üst komşuyla baş etme yöntemleri
ses ölçüm cihazı alıyorsun. gürültü esnasında sesi kaydeden cihazlar var sonra polise gidip şikayet ediyorsun. eğer ki üst komsun kiracı ise apartmanca imza toplayıp attırabilirsin. kimse kimsenin sesini gürültüsünü çekmek zorunda değil. ses esnasında video da alabilirsin. en güzeli polis çağırmak. çünkü ben de öyle yapacağım üst komşumuzun kendisi ve veletlerinden müzdaribim .
devamını gör...
kitaplarımızı ve hayallerimizi elimizden alsalar
“etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
yeraltından notlar, fyodor dostoyevski
yeraltından notlar, fyodor dostoyevski
devamını gör...
143.5 santimetre
tüm dünyadaki tren raylarının birbirine uzaklığının standartı.
dünyanın her yerinde, rayların mesafesi: 4 fit ve 8.5 inç yani 143.5 cm.
tabii ki mantıklı bir sebebi var:
insanlar ilk tren vagonlarını yaptıklarında, at arabalarını yaparken kullandıkları aletlerin aynısını kullanıyorlarmış. o yüzden vagonların tekerleklerinin arası, tıpkı at arabalarındaki gibi 143.5 santim olmuş.
çünkü arabaların geçtiği eski yolların genişliği bu kadarmış.
çünkü o eski insanların savaş arabaları, iki atla çekiliyormuş.
atlar yan yana durduğunda, genişlikleri 143.5 santim oluyormuş.
bir süre bu standartla iş yapılınca, ister istemez, yük vagonları vs bu standarta göre üretilmiş, tüneller bu ölçüde açılmış. dolayısıyla bir düzen oluşmuş ve bir değişiklik yapılmadan günümüze gelişmiş.
bu rakamı romantize eden bir grubun varlığıyla, ben bu ilginç bilgiyi öğrenmiştim zamanında. onların romantize etmesi ise hatırladığım kadarıyla şöyleydi: zamanında, her ne olursa olsun, tüm imkanları denemelerine rağmen, bir türlü bir araya gelemeyen iki sevgili ya da birbirini seven iki insana bu tabir kullanılırmış. yani tren rayları gibi aynı yöne gidiyoruz ama hiç kavuşamıyoruz diyen sevgililerin, aramızda 143.5 cm var şeklinde kullandığı bir tabir olmuş.
bunu lise zamanlarımda öğrenmiş olup, kaynağı hiçbir şekilde bulup ekleyemeyeceğim. kısa bir internet araştırmasında bu şekilde bir hikaye bulamadım ama o zamanlar bu anlamı beni etkilemiş olacak ki, bu güne kadar unutmadım.
dünyanın her yerinde, rayların mesafesi: 4 fit ve 8.5 inç yani 143.5 cm.
tabii ki mantıklı bir sebebi var:
insanlar ilk tren vagonlarını yaptıklarında, at arabalarını yaparken kullandıkları aletlerin aynısını kullanıyorlarmış. o yüzden vagonların tekerleklerinin arası, tıpkı at arabalarındaki gibi 143.5 santim olmuş.
çünkü arabaların geçtiği eski yolların genişliği bu kadarmış.
çünkü o eski insanların savaş arabaları, iki atla çekiliyormuş.
atlar yan yana durduğunda, genişlikleri 143.5 santim oluyormuş.
bir süre bu standartla iş yapılınca, ister istemez, yük vagonları vs bu standarta göre üretilmiş, tüneller bu ölçüde açılmış. dolayısıyla bir düzen oluşmuş ve bir değişiklik yapılmadan günümüze gelişmiş.
bu rakamı romantize eden bir grubun varlığıyla, ben bu ilginç bilgiyi öğrenmiştim zamanında. onların romantize etmesi ise hatırladığım kadarıyla şöyleydi: zamanında, her ne olursa olsun, tüm imkanları denemelerine rağmen, bir türlü bir araya gelemeyen iki sevgili ya da birbirini seven iki insana bu tabir kullanılırmış. yani tren rayları gibi aynı yöne gidiyoruz ama hiç kavuşamıyoruz diyen sevgililerin, aramızda 143.5 cm var şeklinde kullandığı bir tabir olmuş.
bunu lise zamanlarımda öğrenmiş olup, kaynağı hiçbir şekilde bulup ekleyemeyeceğim. kısa bir internet araştırmasında bu şekilde bir hikaye bulamadım ama o zamanlar bu anlamı beni etkilemiş olacak ki, bu güne kadar unutmadım.
devamını gör...
insan acıyı seviyor mu sorunsalı
maalesef evet.
insan acıyı nefretle sever.
acı ki nefret edilen, acı ki sahiplenilen.
acı ki uzaklaşmak istenen, acı ki dibine inilen.
insan acıyı nefretle sever.
acı ki nefret edilen, acı ki sahiplenilen.
acı ki uzaklaşmak istenen, acı ki dibine inilen.
devamını gör...
wimp
weakly interacting massive particles kelimelerinin baş harfinden oluşan, zayıf etkileşimli büyük kütleli parçacık anlamına gelen kısaltma.
standart modelden bildiğimiz parçacıkları ve bunların birbirleriyle olan etkileşimlerini bir şekilde gözlemleyip ölçebiliyoruz ama iş karanlık maddeye geldiğinde durum bu kadar kolay olmuyor. bu maddeyi doğrudan ölçme şansımız -en azından şimdilik- yok. bu nedenle dolaylı birtakım bilgi, modelleme ve gözlemlerle bu maddeyi anlamaya çalışıyoruz. wimp de işte bu aşamada ortaya çıkan, gözlemlere ve doğrudan tespit edilmeye müsait olduğu teorik olarak ortaya atılan en güçlü karanlık madde parçacık adayıydı.
peki ama böyle bir fikrin bilimsel dayanağı nedir?
evren ilk oluştuğunda oldukça sıcak ve yoğun olmalıydı. şu anda var olması muhtemel tüm parçacıklar, o dönemde ortaya çıkmış ve evrenin sıcaklığı düştükçe, bu parçacıkların büyük kütleli ve kararsız olanları, daha hafif ve kararlı olanlara bozunmuş olmalı. bu durumda en son aşamada ortaya çıkan bu kararlı parçacıklar, eğer elektriksel bakımdan da nötr ise bir şekilde günümüze dek gelebilmiş olmalı. sahip olduğumuz bazı bilgileri, örneğin parçacık kütleleri ve kesitleri gibi özellikleri bir araya getirip, günümüzde evrende bulunması gerektiğini tahmin ettiğimiz parçacık yoğunluğuna dair bir veri elde edebiliyoruz. wimp'lerin ortaya çıkış noktası işte burası.
eğer evrenin oluştuğu anda ortaya çıkan ve aradığımız parçacıklar wimp'ler ise isimlerinde bulunan "zayıf etkileşimli" olma durumu nedeniyle elektrozayıf kuvvet aracılığıyla az da olsa etkileşime girebiliyor olmaları gerekir. bu durumda standart modelden bildiğimiz parçacıklarla da etkileşime -nadiren de olsa- girebilmeleri gerekir. işte bu da wimp'lerin varlığını deneysel olarak ispatlayabileceğimiz anlamına geliyor.
fakat... 2019 yılında elde edilen birtakım deney sonuçları bu olasılığı 0'a indirdi. bunun anlamı, en azından yukarıda bahsettiğimiz türden bir parçacığın var olmadığı ve bunu doğrudan gözlemler yoluyla elde edemeyeceğimiz ama yine de tahminlerimizden çok ama çok daha zayıf etkileşimli parçacıklar var olabilir ve bunları doğrudan gözleyemeyebiliriz. zaten karanlık maddenin tespitine ilişkin çalışmaların tek hedefi wimp'leri içermiyor. olasılıklardan sadece 1 tanesini elemiş olduk, o kadar.
standart modelden bildiğimiz parçacıkları ve bunların birbirleriyle olan etkileşimlerini bir şekilde gözlemleyip ölçebiliyoruz ama iş karanlık maddeye geldiğinde durum bu kadar kolay olmuyor. bu maddeyi doğrudan ölçme şansımız -en azından şimdilik- yok. bu nedenle dolaylı birtakım bilgi, modelleme ve gözlemlerle bu maddeyi anlamaya çalışıyoruz. wimp de işte bu aşamada ortaya çıkan, gözlemlere ve doğrudan tespit edilmeye müsait olduğu teorik olarak ortaya atılan en güçlü karanlık madde parçacık adayıydı.
peki ama böyle bir fikrin bilimsel dayanağı nedir?
evren ilk oluştuğunda oldukça sıcak ve yoğun olmalıydı. şu anda var olması muhtemel tüm parçacıklar, o dönemde ortaya çıkmış ve evrenin sıcaklığı düştükçe, bu parçacıkların büyük kütleli ve kararsız olanları, daha hafif ve kararlı olanlara bozunmuş olmalı. bu durumda en son aşamada ortaya çıkan bu kararlı parçacıklar, eğer elektriksel bakımdan da nötr ise bir şekilde günümüze dek gelebilmiş olmalı. sahip olduğumuz bazı bilgileri, örneğin parçacık kütleleri ve kesitleri gibi özellikleri bir araya getirip, günümüzde evrende bulunması gerektiğini tahmin ettiğimiz parçacık yoğunluğuna dair bir veri elde edebiliyoruz. wimp'lerin ortaya çıkış noktası işte burası.
eğer evrenin oluştuğu anda ortaya çıkan ve aradığımız parçacıklar wimp'ler ise isimlerinde bulunan "zayıf etkileşimli" olma durumu nedeniyle elektrozayıf kuvvet aracılığıyla az da olsa etkileşime girebiliyor olmaları gerekir. bu durumda standart modelden bildiğimiz parçacıklarla da etkileşime -nadiren de olsa- girebilmeleri gerekir. işte bu da wimp'lerin varlığını deneysel olarak ispatlayabileceğimiz anlamına geliyor.
fakat... 2019 yılında elde edilen birtakım deney sonuçları bu olasılığı 0'a indirdi. bunun anlamı, en azından yukarıda bahsettiğimiz türden bir parçacığın var olmadığı ve bunu doğrudan gözlemler yoluyla elde edemeyeceğimiz ama yine de tahminlerimizden çok ama çok daha zayıf etkileşimli parçacıklar var olabilir ve bunları doğrudan gözleyemeyebiliriz. zaten karanlık maddenin tespitine ilişkin çalışmaların tek hedefi wimp'leri içermiyor. olasılıklardan sadece 1 tanesini elemiş olduk, o kadar.
devamını gör...
alıngan erkek çekiciliği
alıngan biri olan kendimden pay biçmem gerekirse yoktur öyle bir şey. alınganlık çoğu zaman itici görünür.
devamını gör...
murphy kanunları
imkansız olanı elediğinde olasılıksız olsa da elinde kalan gerçek olmalıdır." sir arthur conan doyle.
christopher nolan'a göre murphy kanunları olur'u olan her durumun, ihtimaller dahilinde gerçekleşmesinin kaçınılmaz olduğu üzerinedir. bir şey olacaksa olur çünkü yasalar buna izin verir, murphy'nin yasaları değil, evrenin kendi yasalarıdır buna izin veren. kuantum düzeyinde evren belirsizlikten ibaret gibi görünse de fiziğin alt parçacıklarının dahi etrafında döndüğü bir güç alanı vardır. yani haliyle de kaotik, belirsiz hareket etmesi gereken, bazı hal ve durumlarda da öyle hareket eden parçacıkların düzenli olması varlığın oluşabilmesi için gereklidir. kurallar vardır. evrenin dışında ne olduğunu bilmiyor, evrenin biçimini ifade etmede yetersiz kalıyor ve daha nice algımız dışında kalan olayı anlatırken bocalıyoruz. buna rağmen olmuştur. "dünya olduğu gibi olan her şeydir." bu durumda da evrenin içerisinde gerçekleşen ekstrem herhangi bir durum yoktur. sadece olayların sıklık derecesi, oluş sayıları ve süreleri vardır, böylelikle sınırlı aklımız için belirleyici çizelge oluşturabilir, doğaüstü tanımını yapıştırabiliriz. oysa, az önce yazdığım gibi doğada doğaüstü herhangi bir olay gerçekleşmez, bununla birlikte bir olayın bir diğerine göre üstünlüğü yoktur, hepsi sadece insan algısının cılızlığının getirisi tanımlardır. murphy yasaları/kanunları da bir şekilde bunları alaya alır, "neden ben?" sorusuna "çünkü öyle." diyebilmenin bir yoludur. genel-geçerdir böylelikle, haliyle de insanı merkezden alarak diğerlerinin arasına bırakır. benzerlerine "ya sen de mi?" sorusunu yönelten insan sonunda anlayabilirse "sadece bana olmuyormuş." diyebilme gücünü, aşağılık kibrinin ötesinde bulabilir, umarım da bulur.
mucize diye tanımlanabilecek olasılıklarla evren bir şekilde patladı, hiçlikten varolan bu yapı kaderinde çizilen muhtemelen yaşına göre bizim bulunduğumuz noktada oldukça genç. biz evrenin 13,4 milyar yıllık kısmında yaşıyor, onu bu emekleme çağında görüyor hatta nasıl oluştuğuna dair bırakılan izlerle optik bir görüntü oluşturabiliyoruz. entropi. evrenin içindeki her şey, sonunda evrenin kendisine de olacağı gibi dönüşmeye/yıkılmaya mahkumdur, bundan kaçısın tek bir yolu bile yoktur, tüm galaksiler birbirinden uzaklaşıp evrenin kendisi de genişleme sürecinin sonuna geldiğinde soğumaya ardından da enerjisini yitiren sayısız yıldızın da çökmesiyle beraber oluşan karadelikler ısınmaya ve sonunda da kendini kapatmaya mahkumdur. gnostiklerin evren hapishane inancı eğer manevi tanımından ayrılıp fiziki forma bürünebilseydi, tam anlamıyla bu olurdu. durum böyleyken murphy yasasındaki "her şey kötüye gider." maddesi insanın yok olmaktan korkan, eylemsizliğe teşvik eden algısıyla birleşip kendini gerçekleştirebilirdi.
bizler öleceğini bilerek hayatta kalmayı sürdüren canlılarız, doğanın ne olduğuna dair bir bakışımız onu açıklamaya yönelik algıtlarımız var. ölümden korkuyoruz, en canlı gibi bizler de hayatta kalma içgüdüsüne denizdeki tek hücreli canlı gibi sahibiz. buna karşılık yine de devam ediyor, türü ya da kabileyi gelecekte var edebilme umuduyla çoğalmayı ya da insanın devamlılığı için gereken hareketi gerçekleştiriyoruz. o halde buradan çıkarabileceğimiz tek şey, tüm kötü ihtimallere rağmen yaşamak hala umut verici. o zaman diyebiliriz; ilk canlı/canlıların kazandığı içgüdüye sahipsek aynı şekilde onu oluşturan ortam kendi şablonuyla hareket ettiyse yine ortamı var eden ihtimaller zincirindeki kodu içimizde barındırıyoruz. bu yüzden "her şey kötüye gider." yasası makul geliyor, bu yüzden olanaklılığını gözden çıkarmıyoruz. buna rağmen biliyoruz; her şey kötüye gider gitmesine ama buna rağmen yaşam var. buradayız. çok da kötü gözükmüyor öyle değil mi?
christopher nolan'a göre murphy kanunları olur'u olan her durumun, ihtimaller dahilinde gerçekleşmesinin kaçınılmaz olduğu üzerinedir. bir şey olacaksa olur çünkü yasalar buna izin verir, murphy'nin yasaları değil, evrenin kendi yasalarıdır buna izin veren. kuantum düzeyinde evren belirsizlikten ibaret gibi görünse de fiziğin alt parçacıklarının dahi etrafında döndüğü bir güç alanı vardır. yani haliyle de kaotik, belirsiz hareket etmesi gereken, bazı hal ve durumlarda da öyle hareket eden parçacıkların düzenli olması varlığın oluşabilmesi için gereklidir. kurallar vardır. evrenin dışında ne olduğunu bilmiyor, evrenin biçimini ifade etmede yetersiz kalıyor ve daha nice algımız dışında kalan olayı anlatırken bocalıyoruz. buna rağmen olmuştur. "dünya olduğu gibi olan her şeydir." bu durumda da evrenin içerisinde gerçekleşen ekstrem herhangi bir durum yoktur. sadece olayların sıklık derecesi, oluş sayıları ve süreleri vardır, böylelikle sınırlı aklımız için belirleyici çizelge oluşturabilir, doğaüstü tanımını yapıştırabiliriz. oysa, az önce yazdığım gibi doğada doğaüstü herhangi bir olay gerçekleşmez, bununla birlikte bir olayın bir diğerine göre üstünlüğü yoktur, hepsi sadece insan algısının cılızlığının getirisi tanımlardır. murphy yasaları/kanunları da bir şekilde bunları alaya alır, "neden ben?" sorusuna "çünkü öyle." diyebilmenin bir yoludur. genel-geçerdir böylelikle, haliyle de insanı merkezden alarak diğerlerinin arasına bırakır. benzerlerine "ya sen de mi?" sorusunu yönelten insan sonunda anlayabilirse "sadece bana olmuyormuş." diyebilme gücünü, aşağılık kibrinin ötesinde bulabilir, umarım da bulur.
mucize diye tanımlanabilecek olasılıklarla evren bir şekilde patladı, hiçlikten varolan bu yapı kaderinde çizilen muhtemelen yaşına göre bizim bulunduğumuz noktada oldukça genç. biz evrenin 13,4 milyar yıllık kısmında yaşıyor, onu bu emekleme çağında görüyor hatta nasıl oluştuğuna dair bırakılan izlerle optik bir görüntü oluşturabiliyoruz. entropi. evrenin içindeki her şey, sonunda evrenin kendisine de olacağı gibi dönüşmeye/yıkılmaya mahkumdur, bundan kaçısın tek bir yolu bile yoktur, tüm galaksiler birbirinden uzaklaşıp evrenin kendisi de genişleme sürecinin sonuna geldiğinde soğumaya ardından da enerjisini yitiren sayısız yıldızın da çökmesiyle beraber oluşan karadelikler ısınmaya ve sonunda da kendini kapatmaya mahkumdur. gnostiklerin evren hapishane inancı eğer manevi tanımından ayrılıp fiziki forma bürünebilseydi, tam anlamıyla bu olurdu. durum böyleyken murphy yasasındaki "her şey kötüye gider." maddesi insanın yok olmaktan korkan, eylemsizliğe teşvik eden algısıyla birleşip kendini gerçekleştirebilirdi.
bizler öleceğini bilerek hayatta kalmayı sürdüren canlılarız, doğanın ne olduğuna dair bir bakışımız onu açıklamaya yönelik algıtlarımız var. ölümden korkuyoruz, en canlı gibi bizler de hayatta kalma içgüdüsüne denizdeki tek hücreli canlı gibi sahibiz. buna karşılık yine de devam ediyor, türü ya da kabileyi gelecekte var edebilme umuduyla çoğalmayı ya da insanın devamlılığı için gereken hareketi gerçekleştiriyoruz. o halde buradan çıkarabileceğimiz tek şey, tüm kötü ihtimallere rağmen yaşamak hala umut verici. o zaman diyebiliriz; ilk canlı/canlıların kazandığı içgüdüye sahipsek aynı şekilde onu oluşturan ortam kendi şablonuyla hareket ettiyse yine ortamı var eden ihtimaller zincirindeki kodu içimizde barındırıyoruz. bu yüzden "her şey kötüye gider." yasası makul geliyor, bu yüzden olanaklılığını gözden çıkarmıyoruz. buna rağmen biliyoruz; her şey kötüye gider gitmesine ama buna rağmen yaşam var. buradayız. çok da kötü gözükmüyor öyle değil mi?
devamını gör...
buralar hep dutluktu
beş on sene sonra kafa sözlük için deriz artık.
devamını gör...
regl anıları
hep kötü anılacak değil ya illaki vardır iyi anısı olan. mesela erkek arkadaş grubumuzun evinde bizim için sıcak su torbası vardı. ve çikolata stoklayıp bizi mutlu suşi rulosu yaparlardı.
devamını gör...
çocuk kitabında babayla kızın evliliğinin meşru gösterilmesi
saçmalığa bakar mısınız? bu nedir ya, çocuk kitabı bir de bu. efendime söyleyim bahsi geçen kitabımızda çocuğu olmayan bir baba hocaya gittikten sonra çocuk sahibi oluyormuş. kız çocuğu olan baba yeniden hocaya gidince hocaya şöyle bir soru yöneltiyor "hocam, yetiştirdiğin meyveyi önce kendin mi yersin, yoksa başkasına mı yedirirsin" şu işe bakın ki hoca da şöyle cevap veriyor: "evvela kendin yersin" eve gelip durumu kızına anlatan babaya kızının cevabı ise şu oluyor:"baba hiç öyle şey olur mu, ben senin kızınım, babanın kızıyla evlenmesi olur mu" babası da diyor ki: "olur kızım ben hocaya danıştım"
kanım dondu bu nasıl bir hikayedir ya? fark edilince tabii 6 bine yakın baskısı imha edilmiş. kim bilir böyle iğrenç alt metinleri olan kaç tane kitap var piyasada. rica ediyorum çocuklarınıza kendinizin okumadığı hiçbir kitabı okutmayın.

buradan
kanım dondu bu nasıl bir hikayedir ya? fark edilince tabii 6 bine yakın baskısı imha edilmiş. kim bilir böyle iğrenç alt metinleri olan kaç tane kitap var piyasada. rica ediyorum çocuklarınıza kendinizin okumadığı hiçbir kitabı okutmayın.

buradan
devamını gör...
tiktok'un türkiye'ye temsilci atama kararı
tiktok türkiye'de temsilcilik açmaya karar verdi. kararı ulaştırma ve altyapı bakan yardımcısı dr. ömer fatih sayan kişisel twitter hesabından duyurdu. yaptığı paylaşım şöyle ;
--- alıntı ---
vk ve youtube’un ardından bugün yaptığımız görüşmeler neticesinde tiktok da temsilci atayacağını açıkladı.
temennimiz diğer sosyal ağ sağlayıcıların da bir an önce temsilcilerini bildirmeleri ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri.
hayırlı olsun!
--- alıntı ---
ilgili tweet
--- alıntı ---
vk ve youtube’un ardından bugün yaptığımız görüşmeler neticesinde tiktok da temsilci atayacağını açıkladı.
temennimiz diğer sosyal ağ sağlayıcıların da bir an önce temsilcilerini bildirmeleri ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri.
hayırlı olsun!
--- alıntı ---
ilgili tweet
devamını gör...
en sevdiğiniz hukuk terimi
devamını gör...
sinerji bilgisayar
sinerji bilgisayar
buradan yüksek meblağda bir bilgisayar topladım, elimden geldiğince diğer insanlara da fikir açısından tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.
öncelikle web adreslerinden hazır sistemi özelleştirerek kendime uygun olan en iyi bilgisayarı topladım, yani mağazalarına gidip herhangi bir ürün satın almadım, bunu başta belirtmek isityorum. burada yazacaklarım online alışveriş için geçerli olacaktır.
- başta en çok sorulan sorulara hemen cevap vereyim. -
sisteminiz monte olarak windows 10 pro 64bit deneme sürümü yüklü geliyor. driver ve bios güncellemelerini ve ram frekans hız ayarını yapıyorlar. siparişinizi göndeririken veya mağazadan teslim alırken topladığınız bileşenlerin kutularını da veriyorlar (kablolar ve -eğer varsa-ürüne ait aksesuar içerikler dahil). ekran kartı güvenlik açısından ayrıca geliyor ve bunu kendiniz takmanız gerekiyor. ama eğer siparişinizi mağazadan teslim almayacaksınız sipariş notu olarak ekran kartını ayrıca gönderiniz diye bir not düşebilirsiniz.
kargo güvenliği açısında sinerji bilgisayar ürünü ne kadar iyi paketlerse paketlesin kargo taşımacılığı sırasında can sıkıcı olaylar yaşanabilir, bu sebeple siparişinizi mağazan teslim almanızı öneririm. ben öyle yapmıştım.
şimdi kargo süresine gelelim.
siparişimi 11 mayıs 2021 tarihinde verdim, 27 mayıs perşembe siparişiniz hazır teslim alabilirsiniz diye arayıp haber verdiler. toplamda 12 iş günü beklemiş gibi görünebilirim ancak durum öyle değil, araya bayram ve 19 mayıs resmi tatilleri girdi. o yüzden hazırlama ve kargo süresini ona göre değerlendirin. sipariş takibinizi web adreslerinden siparişlerim bölümünden görüntüleyebilirsiniz ve kargo süresi boyunca sinerji bilgisayar ile mail yoluyla iletişime geçebilirsiniz. telefonla ulaşmanın zor olduğunu okudum, bu yüzden herhangi bir sorum olduğunda iletişimi e-posta aracılığıyla gerçekleştirdim. kesinlikle cevap veriyorlar.
27 mayıs günü ürünümü teslim almaya üsküdar'daki mağazalarına gittim, sorun yaşamadım ve her şey tıkırında gitti. "sisteminiz hazır ve tüm testleri yapıldı sizin tek yapmanz ekran kartını takıp çalışrmak", diye de bilgilendirdiler ve mazalarında ürün listeme bakıp bir yanlışlık olmaması adına kontrol edip doğruladım. kasayı büyük kutuya paketlemişlerdi, ayrı büyük bir poşetin içerisinede de diğer bileşenlerin boş kutuları vardı.
eve geldim tüm kutuları açıp baktım. sistem hazırdı tek yamam gereken ekran kartını kutusundan çıkarıp ana kartta monte etmekti. başta şunu söyleyeyim ekran kartını nasıl takacağım diye endişelenmeyin, bilginiz bile yoksa zaten bununla ilgili birçok video bulmak kolay.
genel olarak sinerji bilgisayar'ın sistemi böyle işliyor. tek yapmanız ekran kartını takıp çalıştırmak. bana söylendiği gibi bios ayarları güncel ve ram frekans hızı ayarlıydı. bilgisayarı açtığımda sistem sorunsuz çalıştı; occt, cpu-z, msı dragon center, corsaır icue ve geforce experience gibi programlar yüklüydü. sanırım sistem testlerini occt, cpu-z gibi programlarla yapıyorlar. corsaır ve msı proglamları da sisteminizin özelliklerine göre yüklüyor olabilirler.
şu an için bilgisayarı 2 gündür kullanıyorum ve şükürler olsun bir sorunla karşılaşmadım. sinerji bilgisayar'ı tavsiye edebileceğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. özel sorularınız olursa bana mesaj da atabilirsiniz.
sanırım genel olarak aklıma bu kadar şey geliyor, daha ne diyebileceğimi bilmiyorum. alışveriş yapacak insanlara hayırlı olsun diler, en iyi dileklerimi sunarım.
ve şunu da unutmayın; benim sorun yaşamamış olmam, sizin de sorun yaşamayacağınız anlamına gelmez. hangi websitesi olursa olsun online alışverişlerde her insanın başına problemler gelebilir.
buradan yüksek meblağda bir bilgisayar topladım, elimden geldiğince diğer insanlara da fikir açısından tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.
öncelikle web adreslerinden hazır sistemi özelleştirerek kendime uygun olan en iyi bilgisayarı topladım, yani mağazalarına gidip herhangi bir ürün satın almadım, bunu başta belirtmek isityorum. burada yazacaklarım online alışveriş için geçerli olacaktır.
- başta en çok sorulan sorulara hemen cevap vereyim. -
sisteminiz monte olarak windows 10 pro 64bit deneme sürümü yüklü geliyor. driver ve bios güncellemelerini ve ram frekans hız ayarını yapıyorlar. siparişinizi göndeririken veya mağazadan teslim alırken topladığınız bileşenlerin kutularını da veriyorlar (kablolar ve -eğer varsa-ürüne ait aksesuar içerikler dahil). ekran kartı güvenlik açısından ayrıca geliyor ve bunu kendiniz takmanız gerekiyor. ama eğer siparişinizi mağazadan teslim almayacaksınız sipariş notu olarak ekran kartını ayrıca gönderiniz diye bir not düşebilirsiniz.
kargo güvenliği açısında sinerji bilgisayar ürünü ne kadar iyi paketlerse paketlesin kargo taşımacılığı sırasında can sıkıcı olaylar yaşanabilir, bu sebeple siparişinizi mağazan teslim almanızı öneririm. ben öyle yapmıştım.
şimdi kargo süresine gelelim.
siparişimi 11 mayıs 2021 tarihinde verdim, 27 mayıs perşembe siparişiniz hazır teslim alabilirsiniz diye arayıp haber verdiler. toplamda 12 iş günü beklemiş gibi görünebilirim ancak durum öyle değil, araya bayram ve 19 mayıs resmi tatilleri girdi. o yüzden hazırlama ve kargo süresini ona göre değerlendirin. sipariş takibinizi web adreslerinden siparişlerim bölümünden görüntüleyebilirsiniz ve kargo süresi boyunca sinerji bilgisayar ile mail yoluyla iletişime geçebilirsiniz. telefonla ulaşmanın zor olduğunu okudum, bu yüzden herhangi bir sorum olduğunda iletişimi e-posta aracılığıyla gerçekleştirdim. kesinlikle cevap veriyorlar.
27 mayıs günü ürünümü teslim almaya üsküdar'daki mağazalarına gittim, sorun yaşamadım ve her şey tıkırında gitti. "sisteminiz hazır ve tüm testleri yapıldı sizin tek yapmanz ekran kartını takıp çalışrmak", diye de bilgilendirdiler ve mazalarında ürün listeme bakıp bir yanlışlık olmaması adına kontrol edip doğruladım. kasayı büyük kutuya paketlemişlerdi, ayrı büyük bir poşetin içerisinede de diğer bileşenlerin boş kutuları vardı.
eve geldim tüm kutuları açıp baktım. sistem hazırdı tek yamam gereken ekran kartını kutusundan çıkarıp ana kartta monte etmekti. başta şunu söyleyeyim ekran kartını nasıl takacağım diye endişelenmeyin, bilginiz bile yoksa zaten bununla ilgili birçok video bulmak kolay.
genel olarak sinerji bilgisayar'ın sistemi böyle işliyor. tek yapmanız ekran kartını takıp çalıştırmak. bana söylendiği gibi bios ayarları güncel ve ram frekans hızı ayarlıydı. bilgisayarı açtığımda sistem sorunsuz çalıştı; occt, cpu-z, msı dragon center, corsaır icue ve geforce experience gibi programlar yüklüydü. sanırım sistem testlerini occt, cpu-z gibi programlarla yapıyorlar. corsaır ve msı proglamları da sisteminizin özelliklerine göre yüklüyor olabilirler.
şu an için bilgisayarı 2 gündür kullanıyorum ve şükürler olsun bir sorunla karşılaşmadım. sinerji bilgisayar'ı tavsiye edebileceğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. özel sorularınız olursa bana mesaj da atabilirsiniz.
sanırım genel olarak aklıma bu kadar şey geliyor, daha ne diyebileceğimi bilmiyorum. alışveriş yapacak insanlara hayırlı olsun diler, en iyi dileklerimi sunarım.
ve şunu da unutmayın; benim sorun yaşamamış olmam, sizin de sorun yaşamayacağınız anlamına gelmez. hangi websitesi olursa olsun online alışverişlerde her insanın başına problemler gelebilir.
devamını gör...
türkiye'de doğurganlık oranının düşmesi
neyse ki sonunda doğuramayacak kadar fakirleştik. bu kadar muazzam bir aile planlaması eğitimi gördünüz mü? fakirlikle terbiye kursu!
devamını gör...
yoldaş bizi pavyona götür
sosyal mesafe cezalarını da sen ödüyorsun dimi yoldaş?
devamını gör...
geceye ilginç bir bilgi bırak
adolf hitler, lev troçki, tito, sigmund freud ve josef stalin birbirlerinden habersiz bir şekilde 1913 yılında viyana'da bulunmuşlardır.
devamını gör...
vişneizm
şu kızı da üzdünüz ya.
allah sizi bildiği gibi yapsın.
aklı ergen gönlü züğürt yazarlar
keşke sizi dünya gözü ile görsem,
ağız burun girsem.
tabi duruşum ve laflarımla.
yoksa hiç işim olmaz çoluk çocuk dövme ile.
eciş bücüş nick alınca eciş bücüş olmanız şart değil, isterseniz 18 yaş üstü de hareket edebilirsiniz, tabi 18 yaş üstü iseniz.
anne gibi hissetmeye başladım.
sizin uyku saatiniz geçmedi mi?
allah sizi bildiği gibi yapsın.
aklı ergen gönlü züğürt yazarlar
keşke sizi dünya gözü ile görsem,
ağız burun girsem.
tabi duruşum ve laflarımla.
yoksa hiç işim olmaz çoluk çocuk dövme ile.
eciş bücüş nick alınca eciş bücüş olmanız şart değil, isterseniz 18 yaş üstü de hareket edebilirsiniz, tabi 18 yaş üstü iseniz.
anne gibi hissetmeye başladım.
sizin uyku saatiniz geçmedi mi?
devamını gör...
