intihal
devamını gör...
bir şehri tanımanın en iyi yolu
dışarıda ne kadar kadının dolaştığına bakmak. dışarıda dolaşan kadın sayısı ne kadar fazlaysa orası o kadar gelişmiştir.
devamını gör...
en büyük hayali devlet memurluğu olan üniversiteli
benimdir o. en büyük hayalim kpss'den 85'i çakıp vergi müfettişi olup 7000 tl maaşı cukkalamaktır. derece arttıkça maaş da artacak. lisansüstü ve yabancı dil de maaşını doğru orantılı olarak arttırıyor ama şahsen yükseklerde gözüm yok, birinci dereceden müfettiş olarak kapağımı atayım sonra kısmet ise ev kredisi çekeceğim. gerçi ldp vergi dairelerini ahır yapacak ama olsun 657'ye tabi olduğumuz için devlet bizi aynı kulvarda başka bir yere atamak zorunda.
sözün özü devlet memurluğu çok da kötü bir şey değil. bilakis her ayın 15'inde yatan düzenli maaşın, güvencen, izin günlerin, tatilin ve harcırahların var. kalemde bütün gün solitaire oynamadığın sürece istediğin kadar kurum içinde yükselebilirsin. işten atılma gibi bir dezavantajın da yok. bence haftasonu tatilsiz, izinsiz, günde 10 saat çalışıp 2500 lira maaşı zar zor alan özel sektör çalışanları başını dizlerinin arasına koyup tek ayağı havada düşünmeye başlasalar iyi olur (haha bu son cümleyi cegevara'dan çaldım ama tam da bu duruma uygun).
sözün özü devlet memurluğu çok da kötü bir şey değil. bilakis her ayın 15'inde yatan düzenli maaşın, güvencen, izin günlerin, tatilin ve harcırahların var. kalemde bütün gün solitaire oynamadığın sürece istediğin kadar kurum içinde yükselebilirsin. işten atılma gibi bir dezavantajın da yok. bence haftasonu tatilsiz, izinsiz, günde 10 saat çalışıp 2500 lira maaşı zar zor alan özel sektör çalışanları başını dizlerinin arasına koyup tek ayağı havada düşünmeye başlasalar iyi olur (haha bu son cümleyi cegevara'dan çaldım ama tam da bu duruma uygun).
devamını gör...
8 mayıs 2021 galatasaray beşiktaş maçı
galatasaray kazandı ben de kazandım.
devamını gör...
kafa izninden dönenlerin sözlüğe ne oldu şaşkınlığı
devamını gör...
gürcistan
kumarhaneleri yüzünden bir çok karadenizli'nin ocağına incir ağacı diken kimlikle geçilebilen ülke.
devamını gör...
barbie
gerçek bir adı olan oyuncak bebek: barbara millicent roberts.
üstelik bir doğum yeri ve günü de var: 9 mart 1959* - willows, wisconsin. bu arada, wisconsin'de willow richland county adlı bir yer var ama willows yok. burası kurgusal bir yer.
anlatacaklarım kulağa çılgınca gelebilir ama adamlar üşenmeyip kurgulamışlar.
willows kasabasının hemen hemen her şeyi düşünülmüş: belediye başkanı jenkins, belediye binası, bol miktarda söğüt ağacı, dondurma dükkânı, müze, saat kulesi miss melody'nin dans okulu... willowfest ve lake willows adlı 2 de festivali bulunan kasaba, willows'un kurucu babaları adlı bir grup insan tarafından fonlanıyor. kasabada bir de yer altı gölü var.
barbie hayatının tam da bilinmeyen bir evresinde malibu'ya taşınmış. büyükannesi ise hâlâ willows'ta yaşıyor. barbie'nin skipper, stacie ve chelsea adlı 3 de kız kardeşi var.
böyle de şirin bir kasaba willows:
***
barbie fikri 1945 yılında ruth handler adlı bir kadın tarafından, küçük kızının oynadığı oyunlardan esinlenilerek yaratıldı. bebeğin görüntüsü, lilli adlı başka bir bebek baz alınarak oluşturulmuş. lilli de bir alman çizgi filminden esinlenilerek yapılmış. lilli'nin tüm haklarını satın alan handler, kendi tasarladığı bir versiyon olan yeni bebeğe kızının ismi barbara'dan yola çıkarak barbie adını vermiş.
***
burada da bazı arkadaşların belirttiği gibi, barbie dış görünüşü nedeniyle oldukça tartışma yaratan bir oyuncak. eğer bebek gerçek olsaydı vücut ölçülerinin 91-45-96 olacağı tahmin ediliyor ve bu kız çocuklar tarafından örnek alınmak için son derece yanlış bir model. yine de fuarda sergilendiği günden bu yana dünya çapında 1 milyardan fazla sayıda barbie satışı yapılmış durumda.

görselin kaynağı
üstelik bir doğum yeri ve günü de var: 9 mart 1959* - willows, wisconsin. bu arada, wisconsin'de willow richland county adlı bir yer var ama willows yok. burası kurgusal bir yer.
anlatacaklarım kulağa çılgınca gelebilir ama adamlar üşenmeyip kurgulamışlar.
willows kasabasının hemen hemen her şeyi düşünülmüş: belediye başkanı jenkins, belediye binası, bol miktarda söğüt ağacı, dondurma dükkânı, müze, saat kulesi miss melody'nin dans okulu... willowfest ve lake willows adlı 2 de festivali bulunan kasaba, willows'un kurucu babaları adlı bir grup insan tarafından fonlanıyor. kasabada bir de yer altı gölü var.
barbie hayatının tam da bilinmeyen bir evresinde malibu'ya taşınmış. büyükannesi ise hâlâ willows'ta yaşıyor. barbie'nin skipper, stacie ve chelsea adlı 3 de kız kardeşi var.
böyle de şirin bir kasaba willows:
***
barbie fikri 1945 yılında ruth handler adlı bir kadın tarafından, küçük kızının oynadığı oyunlardan esinlenilerek yaratıldı. bebeğin görüntüsü, lilli adlı başka bir bebek baz alınarak oluşturulmuş. lilli de bir alman çizgi filminden esinlenilerek yapılmış. lilli'nin tüm haklarını satın alan handler, kendi tasarladığı bir versiyon olan yeni bebeğe kızının ismi barbara'dan yola çıkarak barbie adını vermiş.
***
burada da bazı arkadaşların belirttiği gibi, barbie dış görünüşü nedeniyle oldukça tartışma yaratan bir oyuncak. eğer bebek gerçek olsaydı vücut ölçülerinin 91-45-96 olacağı tahmin ediliyor ve bu kız çocuklar tarafından örnek alınmak için son derece yanlış bir model. yine de fuarda sergilendiği günden bu yana dünya çapında 1 milyardan fazla sayıda barbie satışı yapılmış durumda.

görselin kaynağı
devamını gör...
akla gelen bir şeyin aniden uçup gitmesi
ne olduğunu hatırlayabilmek için o anda ne yapıyorsam baştan yapıyorum beynim o düşünme sürecini tekrarlasın diye. bazen başarılı oluyor.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
ben her yazarı seviyorum. hepsi de emek veriyor sonuçta. bazıları biraz daha dikkat ederse de çiçek gibi olur.
devamını gör...
israil'in mescid-i aksa'ya saldırması
israil devletinin silahsız filistin halkına yönelik mescid-i aksa sınırları içinde gerçekleştirdiği saldırı. filistin sağlık bakanlığı şu ana kadar saldırıda 9'u çocuk olmak üzere 20 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. ayrıca! “ne kutsaliyeti vardır acaba?” * şeklinde buram buram cehalet kokan bir tanım ifadesi gördükten sonra koşar hızla uzaklaşıyorum başlıktan. bir de 30 like almış. sözlüğün ilk aylarda ne entelektüel kitlesi vardı ya. şimdi ipini koparan... neyse.. ne kutsaliyetten anlarlar, ne uluslararası hukuk bilirler ne de insan haklarından anlarlar. sözlük iyice at gözlüklü, saygıdan yoksun ne yazdığını bilmez antipatik ifadelerle dolmaya başladı. bu kadar dar kalıp zihniyetlere harcayacak ne zamanım ve enerjim var. yazıp yazıp tatmin olun. ilk zamanların nitelikli yazarları neden gitti sözlükten çok iyi anlıyorum. elbet biz de o güne bir gün erişeceğiz. az kaldı.
devamını gör...
misnitskaya sokağı
on sekizinci yüzyıla kadar moskova şehrindeki et ticaretinin merkezi olan sokaktır.
devamını gör...
sauk
sac. kendilerine othakiwa, sarı toprak halkı diyen ama komşu ojibwe'ler tarafından ozaagii, dışarıdakiler denilen ve bu kelimeyi duyan fransızların sac, ingilizlerin ise sauk dediği, algonkin dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
eskiden new york eyaletinin kuzey bölgelerinde yaşarken huron kabilesinin saldırıları sonucu batıya gittiler ve wisconsin, illinois civarlarında yaşadılar. zaten bu yüzden o bölgede yaşayan algonkin dili konuşan kabileler tarafından "dışarıdakiler" diye adlandırıldılar. önceleri diğer algonkin kabileleri gibi fransızlarla ticaret yaptılar.
1730'larda fransızlar meskwaki, fox kabilesine saldırıp büyük katliam yapınca kurtulanlar sauk kabilesine sığındı. sauk'lar onları koruma altına aldı ve o günden bugüne bu iki kabile beraber yaşıyorlar.
beyazlar, göller bölgesine geldikçe toprakları elden gitti ve artık kansas, iowa civarlarına gidip ova yerlileri gibi yaşamaya başladılar. 1832'de son topraklarınıda satmaları istenince reis keokuk antlaşma yapmayı kabul etti ama reis kara şahin savaştı. black hawk war denilen savaş sonucu kayıplar verdiler ve teslim olmak zorunda kaldılar.
bugün çoğu oklahoma'da bazılarıda kansas ve iowa'daki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
eskiden new york eyaletinin kuzey bölgelerinde yaşarken huron kabilesinin saldırıları sonucu batıya gittiler ve wisconsin, illinois civarlarında yaşadılar. zaten bu yüzden o bölgede yaşayan algonkin dili konuşan kabileler tarafından "dışarıdakiler" diye adlandırıldılar. önceleri diğer algonkin kabileleri gibi fransızlarla ticaret yaptılar.
1730'larda fransızlar meskwaki, fox kabilesine saldırıp büyük katliam yapınca kurtulanlar sauk kabilesine sığındı. sauk'lar onları koruma altına aldı ve o günden bugüne bu iki kabile beraber yaşıyorlar.
beyazlar, göller bölgesine geldikçe toprakları elden gitti ve artık kansas, iowa civarlarına gidip ova yerlileri gibi yaşamaya başladılar. 1832'de son topraklarınıda satmaları istenince reis keokuk antlaşma yapmayı kabul etti ama reis kara şahin savaştı. black hawk war denilen savaş sonucu kayıplar verdiler ve teslim olmak zorunda kaldılar.
bugün çoğu oklahoma'da bazılarıda kansas ve iowa'daki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
devamını gör...
normal sözlük'ün gececi yazarları
gecelerin yazarlarıdır. bu saatte sözlükte olanlara selam olsundur.
devamını gör...
sokrates'in savunması
"saygının olduğu yerde korku vardır."
vurgusunun dikkatimi çektiği ve sokrates usulü konulara temas metodunu manipülatif gibi görünmesine karşın sevdiğim kitap.
vurgusunun dikkatimi çektiği ve sokrates usulü konulara temas metodunu manipülatif gibi görünmesine karşın sevdiğim kitap.
devamını gör...
evcil hayvan edinmek hayvanseverlik mi sorunsalı
pet shop konusunu ben de bir türlü kafamda bir yere oturtamıyorum. bir yandan kocaman kedi ve köpekleri küçücük kafeste görünce üzülüyorum. onları oradan kurtarmak istiyorum. bir yandan da yaptığım bu eylemin bu ticareti canlı tutacağını düşünerek ben onu ordan kurtarsam bile bunun o kafese yenilerinin gelmesini sağlayacağını biliyorum. iki ucu gaitalı değnek.
devamını gör...
depresyon
yaygın görülen bir duygudurum bozukluğu. eğer kronik bir hal almadıysa (distimik değilse)* kalıcı değildir, dönemseldir.
peki, duygudurumunu duygudan ayıran nedir?
duygular, kişinin olaylar karşısında psikolojik ve fiziksel olarak uyarıldığı, görece kısa süren öznel hislerdir. örneğin; üzüntü, mutluluk, öfke. duygudurum (mood) ise kişinin dünyayı algılayışında etkiye sahip olan, yaygın ve süreğen duygusal tepkilerdir. örneğin; mani ve depresyon.
klinik depresyon, bireyin etkinliklerini veya hareketlerini olumsuz etkileyen zihinsel/fiziksel bir durum olan yeti yitiminin en önemli sebeplerindendir. yani depresyon hem bir duygudurumunu hem de klinik bir sendromu karşılayabilir.
depresyondaki kişiler yaşadıkları duyguları; bunaltıcı, boğucu, uyuşuk, hissiz vb. olarak tanımlarlar. bu depresif duygudurumuna; yorgunluk, iştahta farklılaşma, enerjide değişiklik (yerinde duramama ya da isteksizlik), uykuda bozulma gibi belirtiler eşlik eder. kişinin düşünceleri arasında aşırı suçluluk, odaklanmakta problem, intihar etmeyi isteme ve değersizlik hissi yer alabilir.
buradan bir depresyon hastasının nasıl bir görünüme, davranışlara, düşüncelere sahip olduğu hakkında fikir edinebilirsiniz. buradan da depresyona girmiş bir sanatçının neler hissettiğini illüstrasyonlarıyla görebilirsiniz.
depresyona girmiş kişiler; sahip olduklarına şükret, boş versene, şımarıklık yapıyorsun, bana da oluyor arada o kadar da önemli değil, iyi ol geçecek gibi cümlelerinizi dinleyerek kendilerini daha iyi hissetmezler.
onlar eskiden onlara çok iyi gelen aktiviteleri yapmaktan keyif almamaya başlarlar, basit işler dev gibi gelebilir, ki yeri geldiğinde öz bakımlarını yapmaya dahi mecal bulamazlar. anlaşılmaya ihtiyaçları vardır. depresyon sessizdir. çikolata yiyip geçecek bir şey değildir. havası atılacak bir şey hiç değildir. sizi cool gösteremez ki o. sanırım, "melonkolik çekicilik" sevgisine başka kılıflar daha uygun olmalı.
son olarak, psikolog ve psikiyatristlerin uygulayabileceği; kişilerarası terapi, bilişsel terapi*, davranışsal aktivasyon* gibi terapiler ve psikiyatristlerin verdikleri antidepresanlar sayesinde depresyon tedavisi sağlanabilmektedir.
kaynakça:
psikoloji sözlüğü
ann m. kring, sheri l. johnson, gerald c. davison, john m. neale; anormal psikoloji. çev. ed. yrd. doç. dr. muzaffer şahin. nobel yayıncılık.
peki, duygudurumunu duygudan ayıran nedir?
duygular, kişinin olaylar karşısında psikolojik ve fiziksel olarak uyarıldığı, görece kısa süren öznel hislerdir. örneğin; üzüntü, mutluluk, öfke. duygudurum (mood) ise kişinin dünyayı algılayışında etkiye sahip olan, yaygın ve süreğen duygusal tepkilerdir. örneğin; mani ve depresyon.
klinik depresyon, bireyin etkinliklerini veya hareketlerini olumsuz etkileyen zihinsel/fiziksel bir durum olan yeti yitiminin en önemli sebeplerindendir. yani depresyon hem bir duygudurumunu hem de klinik bir sendromu karşılayabilir.
depresyondaki kişiler yaşadıkları duyguları; bunaltıcı, boğucu, uyuşuk, hissiz vb. olarak tanımlarlar. bu depresif duygudurumuna; yorgunluk, iştahta farklılaşma, enerjide değişiklik (yerinde duramama ya da isteksizlik), uykuda bozulma gibi belirtiler eşlik eder. kişinin düşünceleri arasında aşırı suçluluk, odaklanmakta problem, intihar etmeyi isteme ve değersizlik hissi yer alabilir. buradan bir depresyon hastasının nasıl bir görünüme, davranışlara, düşüncelere sahip olduğu hakkında fikir edinebilirsiniz. buradan da depresyona girmiş bir sanatçının neler hissettiğini illüstrasyonlarıyla görebilirsiniz.
depresyona girmiş kişiler; sahip olduklarına şükret, boş versene, şımarıklık yapıyorsun, bana da oluyor arada o kadar da önemli değil, iyi ol geçecek gibi cümlelerinizi dinleyerek kendilerini daha iyi hissetmezler. onlar eskiden onlara çok iyi gelen aktiviteleri yapmaktan keyif almamaya başlarlar, basit işler dev gibi gelebilir, ki yeri geldiğinde öz bakımlarını yapmaya dahi mecal bulamazlar. anlaşılmaya ihtiyaçları vardır. depresyon sessizdir. çikolata yiyip geçecek bir şey değildir. havası atılacak bir şey hiç değildir. sizi cool gösteremez ki o. sanırım, "melonkolik çekicilik" sevgisine başka kılıflar daha uygun olmalı.
son olarak, psikolog ve psikiyatristlerin uygulayabileceği; kişilerarası terapi, bilişsel terapi*, davranışsal aktivasyon* gibi terapiler ve psikiyatristlerin verdikleri antidepresanlar sayesinde depresyon tedavisi sağlanabilmektedir.
kaynakça:
psikoloji sözlüğü
ann m. kring, sheri l. johnson, gerald c. davison, john m. neale; anormal psikoloji. çev. ed. yrd. doç. dr. muzaffer şahin. nobel yayıncılık.
devamını gör...
bir bilen (yazar)
umarım bir bilen bir personadır. ve umarım bu personayı yaratan kişi sadece kendisinden nefret ettirecek bir karakter yaratabilecek kadar zavallı biri değildir; bu bilinçli bir tercihtir. ve sonuncusu da şu, eğer bu bir tercihse bunun psikolojik itkilerini tedavi ettirebilecek şansı olur mezkur kişinin umarım.
formatın içinde kalarak insanları irrite etmek mi? gel dersini verelim hacı abi. de haydi.
formatın içinde kalarak insanları irrite etmek mi? gel dersini verelim hacı abi. de haydi.
devamını gör...
normal sözlük'ün 35 yaş istilasına uğramış olması
35 olsa iyi. 35 dediğin 86 doğumlu daha dünkü çocuk.
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
sıcak havayı,mantıyı seven iyi bir insan.koyu beşiktaşlı.
90'lardan seçtiği parçalarla dikkatimi çekmişti.evlilikten nefret ediyor.
kendi halinde yazıp çiziyor.
90'lardan seçtiği parçalarla dikkatimi çekmişti.evlilikten nefret ediyor.
kendi halinde yazıp çiziyor.
devamını gör...
büyük iskender
(bkz: arrian)'ın kayıtlarına göre tarihin en büyük konuşmalarından birini yapmıştır. opis'in kapısında ( bağdat'a yakın bir bölge) askerlerinin bazılarını eve göndermek istediğinde, ayaklanmaları üzerine 13 elebaşını öldürmeden önce yaptığı bir konuşmadır.
" söyleyeceğim şey sizi eve geri göndermek için değildir. istediğiniz yere gidebilirsiniz. ama benim size nasıl davrandığımı ve sizin bana nasıl davrandığınızı bilmenizi istiyorum. doğru olduğu şekilde, babam phiip'ten başlayacağım. babam sizi bulduğunda sizler yalnızca çiftçiydiniz, üstünüzde hayvan derisi vardı ve bir kaç koyun besliyordunuz dağların yamaçlarında. onları komşularınızdan zar zor koruyordunuz. onun yönetiminde, şehirlerde iyi yasalar ve adetler ile yaşamaya başladınız. sizi kölelerden sizin köylerinizi sürekli yağmalayan barbarların efendisi yaptı. trakya'nın çoğunu fethetti, limanları zenginlik ve ticaret olsun diye aldı ve madenleri çalıştırdı. tesalililer sizi ürkütürdü! şu an onları yönetiyoruz. makedonya'ya saldırmak için bir şans arayan atinalılar ve trakyalılar şu an o kadar acizler ki , ki şahsım savaşta küçücük bir rol oynadı, bizden artık hürmet değil onları korumamızı bekiyorlar! babam mora adasına gitti ve onların evlerini düzenledi. daha sonra farsilere karşı başlatılan bir kampanyada tüm yunanlıların komutanı ilan edildi. ve bunların hepsi sadece 1 saatte oldu. babam sizler için bunları yaptı. kendi başına mükemmel ama benden aldıklarınıza kıyasla çok küçük bir şey. o zamanlar farisilerin denizlere hükmetmesine rağmen çanakkale boğazını geçtim ve muhteşem darius'un valisini yendim. sizi iyonya, aiolis ( izmir) phyrigia ( ankara civarı), lydia ( manisa civarı)'nın yöneticileri yaptım ve kuşatarak miletus ( aydın civarı)'u aldım. ülkenin gerisi kendiliğinden teslim oldu ve ve onların zenginlikleri sizin oldu. savaşmadan aldığım kıbrıs'ın ve mısır'ın tüm zenginlikleri şimdi sizin. filistin, suriye, mezapotomya ve babiller, şimdi hepsi sizin! lidya'nın zenginliği, iran'ın hazineleri, hindistan'ın 1mücevherleri ve denizler. sizler şimdi vali oldunuz! general ve kaptan oldunuz. kendim için bu pembe pelerin ve taçtan başka ne aldım? hiçbir şey! hiç kimse benim sizleri güvende tutması için aldığım şeyler dışında benim zenginliğimi gösteremez. zaten ben onları ne yapabilirim ki? sizin yediğiniz şeyleri yiyorum, sizden fazla dinlenmiyorum. bir çok kez sizler rahat uyuyun diye geceyi nöbet tutarak geçirdim. aranızdaki kim benim onun için çalıştığımdan çok onun benim için çalıştığına inanıyor? hadi! yaralarınız varsa açın ve gösterin. ben de size benimkileri göstereyim! benim vücudumun, en azından ön tarafının, yarasız tek bir yeri yok. benim vücudum düşünebileceğiniz her silahın yaraları ile dolu. kılıçlar, taşlar, oklar, klaplar ( clubs). hepsi sizin şanınız, zenginliğiniz ve yaşamlarınız için. ve hala burada durup sizleri yönetiyorum dağların, ırmakların, denizlerin, yerkürenin ve ovaların fatihi olarak. düğünlerimizi beraber kutladık, çocuklarınızın çoğu benim kuzenim olacak. her ne kadar size iyi ödeme yapılsa ve aldığımız her kötü yağmalasanız da borçlarınızı ödedim nasıl borçlandığınızı dahi sormadan. çoğunuz benim verdiğim altın taçlar, cesaret ve onur madalyaları takıyor. aramızdan öldürülen, görkemli bir sona ulaşan herhangi birini tüm onurumuzla gömdük. çoğu makedonya'da tunç heykeller ile ölümsüzleştirildi. aileleri onurlandırıldı ve vergilerden muaf tutuldu. benim emrim altında, düşmandan kaçarken tek bir insan ölmedi. ve şimdi sizlerden bazılarını yaralandığı ve sakatlandığı veya yaşlandığı için kahramanlar olarak karşılanması için evine göndermek istiyorum. ama hepiniz gitmek istediğiniz için, o zaman hepiniz hadi gidin. eve gidin ve onlara kralınızın, iskender'in, farisilerin, medlerin, baktriyalıların, iskitlerin fatihi, şimdi parthialıları, harezmileri, hirkenyıları ve hazar denizine kadar yöneten, hindikuş dağlarını aşan, ceyhun ve seyhun nehirlerini geçen, hatta (bkz: dionysus)'un zamanından beri indus nehrini dahi aşan, himalayaları da aşardım eğer korku içinde olmasaydınız, ındus nehrinin ağzından akdeniz'e yelken açan , hiç kimsenin ordusunu göndermediği gedrosia ( baluçistan bölgesi) çölünü aşan, carmania ( doğu hindistan)'yı donanması basra körfenize açılmışken alan kişiyi, eve gittiğinizde, susa'ya vardığınızda onlara onu terk ettiğinizi ve eve gittiğinizi söyleyin. onu, fethettiğiniz yerlerin yabancı askerlerine emanet ettiğinizi söyleyin. muhtemelen bu rapor insanların gözünde şanlı ve tanrıların gözünde de değerli olacak.
gidin!"
" söyleyeceğim şey sizi eve geri göndermek için değildir. istediğiniz yere gidebilirsiniz. ama benim size nasıl davrandığımı ve sizin bana nasıl davrandığınızı bilmenizi istiyorum. doğru olduğu şekilde, babam phiip'ten başlayacağım. babam sizi bulduğunda sizler yalnızca çiftçiydiniz, üstünüzde hayvan derisi vardı ve bir kaç koyun besliyordunuz dağların yamaçlarında. onları komşularınızdan zar zor koruyordunuz. onun yönetiminde, şehirlerde iyi yasalar ve adetler ile yaşamaya başladınız. sizi kölelerden sizin köylerinizi sürekli yağmalayan barbarların efendisi yaptı. trakya'nın çoğunu fethetti, limanları zenginlik ve ticaret olsun diye aldı ve madenleri çalıştırdı. tesalililer sizi ürkütürdü! şu an onları yönetiyoruz. makedonya'ya saldırmak için bir şans arayan atinalılar ve trakyalılar şu an o kadar acizler ki , ki şahsım savaşta küçücük bir rol oynadı, bizden artık hürmet değil onları korumamızı bekiyorlar! babam mora adasına gitti ve onların evlerini düzenledi. daha sonra farsilere karşı başlatılan bir kampanyada tüm yunanlıların komutanı ilan edildi. ve bunların hepsi sadece 1 saatte oldu. babam sizler için bunları yaptı. kendi başına mükemmel ama benden aldıklarınıza kıyasla çok küçük bir şey. o zamanlar farisilerin denizlere hükmetmesine rağmen çanakkale boğazını geçtim ve muhteşem darius'un valisini yendim. sizi iyonya, aiolis ( izmir) phyrigia ( ankara civarı), lydia ( manisa civarı)'nın yöneticileri yaptım ve kuşatarak miletus ( aydın civarı)'u aldım. ülkenin gerisi kendiliğinden teslim oldu ve ve onların zenginlikleri sizin oldu. savaşmadan aldığım kıbrıs'ın ve mısır'ın tüm zenginlikleri şimdi sizin. filistin, suriye, mezapotomya ve babiller, şimdi hepsi sizin! lidya'nın zenginliği, iran'ın hazineleri, hindistan'ın 1mücevherleri ve denizler. sizler şimdi vali oldunuz! general ve kaptan oldunuz. kendim için bu pembe pelerin ve taçtan başka ne aldım? hiçbir şey! hiç kimse benim sizleri güvende tutması için aldığım şeyler dışında benim zenginliğimi gösteremez. zaten ben onları ne yapabilirim ki? sizin yediğiniz şeyleri yiyorum, sizden fazla dinlenmiyorum. bir çok kez sizler rahat uyuyun diye geceyi nöbet tutarak geçirdim. aranızdaki kim benim onun için çalıştığımdan çok onun benim için çalıştığına inanıyor? hadi! yaralarınız varsa açın ve gösterin. ben de size benimkileri göstereyim! benim vücudumun, en azından ön tarafının, yarasız tek bir yeri yok. benim vücudum düşünebileceğiniz her silahın yaraları ile dolu. kılıçlar, taşlar, oklar, klaplar ( clubs). hepsi sizin şanınız, zenginliğiniz ve yaşamlarınız için. ve hala burada durup sizleri yönetiyorum dağların, ırmakların, denizlerin, yerkürenin ve ovaların fatihi olarak. düğünlerimizi beraber kutladık, çocuklarınızın çoğu benim kuzenim olacak. her ne kadar size iyi ödeme yapılsa ve aldığımız her kötü yağmalasanız da borçlarınızı ödedim nasıl borçlandığınızı dahi sormadan. çoğunuz benim verdiğim altın taçlar, cesaret ve onur madalyaları takıyor. aramızdan öldürülen, görkemli bir sona ulaşan herhangi birini tüm onurumuzla gömdük. çoğu makedonya'da tunç heykeller ile ölümsüzleştirildi. aileleri onurlandırıldı ve vergilerden muaf tutuldu. benim emrim altında, düşmandan kaçarken tek bir insan ölmedi. ve şimdi sizlerden bazılarını yaralandığı ve sakatlandığı veya yaşlandığı için kahramanlar olarak karşılanması için evine göndermek istiyorum. ama hepiniz gitmek istediğiniz için, o zaman hepiniz hadi gidin. eve gidin ve onlara kralınızın, iskender'in, farisilerin, medlerin, baktriyalıların, iskitlerin fatihi, şimdi parthialıları, harezmileri, hirkenyıları ve hazar denizine kadar yöneten, hindikuş dağlarını aşan, ceyhun ve seyhun nehirlerini geçen, hatta (bkz: dionysus)'un zamanından beri indus nehrini dahi aşan, himalayaları da aşardım eğer korku içinde olmasaydınız, ındus nehrinin ağzından akdeniz'e yelken açan , hiç kimsenin ordusunu göndermediği gedrosia ( baluçistan bölgesi) çölünü aşan, carmania ( doğu hindistan)'yı donanması basra körfenize açılmışken alan kişiyi, eve gittiğinizde, susa'ya vardığınızda onlara onu terk ettiğinizi ve eve gittiğinizi söyleyin. onu, fethettiğiniz yerlerin yabancı askerlerine emanet ettiğinizi söyleyin. muhtemelen bu rapor insanların gözünde şanlı ve tanrıların gözünde de değerli olacak.
gidin!"
devamını gör...