müzik insan ruhunun anlayabileceği yegâne dildir, o yüzden bazen söz gerekmez..

devamını gör...


allah a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. allah a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun. allah a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.''
devamını gör...

civarındaki sokaklarda yeniden saatlerce gezmek istediğim, kaç yıldır ankara'ya uğrayamamaktan dolayı büyük özlem duyduğum, adeta burnumda tüten cadde.

belki de en çok, komşu sokaklarını ve yolculuğun kendisini seviyordum. kimi zaman billur'dan, bazen de güniz'den gelip, kuğulu'ya merhaba dedikten sonra caddeye kıvrılmak, pasaja bir ucundan dalıp hemencecik diğer ucundan çıkmak dünya üzerindeki en büyük eğlence oluveriyordu. ayaklara kara sular indikten sonraysa adres hep belliydi. kalan son gücümle, ya bülten'den ya da büklüm'den yokuş yukarı, kavaklı ilkokulu'na çıkmak. hemen karşısında bilir taksi vardır. görüp görebileceğiniz en efendi şoförleri, kraliyet enstitüsü sınavlarına tabi tutarak aldıklarına inandığım taksilerinden birine binilir ve önce otogar, sonra da eve dönüş yolculuğu başlardı.

pasaj demişken, alt katına uğramadan da geçmek olmaz. 90'ların başında satın aldığım ilk yabancı cd'lerimin çoğunu, pasajın altındaki plakçıdan edinmişimdir. zira başka yerde gerçekten bulamayacağınız, epeyce geniş bir koleksiyonu vardı nuri usta'nın. "peki deck'inde disk çalar var mı genç?" diye sorar, emin olmak isterdi satmadan önce de. bir de uzunçalardan, ferro krom kasetlere kaliteli kayıtlar alırdı, farkı anlayamazdık. birbirinden güzel anıları biriktirdiğim caddeye en kısa zamanda tekrar kavuşmak ümidiyle...
devamını gör...

en başına sevdiğin birinin ölümü yazıyorum. böyle anlarda sabretmek çok zor ama elden de hiç bir şey gelmiyor. öylece oturup a’dan z’ye sorguluyorsun hayatını, onunla olan iletişimini, anılarınızı...

t: düşmanımın bile başına gelmesin dediğim acılar bütünü.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

elinde bıçak, belinde silahla gezenlerin olduğu bir ülkede asla yardım etmem. emniyet güçlerini arar, yoluma devam ederim.
bedavadan ölmeye ya da felç kalıp yatağa bağlı bir şekilde yaşamaya niyetim yok.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
alakasız ama bana hep makarna markasını hatırlatıyor,bunun için üzgünüm*.
devamını gör...

halihazırda haftasonları iron maiden, black sabbath, ac/dc ve bilumum diğer sevdiğim grupların tişörtlerini giyerek, geçmişi yad ediyorum.

işin dinleme boyutu zaten kesintisiz devam ediyor. ezcümle aklımız başımıza gelmedi sadece yeraltına indik *
devamını gör...

avrupayı gezip de büyük şehirlerindeki 1800 lerin ortasında sonunda ya da 1900lerin başında yapılmış sapasağlam ayakta duran ve düzgün bakımı yapılarak yıllara meydan okuyan güzel mimariye sahip binaları görünce, direk farkına vardığınız durum.
devamını gör...

21.00 da konulu ve konuklu yayınımıza bekleriz diyip göndersem tanımı, ne yapabilirsiniz ki?

neyse azcık bahsedeyim.
acıyla başa çıkma yöntemlerimizi -varsa sizin bi yönteminiz dinleriz de-
psikolojik şiddeti
ve vakit kalırsa biraz da mavi dolunayı konuşalım diyorum, ne dersiniz?

konuğumuz sirinprof ve aykut ve ben falan

duyurmaya üşendiğim yayın, akşam için hayırlısı be gülüm diyorum.
devamını gör...

bir gün işten çıkıp arkadaşlarla dolmuşla merkeze geçecektik. 4 arkadaş arkayı dörtleyerek bana da arkanın bir önü ikili koltuğu bırakmıştı. velhasıl yerleştik, hareket ettik. bir durak sonra bir kadın yolcu dolmuşa iştirak etti. dolmuşta da tek benim yanım boş olduğu için yanıma oturabilir diye pencere kısmına doğru yanaştım. ama gel gör ki ; bacımız " ben bu malın yanına mı oturacağım ." edasıyla bir bakış atarak oturmamayı tercih etti. dolmuş hareket etti ve tabi bu bacımız her kasiste sallanmaya falan başladı . şoför beyin gözünden kaçmayan bu denge kaybı , " hanımefendi arkada boş yer var . oturabilirsiniz. " diye gayet kibar bir dille söylendi. ancak bacımız halinden memnun gibi davranarak ve yine " bu malın yanına mı oturacağım hıh ." diyerek oturmadı. bu duruma karşılıksız kalamayan ben hemen yerimden kalkarak , "hanım efendi siz oturun ben az ileride ineceğim." diye centilmenlik hamlemi kullandım. ama yok yine oturmadı. bu sefer de ikimiz ayakta denge kaybı yaşayan iki şuursuz gibi her kasiste sallanmaya başladık. bu işe yıllarını veren soför bey bu sefer de " arkadaşlar polis çevirmesi var lütfen ayakta kalmayın ." diye topa girerek ortamı germeyi başardı . ve yine oturmadı. velhasıl kelam zorla güzellik olmaz efendim. ben hala benim tipim yüzünden oturmadığını düşünsem de arkadaşlarım koltukla ilgili bir sorunu olduğunu düşünmekteler. ama cidden bir insanı tanımadan sırf tipi bozuk diye de böyle gerginliğe gerek yok. tipsizler olarak bizde insanız yahu...

not: tipsizler dayanışma derneği -şişli / istanbul.
devamını gör...

gerçek hayatta ne kadar değer görüyoruz? ya da gördüğümüzü sandığımız değer ne ölçüde gerçek? ayrıca bana neden değer versinler? gönüllü olarak yazdığım bir mecrada beklentimin sınırları ne olmalı? bu sorulara net cevaplar bulamadığımı hatırlattı bu başlık.

bilgi denizine kelimeler taşıyan dereler kadarız olsa olsa. bir kaç derenin kurumasının eksikliği elbette hissedilmeyecek. genel bir kuraklık olmadığı sürece de denize akacak yeni bir dere elbet kopup gelecek.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlüğün en sevdiğim bildirimi. takibe alınmamız, tanımlarımızın hak ettiği değeri bulduğunu göstermektedir.
devamını gör...

gel de bu ukdeyi doldur şimdi, okuyamadım bile.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: basit makineler) hakkında konuşan ilk bilim insanı ve düşünür. ona çok şey borçluyuz.
devamını gör...

anlamak için öncelikle neden gülüyoruz? neye güleriz? mizah neden var, nasıl oldu gibi sorulara cevap vermemiz gereken mefhum.

şöyle ki evrimbilimciler gülmemizi korkmamıza bağlıyorlar. peki neden korkuyoruz?

şöyle ki bir şeyi anlamlandıramayınca veya deneyimlediğimizde kötü olacağını bildiğimiz şeyin empatisini veya hâyâlini kurunca korkarız ve bu korkuyla hormonlar salgılayıp hayatta kalma olasılığımızı artıracak adaptasyonlarımızı hayata geçiririz.

şu veya bu nedenle korktuğumuz bir şey bize zarar vermeyecekse de güleriz.

şöyle düşünün, mesela bir yerimize iğne batınca elimizi hemen çekeriz. bu bir reflekstir fakat aşı olurken bunu yapmayız. refleksler beyinde de omurilikte de kodlanmış olabilir fakat beyin her zaman işin içine girip müdahil olabilir. korku refleksini de baskılar beyin ve bunun sonucu olarak da güleriz, dişlerimizi gösteririz.

bu açılardan bakınca da kara mizaha "sadece mizahın vurgulanmış hâli" diyebiliriz çünkü kara mizahta doğrudan korkutucu şeyler üzerinden güldürmek esas sayılabilir. bu anlamda "her şeyin mizahı olmaz"cı tayfa hiçbir şeye gülmediği sürece tutarsızlıktan öteye gidemez çünkü zaten korkunç şeylere gülüyoruz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

soğuk gecenin ışıkları..
devamını gör...

yere düşen parayı almak ayıp mı karşılanıyor? anlayamadigim sorunsal.
devamını gör...

bir(bkz: cüneyt özdemir) öz belgeselidir.
36 dakika 36 saniye olan belgesel youtube'da bulunuyor.
izlemek için buradan
1993 yılında uçağının düşmesi sonucu şehit olan jandarma genel komutanı(bkz: eşref bitlis) olayını konu alır. uçağın düşmesinden yaklaşık bir saat sonra olay yerine gelen gazeteci,yazar cüneyt özdemir görgü tanığı birkaç kişi ile yaptığı röportajları bu belgeselde anlatıyor. devamında dönemin genelkurmay başkanı (bkz: doğan güreş) in olay yerine gelir gelmez buzlanma sonucu uçağın düştüğünü de ifade ediyor. belgesel de var da var. eşref bitlis'in uçağını hazırlayan erlerin röportajlarından (bkz: muhittin füsinoğlu) nun uçağın eşref bitlise hazırlandığını yalnızca rütbeliler biliyordu yalanına kadar.
şüpheli bir uçak kazası akıllara suikast mı kaza mı sorusunu getirmiştir. bunu inceleyen belgesel aynı zamanda cüneyt özdemir'in gazeteciliğini de gözler önüne seriyor. kendisini tebrik ediyorum gerçek bir gazeteci. belgeselleri sayesinde gerçek gazeteciler görmek izleyenleri eminim mutlu ediyordur.
uçağın düşmesi ilk başta buzlanma sonucu olduğu söylenilse de sonrasında bunun pilotaj hatası olduğu yani her iki pilotun da aynı anda vertigo ( bilinç kaybı yaşamak) olduğu raporlara işlemiştir. belgesel ismini buradan alır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim