bibliyoterapi
"biblion"(kitap ) ve "therapeo"(iyileşme ) kelimelerinin birleşmesinden oluşan "kitap yoluyla iyileşme" anlamına gelir.
bu terim ilk kez 1916'da samuel grother tarafından kullanılmış.
yalnız kitapların iyileştirici etkisi geçmişten günümüze bir şekilde fark edilmiştir.
örnek olarak nicola tesla'yı verebiliriz.
tesla, çocukluk dönemlerinde birkaç ağır hastalık geçirir.
okumaya olan düşkünlüğünden dolayı hastalık süresince kendisine bir kütüphane tarafından sürekli kitaplar gönderilir.
bu kitaplar arasında, mark twain'in romanları da bulunmaktadır.
tesla'ya göre kendisini iyileştiren mark twain'in romanlarıdır:
"bir gün elime birkaç kitap tutuşturdular. daha önce hiç böyle kitaplar okumamıştım, bana içinde bulunduğum umutsuz durumu unutturacak kadar etkileyiciydiler. bunlar mark twain'in, okumamı izleyen mucizevî iyileşme dönemimi de borçlanmış olabileceğim ilk eserleriydi."
çok sonraları bu ikili iki iyi arkadaş olurlar neyse bu da başka bir başlığın konusu.
daha da eskiye gidersek, eski yunan'da kütüphaneler okuma, dinlenme ve düşünme yeri olarak tasarlanmıştır.
kitabın iyileştirici etkisini fark eden eski yunan'lılar kütüphanelerinin girişine " ruhun şifa yeri" yazmışlardır.
peki nedir bibliyoterapinin faydaları?
bir makaleye göre bibliyoterapinin faydaları ve amaçları şunlardır:
(1) bireyin kendini tanımasına ve keşfetmesine yardımcı olabilme,
(2) kendi sorunlarına benzer sorunları olan kişilerin de olduğunu fark edebilmelerine yardımcı olabilme.
(3) kendine ve başkalarına ilişkin farkındalık sağlayabilme.
(4) bireyin daha olumlu bir benlik duygusu geliştirmesine yardım edebilme.
( 5) sorunlarının çözümüne ilişkin içgörü kazanabilmelerini sağlayabilme.
(6) duygusal boşalım ve zihinsel stresten kurtulmasını sağlayabilme.
(7) bir sorunun farklı çözüm yolları olduğunu görebilmelerini
sağlayabilme.
(8) yeni değerler, tutumlar ve davranışlar geliştirmelerini sağlayabilme.
(9) başkaları ile empati kurmalarını ve olaylara diğerlerinin gözü ile bakmalarını sağlayabilme, (10) yaşanılan toplumun değerlerine farkındalık sağlayabilme.
( 11) farklı ve yeni durumlara uyum sağlamalarına yardımcı olabilme.
(12) bireylerin kendilerini dürüstçe değerlendirmelerini sağlayabilme.
(13) anne, baba ve çocuk arasındaki çatışmaların çözü-münü sağlayabilme.
(14) çocuk ve gençlerin gelişimsel ihtiyaçlarıyla baş edebilmelerini sağlayabilme.
(15) alternatif çözüm önerileri geliştirebilme.
(16) bireylerin tutum ve davranışlarını analiz edebilmeleri için onlara yardım edebilme.
(17) danışanın kendi sorunları ile başkalarının sorunları arasındaki benzerlikleri görebilmesine yardım edebilme ve danışanın
toplumla çatışma yaşamadan uyum sağlayabilmesine yardım edebilmektir.
bu terim ilk kez 1916'da samuel grother tarafından kullanılmış.
yalnız kitapların iyileştirici etkisi geçmişten günümüze bir şekilde fark edilmiştir.
örnek olarak nicola tesla'yı verebiliriz.
tesla, çocukluk dönemlerinde birkaç ağır hastalık geçirir.
okumaya olan düşkünlüğünden dolayı hastalık süresince kendisine bir kütüphane tarafından sürekli kitaplar gönderilir.
bu kitaplar arasında, mark twain'in romanları da bulunmaktadır.
tesla'ya göre kendisini iyileştiren mark twain'in romanlarıdır:
"bir gün elime birkaç kitap tutuşturdular. daha önce hiç böyle kitaplar okumamıştım, bana içinde bulunduğum umutsuz durumu unutturacak kadar etkileyiciydiler. bunlar mark twain'in, okumamı izleyen mucizevî iyileşme dönemimi de borçlanmış olabileceğim ilk eserleriydi."
çok sonraları bu ikili iki iyi arkadaş olurlar neyse bu da başka bir başlığın konusu.
daha da eskiye gidersek, eski yunan'da kütüphaneler okuma, dinlenme ve düşünme yeri olarak tasarlanmıştır.
kitabın iyileştirici etkisini fark eden eski yunan'lılar kütüphanelerinin girişine " ruhun şifa yeri" yazmışlardır.
peki nedir bibliyoterapinin faydaları?
bir makaleye göre bibliyoterapinin faydaları ve amaçları şunlardır:
(1) bireyin kendini tanımasına ve keşfetmesine yardımcı olabilme,
(2) kendi sorunlarına benzer sorunları olan kişilerin de olduğunu fark edebilmelerine yardımcı olabilme.
(3) kendine ve başkalarına ilişkin farkındalık sağlayabilme.
(4) bireyin daha olumlu bir benlik duygusu geliştirmesine yardım edebilme.
( 5) sorunlarının çözümüne ilişkin içgörü kazanabilmelerini sağlayabilme.
(6) duygusal boşalım ve zihinsel stresten kurtulmasını sağlayabilme.
(7) bir sorunun farklı çözüm yolları olduğunu görebilmelerini
sağlayabilme.
(8) yeni değerler, tutumlar ve davranışlar geliştirmelerini sağlayabilme.
(9) başkaları ile empati kurmalarını ve olaylara diğerlerinin gözü ile bakmalarını sağlayabilme, (10) yaşanılan toplumun değerlerine farkındalık sağlayabilme.
( 11) farklı ve yeni durumlara uyum sağlamalarına yardımcı olabilme.
(12) bireylerin kendilerini dürüstçe değerlendirmelerini sağlayabilme.
(13) anne, baba ve çocuk arasındaki çatışmaların çözü-münü sağlayabilme.
(14) çocuk ve gençlerin gelişimsel ihtiyaçlarıyla baş edebilmelerini sağlayabilme.
(15) alternatif çözüm önerileri geliştirebilme.
(16) bireylerin tutum ve davranışlarını analiz edebilmeleri için onlara yardım edebilme.
(17) danışanın kendi sorunları ile başkalarının sorunları arasındaki benzerlikleri görebilmesine yardım edebilme ve danışanın
toplumla çatışma yaşamadan uyum sağlayabilmesine yardım edebilmektir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
iyi bir insan olacağımıza dair söz verdiklerimiz gidince ne yapıyorduk? ben hiç çalışmadım buraya.
tam kırk gün oluyor bugün. seni görmeyeli, sesini duymayalı, mesajını almayalı. varlığıyla anlam bulduğun insanın varlığından bihaber olmak nedir, bunu bilir misin? bir zamanlar veya belki halen belki yüzyıl sonra da eline batan dikeni dünyanın en tehlikeli nesnesi sayan ben için elini kırk gün göremeyişimin derin sancısı nedir, ya bunu?
giden gitmiştir diye başlayan afili ve vurdumduymaz cümlelerle büyüdüm. gidenin benden de bin parça alıp götüreceğini bana söylememişlerdi. dönüp hangi parçamı nerde bıraktın acaba diye düşünüyorum. bin yolda bin parça bulsam ve yine şen kahkahalar atsam diye.
tam kırk gün oluyor bugün. ben artık asla ben olmayan biriyle yaşamaya alıştım sanıyorum artık. yalnız ve sadece bir nebze de olsa yokluğuna alışmak dilerdim. cehennemin öbür adı, dipsiz bir uçurum, bir gayya kuyusu. ne kadar kötü ne kadar korkunç ne kadar berbat şey varsa o şair gibi tuttum yokluğuna tamamladım.
tam kırk gün oluyor bugün. kırk gün geçince güzel şeyler yazacağım ve şen kahkahalarımı yeniden atacağım diye söz verdim kendime. ancak artık güzel şeylere ve şen kahkahalara kırk yıl daha erişemeyecek sanıyorum kendimi. giderken beni tüm güzel duygulardan uzakta bir köşede bırakacağını da söylemedin, buna da aşk olsun. tüm güzel şeylerle beraber yollardan bin parçamı alıp da aynı köşeye dönersen beni bulamayacaksın. o köşede artık bir boşluk var. günleri sayan bir boşluk. bugün kırkı bitirdi, birden farkı yok.
tam kırk gün oluyor bugün. seni görmeyeli, sesini duymayalı, mesajını almayalı. varlığıyla anlam bulduğun insanın varlığından bihaber olmak nedir, bunu bilir misin? bir zamanlar veya belki halen belki yüzyıl sonra da eline batan dikeni dünyanın en tehlikeli nesnesi sayan ben için elini kırk gün göremeyişimin derin sancısı nedir, ya bunu?
giden gitmiştir diye başlayan afili ve vurdumduymaz cümlelerle büyüdüm. gidenin benden de bin parça alıp götüreceğini bana söylememişlerdi. dönüp hangi parçamı nerde bıraktın acaba diye düşünüyorum. bin yolda bin parça bulsam ve yine şen kahkahalar atsam diye.
tam kırk gün oluyor bugün. ben artık asla ben olmayan biriyle yaşamaya alıştım sanıyorum artık. yalnız ve sadece bir nebze de olsa yokluğuna alışmak dilerdim. cehennemin öbür adı, dipsiz bir uçurum, bir gayya kuyusu. ne kadar kötü ne kadar korkunç ne kadar berbat şey varsa o şair gibi tuttum yokluğuna tamamladım.
tam kırk gün oluyor bugün. kırk gün geçince güzel şeyler yazacağım ve şen kahkahalarımı yeniden atacağım diye söz verdim kendime. ancak artık güzel şeylere ve şen kahkahalara kırk yıl daha erişemeyecek sanıyorum kendimi. giderken beni tüm güzel duygulardan uzakta bir köşede bırakacağını da söylemedin, buna da aşk olsun. tüm güzel şeylerle beraber yollardan bin parçamı alıp da aynı köşeye dönersen beni bulamayacaksın. o köşede artık bir boşluk var. günleri sayan bir boşluk. bugün kırkı bitirdi, birden farkı yok.
devamını gör...
hasta ruh ismail
bir bölümünde ananın cerahatlı a.ı tepkisiyle okuru komaya sokmuştur.
devamını gör...
newland archer
the age of innocence filminin protagonisti. 34 yapımı olan filmi izlemedim, yalnızca scorsese'nin filmi üzerine yorum yapabilirim. ayrıyetten kitabı da okumadım.
93 yapımı scorsese filmi tam bir romantik dram. romantik dramların da dolayısıyla vazgeçilmezidir trajedi.
newland archer aşkına ölene dek sadık bir erkektir. onun anısına saygısız etmez. fakat toplum yüzünden bir araya da gelemez aşkı kontes olenska'yla. birbirlerini severler lakin toplum onları ayırmıştır. çaresizdir archer. ve bu sürede nişanlı olduğu kadını da bitirmemek için o'nun peşinden gidemez. çünkü nişanlısı olduğu kadın may welland, archer'a aşıktır. tıpkı archer'ın kontes ellen olenska'ya aşık olduğu gibi. archer aşkı bildiğinden, aşkının peşinden koşamaz. geride acı bırakmak yerine içinde acısını büyütmeyi seçer. bir iyilik abidesi olarak görülebilir bu yüzden.
şahsen böyle bir durumda ben pek uzun süre yaşayamazdım. mutluluğun yalnızca onunla gerçekleşebileceğini bilen bizler için de bu böyle olmalı.
gün doğar. güneş kapanır gecenin üstüne. ve ben beklerim. ta ki yüreğim dayanamayıp çekip gidinceye kadar.
93 yapımı scorsese filmi tam bir romantik dram. romantik dramların da dolayısıyla vazgeçilmezidir trajedi.
newland archer aşkına ölene dek sadık bir erkektir. onun anısına saygısız etmez. fakat toplum yüzünden bir araya da gelemez aşkı kontes olenska'yla. birbirlerini severler lakin toplum onları ayırmıştır. çaresizdir archer. ve bu sürede nişanlı olduğu kadını da bitirmemek için o'nun peşinden gidemez. çünkü nişanlısı olduğu kadın may welland, archer'a aşıktır. tıpkı archer'ın kontes ellen olenska'ya aşık olduğu gibi. archer aşkı bildiğinden, aşkının peşinden koşamaz. geride acı bırakmak yerine içinde acısını büyütmeyi seçer. bir iyilik abidesi olarak görülebilir bu yüzden.
şahsen böyle bir durumda ben pek uzun süre yaşayamazdım. mutluluğun yalnızca onunla gerçekleşebileceğini bilen bizler için de bu böyle olmalı.
gün doğar. güneş kapanır gecenin üstüne. ve ben beklerim. ta ki yüreğim dayanamayıp çekip gidinceye kadar.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarını ağlatan filmler
yeşil yol.
devamını gör...
kız kanka
genelde beline kadar pantolonu çeken, itici bulduğum ve etrafımda bir tane bile olmayan kişi tipi. ayrıca garip tavırlarıyla kilometrelerce öteden tespit edilebilmektedir.
devamını gör...
başörtülü biri ile evlenmek
ayrıştıra ayrıştıra bi hal oldunuz dediğim hede. (bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz) bir öğrenemediniz sadece insan olarak bakmayı.
t: tüm sevenlere mutlu huzurlu birlikte bir ömür diliyorum.
t: tüm sevenlere mutlu huzurlu birlikte bir ömür diliyorum.
devamını gör...
sen sokrates'i savundun
devamını gör...
babaya yakışan bir şey
evden çıkması.
nasıl yakışıyor nasıl anlatamam. dört yıl önce emekli oldu. iki yıl olacak karantina yüzünden eve kazık çaktı. şöyle gitse de boyuna posuna baksam. *
nasıl yakışıyor nasıl anlatamam. dört yıl önce emekli oldu. iki yıl olacak karantina yüzünden eve kazık çaktı. şöyle gitse de boyuna posuna baksam. *
devamını gör...
senden nefret ediyor olabilirim
bugün ilginç bir öfke ile insanların zor zamanlarını daha da zorlaştırmayı kendine amaç edinmiş bir yazar.
ama kendisine bir sır vermek isterim. intiharın tek sebebi major depresyon değildir, kaldı ki bu en basit neden de değildir. bir insan gerçekten intihara kalkışmak isterse;
-kimseye haber vermeden bunu yapabilir. (tam olarak bu şekilde intihar eden şizofreni hastası bir tanıdığım var)
-etrafındakilerden hatır isteyip intihar edebilir. (hakkınızı helal edin gidiyorum ben diyip kafasına sıkan bir arkadaşım da oldu)
-üsteki 2 çeşit insan gibi, evet tıpkı onlar gibi çok ağır sorunlar yaşayıp, bir çare arayıp ama bulamayıp, bir cenderenin içinde savrulan ve acı çektiğini haykırmak isteyen insanlar da olabilir. bu bir ilgi açlığı olabilir, olmayabilir; o an o insanı uçurumdan bir parmak hareketi ile itebileceğiniz gibi yine ufacık bir hamleyle kurtarabilirsiniz. nick'inizin hakkını bu kadar da vermeyin.
ama kendisine bir sır vermek isterim. intiharın tek sebebi major depresyon değildir, kaldı ki bu en basit neden de değildir. bir insan gerçekten intihara kalkışmak isterse;
-kimseye haber vermeden bunu yapabilir. (tam olarak bu şekilde intihar eden şizofreni hastası bir tanıdığım var)
-etrafındakilerden hatır isteyip intihar edebilir. (hakkınızı helal edin gidiyorum ben diyip kafasına sıkan bir arkadaşım da oldu)
-üsteki 2 çeşit insan gibi, evet tıpkı onlar gibi çok ağır sorunlar yaşayıp, bir çare arayıp ama bulamayıp, bir cenderenin içinde savrulan ve acı çektiğini haykırmak isteyen insanlar da olabilir. bu bir ilgi açlığı olabilir, olmayabilir; o an o insanı uçurumdan bir parmak hareketi ile itebileceğiniz gibi yine ufacık bir hamleyle kurtarabilirsiniz. nick'inizin hakkını bu kadar da vermeyin.
devamını gör...
kahvaltıyı güzelleştiren sofra elemanı
-ekstra olarak - kokulu siyah üzüm, kavun ya da yeşillik. *
devamını gör...
karakteri oturmamış insan
henüz çocuk yaşta ise gayet normal bir durumda olan insandır.
eğer ki 20 yaşına gelmiş ve geçiyorsa ve karakteri hala oturmamışsa, karakterini oturtmak için bir çaba sarf etmiyorsa vay halinedir.
eğer ki 20 yaşına gelmiş ve geçiyorsa ve karakteri hala oturmamışsa, karakterini oturtmak için bir çaba sarf etmiyorsa vay halinedir.
devamını gör...
antidepresan etkisi gösteren şeyler
uzun bir yolculuga çıkmak.. o yolculukla beraber her km de negatif duygularinizdan arinacaksiniz..
devamını gör...
akp'ye beddua edip intihar eden genç
az önce twitter'da gördüğüm haber. arkadaş bir gün düzgün uyuyalım ya. bir gün üzülmeyelim. içim sıkıldı yeter ya. sabah sabah boğazım düğümlendi lan. yeter artık.
sebebi de işsizlik. bir öğretmen merve çavdar vakası daha. utanıyorum lan bir şeyler yazmaya. gözlerim doluyor yazarken. çünkü anlıyorum bu kardeşlerimizin durumunu. askerden geldiğinden beri ben de işsizim. milletten kaçıyorum lan artık soru soracaklar diye. çok şükür ailem arkamda da bir şeylere göğüs gere biliyorum. bu muameleyi hak etmedik, etmediniz.
antalya'da 24 yaşında bir genç, instagram hesabından, "diğer tarafta iki elim yakanızda akp hükümeti ve rte" diyerek intihar etti.

kaynak
sebebi de işsizlik. bir öğretmen merve çavdar vakası daha. utanıyorum lan bir şeyler yazmaya. gözlerim doluyor yazarken. çünkü anlıyorum bu kardeşlerimizin durumunu. askerden geldiğinden beri ben de işsizim. milletten kaçıyorum lan artık soru soracaklar diye. çok şükür ailem arkamda da bir şeylere göğüs gere biliyorum. bu muameleyi hak etmedik, etmediniz.
antalya'da 24 yaşında bir genç, instagram hesabından, "diğer tarafta iki elim yakanızda akp hükümeti ve rte" diyerek intihar etti.

kaynak
devamını gör...
yaşar kurt
ver bana düşlerimi,
ver bana gülüşlerimi..
yanarsın, ah yanarsın
verirsen bana kendini...
ver bana gülüşlerimi..
yanarsın, ah yanarsın
verirsen bana kendini...
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
beni dövdüler abi dediğin zaman pe****klerin elinden gittim aldım!
devamını gör...