üstteki soruyu cevaplayıp bir soru sor
hümanist bir insanım ve narsistlik derecesinde kendimi çok severim. kendini sevmeyen insan, insan sevemez, hayvan sevemez, çiçek böcek sevemez. kısacası hiçbir şeyi sevemez.
en son ne zaman kendinizi çok mutlu hissettiniz?
en son ne zaman kendinizi çok mutlu hissettiniz?
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
yanlış anlama olmasın diye geri geldim
yengeniz buradan değil onu ithal ettim
gerçi uyduruk çin malı gibi çıktı sanki
yav ben bugün nasıl o tongaya geldim?*
yengeniz buradan değil onu ithal ettim
gerçi uyduruk çin malı gibi çıktı sanki
yav ben bugün nasıl o tongaya geldim?*
devamını gör...
kitapların pahalı olduğu gerçeği
bir paket sigara parasının bir kitap parasına denk olması kitapların pahalı olmadığını gösterir. hem sigarayı hem de kitabı alamamak ise alım gücünün düşük olduğunu gösterir.
devamını gör...
dibe vurmuş insanlara tavsiyeler
yusuf, 87: "...allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. ..."
sabredin ancak sabretmenin oturup, beklemek değil; mücadele etmek olduğunu da unutmayın.
sabredin ancak sabretmenin oturup, beklemek değil; mücadele etmek olduğunu da unutmayın.
devamını gör...
orhan kemal
- hiç bitmeyecek mi senin okuman?
bitmeyecek
- hiç mi?
hiç.
- niyetin katip olmak mı?
hayır
- ya?
insan olmak.
türk edebiyatının usta yazarlarından biridir orhan kemal.
bitmeyecek
- hiç mi?
hiç.
- niyetin katip olmak mı?
hayır
- ya?
insan olmak.
türk edebiyatının usta yazarlarından biridir orhan kemal.
devamını gör...
sadece türkiye'de karşılaşılabileceği düşünülen şeyler
elektrik kesilince karşı komşununki kesilmişmi diye pencereden bakmak.
devamını gör...
ufuk özkan
geniş aile dizisindeki cevahir rolüyle tanınan; ancak hiçbir şekilde üstüne koyamayan aktör.
devamını gör...
fetva
bir meselenin dini-hukuki hükmünü açıklayan, güçlükleri çözen kuvvetli cevap anlamındadır.
sosyal bir olayın dini oterite anlayışına göre yorumlanıp, dinen bu soruna nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda yönlendirmeler içeren belge veya konuşmalarıdır.
sosyal bir olayın dini oterite anlayışına göre yorumlanıp, dinen bu soruna nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda yönlendirmeler içeren belge veya konuşmalarıdır.
devamını gör...
gönül çalamazsan aşkın sazını
çocukluğumda babam sayesinde sık dinlediğim, aşık hüdai'ye ait bir deyiştir.aslında manası sadece sevgiliye yonelik olmasada değer yoksunu, fedakâr olmayan aşığa dokundurduğu şu dizeleri can alıcıdır.
gönül, çalamazsan aşkın sazını
ne perdeye dokun ne teli incit
eğer çekemezsen gülün nazını
ne dikene dokun ne gülü incit...
sevda sahrasından mecnun değilsen
ne leylayı çağır canım ne çölü incit ne çölü incit.
gönül, çalamazsan aşkın sazını
ne perdeye dokun ne teli incit
eğer çekemezsen gülün nazını
ne dikene dokun ne gülü incit...
sevda sahrasından mecnun değilsen
ne leylayı çağır canım ne çölü incit ne çölü incit.
devamını gör...
şimdiki aklım olsa
kendimi ruhen daha temiz tutmaya çalışırdım.
devamını gör...
ezgi mola'nın saygı duymayı it gibi öğreneceksiniz demesi
üst edit tanımım hakkında yorum yapılıp, fikir beyan edilmiş. ben şimdiye kadar, profil fotoğrafını mor halka yaparak kadına şiddeti protesto ettiğini iddia edip, bu skandala tepki gösteren birine rastlamadım, bundan sebep, profil fotosu mor halka olan ikiyüzlülere tepki gösterdim.
dolayısıyla da sözlerimin arkasındayım, boşuna zahmet edip ekran görüntüsü falan almışsınız, mamafih entrymi silmeyeceğim.
dün itibariyle gerçekleşmiş, ezgi mola nişantaşı'nda arkadaşlarıyla beraber parkta otururken saldırıya uğrayan akademisyen neşe nur akkaya haberine bu şekilde tepki göstermiş.
mola, sosyal medya hesabından "ister türbanını takar ister kısa şortuyla gezer! bu "terbiyesizliği" -içimden geçenleri siz anlarsınız artık- iğrenç buluyorum, iğrenç. sana ne kardeşim sana neee, istediğini giyecek, istediğini takacak ve sen saygı duymayı it gibi öğreneceksin! yeter be!!!!" şeklinde bir paylaşım da bulunmuş.
kendisini takdir etmemek elde değil, zira böylesi iğrenç tavırlar karşısında tepkisiz kalmak gerçekten de üzücü. hislerimize tercüman oldun sevgili mola. umarım profil fotoğrafı mor halkalı çomarlar da etkilenir bu hassasiyetinden de tepki gösterirler.
buradan
dolayısıyla da sözlerimin arkasındayım, boşuna zahmet edip ekran görüntüsü falan almışsınız, mamafih entrymi silmeyeceğim.
dün itibariyle gerçekleşmiş, ezgi mola nişantaşı'nda arkadaşlarıyla beraber parkta otururken saldırıya uğrayan akademisyen neşe nur akkaya haberine bu şekilde tepki göstermiş.
mola, sosyal medya hesabından "ister türbanını takar ister kısa şortuyla gezer! bu "terbiyesizliği" -içimden geçenleri siz anlarsınız artık- iğrenç buluyorum, iğrenç. sana ne kardeşim sana neee, istediğini giyecek, istediğini takacak ve sen saygı duymayı it gibi öğreneceksin! yeter be!!!!" şeklinde bir paylaşım da bulunmuş.
kendisini takdir etmemek elde değil, zira böylesi iğrenç tavırlar karşısında tepkisiz kalmak gerçekten de üzücü. hislerimize tercüman oldun sevgili mola. umarım profil fotoğrafı mor halkalı çomarlar da etkilenir bu hassasiyetinden de tepki gösterirler.
buradan
devamını gör...
pandemonium
pandemonium aslında bir demokrasi arayışının simgesi. netice itibarıyla sen koskoca ışık getireni krallığından sürmüşsün, onun yoldaşlarına da kapıyı göstermişsin. dediğim dedik, öttürdüğüm düdük kafası ile hareket edilince işler sarpa sarıyor. bir nevi bu diktatörce tutum karşısında uhrevi dünya kendi isyankarlarını ortaya çıkarıyor. netice de bu adamlara yeni bir mekân lazım. orada örgütlenecekler, orada karar alacaklar. cennet diktasına karşı mücadele ateşini orada yakacaklar. o yüzden de sembolik anlamda değerli bir yapıt ortaya koymak lazım. hatta bu öyle bir mimari olmalı ki, cennetin köşkleri ile sarayları ile boy ölçüşmeli. hah işte onun içinde ustaların ustası, cennetin mimarisinin duayeni, lucifer'in kankası mulciber işe koyuluyor. pandemonium mulciber'ın ustalık dönemi ürünü tabi bu inşaat öyle ha deyince yapılmıyor. lucifer'in tüm yoldaşları mevzuya omuz veriyor dünya 6 günde kurulduysa bizde başkenti kısa sürede kurarız deyip, mevzuyu neticelendiriyorlar.
olaya milton abi açısından bakarsak, meleklerin ve iblislerin kendi kaderini tayin hakkını savunduğunu görürüz. pandemonium devrimci bir tutumun ürünüdür. zaten john martin'in tablosu da devrimin kıvılcımının çakıldığı anı betimliyor. kuvvetle muhtemel o esnada başkent sokakları, ''gün doğdu hep uyandık alevlerle sınandık, bağımsızlık uğruna da pandemonium'da toplandık!'' tarzı bir marş ile inliyordu. gerçekten muazzam bir tablo. duyguyu veriyor cidden. netice olarak baktığınızda milton'un cehennemi, tüm cehennemlerden daha özel bir fikre ev sahipliği yapıyor ve daha büyük bir emeğin ürünü. uhrevi dünyanın tüm iblisleri birleşin! cennet'te yaptığınız kölelikten başka kaybedeceğiniz neyiniz var? netice de milton abiye göre akıl kendi mekanlarını yaratıyor. eh öyle cennete böyle cehennem demiş ve giderini yapmış. şapka çıkaralım. düğmelerimizi ilikleyelim. ama meleklerin ve iblislerin iç işlerine lütfen karışmayalım. özgür irade söylencesi denen bir şey var malum!
olaya milton abi açısından bakarsak, meleklerin ve iblislerin kendi kaderini tayin hakkını savunduğunu görürüz. pandemonium devrimci bir tutumun ürünüdür. zaten john martin'in tablosu da devrimin kıvılcımının çakıldığı anı betimliyor. kuvvetle muhtemel o esnada başkent sokakları, ''gün doğdu hep uyandık alevlerle sınandık, bağımsızlık uğruna da pandemonium'da toplandık!'' tarzı bir marş ile inliyordu. gerçekten muazzam bir tablo. duyguyu veriyor cidden. netice olarak baktığınızda milton'un cehennemi, tüm cehennemlerden daha özel bir fikre ev sahipliği yapıyor ve daha büyük bir emeğin ürünü. uhrevi dünyanın tüm iblisleri birleşin! cennet'te yaptığınız kölelikten başka kaybedeceğiniz neyiniz var? netice de milton abiye göre akıl kendi mekanlarını yaratıyor. eh öyle cennete böyle cehennem demiş ve giderini yapmış. şapka çıkaralım. düğmelerimizi ilikleyelim. ama meleklerin ve iblislerin iç işlerine lütfen karışmayalım. özgür irade söylencesi denen bir şey var malum!
devamını gör...
12 ocak 2021 rte'den sosyal medya değerlendirmesi
--- alıntı ---
dünya çapında 2,5 milyar kullanıcıya sahip olan whatsapp kişisel verilerin birçok şirketle paylaşımına olanak tanıyan yeni sözleşmesini duyurdu. 8 şubat'ta hayata geçecek olan whatsapp sözleşmesini kabul etmeyenler uygulamayı kullanamayacak.bu kararın ardından milyonlarca kullanıcının whatsapp kullanmaktan vazgeçip başka mesajlaşma uygulamalarına yönelirken, rekabet kurumu da whatsapp ve facebook hakkında soruşturma başlattı.
şirketin aldığı karar türkiye'de en önemli gündem maddelerinden biri olarak öne çıkarken, ak parti myk'da cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın yapmış olduğu değerlendirme dikkat çekti.
--- alıntı ---

buradan
dünya çapında 2,5 milyar kullanıcıya sahip olan whatsapp kişisel verilerin birçok şirketle paylaşımına olanak tanıyan yeni sözleşmesini duyurdu. 8 şubat'ta hayata geçecek olan whatsapp sözleşmesini kabul etmeyenler uygulamayı kullanamayacak.bu kararın ardından milyonlarca kullanıcının whatsapp kullanmaktan vazgeçip başka mesajlaşma uygulamalarına yönelirken, rekabet kurumu da whatsapp ve facebook hakkında soruşturma başlattı.
şirketin aldığı karar türkiye'de en önemli gündem maddelerinden biri olarak öne çıkarken, ak parti myk'da cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın yapmış olduğu değerlendirme dikkat çekti.
--- alıntı ---

buradan
devamını gör...
ölüm pornosu
chuck palahniuk tarafından rahatsız edilmek için yazıldığı halde sadece can sıkıntısı veren bir kitap demek yerinde olacaktır. ben palahniuk'un yazım tarzını pek sevmem, bir şeyler eksik ve çiğ gelir daima ama hiçbir kitabını da vasat altı olarak görmemiştim hatta lullaby dahil. yani kitap nereden tutsak elde kalır türden, aşırı zorlama. okuyucuyu çarpsın hatta rahatsız etsin diye yazıldığı halde benim uykum geldi. kitap tamamen porno endistürisine ışık tutar cinsten, güzel göndermeler ve hatta eleştiriler de yok değil ama bir yerden sonra kitap yavaş yavaş boğmaya başlıyor. farklı karakterlerin ağzından okumak ilk başlarda keyifli fakat bir süre sonra -okuyucu konudan koptuğunda- bu durum külfete dönüşmeye başlıyor. ayrıca muhtemelen kafasını duvara sertçe geçirmek istenilecek -en azından dört sene önceki ben bunu istedi- numara 72 gibi bir karakteri de barındırıyor içinde. kitabı bu kadar gömsem bile hakkını da yemek istemiyorum, bazı şeyleri tüm çıplaklığı ile anlatmak oldukça zor bir iş. palahniuk kendini tüm bu düşünce sansüründen arındırıp, süzgeçten geçirmeden sert bir biçimde yazıyor ki normalde çoğu kitabında da oldukça etkileyici duruyor ama burada biraz fazla zorlama görünüyor.
“ıt only takes one mistake,' the dan banyan guy says, 'and nothing else you ever do will matter.' with his empty hand, he takes one of my hands. his fingers feel hot, fever-hot, and pounding with his heartbeats. he turns my hand palm-up saying, 'no matter how hard you work or how smart you become, you'll always be known for that one poor choice.' he sets the blue pill on my palm, saying, 'do that one wrong thing- and you'll be dead for the rest of your life.”
“ıt only takes one mistake,' the dan banyan guy says, 'and nothing else you ever do will matter.' with his empty hand, he takes one of my hands. his fingers feel hot, fever-hot, and pounding with his heartbeats. he turns my hand palm-up saying, 'no matter how hard you work or how smart you become, you'll always be known for that one poor choice.' he sets the blue pill on my palm, saying, 'do that one wrong thing- and you'll be dead for the rest of your life.”
devamını gör...
bir kedinin öğrenmesi gereken şeyler
devamını gör...
hiç görmediği birine aşık olan insan
vakti zamanında eşimle tanıştığımda sesini duymuştum ilk. sahi ben onu anlatmadım değil mi size. eşimle internette tanıştık biz. sonra sesini duydum aşık oldum. sonra yüz yüze görüştük.
tabi bu dediğim 2001 yılıydı. o zamanlar sohbetedelim.com, mirc gibi siteler vardı. şimdi yok.
tabi bu dediğim 2001 yılıydı. o zamanlar sohbetedelim.com, mirc gibi siteler vardı. şimdi yok.
devamını gör...
kronik kitap
birkaç yıldır imza attıkları kaliteli yayınlarla (özellikle de tarih yayınlarıyla) adını duyuran, her ay genişlettikleri kataloglarına özenle baktıran, sahip olduğu vizyonla hayran bırakan yayınevi. çok mühim hocaların çok mühim eserlerini yayımlamakla kalmıyor, uzun zamandır yeni baskısı yapılmayan eski kitapları yeniden basıyor ya da yabancı dilde yazılmış önemli eserleri dilimize kazandırıyorlar mesela.
kendilerini internet sitelerinde şöyle açıklamışlar: "kronik kitap olarak ülkemizin kültür yayıncılığına yepyeni bir soluk getirmek amacıyla 2016 sonbaharında yayın hayatına başladık. içeriklerinden kapak tasarımlarına, baskı kalitesinden sosyal medya iletişimine dek komple bir yayıncılığı hedefledik ve kısa denebilecek bir sürede türk yayıncılığının çıtasını yükselttik."
herhalde daha fazla katılamazdım son cümledeki öz övgülerine.
kendilerini internet sitelerinde şöyle açıklamışlar: "kronik kitap olarak ülkemizin kültür yayıncılığına yepyeni bir soluk getirmek amacıyla 2016 sonbaharında yayın hayatına başladık. içeriklerinden kapak tasarımlarına, baskı kalitesinden sosyal medya iletişimine dek komple bir yayıncılığı hedefledik ve kısa denebilecek bir sürede türk yayıncılığının çıtasını yükselttik."
herhalde daha fazla katılamazdım son cümledeki öz övgülerine.
devamını gör...
biraz soluklan yiğidim
bu ne olm ne saçma saçma şiiii ediyonuz seri favlıyordum alemi, nolacak bir fazla favlasak.
devamını gör...