günde 4 saat uyuyan insan
yanlış yapan insandır.8 saat sağlıklı beden için şart.
devamını gör...
yalnızız
türk edebiyatının yapı taşlarından olan çok önemli bir eserdir "yalnızız". peyami safa'nın oturduğu sandalye her ne kadar üç bacaklı ve kişilik düzleminde güven vermeyen bir durumda olsa da, edebi yönden eşsiz sayılabilecek eserler sunmuştur her daim.
esasen, türk okurları olarak (başta ben olmak üzere) bir eseri okumadan önce, yazarının politik duruşunu es geçmeyi, gözlerimizi kişiliğine kapamayı beceremiyoruz. fakat şahsım adına peyami safa ile bu önyargımı yıkmış olmaktan çok ama çok mutluyum.kendimle de çok çeliştiğim üzere bir dostoyevski, tolstoy veya modern avrupa klasikleri yazarlarının birçoğunun nobran, yobazlık derecesinde mutaassıp olduğunu bildiğimiz halde, eserlerini okurken kendimizden geçiyoruz. fakat konu türk edebiyatı olunca, roman düzleminde bu objektifliği yakalayamıyoruz. iskender pala'nın, nihal atsız'ın edebi yönden çok kıymetli romanlarının hala daha yakınlarından geçmiyor oluşum da bu şahsi bağnazlığımın bir tezahürüdür.
yalnızız'a gelirsek; gerçekten bir dostoyevski kurgusu, schopenhauer tahlilleri ile karşılaşıyor okur. üstadın diğer eserlerini de okuduktan sonra, yazarın kendi kişisel tarihinde kadın / erkek ilişkileri üzerinden ciddi bir darbe yediğini düşünmekten geri kalamıyor insan. batı felsefesi ile ilgili çekincelerini, özellikle tanzimat dönemi sonrası "batılılaşma" hareketlerine eleştirilerini de alt başlıklarda cesurca sergiliyor. sonuç olarak, benim de kişisel okurluk tarihimde ayrı bir yere koymama sebep olmuş, öneriler listemin başlarına yerleşmiştir.
(bkz: peyami safa)
esasen, türk okurları olarak (başta ben olmak üzere) bir eseri okumadan önce, yazarının politik duruşunu es geçmeyi, gözlerimizi kişiliğine kapamayı beceremiyoruz. fakat şahsım adına peyami safa ile bu önyargımı yıkmış olmaktan çok ama çok mutluyum.kendimle de çok çeliştiğim üzere bir dostoyevski, tolstoy veya modern avrupa klasikleri yazarlarının birçoğunun nobran, yobazlık derecesinde mutaassıp olduğunu bildiğimiz halde, eserlerini okurken kendimizden geçiyoruz. fakat konu türk edebiyatı olunca, roman düzleminde bu objektifliği yakalayamıyoruz. iskender pala'nın, nihal atsız'ın edebi yönden çok kıymetli romanlarının hala daha yakınlarından geçmiyor oluşum da bu şahsi bağnazlığımın bir tezahürüdür.
yalnızız'a gelirsek; gerçekten bir dostoyevski kurgusu, schopenhauer tahlilleri ile karşılaşıyor okur. üstadın diğer eserlerini de okuduktan sonra, yazarın kendi kişisel tarihinde kadın / erkek ilişkileri üzerinden ciddi bir darbe yediğini düşünmekten geri kalamıyor insan. batı felsefesi ile ilgili çekincelerini, özellikle tanzimat dönemi sonrası "batılılaşma" hareketlerine eleştirilerini de alt başlıklarda cesurca sergiliyor. sonuç olarak, benim de kişisel okurluk tarihimde ayrı bir yere koymama sebep olmuş, öneriler listemin başlarına yerleşmiştir.
(bkz: peyami safa)
devamını gör...
çalıkuşu
reşat nuri güntekin'in 1923'de yayımlanan romanıdır. yeni atanmış genç bir öğretmenin gittiği köy okulunda yaşadığı sorunları dile getirir. eğitim sistemi, köy okullarındaki fiziki yetersizlikler,atandığı yerlerdeki sosyolojik sorunlar (maalesef eleştirilen sorunların hepsi devam etmektedir.) göze çarpan ayrıntılardandır.
devamını gör...
17 şubat 2021 uludağ'da intihar eden doktor
üzücü bir durum. keşke buradan uzak bir ülkeye gitseydi.
devamını gör...
9 köpeğin diri diri yakılması
iyice gemi azıya aldı, alçak herifler.
bi salın lan artık hayvanları, ne bitmez kininiz, ne pis bir karakteriniz varmış ya!
bi salın lan artık hayvanları, ne bitmez kininiz, ne pis bir karakteriniz varmış ya!
devamını gör...
sivas’ta her 5 kızdan birinin göbeğini açması sorunsalı
sivaslı bir kız olarak gururla yaptığım eylemdir. şehir olarak madımak katliamı sebebiyle yobaz olarak anılsak da sivas kızları olarak fazlasıyla laik sayılırız.
devamını gör...
kaşarlı mantar
hafta sonunu güzelleştirecek tariflerden biridir. demli çaya eşlik eden muhabbetin yanında önemsiz bir detay olsa da kahvaltı masasında kahvaltılık dışında yer alan her şey yanımızda yöremizde olan insanları önemsediğimize delalettir. önsözü yazdıktan sonra sözü, kaşarlı mantarımızın malzemelerine ve yapılışına getirelim.
malzemeler:
* tavayı dolduracak kadar mantar.
* bir miktar sıvı yağ, aroma katması için azıcık tereyağ da katılabilir.
* tuz
* rendelenmiş kaşar peyniri
yapılışı:
öncelikle mantarlarımızı temizleyelim, kabuklarını bıçak yardımıyla soyalım. yıkayıp kurulayalım. sap kısımlarını da alalım. ( sap kısımlarını almak önemli çünkü o çukurlara kaşar peynir serpiştireceğiz. )
tüm bu aşamaları geçtikten sonra tavamıza sıvı yağ koyalım. yağın ısınmasını bekleyelim ve mantarların ayıkladığımız sap kısımları bize bakacak şekilde tavaya yerleştirelim. tavaya uygun bir kapak kapatalım ve mantarları pişmeye bırakalım. işlemi kolaylaştırmak, hızlandırmak istiyorsak biraz tuz serpiştirebiliriz. bir tur mantarları çevirelim. (çok elzem değil, zaten mantarın ne kadar canı var ki…)
mantarların alt kısımları iyice kızardığında bolca rendelenmiş kaşar peynirini mantarın oyuk kısımlarına serpiştirelim. illa taşacak ve eridikçe mantarın etrafını saracaktır. en güzel kısım da budur. ateşi kapatıp, tavanın sıcaklığıyla erimesini sağlayalım. sıcak sıcakken tüketelim.
malzemeler:
* tavayı dolduracak kadar mantar.
* bir miktar sıvı yağ, aroma katması için azıcık tereyağ da katılabilir.
* tuz
* rendelenmiş kaşar peyniri
yapılışı:
öncelikle mantarlarımızı temizleyelim, kabuklarını bıçak yardımıyla soyalım. yıkayıp kurulayalım. sap kısımlarını da alalım. ( sap kısımlarını almak önemli çünkü o çukurlara kaşar peynir serpiştireceğiz. )
tüm bu aşamaları geçtikten sonra tavamıza sıvı yağ koyalım. yağın ısınmasını bekleyelim ve mantarların ayıkladığımız sap kısımları bize bakacak şekilde tavaya yerleştirelim. tavaya uygun bir kapak kapatalım ve mantarları pişmeye bırakalım. işlemi kolaylaştırmak, hızlandırmak istiyorsak biraz tuz serpiştirebiliriz. bir tur mantarları çevirelim. (çok elzem değil, zaten mantarın ne kadar canı var ki…)
mantarların alt kısımları iyice kızardığında bolca rendelenmiş kaşar peynirini mantarın oyuk kısımlarına serpiştirelim. illa taşacak ve eridikçe mantarın etrafını saracaktır. en güzel kısım da budur. ateşi kapatıp, tavanın sıcaklığıyla erimesini sağlayalım. sıcak sıcakken tüketelim.
devamını gör...
osmanlı döneminde sözlük olsaydı alınabilecek nickler
kellem uçarken gülümsedim.
devamını gör...
cv'sine yabancı dil olarak lazca yazan insan
şirket adama bildiği dilleri sormuş, adamda bildiği dili yazmış.
isveççe olsa beğenirdin.
isveççe olsa beğenirdin.
devamını gör...
ilkokul öğretmeni
öğrencinin bazen anne/baba yerine de koyabildiği kutsal mesleği icra eden kişi.
devamını gör...
19 yaşındakilere tavsiyeler
bu tavsiyeleri verenler kendileri bu tavsiyere uydu mu??
ben hiç sanmıyorum. şayet öyle birşey olsa çoğu burda olmazdı.
neymiş çok okuyacakmış sen okudunmu değerli üstadım?
benim tavsiyem kendini ispatlamış insanların sözlerini çok kaale almayın.
ben hiç sanmıyorum. şayet öyle birşey olsa çoğu burda olmazdı.
neymiş çok okuyacakmış sen okudunmu değerli üstadım?
benim tavsiyem kendini ispatlamış insanların sözlerini çok kaale almayın.
devamını gör...
bir filmde başrol olsanız ne olurdu sorunsalı
güzin abla. ama mahrem sorular, ahlaksız sorular istemeyeninden.
devamını gör...
duygusal normal sözlük erkeği
ben de sayılabilirim. tabi takdir yazarlarımızındır.
devamını gör...
derslere askerlerin girdiği karanlık dönem
ortaokulda iken içine dahil olduğum dönem.
emekli bir şey bir şey diye sınıfa girerdi. selam ederdi. çok tatliş bir hocaydı. daha da başka bir şey hatırlamıyorum. sene bilmem kaç.
emekli bir şey bir şey diye sınıfa girerdi. selam ederdi. çok tatliş bir hocaydı. daha da başka bir şey hatırlamıyorum. sene bilmem kaç.
devamını gör...
insanın saçını ağartan şeyler
değersiz hissetmek veya hissettirilmek. değerinizi farkında olursanız bir tel saçınızın da değerini bilir, isteğiniz dışında ağarmasına da izin vermezsiniz.
devamını gör...
alması vermesinden daha keyifli olan şeyler
kilo
devamını gör...
sözlük yazarlarına gelen son whatsapp mesajı
yan odadaki kardeşimden gelmiş en son mesaj “şov yapma”
devamını gör...
kadıköy’de donarak ölen evsiz
haberi okuduğumdan beri üzüntümü kelimelerle anlatılamayacak kadar acıdır,çok üzmüştür. bir çoğumuz soğuk günlerde dışarıda kalanları göremiyoruz unutuyoruz. ancak magazin olayları ile gündemi takip edip, insanlığımızı unutup kim kiminle nerede, ne yapmış, ne giymiş hangi futbolcu kaç para almış, nereye transfer edilmiş, özel uçakla gelmiş, nerede rüşvet verelim alalım, işimizi torpille halledelim vs gibi saçmalıklarla dolu bir hayatın içindeyiz . hangi ara bu kadar acımasızdır olduk, düşündürür. bunun siyaseti olmaz, vicdanı olmayan anlamaz zaten. ülke şartlarında yaşamak kimi için o kadar lüks iken, kimi için de o kadar acılı işte görüyoruz. bu hali görmezden gelenler hep vardı, hepte olacak. çünkü para parayı çeker.
devamını gör...
fiyatı pahalı gelince mağazada uydurulan yalanlar
yalan söylemem üztüne bir de ben kızarım bu ne pahalılık be alt tarafı bir kazak bir pantolon yani altın gümüş almıyoruz nedir bu pahalılık yani nedir.
devamını gör...