dağlar dağlar ve aynalı kemer.
devamını gör...

iş hayatındaki yoğunluğunun sürmesinden sebep, üzülerek kafa sözlük moderasyon liderliği görevine son vermek durumunda kaldık.
kendisi efsane direktör olarak kafa sözlük tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
devamını gör...

demir taşıyanların klimayla cebelleşene bir el vermemesi, toplumu bir arada tutan dayanışma gibi değerlerin yok olduğunu gözler önüne sermektedir.
devamını gör...

video
bu adam bu zekayla 20 yıl koca şehri nasıl yönetmiş anlayamadığım bir durum daha gerçi yönetmek denirse tabii . "öbür taraf nasıl, bak rabbimi inkar ediyordun noldu sus pus oldun" gibi ifadeler kullaniyor. adamı çok boş bıraktılar işsizlikten kafayi yemiş olmali baska açıklaması olamaz...
videonun açıklama kısmı da şu şekilde;
stephen hawking
geçici olarak
tebdil-i mekân yapıp türkiye ye gelmiş, kendisine birşeyler sordum…

gıkı çıkmadı…
devamını gör...

#1391688

bu sabaha kadar yazılması gereken ve son dakikaya kadar itinayla ertelediğim raporları yazmak için psikolojik hazırlık yapıyorum.

an itibariyle son ana kadar bekleme konusunda çığır açmış bulunmaktayım. yapacağım işleri zamanın ötesine gönderiyorum; öyle bir erteleyiş.

t: tanımsızlığın sınırlarını zorladığım başlık.
devamını gör...

çoğu dilde ''gece'' kelimesi n+8* biçiminde oluşuyor. hiç olmadı bir harf değişime uğruyor.
ingilizce: n+eight: night
almanca: n+acht: nacht
italyanca: n+otto: notte
ispanyolca: n+ocho: noche
portekizce: n+oito: noite
fransızca: n+huit: nuit
isveççe: n+åtta: natt
devamını gör...

ahşap malzemeden kap-kacak yapma sanatına verilen isim. külekçilik de bitme noktasına gelen meslekler arasına çoktan girdi bile.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ailemle birlikte yaşarken evimizde her gün pişen yemek. babam, ortanca kardeşim ve bendeniz arasında bitmek bilmeyen bir makarna savaşı dönerdi, çünkü biz iki kardeş yemek ısıtmaktansa makarnayı soğuk soğuk yemeyi göze alabilen insanlarken babam makarnasız doymadığını iddia eden biriydi.

eylülden beri kendi evimde yaşıyorum, 5 kere makarna yapmamışımdır. bugün fırına atınca aklıma geldi, öyle yazayım dedim.

edit. tarifini de vereyim işim gücüm yok madem 15dk kadar.

*** 190 derece fırını ısıtın. o ısınırken aşağıdakileri yaparsınız.
1. fırında hangi makarnayı pişirecekseniz onu al dente olacak kadar haşlıyorsunuz. tuz atmayı unutmayın, ben şu an bu tarifi yazarken fark ettim tuz atmayı unuttuğumu. pişirdikten sonra yağını ekleyip yapışmasını engelleyin, bu kadar. kullandığım makarna miktarı yarım paket (250g civarı)
2. bu sırada bir tavada ya da tencerede bir miktar tereyağı eritiyoruz. tarife göre 4 kaşık diyor ama size şöyle bir ölçü vereyim, "3 su bardağı unu yağlayacak kadar bir miktar yağ". 1 yemek kaşığını 10-12g desek 40-50g tereyağ kullanmamız gerekiyormuş ama ben tabii size yine kendi kullandığım kadarını söyleyeyim: yuvarlak uzun tereyağ paketleri var ya ondan bir halka kesip attım tavaya. yarım parmak kalınlığında falandır.
3. yağ eriyince unu eleyerek yavaş yavaş yağın üstüne ekleyin. çırpıcıyla karıştırın. bir anda unu yağın üstüne eklerseniz topaklanıyor. açması zor olur o zaman da, boşuna uğraşırsınız.
4. 2.5 su bardağı sütü parça parça ekleyip kavrulan unu çözün. altını kapatırsanız ya da çok uzun süre ocaktan alırsanız katılaşır, biraz daha süt koyarak açabilirsiniz.
5. süzüp yağladığınız makarnayı büyük bir karıştırma kabına alıp üzerine sosunuzu dökün. iyice karıştırın. fırına vereceğiniz kaba yollayın. sonra da fırına sürün. 30 dakika sonra olay tamamdır. şekil şukul olsun istiyorsanız son 2-3 dk kala rendelenmiş kaşar peynirini makarnanın üzerine serpip eritebilirsiniz.

afiyet olsun.
devamını gör...

bir çeşit buğday türü. hatta ata buğdayı olarak da bilinir.

1950’li yıllardan sonra , buğday üretimini arttırmak ve mevsim geçişlerine dayanıklı hale getirmek amacıyla , buğday tohumlarından bazılarının gen teknolojisine tabi tutulduğu hepimizce aşikardır. kısaca bu tür tohumlara hibrit tohum diyoruz. bu teknolojinin de her buğday türü değil, yapı itibariyle boyu daha kısa, tarım makineleri hasatına uygun türler arasından seçilmiştir. bilinen 18bin tür buğday vardır. gen teknolojisi uygulananlar şu an sofralarınızda bulunan beyaz unun ta kendisi. yüksek verim amacıyla genleriyle oynanan bu unlar, içerdiği gluten oranı yüksekliğiyle, beraberinde çölyak hastalığını/ gluten duyarlılığını da beraberinde getirmiştir.

şimdi karakılçık buğdayına gelirsek, adını başaklarının daha koyu renk olmasından alır. boyu uzun, tanesi serttir. ekilmesi ve hasatı zorludur.

tekrar ortaya çıkma hikayesi ilginçtir. izmir seferihisar’da , tunç soyer öncülüğünde, tarımı ve üreticiyi destek amaçlı tezgahlar kurulmaya başlanmış. daha önce buraya giden var mıdır bilemem ama biz oraya ‘hansel ve gratel’ deriz. etrafta envai çeşit yiyecek arasında, dar sokaklarda, cennete düştüm herhalde dedirten bir pazar kurulur buraya. tunç soyer, yerli tohumu desteklemek amaçlı bir takım faaliyetlerde bulunsa da önüne 2006 yılı tarihli tohum yasası çıkar. efendim bu yasa kısaca, yerli tohum alma biz onu ithal edeceğiz; genetiği oynanmış ama olsun diyen bir yasadır. öz olanı varken, neden böyle bir yasa çıkarıldı derseniz, siyasetin çirkin boyutlarından biridir bu; bu konuya girmek istemiyorum. ben az diyorum siz çok anlayın.

şimdi önüne bu yasa toslayınca, dahiyane bir çözüm üretmiştir soyer.’ ee tamam madem tohum satmak yasak , biz de takas yaparız’ demiştir. bu sözle birlikte tohum takas şenlikleri düzenlenmeye başladı. işte bu şenliklerle beraber kurulan can yücel tohum merkezine, gönence köyünün muhtarı bu tohumdan getirir. tohum miktarı fazla değildi ama iyi tohumlar ayıklanarak ekilecek bir miktar tohum kaldı ellerinde: karakılçık dediğimiz ata tohumu. bu tohum çoğaltıldı ve üreticiyi bu tohumu ekmeleri konusunda teşvik edildi. bakın efendim burası çokomelli. bir belediyenin çabasıyla ve köylülerin özverisiyle bu buğday şu an sofralarımızdadır. belediye tohum takas şenliği yapmasaydı, bu tohum da ortaya çıkmayacaktı. belediye, tohumu çoğaltmak için, çiftçilerden toprak istediğinde onlar vermeseydi, bu kadar ilerlemeyecekti üretim. karakılçık deyip geçmeyin, büyük bir dayanışma örneğidir bu.

yani karakılçık tohumunun ve üretiminin çıkışı seferihisardır ve talebin artmasıyla şimdilerde bir çok yerde tarımı yapılmaktadır.

daha önce denemediyseniz şöyle tarif edebilirim: kendine has aroması olan, gluten oranı düşük olduğundan hamur kıvamı alması zor olan bir buğday türü. fiyatı bu nedenle daha yüksek(tabi bir de üretimin zorluğundan), ama bir dilimi bile sizi doyurabiliyor. 2 kişilik bir aile olarak bir karakılçık ekmeği bir hafta bize yetiyor.

sözün özü şu: yerli malı yurdun malı, her insan onu kullanmalı.
devamını gör...

sevdiğin kadar sevileceksin.
güneşin doğuşundadır
doğanın sana verdigi değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
bir gün yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
devamını gör...

can ve mal kaybı olmamasını diliyorum. geçen sene bu afetlerden hep ocaklara ateş düştü, bu sene bari kör talihimiz tersine dönse ya.

tüm sivaslılara geçmiş olsun.
devamını gör...

turgut uyar 'ın peygamber olduğunun kanıtı olan şiir.

'hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
yahut bir adam bıçaklasak yahut sokaklara tükürsek
ama en iyisi çeker giderdik
gider geyikli gecede uyurduk...'

*''halbuki korkulacak hiç bir şey yoktu ortalıkta
her şey naylondandı o kadar''

*biliyorum gemiler götüremez
neonlar ve teoriler ısıtamaz yanını yöresini
örneğin manastır'da oturur içerdik iki kişi
ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi
geyikli gecenin karanlığında..//
devamını gör...

çöl sahrasında cennet gördüğünü zanneden kölelerdir.

kapitalizm; "ey tanrı! andolsun ki; senin öldükten sonra vaadettiğin cenneti, bu dünya'da var edeceğim!" derken, kastedilen cenneti kölelere vaadetmemişti. köleler sadece vaadedilmiş cenneti görenler idi. cennete girenler değil.
devamını gör...

(bkz: ent)

yürüyor da kerata:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir kez tanpınar okuduysanız, başka yazarları beğenmeniz çok zor oluyor.

öyle bir tad bırakıyor ki ruhumda, istemsizce her yazarda o tadı anımsatan bir şeyler arıyorum ve bulmak çok zor oluyor tabii. o yüzden içim sıkışınca tekrar tekrar okurum cümlelerini. çünkü bu aslında okuma yapmak değil usta bir ressamın elinden çıkmış bir tabloya bakmaktır. tüm duyularınızla sizi içine çeker.

başıma gelen şey lanet mi kutsanma mı bilemiyorum. belki ikisi birden. ama mutluyum, iyi ki o’nunla aynı anadili paylaşıyoruz.
devamını gör...

(bkz: bahattin abi tam ölmüşmü)
devamını gör...

o kadar zaman geçti hala...hep sevdim.

severus snape
devamını gör...

verdiğimiz kitabı daha anlamlı kılar. karşı dakını mutlu eder.
devamını gör...

tüm kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş güzel yazar hanımefendilerdir.
benim de şahsi fikrim (bkz: bergenin yan çarı)
kesinlikle haklıyım bana göre :)
devamını gör...

ay sonunu denkleştiremeyen
yoksul halkın kâbusu
çapulcular açlar için
istifini bozamayan mebusu
çanak tutanların
etiketten yok haberi
kar kış dinlemez bunlar sık der kemeri

ya rab açtık ellerimizi
ayçiçek için yazdık astokrişimizi
ğğğğ*
ıslah olsun artık birileri.

çığlıklar yardım çığlıkları allahın belaları.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim