bilinçli tüketici, alışveriş öncesinde alınacak şeyin istek mi, ihtiyaç mı olduğunu düşünür ve önceliği her zaman ihtiyaçlarına verir ve ihtiyaçlarından sonra isteklerini de satın alabileceği geliri varsa, isteklerini de satın almaya başlar. şuanda bunu ilkokul çocukları bile biliyor ama bu konuyu dikkate almadan alışveriş yapmayı alışkanlık haline getiren yetişkinler (!) var maalesef...
devamını gör...

(bkz: covid-19)
devamını gör...

başlık sahibinin tanımındaki küfür kısmı hariç büyük oranda katıldığım önerme. bu kadar negatif olması benim için de can sıkıcı. ama çok güzel, kaliteli yazarlara olan saygımdan ve de güneşli günlere inancımdan buradayız!

not: eklemeyi unutmuşum, yoldaş'ın ve tüm ekibin emeği için de buradayız.
devamını gör...

moda

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: bir kere oluyor en iyisi olsun)
devamını gör...

hayko cepkin imzalı en güzel eserlerden biri, eski bir hatıra, hiçbir şeyin dibinde olanların kılavuzu.

"bitmez sandı
yoksul beynin
sorma artık kimim neyim
olsun sende merhametim
bundan sonra seninleyim

hiç aklında yokken bir ışık yanar

yol gözümü dağlıyor bak
ağlasan da boş
bendeki zehir kadar sarhoş
bu nehir gibi akan sular ne çok olur bu gözlerde yaş
tadı yok çok zor olur birdaha

gözümde yaş
bomboş elim
hiçbir şeyin
dibindeyim
geçmiş her gün
hikayemdir
böyle bilsin sevdiklerim

hiç aklında yokken bir ışık yanar

yol gözümü dağlıyor bak
ağlasan da boş
bendeki zehir kadar sarhoş
bu nehir gibi akan sular ne çok olur bu gözlerde yaş
tadı yok çok zor olur bir daha"

devamını gör...

kısık ateş. harlı ateşte her şeyi kontrol edemezsiniz ama kısık ateşte yavaş pişirmeyle daha lezzetli yemekler yapabilirsiniz.
devamını gör...

paradox interactive'in ezilmiş, hor görülmüş, dışlanmış, terk edilmiş evden atılmış çocuğu olan strateji oyunudur. bu dediklerim birer mecaz değil. eğer tarihi yanlış hatırlamıyorsam, 30 nisan 2020 itibarıyla bu durum böyle.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
oysa ki bu oyundaki potansiyel muazzam, iskender'in imparatorluğu'nun ardılları arasındaki savaşın başladığı (m.ö 303) dönemden oyuna giriş yapıyorsunuz. antik çağda olduğunuz için tüm devlet stratejileriniz de ona göre olmak zorunda kalıyor doğal olarak. isterseniz iskender'in ardıllarından biri, ister küçük bir yunan şehir devleti; ister gücünü pekiştirmiş roma veya kartaca, ister galya ve germania'nın barbar kabilelerinden biri ile başlayın, bu gerçek hep sabit kalacak. antik çağ'ın atmosferi ile oyunun içine çekileceksiniz.

yani, en azından öyle olmalıydı...

16 şubattaki marius güncellemesine kadar oyunun bazı eksikleri vardı o kabul. özellikle bazı savaş mekanikleri ve oyun dinamikleri baya overpowered olabiliyordu. fakat levy-legion sisteminin gelmesiyle artık öyle dilediğiniz gibi asker de basamıyorsunuz. oyun ekonomik ve politik gücünüze bağlı olarak ordu ve donanmanızı da gerçeğe uygun bir şekilde kısıtlıyor. ki bu bana kalırsa oldukça büyük bir artı. elbette bu tür oyunlarda "cheesing" dediğimiz olayı engellemek neredeyse imkansız. fakat yine oyunu düzgün oynamak isteyenler için oldukça güzel bir denge katıyor oyuna. işin daha ekonomik, kültürel kısımları ve belki de savaştan bile çok daha zorlu kısmı olan iç işleri ve yolsuzluk yapan karakterler ile uğraşma kısmına ise hiç değinmeyeceğim bile. yoksa bu tanım uzar da uzar, ve ben o kadar uzun yazmak için çok üşengeçim.

özetlemek gerekirse, şunu demek istemiştim:
bu oyunun akıbeti için çok üzülüyorum. tam kendini düzelttiği ve asıl ilgiyi görmesi gerektiği zamanda paradox kitlesi yüzünü çevirdi, gözünü yumdu bu oyuna. sessiz sedasız kendi başıma oynarken bari boş boş durmayıp az reklamını yapasım geldi. cidden diyorum he, güzel oyun. oynayınız, oynatınız şu mereti...
devamını gör...

üniversitenin ilk senesi, kaldığım yurtta kendimi hapishanede gibi hissediyordum. * * arada bahçeye çıkıyordum nefes almak için, çıkış saatleri bitmeden. ellerim cebimde, kulağımda kulaklıklar. çalan parça "kendim ettim, kendim buldum" . bu parça çalar mı bilemiyorum ama çalarsa o zamanlardaki kendime armağan ediyorum tekrar ve koskocaman sarılıyorum :)
devamını gör...

çello denildiği zaman akla gelen ilk isimdir.besteci olan babası tarafından kendisine öğretilen bach süitlerini 5 yaşında ilk konserini verirken icra etmiştir. çinli bir ailenin paris doğumlu çocuğu olan yo-yo ma, ailesiyle new york'a taşınmış ve sanat konusunda en yetkin okul olan the juilliard school'a gitmiştir. sonrasında ise harvard üniversitesi'nden mezun olmuştur.18 kez grammy ödülü kazanan bu çellist, mütevazılığıyla da örnek bir insandır.
yo-yo ma'nın toplamda 3 farklı çellosu vardır. kendisi için üretilmiş olan elektronik çellosuyla çağdaş besteleri yorumlar,antonio stradivarius yapımı çellosunu ise yedekte tutar.bir diğeri ise 'petunya' sıdır.1733 venedik yapımıdır.yo-yo ma, petunyası ile birlikte 2001 yılında istanbul'a da gelmiş,konser vermiştir.
devamını gör...

bana en iyi gelen, ramazan dolayısı ile 4+4 şeklinde uyguladığım biyolojik eylem.
iyileştiriyor, dinlendiriyor, mutlu ediyor.
o vakit, herkese allah rahatlık versin.
ben uyuyayım.
devamını gör...

erdoğan'ı sevmesi, övmesi; eleştirenlere düşmanmış gibi yaklaşması. ve tabii ki mustafa kemal atatürk'ü sevmemesi. bu ikisini barındıran insanların benim hayatımda yeri yok.
devamını gör...

"kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi yakup
bunu kendine üç kere söyledi."

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

günaydın sevgili sözlük, yine bir 40 saat süren pazar gününün sonlarındayım. evet yine uyku yok..
neyse bugün sendrom günü malum pazartesi. ama ben hala pazarı devam ettiriyorum. aslında bu açıdan bakınca haftayı ortalama 5 günde falan kapatmış oluyorum sanırım ben.
mesela bugün pazar 40 saaat sürdü, pazartesi de 40 saat sürse zaten salı araya kaynamış oluyor, çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perisanlık, cuma mübarek gün, cumartesi beşiktaş şampiyon *
birazdan da işe gideceğim, yolda polis amcalar çevirip izin kağıdı sorarsa izin kağıdım da var ooohhh.. aman yandan..
sevgiler.
devamını gör...

kıyafetlerin hevesle baş ucunda yerini alması. hala yapasım gelir. bu bayram da yasaklardan dolayı yalnız olanlara selam olsun. bu pek klasiğimiz değildi.
devamını gör...

para her şeydir diyen insan, para için her şeyi yapar. herhangi bir sınırı yoktur. güvenilmez.
devamını gör...

myers–briggs tip göstergesi, insanların dünyayı nasıl algıladıkları ve verdikleri kararlar konusunda farklı psikolojik tercihleri belirten introspektif bir öz bildirim anketidir. mbtı'nın orijinal versiyonu katharine cook briggs ve kızı ısabel briggs myers tarafından oluşturulmuştur.

myers-briggs tip göstergesinin 16 kişilik tipi, her biri iki kategoriden oluşan dört boyuttan oluşmaktadır. bu boyutlar şunlardır:

içedönük (i) / dışadönük (e)
duyusal (s) / sezgisel (n)
düşünsel (t) / duygusal (f)
yargısal (j) / algısal (p)

dışadönüklük ve içedönüklük
(extraversion (e) - ıntroversion (ı) )
jung'un belirttiği gibi, bu boyut bireyin tutumunun göstergesidir. dışadönükler dışa bakıyor ve dış dünyaya yönelirken, içe dönükler içe bakıyor ve öznel iç işleyişlerine yöneliyor.

algılama ve sezgi
(sensing (s) - ıntuition (n) )
bu boyut, insanların bilgiyi alma şekline odaklanır. algılama türleri gerçek olanla ilgilenir. gerçeklere odaklanmak ve öğrenmek için duyularını kullanmaktan zevk alırlar. sezgisel türler, gösterimlerle daha çok ilgilenir. soyut düşünürler ve olasılıkları hayal etmekten zevk alırlar.

düşünme ve duygu
(thinking (t) - feeling (f) )
bu boyut, bir kişinin aldığı bilgilere göre nasıl davranacağını belirlemek için algılama ve sezgi işlevlerine dayanır. düşünmeyi vurgulayanlar karar vermek için gerçeklere, verilere ve mantığa odaklanır. aksine, duyguları vurgulayanlar, karar vermek için insanlara ve duygulara odaklanır.

yargılama ve algılama
(judging (j) - perceiving (p) )
bu son boyut, bir kişinin dünyayla etkileşimde bulunurken rasyonel veya irrasyonel yargılarda bulunma eğiliminde olup olmadığını belirlemenin bir yolu olarak briggs ve myers tarafından mbtı'ya eklendi. yargılayan kişi yapıya güvenir ve kesin kararlar verir, ancak algılayan kişi açık ve uyarlanabilirdir.
devamını gör...

tatildeyken kafa izni kullanan muazzör yazılımcı/ağbi.

bunalttınız ulen iko'yu.
koca adam müşteri temsilcisi gibi, cevap yetiştirmekten iş yapamıyor.

bana yazın, iko'ma dokunmayın.

devamını gör...

devamını gör...

gerçek ve samimi bir gülüşün göstergesidir. (bkz: kaz ayağı)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
aklıma şu güzel şarkı geldi:
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim