kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

okurken resmen ikizimi buldum dedirtecek kadar aynı düşüncelere sahip olduğumuzu gösteren tanımlar yazan, sohbeti ve kendisi aşırı tatlı bi yazar. kendisinden tek ricam hep yazmaya devam etmesi çünkü ben okumak için sabırsızlanıyorumm *.

umarım hep mutlu olursun sevgili yazar, yüzünden tebessüm hiç eksik olmaz.

not: nickaltına ilk tanımı girme onuruna sahip olduğum için çok çok daha mutlu oldum *.
devamını gör...

olmuşum bir kere. çok sinirliyim. köpürmek ne kelime kuduruyorum. damarlarımdaki kanlar boncuk boncuk oldular fokurduyorlar sanki. öyle bir sinir ki. içsel birde. yanımda minik insanlarım var diye dışarı aktaramadığım, tutmak zorunda olduğum bir öfke var.

yıllarımı heba etmiş ve yüzyüzeyken veya yazışırken provoke eden kişi, beni her gördüğünde onca yağtığını unutup, barışalım diyen şahıs ekşiye üye olduğunu ve “bizim” * hakkımızda yazdığını itiraf etmişti. tabii ki de mahlas söylemedi. sordum ne yazdın? beni nasıl öldürmeye çalıştığın seferleri anlattın mı? hayır dedi, güzel anılarımızı yazdım.

üç gram beyninle teknolojiye bulaşmanı da, yazarlığı denemenin ve küçümseyişinin bende oluşturduğu mide bulantısını da, seni de, kasacağın romantizmi de ayrı ayrı sudokulayım. keşke ölsen.
devamını gör...

küfür ederek para kazanan, bir sanat icra ettiğini iddia eden kişi..

en son yeşim salkım'a salladı, ağzının payını çok sağlam aldı.

hakikaten türkiye de bir vasfa falan ihtiyaç yok ünlü olmak için bu adamı görünce bunu net anlıyorum.
devamını gör...

aklıma hemen ömer hayyamı getirir.

bir ömer hayyam rubaisi:

"ırmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cennet-i ala meyhane midir? her mümin'e iki huri vereceğim diyorsun, cennet-i ala kerhane midir?"
devamını gör...

almanya - saksonya
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bizler hep güçsüze, mağdura yardım etme eğilimi içindeyiz ama ya ömrü boyunca güçlü olmak zorunda bırakılan ama bir gün olsun yardım istemeye bile hakkı olmadığını düşünen, hep kuyruğu dik tutmak zorunda olanların da aslında en çok yardıma ihtiyacı olabileceğini gözden kaçırıyoruz. özellikle iki kardeş düşünün, mesela ben ve kardeşim... ben 11 yaşında yurda bırakılan, bu yaşına* kadar her şeyi kendi yapmış biri olduğumdan ailem kendi başımın çaresine bakabileceğimi bildiğinden bana hiç yardım etmez iken, kardeşim bankada hesap açacakken bile kalkıp köyden gelip ona yardım ederler... son bir haftadır yatak döşek yatmama rağmen beni bir kez bile aramamaları ama kardeşimin böyle saçmasapan ufak şeylerinde yanında olmaları gerçekte akıl almaz bir şey...tamam benim hayat mottom: "hiç kimseye muhtaç olmamak, kendi başına yetebilmek" eyvallah ama ben de insanım ya bir de hastayım yani benim de sevgiye, şefkate, merhamete ihtiyacım var ama maalesef bizimkilerde o yok ya da var da bana yok, zaten olsaydı 11 yaşında beni yurda bırakmazlardı neyse ya ben hasta olunca çok duygusallaştım, ömrüm boyunca hissedemediğim anne şefkatini bekledim ama olmayınca olmuyor demek ki....
devamını gör...

içimde bir huzursuzluk
yine acı bir mutsuzluk
gecede var bir kusursuzluk
insanlarda var bir muzurluk

garip bir kaygı, heyecan
her şey düzelecek san
sen yine de insanlara kan
kurtulmuş mu acısından bir han

hayır zorluklarla hep devam eder
bırakmaz insanı hiçbir dert, keder
sen sanma dünya iyi, çokca beter
sen emek ver olsun, olsun sonu heder.
devamını gör...

uzay o kadar derin ki herhangi bir sesi insan kulağı ile duyabilmemiz mümkün değildir. abd havacılık ve uzay ajansı (nasa), evrenin ultrason verilerden oluşturulmuş müziğini yayınlamış; bu müziğe sanal ortamda “uzayın sesi - the sound of space” denilmiştir.

hubble teleskobunun çektiği galaksi kümelerinin fotoğrafları sese dönüştürülmüş ve her bir öğeye bir ses verilmiştir. çıkan biraz ürpertici ses için nasa "bu, muhtemelen, şimdiye kadar duyduğunuz en sıra dışı müzik türü" diye açıklama yapmıştır.
devamını gör...

doğum günü olan yazar.
benden bir gün küçük. *
küçücüğüm, her şeyim
n'olur çok uzaklara gitme
gidersen öleceğim
karanlığa döneceğim, of
.
o vakit iyi ki doğmuş.
iyi ki başakmış.
çok güzel, çok keyifli, çok tatlı, çok sağlıklı yeni yaşı, yeni yaşları olsun.
inşallah.
devamını gör...

iki tip insana cok guluyorum, biri stockholm sendromu terimini ogrenip hemen yerli yersiz kullanan, digeri de streisand effect deyimini bir yerden duyup google'a bakmadan yapistiramayan.

oncelikle o zavalli sari bez entry'sinin o kadar layk almasi buyuk skandaldir, bunu kabul edelim. o sari bezden daha kotu kokuyor o entry. o kadar belli ki otomatik oylandigi. o entry'e layk cakmak icin dusunmeden, otomatik oylamak lazim. beyinle parmak arasindaki bagin kopmus olmasi, sadece yalakaliktan oylanmis olmasi lazim. o kadar sefil, siradan hatta anlamsiz bir entry o.

ikincisi, bu sefil entry, ona tepki gosteren baslik acildiginda 17 begeni almisti. buna tepki gosteren bu basligin ilk entry'si, o google'dan yapistirilan streisand etkisi oldugunu iddia eden diger sefil entry'nin iddia noktasini curuturcesine cok daha fazla layk almis an itibariyla. yani streisand efekti filan yok. bu basligin ilk entry'sini gorup tekrar o sari bez entry'sine layk vermek icin agir ama cok agir gerizekali olmak lazim. bunun streisand etkisi ile zinhar alakasi yok. burada ipligi pazara ciktigi icin utanip silmesi lazim o yazarin bunu. ayrica rekor layk almis filan da degil. sacma sapan konusmayin la. kankalari oylamis iste sadece. streisand etkisi filan yok.

ayrica o entry'nin layk almasinin kiskanildiginin dusunulmesi de son derece aptalca. kimsenin kimsenin layk'inda gozu yok. kimseden cikan kimseye girmiyor. kimsenin kimseyi kiskandigi da yok, ilkokul iki seviyesinde savunmalarla cikmayin ortaya rica ederim.

acilen eksi oy gelmeli. kac satir kod yazilacak bilmiyorum bunun icin ama burayi aptal bir anaokulu haline getiren sadece layk verebilme meselesinin acilen cozulmesi lazim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sümüklü peçete.
devamını gör...

insanların hayatı ne kadar çok sevdiğini görüyorum hep. bunu anlayamasam da gerçekten imreniyorum. ben de hayatı sevebilmek isterdim.
devamını gör...

şıpsevdiliğin başka bir boyutudur. günlük yaşam bitmiş bir rüyalar kalmış onda da aşık olacağı tutmuş,yetmemiş bir de acısını duymuş, şıpsevdilikte nirvanaya ulaşmış kişi eylemidir.işin başka garibi kişinin aşk acısıyla uykudan uyanmasıdır.

(bkz: ne rüyalar varmış be dedirten tanım)
devamını gör...

o zaman kendi ilgi alanlarınızla ilgili başlıklar açabilirsiniz diye önerim olabilir.
devamını gör...

adalet, kriz yönetimi, liyakat.
devamını gör...

arabanın benzin ışığı yanmadan benzin almıyorum. hesap yapıyorum bir de. gösterge bozulursa vay halime. * huy haline geldi artık. benzin almak, para çekmek ve sigara almak şu hayatta en çok üşendiğim 3 şey.
devamını gör...

denizcilikte rüzgarın geldiği değil, "gittiği" yöne verilen isimdir.

edit: işbu tanımlama, orsalesta anafor esas düzeltmeyi yaptığı için kendi kendini yok edecektir. bilemiyorum.*
devamını gör...

lahmacunun içine domatesini, marulunu koyacaksın bolca limonu da sıktın mı oh tadından yenmez. yanında da bol köpüklü ayran..
oruçlu olan ben ağlamaya gidiyorum.**
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim