ölmeye verilen isimler
          hak vaki bulmak.
      
  devamını gör...
kadın kısmının sürekli bir yerlerini boyaması
          (bkz: sana ne kime ne) 
not: başlık altındaki her bir tanıma** bayıldım. her birinizin düşüncelerine de parmaklarına da sağlıklar diliyorum. özellikle dertlikayısı adlı yazarımız, anladın sen onu*.
  not: başlık altındaki her bir tanıma** bayıldım. her birinizin düşüncelerine de parmaklarına da sağlıklar diliyorum. özellikle dertlikayısı adlı yazarımız, anladın sen onu*.
devamını gör...
saatleri ayarlama enstitüsü
          okuduğumdan beridir aklıma takılmış bir şey var bu kitapla alakalı. yazar 2 dönemi anlatır aslında kahramanının özelinde. cumhuriyet öncesi ve cumhuriyet sonrası. 
kitabı okurken, arapça bilmiyorsanız sözlüksüz okuyamıyorsunuz kitabı. şahsen 4 büyük sayfa kelime yazmıştım anlayamadığım. o anlarda içimden "kitap bitene kadar 20 sayfa kelime yazacağım herhalde" demiştim. okurken farketmemiştim ama o sayfalardan sonra bir daha kelime not almadım, çünkü her şeyi anlamaya başlamıştım. yazarın cumhuriyetin ilanından sonraki kısmı anlatmaya başladığını anladım kitap bittikten sonra. sanki tanpınar satırlardan "cumhuriyetin değerini bilin!" diye bağırıyordu.
  kitabı okurken, arapça bilmiyorsanız sözlüksüz okuyamıyorsunuz kitabı. şahsen 4 büyük sayfa kelime yazmıştım anlayamadığım. o anlarda içimden "kitap bitene kadar 20 sayfa kelime yazacağım herhalde" demiştim. okurken farketmemiştim ama o sayfalardan sonra bir daha kelime not almadım, çünkü her şeyi anlamaya başlamıştım. yazarın cumhuriyetin ilanından sonraki kısmı anlatmaya başladığını anladım kitap bittikten sonra. sanki tanpınar satırlardan "cumhuriyetin değerini bilin!" diye bağırıyordu.
devamını gör...
2020 yılında yazarların başına gelmiş olumlu ve güzel şeyler
          farkındalığımın arttığı bir yıl oldu. hayatımda olmaması gereken şeylerin olmaması için uğraştım. olması gerekenler için hala uğraşmaktayım.
      
  devamını gör...
asılı tabutlar
          filipinler'de ıgorot kabilesi 2000 yıllık bir geleneği hala sürdürüyor. burada yaşlılar kendi tabutlarını hazırlıyor ve tabutlar gömülmek yerine uçurumda asılı bırakılıyor.cenazelerin yükseğe asmakla onların cennete daha yakın olacakları düşünülüyor. ayrıca cesetlerin vahşi hayvanlar, deprem veya seller tarafından zarar görmesini önlemek düşüncesiyle de böyle bir uygulamaya gidildiği sanılıyor.

www.bbc.com/turkce/vert-tra...
  
www.bbc.com/turkce/vert-tra...
devamını gör...
tükenmez kalemin tükenmesi
          pilot kalemin uçmaması..
      
  devamını gör...
swann'ların tarafı
          marcel proust'un, kayıp zamanın izinde serisinin ilk kitabıdır. kitabı okuyan, okumayıp da proust okumak isteyenler için kısa bir analiz yapacağım.
öncelikle swann'ların tarafı romanının en dikkat çeken noktası uzun, bitmek tükenmek bilmeyen betimlemeleridir. burada biz bizeyiz, balzac'ın vadideki zambak romanını betimlemelerden okuyamadığını söyleyenlerin hiç başlamaması gereken bir romandır. (bunu söylememin sebebi, vadideki zambak gibi kaymak gibi akan bir kitabı yarıda bırakan insanları anlayamamamdır. gerçekten anlamıyorum; vadideki zambak okumak ne kadar zor olabilir yav) proust, bu romanda çocukluğunu, yaşadığı evi, ailesini, memleketi(combray) anlatır uzun uzun.
kitabın adı, proust'un çocukluğunu geçirdiği evden çıktığınız zaman, combray çevresinde gezinti yapabileceğiniz iki taraftan biri olmasından gelir. bunlar birbirine o kadar zıt taraftadırlar ki ikisi için iki ayrı kapıdan çıkarsınuz. bunlardan biri guermantes tarafı, diğeri de meseglise-la-vineuse tarafıdır. bu tarafta swann'lar yaşadığı için de proust buraya swann'ların tarafı der. bu yolları, nehirleri, çiçekleri anlatır uzun uzun. onlara insani duyguları atfeder ve adeta onları canlandırır.
m.swann, bir aile dostudur. yüksek sosyeteden çokça ahbabı bulunur. guermantes prensi, parma prensesi, fransa cumhurbaşkanı, diplomatlar, sanatçılar vs. her kesimden üst düzey insanlarla görüşen, saygın bir insandır. proust, o dönemi, dönemin fransa'sını, toplumsal sorunları, sınıfları anlatmak, eleştirmek, ara ara yaşamdan dersler çıkarmak için m.swann'ın hayatını kullanır. ilk sayfalardaki uzun betimlemeler, yaklaşık 160 sayfa sonunda swann ve onun aşk hayatına ayrılarak daha kolay okunabilir bir hal alır. swann'ın aşkını, tutkularını, yalpanışını anlatır proust. aslında fiziksel olarak beğenmediği bir kadına korkunç bir tutkuyla aşık oluşunu aşama aşama anlatır. bu süreçteki reddedişi, swann'ın kurtulmaya çalışmasını, bağımlılığın çaresizliğini size hissettirir.
bu kitabın, çok uzun analizi yapılmalı aslında ancak ben de siz de yorulmayın, zaten üç beş kişi anca okur. kitabı okumalısınız. herkese saygım sonsuzdur ancak proust okumak bir insanın hayatında kendine yapacağı en büyük iyiliklerden biridir. ona ayıracağınız zaman size kat kat geri dönecekir. size anlattığı olaylar içinde müthiş hayat dersleri verir. adam acayip bir usta, kelimelerle resmen dans ediyor; okudukça okuyasınız geliyor, not edesiniz geliyor, düşünesiniz geliyor. şiddetle tavsiye ederim.
proust'un çocukluğunu geçirdiği yeri ve dönemi anlattığı bu romanı, m.swann'ın kızını görmesiyle biter. ergenliğini, artık tiyatrolara(berma) gittiği, swann ailesini, aşkını da serinin ikinci kitabı, içerisinde muhteşem çözümlemeler olan, serinin muhtemelen en sağlam kitabında (bkz: çiçek açmış genç kızların gölgesinde) anlatacaktır.
  öncelikle swann'ların tarafı romanının en dikkat çeken noktası uzun, bitmek tükenmek bilmeyen betimlemeleridir. burada biz bizeyiz, balzac'ın vadideki zambak romanını betimlemelerden okuyamadığını söyleyenlerin hiç başlamaması gereken bir romandır. (bunu söylememin sebebi, vadideki zambak gibi kaymak gibi akan bir kitabı yarıda bırakan insanları anlayamamamdır. gerçekten anlamıyorum; vadideki zambak okumak ne kadar zor olabilir yav) proust, bu romanda çocukluğunu, yaşadığı evi, ailesini, memleketi(combray) anlatır uzun uzun.
kitabın adı, proust'un çocukluğunu geçirdiği evden çıktığınız zaman, combray çevresinde gezinti yapabileceğiniz iki taraftan biri olmasından gelir. bunlar birbirine o kadar zıt taraftadırlar ki ikisi için iki ayrı kapıdan çıkarsınuz. bunlardan biri guermantes tarafı, diğeri de meseglise-la-vineuse tarafıdır. bu tarafta swann'lar yaşadığı için de proust buraya swann'ların tarafı der. bu yolları, nehirleri, çiçekleri anlatır uzun uzun. onlara insani duyguları atfeder ve adeta onları canlandırır.
m.swann, bir aile dostudur. yüksek sosyeteden çokça ahbabı bulunur. guermantes prensi, parma prensesi, fransa cumhurbaşkanı, diplomatlar, sanatçılar vs. her kesimden üst düzey insanlarla görüşen, saygın bir insandır. proust, o dönemi, dönemin fransa'sını, toplumsal sorunları, sınıfları anlatmak, eleştirmek, ara ara yaşamdan dersler çıkarmak için m.swann'ın hayatını kullanır. ilk sayfalardaki uzun betimlemeler, yaklaşık 160 sayfa sonunda swann ve onun aşk hayatına ayrılarak daha kolay okunabilir bir hal alır. swann'ın aşkını, tutkularını, yalpanışını anlatır proust. aslında fiziksel olarak beğenmediği bir kadına korkunç bir tutkuyla aşık oluşunu aşama aşama anlatır. bu süreçteki reddedişi, swann'ın kurtulmaya çalışmasını, bağımlılığın çaresizliğini size hissettirir.
bu kitabın, çok uzun analizi yapılmalı aslında ancak ben de siz de yorulmayın, zaten üç beş kişi anca okur. kitabı okumalısınız. herkese saygım sonsuzdur ancak proust okumak bir insanın hayatında kendine yapacağı en büyük iyiliklerden biridir. ona ayıracağınız zaman size kat kat geri dönecekir. size anlattığı olaylar içinde müthiş hayat dersleri verir. adam acayip bir usta, kelimelerle resmen dans ediyor; okudukça okuyasınız geliyor, not edesiniz geliyor, düşünesiniz geliyor. şiddetle tavsiye ederim.
proust'un çocukluğunu geçirdiği yeri ve dönemi anlattığı bu romanı, m.swann'ın kızını görmesiyle biter. ergenliğini, artık tiyatrolara(berma) gittiği, swann ailesini, aşkını da serinin ikinci kitabı, içerisinde muhteşem çözümlemeler olan, serinin muhtemelen en sağlam kitabında (bkz: çiçek açmış genç kızların gölgesinde) anlatacaktır.
devamını gör...
abrakadabra
          efsane odur ki; bu efsunlu kelime öbeğinin aslına erenin, her istediği önüne serilir: görünmez olmak ister, olur; katil olmadan cinayet, işler, olur; birine ceza diler, olur; istediği kadar paraya dese, boğulur... 
lakin bilginler; bunu sır gibi saklarlar.
efsane şöyle son bulur: her kim ki, bu efsunlu söz kümesini, vakit gece yarısını bulduğunda, bir sedir ağacının altında, 7 gün 7 gece dillendirir, o kişi gizli güçlere nail olur.. bu söz kümesi: abranyuskadavranyusyosarsefyanyus
ancak dikkatli olunmalıdır ki, kalbinde tek bir habis düşünce bulunan, bu kelamı eder, o söz onu yerle yeksan eder.
henüz tarihi çağlara dahi geçilmediği bir devirde bilginler, bu sözü değiştirmiş, onu kolay telaffuz edilebilen abrakadabraya dönüştürmüştür. zira hırsının yeniği olan insanoğlu yüzünden artık evrenin o devrinde, ne kesilecek bir tek sedir ağacı ne de güçsüz bir tek insan kalmış.. .
kim bilir belki de doğrudur. dilden dile anlatılagelen her efsanenin, bir çekirdeği vardır derdi hocam, mitolojik dünya tarihi dersinde...
 
      
  lakin bilginler; bunu sır gibi saklarlar.
efsane şöyle son bulur: her kim ki, bu efsunlu söz kümesini, vakit gece yarısını bulduğunda, bir sedir ağacının altında, 7 gün 7 gece dillendirir, o kişi gizli güçlere nail olur.. bu söz kümesi: abranyuskadavranyusyosarsefyanyus
ancak dikkatli olunmalıdır ki, kalbinde tek bir habis düşünce bulunan, bu kelamı eder, o söz onu yerle yeksan eder.
henüz tarihi çağlara dahi geçilmediği bir devirde bilginler, bu sözü değiştirmiş, onu kolay telaffuz edilebilen abrakadabraya dönüştürmüştür. zira hırsının yeniği olan insanoğlu yüzünden artık evrenin o devrinde, ne kesilecek bir tek sedir ağacı ne de güçsüz bir tek insan kalmış.. .
kim bilir belki de doğrudur. dilden dile anlatılagelen her efsanenin, bir çekirdeği vardır derdi hocam, mitolojik dünya tarihi dersinde...
 
      devamını gör...
şarkılarda geçen etkileyici sözler
          bir kere daha yandım ama canım gördüğüme sevindim.
      
  devamını gör...
bologna
          'kızıl şehir' olarak bilinen bir italya şehridir.
1088 yılında bu şehirde kurulan 'bologna üniversitesi', avrupa'nın en eski üniversitesi olarak bilinir.
  1088 yılında bu şehirde kurulan 'bologna üniversitesi', avrupa'nın en eski üniversitesi olarak bilinir.
devamını gör...
kaplumbağanın kaybolması
          ne oldu bizim akrabanın akıbeti? ben bile geri döndüm, bu kerata nerelerde? çıkmadı mı ortaya halen?
bu, benden de uykucu çıktı.
*şimdi gördüm. muazzez bulunmuş. sevindim. bulaşık makinesi arkası güzel seçim. mis gibi uyunur orada.
  bu, benden de uykucu çıktı.
*şimdi gördüm. muazzez bulunmuş. sevindim. bulaşık makinesi arkası güzel seçim. mis gibi uyunur orada.
devamını gör...
virüs yüzünden gerçekleştirilemeyen istekler
          pandemiden hemen önceki dönemde birbirinden güzel müzeler açılmıştı, var olanlar da yenilenmiş ya da bünyelerine yeni bölümler katmıştı. baksı'dan troya müzesine, zonguldak maden'den hatay arkeoloji'ye, çatalca mübadele'den adana'ya kadar bir sürü müzeyi bir iki yıl içinde yavaş yavaş gezme planım vardı, vesileyle şehirleri de turlayacaktım hatta. şimdi şuradan* kalkıp yenilenen resim heykel müzesine gidemiyorum vaka sayıları arttıkça. derdini seveyim demeyin rica ederim, tamam allah başka dert vermesin, lâkin onca olumsuzluğun yanında bardağı taşıran son damla gibi bu durum. zalımsın pandemi.
      
  devamını gör...
göbeklitepe'deki mastürbasyon yapan adam gravürü
          sol eli, ince bağırsağına saplanmış  olan kalın uçlu bıçağın üzerinde. sağ eli ise kanama sebebiyle karnının üzerinde basınç yapar gibi duruyor.
aklınız hep uzuvda hep.
  aklınız hep uzuvda hep.
devamını gör...
komik dükkan isimleri
          esencılıs döner evi.
      
  devamını gör...
zeytin ağacı
          antik yunan'da kutsal sayılan ağaç. çoğunlukla devlet malıydı; dolayısıyla ne kesilebilir ne de yakılabilirdi.
athena ile poseidon, atina'nın yönetimini üstlenmek amacıyla bir rekabet içindedir. zeus, insanlığa en değerli ödülü veren hangisi olursa yönetimin de onun eline geçeceğini söyler. bunun üzerine poseidon, üç dişli mızrağını akropole saplayarak tuzlu bir göl oluşturur. athena ise şehirde bir zeytin ağacı yetişmesini sağlar ve bu bitkinin insanlığa olan sayısız faydasını anlatır. böylece rekabetten galip çıkarak atina'nın yönetimini eline alır.
tanrıçanın o vakit yerden fışkırtmış olduğu kökten çıkan on iki filize m.ö. 5. yüzyılda hala tapıldığı söylenir.
  athena ile poseidon, atina'nın yönetimini üstlenmek amacıyla bir rekabet içindedir. zeus, insanlığa en değerli ödülü veren hangisi olursa yönetimin de onun eline geçeceğini söyler. bunun üzerine poseidon, üç dişli mızrağını akropole saplayarak tuzlu bir göl oluşturur. athena ise şehirde bir zeytin ağacı yetişmesini sağlar ve bu bitkinin insanlığa olan sayısız faydasını anlatır. böylece rekabetten galip çıkarak atina'nın yönetimini eline alır.
tanrıçanın o vakit yerden fışkırtmış olduğu kökten çıkan on iki filize m.ö. 5. yüzyılda hala tapıldığı söylenir.
devamını gör...
youtube'de duygusal şarkı açarken çıkan hepsiburada reklamı
          tam ağlamaya hazırlanırken tüm motivasyonu yerle bir eden durum.
daha da kötüsü şarkının ortasında yemeksepeti reklamı girmesidir.
  daha da kötüsü şarkının ortasında yemeksepeti reklamı girmesidir.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
          keder-yaşlı amca.
      
  devamını gör...
apeiron
          anaksimandros için her şeyin nedeni olan ilk varlık. apeiron sonsuzluk anlamına geldiği gibi belirsizlik anlamına da gelmektedir. arkhe sorusunun cevabı bu belirsiz-sonsuz olan şeydir. aslında bu şekilde evrenin ortaya çıkışındaki belirsizliğine vurgu yapılır. yani evrenin neyden oluştuğunu bilemeyiz o halde bu şey sonsuzluktur.
bu kavram soyut bir kavramdır her ne kadar tartışmalar yapılsa da. thales'in problemi su ile çözmeye çalışması anlamsızdı anaximandros için. çünkü nedenler silsilesinde illaki başka bir şeye ihtiyaç duyulacaktı. bundan dolayı çare: apeiron idi.
  bu kavram soyut bir kavramdır her ne kadar tartışmalar yapılsa da. thales'in problemi su ile çözmeye çalışması anlamsızdı anaximandros için. çünkü nedenler silsilesinde illaki başka bir şeye ihtiyaç duyulacaktı. bundan dolayı çare: apeiron idi.
devamını gör...
9 aralık 2020 normal sözlük'ün patlaması
          az önce gerçekleşen ufak çaplı doğal afet. hiç bahsedilmemiş, sadece bana mı özeldi bilmiyorum ama fena gitti geldi. gelene kadarki süreçte yoksunluk belirtileri gösteren arkadaşlara sakinleşmelerini tavsiye ediyorum.
      
  devamını gör...
