uzun ve baygın bakışlar , yerli yersiz kullanılan müzikler. aksi halde bi dizi 2 saat süremez zaten.
devamını gör...

karakter sınırına takılmışım yine başlığı bu şekilde açmak zorunda kalmışım. aslında başlığın tam hali; elektrikteki fahiş zam nedeniyle 4 bin dokuma tezgahında üretimin durması. böyle olacaktı ama olmadı. neyse.

denizli’de dokuma merkezlerinden olan babadağ’da üretim durma noktasına gelmiş, sebebi de işte sene başında yapılan elektriğe fahiş zamdır. siyasal islam döneminde gerçekleşen yine acımasız bir olay…


elektrik fiyatlarına yılbaşında yapılan zamlar, denizli'nin dokuma merkezlerinden babadağ'da üretimi durma noktasına getirdi. zamların ardından fason dokumacılık yapan çok sayıda esnaf, yüksek faturalarla karşı karşıya kalmamak için yaklaşık 4 bin tezgahı durdurup üretime ara verdi.

dünya'dan osman nuri boyacı'nın haberine göre, denizli’nin dokuma merkezlerinden babadağ’da elektrik fiyatlarına yılbaşında yapılan yüksek zamlar nedeniyle yaklaşık 4 bin dokuma tezgahında üretim durduruldu. 660 üyesi bulunan babadağ dokumacılar esnaf ve sanatkarlar odası başkanı ekrem karaçoban, bir dokuma tezgahının ayda yaklaşık 1000 tl elektrik tükettiğini belirterek, “dokumacı esnafının elektrik faturası yüzde 127 artacak. yapılan fiyat artışıyla zarar edeceğimiz için ilçede 4 bine yakın tezgahta üretim durdu” dedi.

ilçe merkezi ve mahallerinde fason dokumacılık yapan çok sayıda esnaf, elektrik fiyatlarına yapılan zamların geri çekilmesini istiyor. 660 üyesi bulunan babadağ dokumacılar esnaf odası başkanı ekrem karaçoban, dokumacılığın ilçe ekonomisinin önemli gelir kaynaklarından olduğunu belirterek, elektrik fiyatlarına yapılan yüzde 52-127 zamların dokumacı esnafını üretim yapamaz duruma getirdiğini söyledi.

ilçede 4 bin dokuma tezgahının bulunduğunu söyleyen ekrem karaçoban, “bir tezgah ayda ortalama 1000 tl tutarında elektrik kullanıyor. dokuma fiyatları atkı sayısına göre 60 kuruş, 1 tl arasında değişiyor. yeni tarifeyle kullandığımız elektriğin fiyatı yüzde 127 artacak. üretim yaptığımız firmalar henüz dokuma fiyatlarında artış yapmadı. bu koşullarda üretim yapan dokumacılar elektrik giderini bile karşılayamayacak. 660 üyemiz var, birçoğu 5-6 tezgahla üretim yapıyor. esnafın neredeyse tamamı üretimi durdurdu, tezgahı kapattı. elektrik fiyatlarında düzenleme yapılmaz veya üretim fiyatları artırılmaz ise dokumacı esnafı tezgahını çalıştırmayacak” diye konuştu.

denizli dokumacılar esnaf ve sanatkarlar odası başkanı cemal tuna da, elektrik fiyatlarına yapılan artışın dokumacı esnafını olumsuz etkilediğini söyledi.

hafta başından bu yana üyelerinin fason dokumacılık yaptığı işverenlerle görüştüklerini söyleyen tuna, “elektrik fiyatlarına yapılan artış maliyetlerimizi ciddi oranda artırdı. 750 üyemiz var. bazı üyelerimiz tezgahlarını durdurup üretime ara verdi. bazıları ise çalışmaya devam ediyor. hafta başından bu yana üyelerimizin fason dokuma yaptığı işverenlerle görüşüyoruz. dokuma ücretlerinin yüzde 100 artırılmasını talep ettik. görüşmelerimiz sürüyor. belli bir noktaya geldik. gelecek hafta içinde belli bir rakamda uzlaşacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.


kaynak; onedio.com/haber/elektrikte...
devamını gör...

içinde bulunduğum model.

çirkinim ama küpe takmanın bana yakıştığını düşünüyorum.
devamını gör...

madem eşitlik.. her yerde, her alanda eşitlik olsun.
devamını gör...

toplum mühendisliği sosyolojide toplumu bir fikre veya ideolojiye göre düzenlemek, yönlendirmek anlamına gelir.
buna farklı bir bakış açısı katan (bkz: kevin david mitnick) toplumu, mühendislerin yaptığı çözümlemeler nasıl sonuca gidiyorsa, aynı şekilde çözümleyip, sonuca ulaşmasıdır. bununla alakalı yazmış olduğu (bkz: aldatma sanatı) kitabında yapmış olduğu toplum mühendisliğini ve hayatından bir kaç kesiti burada anlatmıştır.
devamını gör...

bugün denk geldiğim kazalar. çoğul evet. ölümün bir saniyelikte olsa yakınından geçmek, içimi burkuyor.

eve dönerken bir tane çocuk, sen de 9 ben diyim 11 yaşlarında elinde sigara salak salak dans ediyor. kendini havalı sanıyor. sinir oldum ottan dünya düzenine.
devamını gör...

film ve kitaplara büyük ilgisi olduğunu düşündüğüm kafa sözlük yazarı. tanımları bol olsun.
keyifli sözlükler.
devamını gör...

şiddetle reddettiğim kampanyadır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nazım hikmet ran'ın hapishanede piraye için yazılmış saat 21-22 şiirlerinden 23 eylül 1945 yazdığı şiiridir.

o şimdi ne yapıyor
şu anda, şimdi, şimdi?
evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
kolunu kaldırmış olabilir,
- hey gülüm,
beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi...

o şimdi ne yapıyor,
şu anda, şimdi, şimdi?
belki dizinde bir kedi yavrusu var,
okşuyor.
belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
- her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren
sevgili, canımın içi ayaklar!..
ve ne düşünüyor
beni mi?
yoksa
ne bileyim
fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi?
yahut, insanların çoğunun
neden böyle bedbaht olduğunu mu?

o şimdi ne düşünüyor,
şu anda, şimdi, şimdi?..
devamını gör...

göğüs kolu ne demek oluyor tam olarak orayı anlamadım ben? demin sen sözlüğün içinden geçtiler diye ahkam kesmiyor muydun aslanım? bu nedir şimdi? iki yüzlülüğünüze hasta oldum ben de.

edit: başlık düzeltilmiş. iyi ayar verdiydik ama oldu mu bu şimdi ya? olmadı. evet.
devamını gör...

nerede aşırı zenginlik varsa orada aşırı yoksullukta vardir.asiri zenginliğe lüks tüketime karşı olmayan hic kimse yoksullarin,emekçilerin hakkini savunamaz.asiri tüketen herkes başkalarının hakkini yiyordur,emeğini somuruyordur.aşırı tuketim suctur. asiri zenginlik suctur.
yasasin esitlik!
yasasin özgürlük!
yasasin kardeslik!
yasasin emek!
yasasin 1 mayis!
devamını gör...

daha 13-14 yaşlarındayken çocuklar sorgulamaya başlıyor, dine inanmayı reddediyor. küçük kardeşim 14 yaşında ve arkadaşlarının çoğu ateistmiş, kendi de ateizm yolunda ileriyormuş. bana benzediği tek nokta herhalde :d

beni şaşırtan ben de o yaşlarda ateist olmuştum ama arkadaşlarıma söyleyince "sen yanacaksın, annen baban seni sevmiyor mu, şaka yapma" falan diyorlardı. öyle diyenler de sonradan ateist oldu ayrı konu.ama şuan toplu bir biçimde dönüyorlar.

ben biraz farklı olduğum için ateizme kaymıştım o yaşta,yaşıtlarım hala inanıyordu. ama şuan küçükler dalga halinde ateist/deist oluyor.

edit:o kadar kişiyle aynı görüşü paylaşıyorum ama hiçbiri şuku atmamış. hiç mi sevmiyonuz la beni :d
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

postal giymek çok havalıydı, giyince de bir asi ruh gelirdi insana gerçekten..
gerçi benimki postaldan değilmiş, asilik forever.. kıyafetten bağımsız, her zaman.
devamını gör...

penguen olmak isterdim. hem çok sevimliler hem de erkekleri insanlardam daha sadık. hem de etrafta insan yok. daha nolsum.
devamını gör...

henüz tanışılmamıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir mahir ünsal eriş kitabıdır.

toplam sekiz öyküden oluşan bu güzel kitap ismini bir yıldız tilbe sözünden almakta.

bir okuma şansına erişen biri ise okumaz diye evlendirilen iki kız çocuğu vardır öykülerden birinde. ülkemde kızlar ya okur ya evlendirilir ve biz ancak olduğu kadar güzel kalırız.

bu devirde babasız okumak zor, önceki devirlerde de öyleydi. ama bir yol bulmak gerekir. okumak için, hayatta kalmak için, yaşayabilmek için her yol mübah. çünkü bir olduğu kadar güzeliz.

bazen kanatlarımız olsa isteriz. uçsak uçabildiğimiz kadar. şöyle tepeden baksak dünyaya. dünya bize baksa, biz olduğu kadar güzel olsak.

eski bir tanıdığa rastlamak güzeldir. eski bir öğretmene. peki eski ve korkutucu bir müdür yardımcısına? aynı arabada bir dolu anıyla, olduğu kadar güzel anılarla.

ve feridun. okuduğum zaman en beğendiğim öykü idi. sonra filmi de çekildi. çok kötü değildi film ama öykünün yerini tutmadı. feridun tam olarak kendisi idi. günlerce evden çıkmayıp çıkınca tanımadığı bir düğüne giden feridun. aidiyet duygusunu hisseden feridun.

okuyun bu kitabı, okuduğunuz kadar güzelsiniz.
devamını gör...

çok eskidi bu kampanya aynen alevlendirmek şart.

daha çok adımı anın dahaa çook.

her türlü işime geliyor. sakın vazgeçmeyin etkisi çok büyük.
devamını gör...

fotoğrafladığı ânın şahididir. kimi fotoğrafçılar güzellikleri fotoğraflayıp nazarımıza sunarken kimileri de acıları, kederleri çekerler. yaptıkları iş, çok önemlidir; kâh tarihe not düşüp belge bırakarak kâh hiç gidemeyeceğimiz, hiç göremeyeceğimiz mekânları, tabiî güzellikleri özveri ile çektikleri fotoğraflarıyla bize sunarlar. ama acaba, bunca güzelliklerin en güzel fotoğraflarını çekme endişesiyle çaba sarf eden fotoğrafçılar, o ânın özelliğini, farklılığını yaşayabiliyorlar mı? sadece kendilerinin görüp bildikleri anılar biriktirebiliyorlar mı? fotoğrafçılık, sadece en güzel fotoğrafı çekebilme mücadelesinin geçtiği bir yarışma mıdır? yoksa fotoğrafçının gördüğünü değil, ama ânın kendisine hissettirdiklerini aktarmanın yolu mudur? fotoğrafçı, gerçeği tüm yalınlığıyla fotoğrafı vasıtasıyla aktarabildiğinde mi başarılıdır? ya da gerçeği iç dünyasının rengini katarak şahsîleştirebildiği nispette mi sanatçıdır?

bu sorulara, fotoğraflara bakmayı seven bir insan olarak vereceğim cevaplar her ne kadar önemsiz olsa da düşüncelerimi sayfama bir kayıt düşürmek için anlatmalıyım. evet, günümüzde teknolojinin de yardımıyla çok farklı, çok güzel fotoğraflar görüyorum. ama onlarda genel itibariyle sanatçıyı göremiyorum. neden mi? sanki fotoğrafçı için poz vermiş olan objelerin fotoğrafını teknik bilgileriniz de varsa elinizdeki teknolojik cihazlarla çok kolay çekebiliyorsunuz da ondan… ‘‘sen bunu yapmanın kolay olduğunu mu sanıyorsun? çekeceğimiz nesneyi veya canlıyı fotoğraf karesine sığdırabilmek için ne kadar yolculuk yaptığımızı, ne kadar beklediğimizi, dağ-bayır-dere ne engelleri aştığımızı biliyor musun?’’ dediğinizi duyar gibiyim. haklısınız; fotoğraf için katlanılan zahmet, emek herkesin mâlumudur; ancak fotoğraf, sanatçının an itibariyle bakışından, muzipliğinden, neşesinden, kederinden bir iz, bir işaret taşımıyorsa, sanatçının eseri değildir, makineden çıkmış soğuk ve hissiz bir şeydir.
devamını gör...

türk dil kurumunda bazı kesin kurallara bağlı rahip veya rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı, (b: keşişhane ) şeklinde açıklanmış sözcük. türkiye'deki rum ortodoks manastırlarına örnek olarak sümela manastırını, süryani ortodoks manastırlarına örnek olarak da mor gabriel manastırını gösterebiliriz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim