mersin'deki sinan şamil sam heykeli
“kum koyuyorum, su koyuyorum, b.k koyuyorum. öyle oluyo işte.”
fıkrasındaki çocuk yapıyor bu heykeli desem kimse itiraz etmez.
fıkrasındaki çocuk yapıyor bu heykeli desem kimse itiraz etmez.
devamını gör...
hatayi
şah ismail'in mahlasıdır.
devamını gör...
bilmediği konular hakkında yorum yapan insanlar
sayıları günümüzde bakteri gibi artmakta olan kişiler.
devamını gör...
akp'ye sürekli çamur atan tip
(bkz: başlıklarını engelle butonu)
devamını gör...
favori atmayı bilmeyen yazarlar sürüsü
sorunsal mıdır değil midir dediğim tartışma konusudur.
böyle bir güruh var evet maalesef. ve galiba ben, devamlı favorileyerek sözlüğü çıldırtan bi meteor yağmuru olma yolunda ilerliyorum. bakalım kısmet.
böyle bir güruh var evet maalesef. ve galiba ben, devamlı favorileyerek sözlüğü çıldırtan bi meteor yağmuru olma yolunda ilerliyorum. bakalım kısmet.
devamını gör...
patagonyalı
sözlükte bir benim nickaltıma severek okuyorum vs yazmamıştır herhalde... bekliyorum ama o gün gelmeyecek... çünkü şapşikli tanımlar giriyorum hep beğenmezler bizi çobanık diye. halbuki radyoya katıldığında ben kendisini pek sevmiştim..
devamını gör...
şarkı sözleriyle tanım girmek
günaydın günaydın insanlara günaydin
günaydın günaydın sevanlere günaydın
günaydın günaydın sevanlere günaydın
devamını gör...
19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı
19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun.

ey türk gençliği!
birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

ey türk gençliği!
birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
devamını gör...
ayçiçek yağı fiyatlarının uçması
biraz önce migrosta dolandırılmam sonrası, günler sonra ellerim titreyerek tanım atmama sebep olmuş "fiyatlandırma" değil "söğüşleme."
link
link
devamını gör...
erkekleri itici yapan detaylar
toplumda kadınların huzurunu bozan, dolayısıyla sosyal hayatın da kalitesini düşüren, en sinir olduğum iticilikleri,
bir kadının kişisel neşesini kur zannetmeleridir, kadının her hareketini üstüne alınmak için pusuda beklediğinden, herşeyi üstüne alınır, kadın bir işmi başarmış da keyfi yerinde, yoksa kendisine kurmu yapıyor, ne anlatıyor anlamaz, işte bu ikisini ayıramayacak kadar nasıl uyuşuyor o beyin, nerde kalıyor bunların iradesi, karakteri? cevap veriyorum, geride,
daha geride, çok geride maalesef...
*sadece erkek olarak dünyayada varlığını sürdürmesi, önce insan sonra erkek olamaması, başka bir duyusunu, algısını gram geliştirmemesi, geliştirme gereği duymaması daha vahim aslında, erkeklik odaklı yaşadığının "farkında" bile olmaması...
kadını da sadece "dişi insan" olarak algılaması, sanırım bilinçaltlarına kaydettikleri tanımlarla öğrendikleri şeyler yanlış, kadın görür görmez o kayıtlara bağlanıyorlar, onları değiştirmek de, öyle hapla ameliyatla olan birşey değil, yinede allahtan umut kesilmez.
bir kadının kişisel neşesini kur zannetmeleridir, kadının her hareketini üstüne alınmak için pusuda beklediğinden, herşeyi üstüne alınır, kadın bir işmi başarmış da keyfi yerinde, yoksa kendisine kurmu yapıyor, ne anlatıyor anlamaz, işte bu ikisini ayıramayacak kadar nasıl uyuşuyor o beyin, nerde kalıyor bunların iradesi, karakteri? cevap veriyorum, geride,
daha geride, çok geride maalesef...
*sadece erkek olarak dünyayada varlığını sürdürmesi, önce insan sonra erkek olamaması, başka bir duyusunu, algısını gram geliştirmemesi, geliştirme gereği duymaması daha vahim aslında, erkeklik odaklı yaşadığının "farkında" bile olmaması...
kadını da sadece "dişi insan" olarak algılaması, sanırım bilinçaltlarına kaydettikleri tanımlarla öğrendikleri şeyler yanlış, kadın görür görmez o kayıtlara bağlanıyorlar, onları değiştirmek de, öyle hapla ameliyatla olan birşey değil, yinede allahtan umut kesilmez.
devamını gör...
tanımadığımız insanlara merhaba demek
merhaba diyorum laf sokar gibi aleykümselam diyor adam. günaydın diyorum cahiliye döneminden kalmasın diyorlar. tam terside oluyor bazen tabi mesela bi önceki adama merhaba dedim aleykümselam dedi diye sonrakine selamünaleyküm diyorum o da merhaba canım diyor. bu kültürel farklılık içerisinde şamar oğlanı gibi ordan oraya savuruyorlar bizi. sonrasında ise sadece kafa ile selam vermeye başlıyorsun, kafanı hafif yana yatırıp aşağı ve yukarı kaldırdığında bütün selam şekillerini barındıran bir haraket yapmış oluyorsun en güzeli bu.
devamını gör...
zamansız kelebek
nice yıllara larktwain_123_… her şey gönlünce olsun, iyilik seninle olsun.
kızıyorlar nickaltında doğum günü kutlamalarına ama çok da fifi der geçeriz no problem. sen canını sıkma. ukde doldurmaya ve akışı akıtmaya devam. *
kızıyorlar nickaltında doğum günü kutlamalarına ama çok da fifi der geçeriz no problem. sen canını sıkma. ukde doldurmaya ve akışı akıtmaya devam. *
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
herkesi ve her şeyi fazla umursamayı bırakmalısın.
devamını gör...
çalıkuşu
içim kan ağlarken gülmeye, şarkı söylemeye, ıslık çalmaya başlıyordum. o kadar ki, kalbim, nihayet bu neşenin yalanına inanıyor,suya konulan kuru çiçekler gibi titreye titreye canlanmaya başlıyordu.
-çalıkuşu, reşat nuri güntekin
çalıkuşu denince anımsadığım alıntıdır.
-çalıkuşu, reşat nuri güntekin
çalıkuşu denince anımsadığım alıntıdır.
devamını gör...
fotoğraf çekerken çeken kişinin de gülümsemesi
"gülümseyiinn" deyip kendi de gülen insan davranışıdır. bazen başıma gelen* olaydır. özellikle bazı çiftlerin veya küçük çocukların fotoğraf çekimi bana kalırsa bir heyecan basıyor, sırıtmadan edemiyorum.
devamını gör...
sözlükte kadın olmak
erkek olmaktan bir farkı yoktur. en azından benim için öyle.
devamını gör...
georges bataille
fransız antropolog, filozof, yazar. 10 eylül 1897 tarihinde doğdu.
insan kurban etme mitoslarından ziyadesiyle etkilenen bataille, acéphale adlı bir gizli cemiyet kurmuş ve dönemin entelektüellerini bu cemiyetin çatısı altında toplamıştır; felsefe kaynaklı okumalarda kullanılan "başsız cemaat" imgesine büyük ölçütte acéphale'in varlığı kaynaklık etmiştir. marquis de sade ve friedrich nietzsche gibi son derece aykırı filozoflardan etkilenen bataille, ilk romanı "gözün öyküsü"nü lord auch mahlasıyla yayınlamış, hem tepki hem de beğeni uyandırmayı başarmıştır.
ancak gözün öyküsü, bataille'ı bataille yapan şeylerden sadece biri olacaktı.
"ihlal/doz-aşımı edebiyatı" olarak nitelenen bir tarzda "annem", "göğün mavisi" ve "rahip c." gibi eserler vermeye devam eden bataille, edebiyatçılık hususundaki üretkenliğine rağmen felsefeye yaptığı katkılarıyla parlamaktadır. tanrısız bir ezoterizmin, ilahın merkezde olmadığı bir metafiziğin felsefesini yaptığı "iç deney", kendisinin anlaşılması en zor mamafih en bereketli ve yaratıcı metinlerinden birisidir. erotizmin ve korkunun felsefesinin yapıldığı, arzu ile ürküntü arasındaki sınırların kurcalandığı bu enteresan metni yapı kredi yayınları türkçe'ye kazandırmıştır.
iç deney'in yanı sıra fetişizmin felsefesine de çok fazla kafa yoran bataille, "baş parmak" isimli bir makaleyi bu konuyu daha fazla aydınlatmak içni ele almış, ayaklara karşı duyulan ilginin ve tiksintinin antropolojik kökenlerini keşfetmeye girişmiştir. sanatın zalimane uygulaması isimli makalesinde ise şiddet içerikli edebiyatın ve sanatın, yaratabileceği arınma ve dehşet hissinden dolayı insanı gerçek bir şiddet eyleminden nasıl uzaklaştırabileceğini ele almıştır.
bir takım edebiyatçıları ve düşünürleri incelemeye koyulduğu "edebiyat ve kötülük" isimli metninde ise william blake, emily brontë, marquis de sade ve jean genet gibi yazarların üretimlerinin ardına yapan habislikleri ve şeytani duygulanımları bu kişilerin üretimleri ve kişilikleri bağlamında ele alarak, yazılan eserlere yeni bir soluk ve görme biçimi* kazandırmayı başarmıştır.
lanetli pay isimli kitabında ekonomiye yönelik görüşlerini ve belli başlı kurban etme eylemlerinin harcamaya uyarlanmasının nasıl bir ekonomik sistem oluşturabileceğine kafa yormuştur. bataille'a göre ekonominin artı değeri önünde sonunda üremeden uzak bir cinselliğe, sanata ve gösterilere harcanmalıdır, aksi takdirde söz konusu "lanetli pay", insanoğlu tarafından savaşa ve yıkıma harcanacaktır.
michel foucault, jacques derrida, maurice blanchot ve julia kristeva'yı etkileyen felsefesini geride bırakarak 1962'de ölmüştür.
insan kurban etme mitoslarından ziyadesiyle etkilenen bataille, acéphale adlı bir gizli cemiyet kurmuş ve dönemin entelektüellerini bu cemiyetin çatısı altında toplamıştır; felsefe kaynaklı okumalarda kullanılan "başsız cemaat" imgesine büyük ölçütte acéphale'in varlığı kaynaklık etmiştir. marquis de sade ve friedrich nietzsche gibi son derece aykırı filozoflardan etkilenen bataille, ilk romanı "gözün öyküsü"nü lord auch mahlasıyla yayınlamış, hem tepki hem de beğeni uyandırmayı başarmıştır.
ancak gözün öyküsü, bataille'ı bataille yapan şeylerden sadece biri olacaktı.
"ihlal/doz-aşımı edebiyatı" olarak nitelenen bir tarzda "annem", "göğün mavisi" ve "rahip c." gibi eserler vermeye devam eden bataille, edebiyatçılık hususundaki üretkenliğine rağmen felsefeye yaptığı katkılarıyla parlamaktadır. tanrısız bir ezoterizmin, ilahın merkezde olmadığı bir metafiziğin felsefesini yaptığı "iç deney", kendisinin anlaşılması en zor mamafih en bereketli ve yaratıcı metinlerinden birisidir. erotizmin ve korkunun felsefesinin yapıldığı, arzu ile ürküntü arasındaki sınırların kurcalandığı bu enteresan metni yapı kredi yayınları türkçe'ye kazandırmıştır.
iç deney'in yanı sıra fetişizmin felsefesine de çok fazla kafa yoran bataille, "baş parmak" isimli bir makaleyi bu konuyu daha fazla aydınlatmak içni ele almış, ayaklara karşı duyulan ilginin ve tiksintinin antropolojik kökenlerini keşfetmeye girişmiştir. sanatın zalimane uygulaması isimli makalesinde ise şiddet içerikli edebiyatın ve sanatın, yaratabileceği arınma ve dehşet hissinden dolayı insanı gerçek bir şiddet eyleminden nasıl uzaklaştırabileceğini ele almıştır.
bir takım edebiyatçıları ve düşünürleri incelemeye koyulduğu "edebiyat ve kötülük" isimli metninde ise william blake, emily brontë, marquis de sade ve jean genet gibi yazarların üretimlerinin ardına yapan habislikleri ve şeytani duygulanımları bu kişilerin üretimleri ve kişilikleri bağlamında ele alarak, yazılan eserlere yeni bir soluk ve görme biçimi* kazandırmayı başarmıştır.
lanetli pay isimli kitabında ekonomiye yönelik görüşlerini ve belli başlı kurban etme eylemlerinin harcamaya uyarlanmasının nasıl bir ekonomik sistem oluşturabileceğine kafa yormuştur. bataille'a göre ekonominin artı değeri önünde sonunda üremeden uzak bir cinselliğe, sanata ve gösterilere harcanmalıdır, aksi takdirde söz konusu "lanetli pay", insanoğlu tarafından savaşa ve yıkıma harcanacaktır.
michel foucault, jacques derrida, maurice blanchot ve julia kristeva'yı etkileyen felsefesini geride bırakarak 1962'de ölmüştür.
devamını gör...