aslında gayet manidardır. köpek gibi pişman olmuştur.

-niye meşgule attın?
+niye meşgule atmayayım?
-öylesine aramıştım.
+öylesine arama.
devamını gör...

nickini görür görmez,

geçen kuşları görürsün hiç olmazsa;
dört duvarı göreceğine.

dedirten yazar.
devamını gör...

yine kadın olmadığımı öğrendim, sağ olun. sözlükte bu gibi başlıklar sayesinde her geçen gün kendi hakkımda bilmediğim şeyler öğreniyorum.*
devamını gör...

devamında “hayni hayni yaba helik melik duni gel fakiri yaba” şeklinde devam eden "kemal sunal"ın "atla gel şaban" filminde altılı ganyan transının olmazsa olmaz kopuk şarkı.
devamını gör...

her 7 kasımda önemsemediğim,kutlamadığımdır.
devamını gör...

artık öğrenilmesi gereken bir mesele.
taş devrinde gökten casio saat inmesi bile daha mantıklıdır bizim için.
devamını gör...

dinlerken sonsuz keyfi alabilmeniz için bir kediye, bir fincana, eski fotoğraflara ve bir miktar yarım kalmışlığa ihtiyacınız olan grup. :)
devamını gör...

70'ler almanya'sını yaptığı illegal eylemler ile derinden sarsan bir radikal sol gruptur. çeşitli yerlere yapılan silahlı saldırılar, bombalı eylemler ve soygunlar ile isimlerini duyurmuşlardır. kızıl ordu fraksiyonu'nun türkiye'deki karşılığı belki thkp-c olabilir. benzeştiği noktalardan birisi ise eylem pratiklerini kırsalda değil de şehirde uygulamalarıdır. andreas baader ve ulrike meinhoff bu örgütün öne çıkan üyeleridir. örgütü daha iyi anlamak için "der baader-meinhoff komplex" filmini ve metis yayınlarının türkçe'ye kazandırmış olduğu "kızıl ordu fraksiyonu - avrupa'da gerilla mücadelesi" isimli kitabı önerebilirim. bu kitabı detaylıca incelediğiniz zaman almanya'da da döneklerin olduğunu farkedebilirsiniz:
(bkz: horst mahler)

gerçekleştirdiği sansasyonel eylemlerden bazıları ise şöyledir:
axel springer werlag (bizdeki doğan grubu gibi bir basın devi) bombalanması
birleşik devlet kışlalarının bombalanması

ek olarak, bu örgüt ile filistin halk kurtuluş cephesi oldukça kuvvetli ilişkiler kurmuştur ve bazı örgüt üyelerinin filistin'de eğitim aldığına dair güçlü kanıtlar vardır.

uzun süre sonra gelen edit: bu örgütün doğu almanya istihbarat örgütü stasi tarafından fonlandığına dair oldukça fazla kaynak mevcuttur.
devamını gör...

haklı olan bir serzeniş. biz bayramlarımızı hafta içine gelsin de dokuz gün egeye kaçalım, köye gidelim diye bekliyoruz artık. eskide kaldı böyle detaylar. benim bayramlardaki en güzel anılarım çocukluğumda kaldı.
devamını gör...

beynin, insana oynadığı oyunlardan bir tanesidir.

geçmişte yaşadığı sıkıntıları ve dertleri unutup, sadece yaşamaktan keyif aldığı güzel anıları hatırlaması. şimdiki zamanın sıradanlığında boğulan insanın; geçmişi yâd ederek kendini teselli etme eylemi.
şiddetlisi ve süreklisi, patolojik bir rahatsızlık, telafisi olmayan kötü bir geleceğin habercisi.
devamını gör...

2014 yılında yolcuları ve mürettebatıyla sırra kadem basan malezya uçağı .bence boyut değiştirdiler. dark dizisi misali yanlış değişkenler sonucu bir kapı açıldı ve bum yok oldular.
devamını gör...

çaylar banuca'dan buyrun efem.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sözlüğe tanım girerken canım anam başımda belirdi 'hadi kalk kahvaltıyı sahilde yapalım' dedi. hah dedim içimden tamda evden çıkma modundayım. uyumuşum o ara yarım saat sonra yine geldi 'hadi gitmiyor muyuz? ablanlarıda aradım, abinde uyandı, kalkta gidelim' off bir tuşum olsa da görünmez kadın moduna geçsem. olmadı kalktık geldik.

yıllar sonra yeniden aileyle yaşama fikri ilk başta iyi bir fikir gibi gelmişti aslında. aile derken bir annem var hoş. o da 2 senedir güya benle kalıyor ama toplasan 4 ay bende kalmıştır. neyse işte o kadar alışmışım ki insansızlığa ilk bir haftadan sonra zor gelmeye başlıyor.

şimdi çay içiyorum görüldüğü üzere onlardan biraz uzağa oturdum. umarım yanlış anlıyorlardır hahah.
devamını gör...

kuzey rönesansı akımının en ünlü temsilcilerinden olan jan van eyck'ın 1434'te yaptığı ve ayrıntılarının güzelliğiyle insanı adeta büyülediği yağlı boya tablosudur.

tablo; arnolfini'nin düğünü, arnolfinilerin evlenmesi, giovanni arnolfini ve karısının portresi gibi başka başka isimlerle karşımıza çıkmaktadır. resim sanatında aynanın kullanılmasının en başarılı örneklerinden biri kabul edilir.

tablonun ününü veren ve arnolfinilerin elinin hemen üstündeki yaklaşık 10 cm çapındaki aynada odanın başka bir açıdan konumu görülmektedir. yansımadan mavi ve kırmızı elbiseli iki kişinin daha bu odada olduğu ve törene eşlik ettiği anlaşılmaktadır. bu iki kişinin de jan van eyck'ın kendisi ve öğrencisi olduğu düşünülmektedir.
aynanın çevresinde hz. isa'nın çilesini anlatan 10 küçük resim daha bulunmaktadır. her birinin çapı 1 cm olan bu resimler kıl fırçayla çizilmiştir. jan van eyck burada adeta bize ne kadar usta bir ressam olduğunu göstermiştir.

bu resmin 'ilk'lerini şöyle sıralayabiliriz:
resmin yağlı boya tabloların ilk örneklerinden biri olduğu kabul edilir.
dikey perspektif kullanılarak yapılmış ilk eserdir. (resme karşıdan baktığınızda sanki içine girecekmişsiniz hissi yaratan perspektiftir.)
aynanın hemen üstünde yazan 'johannes van eyck fuit hic 1434' (johannes van eyck buradaydı 1434) yazısının ressamın imzasını da içerdiği düşünülmektedir. o dönemde ressamların eserlerine imza atması çok yaygın değildi çünkü kilisenin baskın görüşüne göre bir esere imza atmak sadece tanrı'ya mahsustu. jan van eyck'ın bu cesur hamlesi onu yine ilklerin arasına sokmayı başarmıştır.

napolyon savaşları sırasında ingilizlerin eline geçen ve zamanının ingiltere kralına sunulan tablo kral tarafından reddedilmiştir. 1842 yılında ise londra'daki national gallery tarafından 600 sterline satın alınmıştır ve tablo hala daha burada sergilenmektedir. günümüzde satılması durumunda ise değerinin 100 milyon sterlinden fazla olacağı düşünülmektedir.

arnolfinilerin kıyafetlerinin kumaş dokularının, yerde duran köpeğin tüm kıllarının, tavanda asılı duran avizenin, yatağın başında duran aziz margaret heykelinin ve süpürgenin, aynanın yanında duran tespihin tüm boncuklarının özenle yapıldığı bu resmi daha ayrıntılı incelemek için aşağıdaki fotoğrafa bakabilirsiniz. *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ilaç içmiyorum deyip, sigara ve alkol kullanan insan gibidir.
devamını gör...

“çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.” -mustafa kemal atatürk
devamını gör...

bizler, doğu'nun ipini bırakmış, batı'nın ipini yakalayamamış bir milletiz.
devamını gör...

(bkz: akrofobi), yüksek yerlerden korkma durumudur fakat aslında fobi dediğimiz şey çok uç noktalarda yaşanan korkulardır. yükseklik birçok kişiyi rahatsız edebilir, bu durum fobiye dönüştüğünde ise kişi fiziksel ve duygusal olarak aşırı tepki gösterir. aşırı panik, ağlama, titreme, terleme, bayılma vb. gibi.

eğer akrofobi'nin nedeni travmatik bir olaya bağlıysa, terapi yöntemi ile bu aşırı korkuyu önlemek için güzel ve sağlıklı ilerlemeler kaydedilebilir.
devamını gör...

bir david fincher şaheseridir. se7en kadar bilinmiyor, fight club kadar konuşulmuyor belki ama gone girl oldukça derin aforizmalara sahip bir eserdir. bir suç hikayesidir. hem de ne suç!

amy dunne ve nick dunne adlı karakterlerimizle beraberiz. bu ikisi evli bir çift. adam kadını aldatıyor, kadın da intikam alıyor. bunu söyleyeyim bir.

amy'nin icraatları * karşısında insanın ağzı açık kalıyor. se7en'da john doe'nun arabada olduğu sahne bi beni heyecanlandırmıştı bu kadar. bir de "what's in the box?!" kısmı. ama gone girl tüm gidişatıyla, özellikle sonuyla aşırı düşündürücü bir film. evlilik üzerine de düşünebilirsiniz mesela. insan hakkında da. keskin yorumlar yapmaktan kaçınıyorum çünkü epey oldu diyebilirim izleyeli.

ama net olarak denebilir ki bu kitapta antagonist ve protagonist yer değiştirir. okuyucu veya izleyici (kitabını da göz önünde bulunduruyorum burada.) önce birisinden nefret eder, sonra ötekisinden. sonra tam tersi olur durum. asıl sorunlu karakteri de böylelikle görüyoruz.

kısmen güzel bir teması var. izlenebilir. ben kitabını okumadım ve okumayı da düşünmüyorum çünkü kalın denebilir... 432 sayfa diyor google. eh, kalın tabii. onu okuyacağıma 100 sayfalık şaheserleri okurum. hem polisiye roman okuyasım da yok. ama okumak isteyen olursa anlarım çünkü gone girl epey mantıklı bir senaryoya sahip.

filmin girişi şu şekilde: when i think of my wife, i always think of the back of her head. i picture cracking her lovely skull, unspooling her brain, trying to get answers. the primal questions of a marriage: what are you thinking?

açıkçası sahneyi hatırlayınca tüylerim diken diken oluyor... çünkü bu sözler son derece derin sözler esasında. ne düşünüyor insanlar? bu soruya cevap verebilecek bir gücümüz, bilimimiz olsa veyahut bir başka imkanımız, o zaman zaten her şey çözülürdü. hiçbir dert kalmazdı. ama hayat bu. hayatın ta kendisi. elden bir şey gelmez, yapılacak şey, her zaman tetikte olmaktır. evliliklerde de böyledir bu. insan tetikte kalmalıdır. içten içe en azından. ve bu içten içe tetikte kalma durumu mevcut olmasa dahi insan evrimine işlemiştir.

söyleyeceklerim aşağı yukarı bu kadar işte... akışta gördüm diye yazdım bi hevesle.
devamını gör...

2007 yapımı 2 sezonluk cnbc e dizisi. toplam 22 bölümden oluşmakta. amerikan yapımı olan dizi, ölüleri bir dakikalığına hayata döndürme yeteneğine sahip ned’in hikayesini bize anlatmakta. ned sekiz yaşında ölüleri diriltebildiğini fark eder ama riskleri de var dirilttiği kişi bir dakikadan fazla hayatta kalırsa yerine başkası ölür. ve ned tekrar dokunduğunda kişi geri dönmemek üzere ölür.

dizinin başrolü ned rolünde lee pace oynamakta. dizinin altın küre adaylığı mevcut.

konu belki çoğu kişiye saçma gelecektir ama yayınlandığı dönem keyifle izlemiştim. dizi için seçilen şarkı ise sevdiğim bir şarkıdır.


the beatles’tan i wanna hold your hand

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel




günlük işleri sırasında yanlışlıkla ölümden kurtardığı birinden ötürü bir özel dedektif ned’in sahip olduğu yeteneği öğrenir. dedektif, ned’den kendisine yardım etmesini ister. ned, cinayet kurbanlarına dokunacak ve onlara kendilerini kimin öldürdüğünü sorup, bir dakika içerisinde onlara tekrar dokunarak ölüler diyarına yollayacaktır. dedektif de bu sayede cinayetleri çözecektir. ned teklifi kabul eder ve dedektif ile çalışmaya başlar. ancak bir gün çocukluk aşkının gizemli bir şekilde hayatını kaybettiğini öğrenir. doğup, büyüdüğü kasabaya geri döner ve ilk göz ağrısı chuck’ı hayata döndürerek ona kendisini kimin öldürdüğünü sorar. ancak chuck’ın yeniden hayata dönmesi ned için işleri karıştırır. ned, chuck’ı bir daha kaybetmeyi göze alamaz ve bir dakika içinde ona dokunmayarak başka bir kişinin ölümesine neden olur. chuck artık hayattadır ancak ned’in ona bir daha asla dokunmaması gerekmektedir.
devamını gör...

cilve ile aynı anlama sahip kelime.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim