bir şey diyecek dermanım yok.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ingilizce de çöp anlamına gelir.
devamını gör...

diğer ismiyle irlanda patates kıtlığı, ya da kısaca büyük kıtlık.

irlanda'da da 1845 yılında başlayıp 1852 yılında süren açlık, sefalet, göç döneminin adıdır. gorta mór, büyük açlık anlamına gelir. bir milyondan insanı kırmıştır, bu kıtlık. irlanda adası'nın demografik, siyasi ve kültürel manzarasını tamamen , ada sahiplerinin ise ingilizlere bakışını ebediyen değiştirmiştir. kıtlığın sebebi halkın temel gıdası olan pateteslere bulaşan phytophthora infestans mantarıdır. bu mantar türü ilk sene ülkedeki patatesin %40'ını, sonraki sene tamamını yok etmiş ve ada kktılıkla boğuşmak zorunda kalmıştır. osmanlı padişahı abdülmecid 1847 yılında yardımda bulunmaya karar vermiştir. padişahın irlanda halkı için 5.000£ yardımda bulunmak istediği ingiliz hükûmetine bildirilmiş, fakat bu yardım isteği kraliçe victoria'nın dahi kendi vatandaşlarına ancak 2.000£ yardımda bulunduğu gerekçesiyle geri çevrilmiştir. yapılmak istenen yardımın 1.000£'e düşürülmesini rica eden ingilizlerin bu isteğini kabul eden padişah 4.000£ değerinde buğdayı da gemilerle irlanda'ya göndermiştir. irlanda halkı bu eşine az rastlanır bonkörlük girişimini asla unutmadı ve bunun sonucunda bayrağımızdaki sembolleri, kurban olduğum yıldızımızı ve hilalimizi bazı bölgelerinin sembolü haline getirdiler. hatta futbol takımını armalarına da türk sembollerini yansıttılar.

drogheda united fc bunlardan biri
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu da kırmızı formaları.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gel de sevme bu insanları şimdi.
devamını gör...

bir çocuk
ağlarken ekmek diye
kurur
gözyaşlarının tuzu
annesinin kirpiklerinde. dize'lerinin sahibi şair'dir.
devamını gör...

merakla beklediğim dizi. bir de program arşivlerini podcast olarak sonradan da dinleme şansımız yok mu?

gomercan, yakında bir çok yayının arşiv kaydının ekleneceği ve mini dizinin de tüm bölümlerinin youtube'da olacağı bilgisini verdi. heyecanla bekliyoruz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sulara gömülen yaşamlar. halfeti...
devamını gör...

sanal tanışma ile başlayan ilişkilerde sık yaşanır. okunan harika romanın, filmi çekilince beğenmemek gibi bir şey. hayallerdeki gibi olmuyor.

bir de yazımı süper insanların konuşma yetisinin o kadar iyi olmaması hadisesi var. envayi çeşit konuda döktüren sevgili, melül melül bakıyor cafede. 'şu tuzu uzatsana bi' diyor.

off. acı şeyler bunlar hep. sarhoş emekli öğretmen gibiyim düşündükçe.
devamını gör...

uzun vadeli yaşamak ve okunmak isteniyorsa basit, anlaşılır bir renk paletine/arayüzüne ve nitelikli yazarlara ihtiyacı olan sözlük. ilki için para, ikincisi içinse cesaret, insiyatif alma ve o niteliği belirleyebilecek bilgi birikimi/kalite gerek.

edit: ayrıca şunu da ekleyeyim. fotoğraf,resim gibi ürünleri direk yükleyebilmek yarattığı görsel dil sebebiyle bir sözlükte olmaması gerektiğini düşündüğüm özellikler, umarım bunu bir tekrar gözden geçirirler.
devamını gör...

ince ince bir kar yağar - selda bağcan
devamını gör...

insanların saygılı şekilde cana yakın olmasıdır.
özellikle moderasyonun yaklaşımını çok beğeniyorum.
devamını gör...


şanlıurfa'da özel harekat polislerinin de bulunduğu 200 polisin katılımıyla kent merkezinde bulunan mağaralar bölgesine operasyon düzenlendi. dronun da kullanıldığı baskında bir mağarada kumar oynandığı belirlendi.

haberin devamı için
devamını gör...

hikayenin bir alt türüdür. bir hayli kısa, ancak bir o kadar da anlam yüklü metinlerdir.
minimal hikaye, mikro öykü, öykücük gibi adlandırılmaları bulunan küçürek hikayedeki en önemli amaç, birkaç cümle ile büyük anlamları ya da duyguları ifade edebilmektir. ayrıntıya yer verilmez, şiirde olduğu gibi yoğun ve imgesel anlatımlarla kurgulanarak hikayede verilmeyenlerin okur tarafından tamamlanması beklenir.

bir hikayenin küçürek hikaye olabilmesi için 750 kelimeyi geçmemesi gerekmektedir. türün kendine özgü özelliği sayesinde bazen tek kelimeden, bazen beş-on, bazen elli-altmış kelimeden oluşmaktadır.
türk edebiyatında küçürek hikaye denilince akla ilk gelen isim ferit edgü’dür.

başlıca küçürek hikaye temsilcileri;
ferit edgü
tarık dursun k.
hulki aktunç
küçük iskender
tezer özlü
sevim burak
tarık günersel
julio cortazar
dino buzzati
franz kafka
oscar wilde
refik algan
sadık yalsızuçanlar


küçürek hikaye örnekleri;
köyün en hoppa kızını, köyün en aptal gencine verdiler. sayısız çocukları oldu ama hiçbiri o aptal gençten değildi. ferit edgü

cenazenin geleceğini duyan ikindi cemaati, cenaze namazına katılmamak için dağılmıştı. helal edecek hakları olmadığından değil, günahtan sakınmışlardı kendilerini. başak uzunömeroğlu
devamını gör...

kendimi bildim bileli istemem. bir canlı getireceksin bu dünyaya. bu dünyaya işte. sağlıklı mı olacak acaba? onu düzgün bir şekilde yetiştirebilecek miyim? onun maddi manevi tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyim? bu berbat ve giderek daha da berbatlaşan dünyada onu kötülüklerden nasıl koruyabilirim, kendini kötülüklerden nasıl koruyacak? iyi, hayırlı bir insan olabilecek mi? dünyanın adaletsizliğiyle nasıl başa çıkacak ki? offff işte milyon neden var. niye çocuk sahibi olayım ki? he bir de şu var: çocuk olduktan sonra o evlilik mort olur. çevremdekilerde hep öyle oldu. illa çocuk çocuk diye delirirsem de o kadar kimsesiz çocuk var. evlat edinirim ama zannetmiyorum ki bu düşüncem kolay kolay değişsin.
devamını gör...

rezerve aldım bekliyorum.
bana göre süreç başlagıcı şöyle;
demokrat parti'den joe biden başkan seçildi.
üzerine albayrak istifa etti ve faizler artırıldı.
seçim sonrası şahsım yönünü batıya çevirdi ve ekonomi ve hukukta reform dönemi yapacağız dedi ki bunun söylenmesi bile yapılan hataları kabul etmek demektir. o yüzden çark çevrildi.olumlu güzellemeler yapılmakta,destek beklenmekte.
geçen hafta kendi kanallarında yayınladıkları kıymasız köfte tarifi verdikleri öneri ile açık açık ekonomiyi,düşülen durumu özetler nitelikte.
devamını gör...

30 yıllık hayatımda bana hiç denk gelmedi böylesi. şahsen arkadaşım dahi olsa böyle biri arkadaşlığımı o dakika bitirirdim. bugün tuttuğu takımı değiştiren yarın neler değiştirmez.
devamını gör...

uykusuzluk.
11 gün uyumayınca mı ölüyordu insan? tam hatırlamıyorum. araya bir - iki saat uyku serpiştirince mis gibi glitch elde ediyorsun. ölmüyorsun ama kısıtlı enerji ile günlük sorumluluklarını yerine getirirken sürünüyorsun. baş ağrısı da cabası.
beynimde fillerin düğünü var resmen. keşke biraz ölsem...
devamını gör...

bunu üstüne yoktur diye düşünüyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benim barbie bebeğim yoktu. bunun için ağlamaya gidiyorum şimdi.
devamını gör...

yazı hatırlatan, aklıma sıcağı düşüren mis koku, domates kokusu.

pazar sabahı, birçok insan için geç kendim için erken bir saatte uyandım. bedenimi sarmalayan kolu nazikçe ve itina ile çektim ki tüm hafta erken kalkmaktan muzdarip insan, biraz daha dinlenebilsin diye. düşündüm sonra onca zamana rağmen eskimeyen ve etkisini yitirmeyen bir şey koku. yıllardır aşina olduğum ama hala üzerimde tesiri olan bir şey. ten kokusunu çektim içime, minik bir öpücük kondurup sessizce sıvıştım alt kata doğru.

sabahları en sevdiğim ana geçtim sonra. kahve kokusu. alt notasında ne olduğunu çıkaracak kadar gurme olmasam da çocukluğumdan beri bayıldığım bir koku bu. sığınak hatta. ve kahve bence en çok yalnızken içilen bir içecek. kahvemi içerken uyku ile uyanıklık arası, varlıkla yokluk arası bir yerde hissediyorum kendimi. sesleri dinlerken de yaşamaya alışmaya çalışıyorum. ve bunu sabahın altısında da kalksam öğleye doğru uyansam da benzer bir şekilde sürdürüyorum. bir ritüel. tek başına gerçekleştirilen...

ve şimdi son olarak yenilen şeyden öte, günün anlamına uysun ve de diğer günlerin aksine yalnız kalmadığım bir kahvaltı için biraz daha özenli bir şeyler hazırlamaya başladım. buzlukta yazdan kalan son domatesleri tavaya yerleştirirken biraz da hüzünlendim bitişine. sonra şöyle düşünerek teselli buldum. yaz geliyor.

yaz sever bir çocuktum hep, yaz sever bir yetişkine dönüştüm. tatil, deniz, okuldan uzaklaşma... hepsi hala aynı ne de olsa.
hah ne diyordum evi saran mis gibi bir domates kokusu var. bu koku aldı beni yazlara götürdü, tatillere götürdü; salgınsız güzel zamanları, kalabalık kahvaltı sofralarını hatırlattı. ve bu güne has bir anlam yükledi kendine koku.
bugün 'paylaşmaktı', domates kokusu.
devamını gör...

sahibinin sesinden "egonomi coh eyi" dir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim