kitap alıntıları
"bir buçuk ay boyunca sallandım. mürettebatla bir sorun yaşamadım. pek konuşmuyordum onlarla. vahşetlerini amerika'ya saklıyorlardı. yolculuğun tek heyecanı, aşçının yamağına sarkan birinin linciydi. adamı dövüp bir depoya kapattılar. tabii genç tecavüzcü yerde kıvranırken çevresinde oluşmuş ve tekme yağdıran zincirin halkalarından biri de bendim. yanımdakilerin omuzlarına tutunarak birkaç tekme de ben fırlattım, kendi kanında boğulmak için dua etmeye başlamış olan adamın kafasına. iki gün sonra unutuldu her şey. ve aşçı yamağının kalçaları başkalarının da ilgisini çekmeye başladı. bu sefer kimse linç girişiminde bulunmaya çalışmadı çünkü yamağı düzenlerin sayısı ahlakçılık oynayanlarınkini geçmişti. kanıksanmıştı çocuğun kalçalarının lezzeti. ama ilk hareketi yapıp dişleri paramparça olan adam, tabuyu yıkan kişi olarak, bütün insanların günahlarına karşılık çarmıha gerilmiş isa gibi, yolculuk boyunca hücresinde tutuldu."
(bkz: kinyas ve kayra)
(bkz: kinyas ve kayra)
devamını gör...
ucemak
hem günlük hem de ansiklopedik tanımlar girmektedir. her telden katkı sağlamaktadır.
durum incelemelerini tavsiye ederim.
içerik yönünden yeterli ve seri tanımlar giren (bkz: sözlükçü) lerdendir.
durum incelemelerini tavsiye ederim.
içerik yönünden yeterli ve seri tanımlar giren (bkz: sözlükçü) lerdendir.
devamını gör...
kendini evleneceği insana saklayan insan
yeminle bu ve benzer konulara yorulan kafa ilimle uğraşsa şimdi dünyaya corona aşısı ihraç ediyor olurduk.
devamını gör...
şizofreni
kesintisiz veya tekrarlayan psikoz ataklarıyla karakterize edilen karmaşık bir zihinsel bozukluk. antik çağ'da ''şeytani ruh'' olarak görülüp tedavi olarak şeytan çıkarma ayini yapılmış, bir hastalık olduğu ancak 20. yüzyılın başlarında keşfedilmiştir.
eugen bleuler 1910 yılında hastalığı, şu an kullandığımız ''şizofreni'' olarak adlandırmıştır. şizofreni olarak adlandırmasının nedeni; yunanca bölünme anlamına gelen s’chizein (şizo) ve zihin anlamına gelen phrēn (fren) kelimelerinin birleşiminin hastalığı kısaca tanımlamasıdır.
şizofreninin nedeni genetik ve çevre faktörleridir. genetik faktörler çevre faktörlerinden daha etkili olsa da ikisi ayrı düşünülemez.
şizofreninin pozitif ve negatif belirtileri vardır. pozitif ya da negatif olarak adlandırılması belirtilerin olumlu ya da olumsuz olduğunu göstermez. pozitif belirtiler, insanda aslında olmaması gereken belirtilerin ortaya çıkmasıdır. hezeyanlar, halüsinasyonlar, delüzyonlar vb. negatif belirtiler ise olması gereken belirli davranışların eksikliğidir. alogia (iletişim ve akıcılıkta problem), blunted affect (duygusal uyuşukluk), anhedonia (isteksizlik), arkadaş edinmede zorluk vb.
ayrıca, şizofrenide değişmiş zaman algısı görülür. beyin, bilgi toplamaktan ve bunları işlemekten sorumludur fakat şizofrenide bu bilginin işlenmesi sürecinde zamansal bir bozukluk vardır. örneğin, düşünürken sesli bir şekilde konuşmasak bile içimizden konuşuruz. iki olay da aynı zamanda gerçekleşir ve herhangi bir sorun oluşmaz fakat şizofreni hastaları bir ses yaratırlar ama duydukları sesin zamanlaması yanlıştır ve bunun, başka birisinin sesi olduğunu düşünürler. bu yüzden ''o ben değildim, böyle düşünmedim, böyle davranmadım'' gibi sözler söylemelerine şahit olabilirsiniz.
videonun tamamını izlemenizi öneririm fakat zamanınız yoksa david eagleman'ın şizofreni ile ilgili konuşmasını izlemek için direkt buradan 33:33. dakikadan başlayabilirsiniz.
eugen bleuler 1910 yılında hastalığı, şu an kullandığımız ''şizofreni'' olarak adlandırmıştır. şizofreni olarak adlandırmasının nedeni; yunanca bölünme anlamına gelen s’chizein (şizo) ve zihin anlamına gelen phrēn (fren) kelimelerinin birleşiminin hastalığı kısaca tanımlamasıdır.
şizofreninin nedeni genetik ve çevre faktörleridir. genetik faktörler çevre faktörlerinden daha etkili olsa da ikisi ayrı düşünülemez.
şizofreninin pozitif ve negatif belirtileri vardır. pozitif ya da negatif olarak adlandırılması belirtilerin olumlu ya da olumsuz olduğunu göstermez. pozitif belirtiler, insanda aslında olmaması gereken belirtilerin ortaya çıkmasıdır. hezeyanlar, halüsinasyonlar, delüzyonlar vb. negatif belirtiler ise olması gereken belirli davranışların eksikliğidir. alogia (iletişim ve akıcılıkta problem), blunted affect (duygusal uyuşukluk), anhedonia (isteksizlik), arkadaş edinmede zorluk vb.
ayrıca, şizofrenide değişmiş zaman algısı görülür. beyin, bilgi toplamaktan ve bunları işlemekten sorumludur fakat şizofrenide bu bilginin işlenmesi sürecinde zamansal bir bozukluk vardır. örneğin, düşünürken sesli bir şekilde konuşmasak bile içimizden konuşuruz. iki olay da aynı zamanda gerçekleşir ve herhangi bir sorun oluşmaz fakat şizofreni hastaları bir ses yaratırlar ama duydukları sesin zamanlaması yanlıştır ve bunun, başka birisinin sesi olduğunu düşünürler. bu yüzden ''o ben değildim, böyle düşünmedim, böyle davranmadım'' gibi sözler söylemelerine şahit olabilirsiniz.
videonun tamamını izlemenizi öneririm fakat zamanınız yoksa david eagleman'ın şizofreni ile ilgili konuşmasını izlemek için direkt buradan 33:33. dakikadan başlayabilirsiniz.
devamını gör...
normal sözlük seni seviyorum mesajı etkinliği
muhteşem etkinlik. sevgi pıtırcığı olma yolunda bir adım daha atmak neden olmasın. yüzlerde hafif dudak kayıklığında bir gülümseme otursun.
devamını gör...
sözlüğün primci tiplerle dolu olması
kirli bir pencereden bakıp etrafı temiz göremezsin.
devamını gör...
eş cinsel sözlük yazarları
merhaba , canlarım
devamını gör...
tamer karadağlı'dan nihal yalçın'a skandal davranış
altın portakal film festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü alan nihal yalçın uzun bir konuşma hazırlamış belli ki biraz da boş konuştu açıkçası. bu konuşmadan sıkılan tamer karadağlı da acayip mimikler yapmaya başladı. izleyin bakalım. ne diyeceksiniz merak ettim.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük, günaydın diğerleri.
bugün diyete başlıyorum, yok kilo ile alakalı değil, zaten 65 kilo adamım mevzu o değil, mevzu derin, mevzu çok derin.
hadi vira bismillah!
bugün diyete başlıyorum, yok kilo ile alakalı değil, zaten 65 kilo adamım mevzu o değil, mevzu derin, mevzu çok derin.
hadi vira bismillah!
devamını gör...
ikinci abdülhamid
sağcı siyasetçilerin en iyi başardığı şey halkın anlayacağı dilden yalanlarını empoze etmek. bu kişiler bilgiyi iletmekle ilgilenmezler. romantizmi kullanarak hikaye anlatırlar, gerek dergahlarında, gerek youtube'da, gerek tv'de. bu hikaye anlatımında gerçeğin önemi yoktur, duyguların önemi vardır. mesela bir padişahın hiç toprak kaybetmediğini söyleyebilirsiniz bu hikayede. halbuki kıbrıs adasını, mısırı, sırbistanı kaybetmiştir. bu hikaye anlatıcıları kitap yazmakla ilgilenmez, yazsa dahi büyük puntolarla, resimlerle süsler ve kaynak göstermeyi gerek görmezler. çünkü hitap ettikleri kitleyi çok iyi biliyorlar.
devamını gör...
sosyal medya suçlarına hapis cezası getirilmesi
herkes sussun sadece yandaş medyalar konuşsun, amaç bu.
devamını gör...
konu neydi radyo yayını
"hadi mare çikolata çikita çiki çiki çikita" diye bir şarkı vardı; dinlerken içimde o şarkının çaldığı radyo yayını. bazen şarkı slow ama güzel bir hal alıyor ama genelde hareketli ve ritmik çalıyor. 1 saat çalsa dinlerim ben bu şarkıyı. dinliyorum zaten. sevgiler...
devamını gör...
yatıştırma politikası
"aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın" politikası. klasik örneği ikinci dünya savaşı öncesinde birleşik krallık ve fransa'nin almanya'ya olan yaklaşımıdır. rahmetli winston churchill bu durumu "bizi en son yer umuduyla timsahı beslemek" olarak özetlemiştir.
devamını gör...
dede yadigarı olup hala saklanan şeyler
ereğli dç fabrikaları emeklisiydi kendisi.
işletme, 20. yılını dolduran çalışanlara tissot marka bir kol saati hediye ederdi 80' li yıllarda. dedemin de o saatlerden vardı bir tane. fakat kendisi için alelade bir şeydi o saat, kıymetini pek bilmedi, hor kullandı, yüzeyi yıprandı ve bir zaman sonra da bozuldu.
vefatından sonra bir şekilde benim elime geçti bozuk hâliyle o saat. bir servise götürdüm yenisi kadar bedel istediler mekanizma değişimi için. şu anda elimde, çalışmayan ama dede yadigarı oları hatıra bir tissot saatim var.
işletme, 20. yılını dolduran çalışanlara tissot marka bir kol saati hediye ederdi 80' li yıllarda. dedemin de o saatlerden vardı bir tane. fakat kendisi için alelade bir şeydi o saat, kıymetini pek bilmedi, hor kullandı, yüzeyi yıprandı ve bir zaman sonra da bozuldu.
vefatından sonra bir şekilde benim elime geçti bozuk hâliyle o saat. bir servise götürdüm yenisi kadar bedel istediler mekanizma değişimi için. şu anda elimde, çalışmayan ama dede yadigarı oları hatıra bir tissot saatim var.
devamını gör...
normal sözlük - yedikule hayvan barınağı yardım kampanyası
yedikule barınağı evime yakın. istanbul'un kalabalık bir merkezinde tek barınak. istanbul'un en çok hayvan bırakılan barınağı olabilir. yardımların yerine ulaşacağına emin olabilirsiniz.
devamını gör...
mavi ladin
sözlüğümüzün güzide dergisinde yayınlanan, tarafımca yazılmış hikayedir.
devamının gelmesi şahsım tarafından da umut edilmektedir.
dergi.kafasozluk.com/mavi-l...
devamının gelmesi şahsım tarafından da umut edilmektedir.
dergi.kafasozluk.com/mavi-l...
devamını gör...
din
bir kültür. çoğu insan zaten dini hikayelere inanmıyor. ama kültürel olarak toplumun bir parçası olabilmek adına bir dine tabi oluyor. bizim toplumumuzda ateist sayısının az olmasının sebebi de buna dayanıyor. yani literally bir biçimde ilaha ve onunla ilgili hikayelere inanılmasa bile toplumda yer edinmek amacıyla dine inanılıyormuş gibi yapılıyor. buna ikiyüzlülük mü dersiniz ne dersiniz bilmiyorum ama durum bu.
devamını gör...
çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne
öleceğini bilen ve tek dileği küçük kurşunlarla ölmek olan bir çocuğun dünyanın tüm kurşunlarından daha ağır cümlesi.
çocuklara el uzatan herkesi lanetliyorum.
çocuklara el uzatan herkesi lanetliyorum.
devamını gör...
sevilen filmlerin sevilen replikleri
''ateşe dayanamadıktan sonra asâletin değeri nedir ki ? !'' (alfred hitchcock'un yönetmenliğini yaptığı ''the skın game'' adlı filmde mr. hillcrist karakterinin, filmin sonundaki sözü)
devamını gör...
