu gibiydi, okuduğum hiçbir şeyi anlamıyordum. kitapları çok sevmeme rağmen roman dahi görmek/okumak istemiyordum. tabii bunlar sadece uykusuzluk ile alakalı değildi ama büyük bir kısmını oluşturuyordu. çok değil, iki-üç gün uyumayıp deneyimlenebilir, sarhoş gibi olursunuz, aptal aptal her şeye gülersiniz, moralinizi bozacak bir şey, muhtemelen normalden birkaç kat daha fazla moralinizi bozar. bu durumu uzatırsanız psikiyatrik bir vaka olursunuz.

bunlardan bize ne derseniz ben de bilmiyorum, örnek vererek anlatayım istedim. tecrübe ettim çünkü. işin özü sayın yazarlar günde iki saat uyuyarak hayat falan yaşanmaz, başlık mıçmanın dahi bi' edebi var. günde en az 6 saat uyuyun, çok çalışıyorsanız en az 7. 8 bence de biraz lüks. bir de 11-12 saat, hatta daha fazla uyuyanlar var, sormayın gitsin.
devamını gör...

--! spoiler !--

film, walter benjamin'in "tarih meleği" kavramıyla ele alınabilir. tarih meleği'nin yüzü geçmişe dönüktür fakat ileriye doğru hareket etmektedir. geçmişin hatıraları, travmaları unutulmadıkça düzgün bir yolda ilerleyemez insan. hiroshima mon amour filminde de bu kavramı kadın karakterin hatıraları ile görmekteyiz. hiroshima’da tanışıp yakınlaştığı sevgilisinin yataktaki bir el hareketi, kadına unuttuğunu sandığı nevers’deki travmasını hatırlatır. ikinci dünya savaşı’nda fransa’yı işgal eden alman askerlerinden birine aşık olan kadın, bu yüzden toplumdan dışlanıp ailesi tarafından işkence görmüştür. filmin başında hiroshima’yı anlama üzerine konuşan iki karakterin bu iğrenç olayın müze simülasyonuyla veya otobüs turlarıyla anlaşılamayacağını savunur. mutlu birer evliliği ve sakin birer hayatı olan iki karakter geçmiş travmaları sayesinde birbirleriyle empati kurarak yakınlaşır. geçmişlerindeki bu travmalar, içinde bulundukları anı etkileyerek tıpkı resimdeki melek gibi ilerlemelerine ket vurur gözükmektedir. hayatlarına devam edebilmeleri için geçmişlerindeki travmaları kabullenip atlatmaları gerekmektedir. erkek karakter bu durumu kabullenmiş gözükmektedir. kadın karakter ise daha çekingendir. erkek sürekli nevers'i sorarak kadına yardımcı olmaya çalışmaktadır. bu zorlamaların sonunda ise döngü tamamlanır. erkek hiroshima'dır artık, kadın ise nevers.

--! spoiler !--
devamını gör...

lisans bittikten sonra üniversitede kalıp araştırmacı olmak isteyenlerin geçeceği ilk duraktır kendileri. dört yarı yıl normal süresi ama ek süre de veriliyor eğer tez yazımı bitmemiş ise. hangi alanda uzmanlık istediğiniz, araştırma yaptığınız alanda yayınlanmış makale sayısı, üniversitenin yayınladığı makale sayısı, tez danışmanınızın alanla ilgili bilgisi ve sizinle olan iletişimi çok önemlidir. yoğun stresli ve kaygılı bir süreçtir. insan bu sürede kendiyle sürekli çelişir. verilen emeklere değip değmeyeceğine dair hesaplamalar yapılır. eğer belirli bir süre geçtiyse başlangıçtan beri bence tamamlanmalıdır. daha sonraki aşamaya geçip geçmeyeceğinize yüksek lisansı bitirip karar vermeniz daha sağlıklı bir sonuçtur.
devamını gör...

günde 5 saat uyumama rağmen anlamsız bir zaman yetmezliği içerisinde olduğumu fark etmem sonucunda ulaştığım tespittir.

buna rağmen buraya ayırdığım zamana şaşmıyor değilim. şimdi podcast'i, radyosu, dergisi, ksp derken bunu iliklerime kadar hissedeceğime de eminim.

saatleri ayarlama enstitüsü'nde ki nuri efendi mi el atar yoksa direkt türkiye uzay ajansımı çözer bilemiyorum ancak bir ayar verilmesi şart durumdur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim