esrarlı ada
fransızca adı l'île mystérieuse olan fransız yazar jules verne'nin 1874 yılında yayımlanan romanıdır. kitapta beş kişinin bir balon kazası sonucu ıssız bir adaya düştükten sonra adada yaşadıkları maceralar anlatılıyor. çocukluğumda okumaktan bolca keyif aldığım ve bir kaç kez okuduğum kitabın hayal gücümün gelişmesine çok katkısı olmuştur.
devamını gör...
fly me to the moon
frank sinatra'nın hiç yaşamadığım zamanları sanki yaşıyormuşum gibi hissettiren, içime neşe dolduran eserlerinden biri.
"fill my heart with song
let me sing for ever more"
"fill my heart with song
let me sing for ever more"
devamını gör...
çernobil faciası
onca afet ve felaket yaşadık. kimi zaman sel kimi zaman yangındı. hepsi geçti. ancak tutumumuz hiç değişmedi. ileride yaşanacak olanları en az kayıpla atlatmak için farkındalık oluşturmak, hatayı kabul etmek yerine hep üstünü kapatmayı tercih ettik. birilerini suçlamayı da unutmadık. maalesef çernobil de bunlardan biriydi.
"türkiye'de radyasyon var diyenler dinsizdir." dönemin sanayi bakanı

"biz türküz. daha büyük tehlikeleri göğüslüyoruz. radyasyon bize vız gelir, tırıs geçer. acı patlıcanı radyasyon çalmaz." hülya avşar

görsel kaynağı
kanser tedavisi görürken kaybettiğimiz kazım koyuncu henüz 34 yaşındaydı.

o çayı içen biri geri zekâlıdır... ben kendi zekâmla ve felsefemle ölümü, hayatı uzatabilirim, kısaltabilirim, her şeyi yapabilirim.
peki, benim köyümdekiler, anasının kuzusu çocuklar, 16 yaşındaki kız o neyi düşünsün, hangi felsefeyi düşünsün?
onun annesi hangi felsefeyle acısını yumuşatsın? sen kimsin, o acıları onlara tattırabiliyorsun?
bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. kendi onuruna sahip çıkmış, kendi kişiliğine sahip çıkmış hâline ihtiyacı var…
bir şey ürettim ben – kazım koyuncu
kaynak
"türkiye'de radyasyon var diyenler dinsizdir." dönemin sanayi bakanı

"biz türküz. daha büyük tehlikeleri göğüslüyoruz. radyasyon bize vız gelir, tırıs geçer. acı patlıcanı radyasyon çalmaz." hülya avşar

görsel kaynağı
kanser tedavisi görürken kaybettiğimiz kazım koyuncu henüz 34 yaşındaydı.

o çayı içen biri geri zekâlıdır... ben kendi zekâmla ve felsefemle ölümü, hayatı uzatabilirim, kısaltabilirim, her şeyi yapabilirim.
peki, benim köyümdekiler, anasının kuzusu çocuklar, 16 yaşındaki kız o neyi düşünsün, hangi felsefeyi düşünsün?
onun annesi hangi felsefeyle acısını yumuşatsın? sen kimsin, o acıları onlara tattırabiliyorsun?
bu ülkenin politikacılara, yalancılara ihtiyacı yok. kendi onuruna sahip çıkmış, kendi kişiliğine sahip çıkmış hâline ihtiyacı var…
bir şey ürettim ben – kazım koyuncu
kaynak
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
çalışma sayfası yaparken çocuklarla aramızda geçen bir konuşma;
e: öğretmenim sınıfımız biraz soğuk mu?
ben: bilmem ben üşümedim, üşüdünüz mü?
o sırada çizgi çalışmasını bitirmeye çalışan ö
ö: sınıf soğuk değil ama içimde bir his var öğretmenim sanki bu sayfayı yanlış yapıyorum.
ben: bunun soğukla ne ilgisi var çocuğum?
ö: çünkü yanlış yapmak içimi üşütür öğretmenim.
müsadenizle ben bir aydınlanıp geleyim.*
e: öğretmenim sınıfımız biraz soğuk mu?
ben: bilmem ben üşümedim, üşüdünüz mü?
o sırada çizgi çalışmasını bitirmeye çalışan ö
ö: sınıf soğuk değil ama içimde bir his var öğretmenim sanki bu sayfayı yanlış yapıyorum.
ben: bunun soğukla ne ilgisi var çocuğum?
ö: çünkü yanlış yapmak içimi üşütür öğretmenim.
müsadenizle ben bir aydınlanıp geleyim.*
devamını gör...
memleket hikayeleri
bu hikayelerden biri şeftali bahçeleridir. hikayede idealist ve mesleğinde -yazı işleri müdürü- kendini göstermek isteyen, agah adlı bir memur konu edilir. geldiği dairede kimsenin iş koşturmadığını, tembellik yaptığını görünce idealistliği falan kalmaz, ''ülke bitmiş abicim, amaaan' diyen iş arkadaşlarına katılarak şeftali bahçelerinde partilere katılır, havuzlarda yüzer. o da tam anlamıyla koy verir. her akşam farklı bir eğlence, gırgır kahkaha memurluğun tadını çıkarır.
hikaye, yozlaşmış sistemin idealist insanları bile yuttabileceğini, onları sistemin savunucusu dahi yapabileceğini gösterir. ah agah efendi ah...
hikaye, yozlaşmış sistemin idealist insanları bile yuttabileceğini, onları sistemin savunucusu dahi yapabileceğini gösterir. ah agah efendi ah...
devamını gör...
babe i'm gonna leave you
led zeppelin'in led zeppelin albümünün 2. şarkısıdır. sevilen insandan vazgeçmeye çalıştığımız o çaresiz halimizi anlatır robert plant bu şarkıda. başlarda kendinden emindir, bırakacaktır artık onun peşini ve gidecektir buralardan. yaz gelince bırakacaktır, kesin bırakacaktır. ama şarkı ilerledikçe bu eminlik kendini karamsarlığa ve sonunda teslim oluşa bırakır. onu asla bırakamayacaktır.
birçok led zeppelin fanı tarafından bilinmeyen efsane mi efsane bir canlı performansı da vardır. led zeppelin'in daha ilk zamanlarında 1. albümün çıkışından kısa bir süre sonra daha robert plant 20 yaşındayken ve uyuşturucu, alkol ve stres gibi etkenlerden dolayı sesi tam kıvamında ve gencecik bir delikanlıyken o güçlü sesiyle söyler bu şarkıyı. bonzo (bkz: john bonham), jimmy page ve tabii ki john paul jones da inanılmazdır burada ama robert plant'in bu performansı bence verilebilecek en iyi canlı performanstır. gençliğin verdiği tecrübesizlikle detone olduğunda bir bakışı vardır ki en iyilerin bile hata yapabileceğini ve bunun normal olduğuna kanıt niteliğindedir.
işte o anlar
2:59 detone oluşu
3:12'yi de her duyduğumda iptal oluyorum zaten, bir insanın sesi nasıl bu kadar güçlü olabilir?
birçok led zeppelin fanı tarafından bilinmeyen efsane mi efsane bir canlı performansı da vardır. led zeppelin'in daha ilk zamanlarında 1. albümün çıkışından kısa bir süre sonra daha robert plant 20 yaşındayken ve uyuşturucu, alkol ve stres gibi etkenlerden dolayı sesi tam kıvamında ve gencecik bir delikanlıyken o güçlü sesiyle söyler bu şarkıyı. bonzo (bkz: john bonham), jimmy page ve tabii ki john paul jones da inanılmazdır burada ama robert plant'in bu performansı bence verilebilecek en iyi canlı performanstır. gençliğin verdiği tecrübesizlikle detone olduğunda bir bakışı vardır ki en iyilerin bile hata yapabileceğini ve bunun normal olduğuna kanıt niteliğindedir.
işte o anlar
2:59 detone oluşu
3:12'yi de her duyduğumda iptal oluyorum zaten, bir insanın sesi nasıl bu kadar güçlü olabilir?
devamını gör...
letal doz
ilacın ölüme neden olan dozu.
devamını gör...
sonu olmayan tartışma konuları
tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan?
aşıda çip var mı?
coronavirüs gerçekten var mı?
erkekler kadınlara ev işlerinde yardım etmeli mi?
allah var mı?
iktidardan memnun musunuz?
eğitim sistemi nasıl?
aşıda çip var mı?
coronavirüs gerçekten var mı?
erkekler kadınlara ev işlerinde yardım etmeli mi?
allah var mı?
iktidardan memnun musunuz?
eğitim sistemi nasıl?
devamını gör...
kitap alıntıları
"insanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir. yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz."
(bkz: uğultulu tepeler (kitap))
(bkz: uğultulu tepeler (kitap))
devamını gör...
evrenin genişleme oranı
megaparsek başına saniyede yaklaşık 70 km olarak hesaplanan oran. ancak farklı ölçümlerde bundan daha az ya da daha çok çıktığı görülür.
evrenin genişleme oranı, hubble sabiti dediğimiz bir sayı aslında. fakat adı sabit olmakla beraber, bu sayı sabit değil. ölçümlerden kaynaklı hataları bir kenara ayırırsak, bu sayının farklı gözlem sonuçlarında farklı çıktığını biliyoruz.
sabit olarak adlandırılma nedeni, evrenin neresine giderseniz gidin geçerli olması. yani sayısal olarak sabit değil.
***
yukarıda bahsettiğim 70 km/s/mpc sayısının anlamı şu: 1 megaparsek uzaklıktaki bir galaksi, dünya'dan saniyede yaklaşık 70 km hızla uzaklaşır.
evrenin genişleme oranı, hubble sabiti dediğimiz bir sayı aslında. fakat adı sabit olmakla beraber, bu sayı sabit değil. ölçümlerden kaynaklı hataları bir kenara ayırırsak, bu sayının farklı gözlem sonuçlarında farklı çıktığını biliyoruz.
sabit olarak adlandırılma nedeni, evrenin neresine giderseniz gidin geçerli olması. yani sayısal olarak sabit değil.
***
yukarıda bahsettiğim 70 km/s/mpc sayısının anlamı şu: 1 megaparsek uzaklıktaki bir galaksi, dünya'dan saniyede yaklaşık 70 km hızla uzaklaşır.
devamını gör...
aphantasia
zihin gözü körlüğü olarak da bilinen bir durum.
düşünülen bir şeyin zihinde karşılığını bulamamak, hayal edememek. zihinde tasarlayamamak, tam olarak anımsayamamak olarak karşımıza çıkar.
düşünülen bir şeyin zihinde karşılığını bulamamak, hayal edememek. zihinde tasarlayamamak, tam olarak anımsayamamak olarak karşımıza çıkar.
devamını gör...
mezar fiyatlarının pahalılığı
insan gönül rahatlığıyla ölemiyor bile.
devamını gör...
otobüste koltuğu sonuna kadar yatıran tipler
arkadaki yolcudan rica etmelidir aksi halde her türlü küfürü hak eder.
devamını gör...
freud purosu
nickini freud zekası yapsaymış daha uygun olurmuş dediğim, artısını görünce gözlerimin parladığı, ağır ve asil bir yazarımız. tanımları da kişiliğinden hallice.
var olsun.
var olsun.
devamını gör...
bir günlüğüne olmak istenen kişi
sadece kendim olmayı isterdim. içimden geçtiği gibi konuşabilmek, anlaşılabilmek isterdim. *
devamını gör...
cahille sohbeti kesmek
yapılması gerekir zira veciz bir söz şöyle der:
"etme sohbet cahil ile, küstürürsün
alma tahret cam kırığı ile, kestirirsin."
"etme sohbet cahil ile, küstürürsün
alma tahret cam kırığı ile, kestirirsin."
devamını gör...
sürekli aynı muhabbeti döndüren yazarlar
az önce bunu düşündüğüm için "başlığı ben açtım da unuttum mu acaba?" diye geldiğim başlık.
insanlar her telden ya da birkaç telden çalabilmeli. bir kısmı kadın muhabbeti tutturmuş, bir kısmı erkek olduğu halde "ben kadınım" muhabbeti tutturmuş, bir kısmı başka bir konu tutturmuş ama hep aynı konu etrafında dönüp dolaşıyorlar. ya arkadaşım bugün bu konuda trollük yapıyorsan yarın başka konuda yapsan ölür müsün!
neyse sonra adımız mızmıza çıkıyor. herkes bildiği gibi devam... kim kimi dinleyip "haklı olabilir" diyecek ve üzerinde düşünecek ki? varsa yoksa "size ne!"
he anam, bize ne tamam! biz sadece mızmızlanıyoruz, sensin en doğrusu, tamam. *
insanlar her telden ya da birkaç telden çalabilmeli. bir kısmı kadın muhabbeti tutturmuş, bir kısmı erkek olduğu halde "ben kadınım" muhabbeti tutturmuş, bir kısmı başka bir konu tutturmuş ama hep aynı konu etrafında dönüp dolaşıyorlar. ya arkadaşım bugün bu konuda trollük yapıyorsan yarın başka konuda yapsan ölür müsün!
neyse sonra adımız mızmıza çıkıyor. herkes bildiği gibi devam... kim kimi dinleyip "haklı olabilir" diyecek ve üzerinde düşünecek ki? varsa yoksa "size ne!"
he anam, bize ne tamam! biz sadece mızmızlanıyoruz, sensin en doğrusu, tamam. *
devamını gör...